380 likes | 898 Views
ÇALDAĞ NİKEL MADENİ SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİM TESİSİ. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi. KMO VE ÇEVRE BAKIŞI. ODA GÖRÜŞÜ Belge ve Bilginin Bilim ile İlişkisi BERGAMA ELELE BENZER İŞLETMELER KAZANIMLAR. SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİM TESİSİ.
E N D
ÇALDAĞ NİKEL MADENİ SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİM TESİSİ TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
KMO VE ÇEVRE BAKIŞI • ODA GÖRÜŞÜ Belge ve Bilginin Bilim ile İlişkisi • BERGAMA ELELE • BENZER İŞLETMELER • KAZANIMLAR
SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİM TESİSİ • 2006 YILINDA OLUMLU KARARI ALINAN CED RAPORUNDAKİ YERİ • ÜRETİM,SÜLFÜRİK ASİT YÖNETİM PLANI,GBF 17 SF / 945 SF • HUKUKİ GİRİŞİMLER • BİLİRKİŞİ RAPORLARI • Neden?
SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİM TESİSİ • ETİ MADEN SÜLFÜRİK ASİT KAPASİTE ARTTIRIMI ÇED BAŞVURU DOSYASI 2009 • 240.000 => 480.000 TON/YIL • ÜRETİM AŞAMALARI VE EK TESİSLER • 90 SF • ÇALDAĞ NİKEL SÜLFÜRİK ASİT İŞLETMESİ • 1.000.000. YIL DÜNYA DA 2.TESİS • TÜRKİYE MEVCUT ÜRETİMİNE YAKIN
SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİMİ Sülfürik asit üretimi kontak usulüne göre en ekonomik olmaktadır. Üretim aşağıda belirtilen beş temel süreçte gerçekleşmektedir. • Kükürdün SO2’ye nemi giderilmiş hava ile yakılması • SO2 içeren yanma gazların soğutulması (enerji kazanımı) • SO2’in konvertör olarak adlandırılan reaktörde katalitik olarak SO3’e oksidayonu • SO3 içeren konvertör çıkış gazlarının soğutulması • SO3’nin kuvvetli sülfürik asit ile absorpsiyonu sonucu H2SO4 elde edilmesi
SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİMİ • Tesisin tüm süreçlerinde Kütle Denkliği • Tesiste Su Denkliği: Su denkliği tesiste üretilecek asidin derişimine etki eder. Asit içindeki su, SO3 ile tekrar sülfürik aside dönüştüğünden su denkliğindeki bozulmalar arzu edilen derişimde düşmelere, dolayısıyla emisyonlardaki SO3 artışına neden olur. • Reaktörde Enerji Denkliği: SO2’in oksidasyonu sonucunda fazla miktarda enerji açığa çıkar ve bu enerji soğutma gazına verilmezse yatakta enerji birikimi olur. Bunun sonucu, katalizörde aktiflik kaybı ve önemli problemler olur.
SÜLFÜRİK ASİT ÜRETİMİ • Kurutma ve Absorbsiyon proseslerindeki parametrelerin kontrolu ve sonuçları • Ölçüm ve Kontrol Sistemleri,İzleme noktaları, • Enerji üretimi,aktarımı, • Donanımların teknolojik özellikleri, • Tesisin diğer sıvı ve katı endüstriyel atıkları, • Hammadde ve yardımcı maddelerin özellikleri, taşınması , depolanması.. Konularının Çed Raporunda olması gereken detaylar ile ele alınması gereklidir.
MEVCUT ÇED RAPORUNUN İNCELENMESİ • E.Ü.Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Reaktör ve Proses Tasarımı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Sn.Prof.Dr. Ferhan Sami ATALAY ın Mevcut Çed raporu üzerinden yaptığı incelemesinin sonuçlarını sizler ile paylaşıyorum • GAZ EMİSYONLARI AÇISINDAN; • Hazırlanan ÇED raporunun 201’ci sayfasında emisyonların hava kalitesi üzerindeki olası etkileri USEPA (ABD Çevre Koruma Ajansı) tarafından geliştirilen ISCST3 yöntemi ile hesaplandığı belirtilmiştir, sonuçlar Ek I’de sunulmuştur.
Modellemede kullanılan yöntem içinde, • Ulaşım yollarındaki toz oluşumu • NOx , CO, HC, SO2 ve partiküllerin bölgenin topoğrafik ve meteorolojik koşullar altında ne şekilde yayılacağı, bu yayılma sonucunda kirleticilerin yer seviyesindeki derişimlerin ne olacağı hesaplandığı belirtilmiştir. Modellemede doğu-batı yönünde 15 km, kuzey-güney yönünde ise 21 km’lik bir çalışma alanı kullanılmıştır. Böylece 1333 noktadaki “hava kalitesi” belirlenmiştir.
ÇED raporun 202. sayfasında çıkan sonuçların, “Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği” ve “Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği”ndeki sınır değerlerle karşılaştırıldığı ve olası emisyonların bu sınır değerlerin aşıp aşmayacağının incelendiği belirtilmiştir. Sonuçların, sayfa 203’te verildiği belirtilmiştir. Ancak, Tablo V9.-10’da kg/saat olarak belirtilen emisyon değerlerinin nasıl saptandığı raporda görülememiştir. Sayfa 300’de sülfürik asit buharı emisyonundan bahsedilmiş, ancak asit fabrikasından açığa çıkacak SO2’den bahsedilmemiştir. Tesiste ne olduğu belirtilmemiş “filtre sistemleri” olacağı; sürekli emisyon (hangi maddelerin) ölçüm ve alarm sistemleri sayesinde atmosfere asit buharı (sisi) verilmeyeceğinden söz edilmiştir.
Verilen ÇED raporun 303. sayfasında sülfürik asit tesisinden atılacak asit buharı (sisi) 2.60 g/s olacağı; (s: saat veya saniye belirli değil) modelleme çalışması ile maksimum derişimin 6.72 x 10-3 mg/m3 olduğu (sınır değer 5mg/m3) belirtilmiştir. Burada verilen değerlerin Tablo V.41 ile karşılaştırıldığında “baca emisyonları” olduğu anlaşılmaktadır. Verilen bu değer oldukça abartılmıştır. Asit sislerin tutulması “filtrasyon yöntemi”ne oldukça bağlıdır. Aşağıda verilenden de görüldüğü gibi Hindistan’da çalışan sülfürik asit fabrikalarında günlük kapasitesi 500 tonun üstündeki fabrikalarda emisyonların ortalama değerleri 11-19 mg/m3sülfürik asit yanında 1.9-2.6 kg SO2/ton ve 85-130 mg SO3/m3 olduğu görülmektedir.
Bu değerler çalışan tesislerde kaydedilen, yani gerçek değerlerdir. Verilen ÇED raporunda belirtilen değerin nasıl hesaplandığı belirtilmemiş; bu değerlerle karşılaştırıldığında da sanki tesisten hemen hemen sıfıra yakın sülfürik asit emisyonu olduğu beyan edilmiştir. Bu, gerçek değerlerin saklandığını göstermektedir. Ayrıca tesisten olacak SO2 ve SO3 emisyonlarında da söz edilmemiştir. Ancak, söz konusu raporun 454. sayfasında “Tablo C,3. tesisten yayılan kütlesel debi, kg/saat olarak verilen Tablo değerlerinden normal işletme şartlarındaki emisyonların kütlesel debileri verilmiştir. (açıklayıcı bilgi olmadan)
Buna göre emisyonların, • Toz: 15 kg/saat • CO : 1000 kg/saat (?, yazım hatası yoksa oldukça fazla bir değer) • SO2: 60 kg/saat • NO2: 40 kg/saat olacağı bildirilmiştir. (bu değerlerin nasıl ve ne kabuller altında hesaplandığı ile ilgili bilgi yoktur.)
Görüldüğü gibi en iyimser koşullarda sülfürik asit baca gazı derişimi 4.03 mg/m3 olmakta. Hindistan’da gözlenen fabrikalarda bu değer daha önceden de belirtildiği gibi 11-19 mg/m3 arası. • Bu sonuçlar ÇED raporunda verilen 6.72 x 10-3 mg/m3 değerin ne kadar aldatıcı bir veri olduğunu ispatlamaktadır.
2. Çalışmada Sorunların Varlığında: • Daha önceden de belirtildiği gibi özellikle reaktörde enerji denkliklerinden sapmalar sonucu yataklara giren gazlarda sıcaklık artışı olması, ve/veya SO3 hem birinci hem ikinci absorberde %100 tutulması sonucu emisyonlarda önemli sonuçlar gerçekleşecektir. a) Yatak giriş sıcaklığı 480 C olması ve birinci absorberde SO3 tamamen tutulması durumunda SO2’nin toplam dönüşümü % 99.92’den, %98.3 değerine düşecektir.
Dönüşümdeki %1.62’lik düşme, aşağıda hesaplardan da görüldüğü gibi SO2 emisyon değerini 26 kat artırarak tehlikeli emisyonlara neden olacaktır. Bu sonuç reaktörün çok iyi kontrol edilmesini gösterirken gerek katalizör aktifliğinin zamanla azalması gerekse işletme sorunların her zaman olabilmesi nedeni ile SO2 emisyonlarına karşı tesiste mutlaka arıtma sisteminin kurulu olması gereğini ortaya koymaktadır.
b) Hindistan’daki Tesislerden Gözlenen Emisyonları kullanarak (gercekci veriler) ÇALDAĞ Tesisi’nde oluşacak emisyonlar SO2: 1.9 - 2.6 kg SO2/ton verisine göre 240 kg/saat ile 328.8 kg SO2/saat olacaktır. H2SO4: 11-19 mg/m3 verisine göre 11mg H2SO4/m3 x 2.48x109 m3/yıl x kg/106 mg x yıl/(330) 24 saat =3.44 kg H2SO4/saat ve 5.94 kg/ H2SO4/saat arasında olacaktır. Bunun yanında SO3emisyonu da olacağından, saatteki SO3 emisyonu da 26.61 ile 40.7 mg SO3/saat olabilecektir.
SONUÇ ve ÖNERİLER • Ekleri ile beraber 945 sayfa olan ÇALDAĞ ÇED raporu incelendiğinde, gerek tesiste çalışanların gerekse çevre halkın sağlığına ve çevrenin ekolojik dengesine son derecede olumsuz etki yapacak olan Sülfürik Asit Tesisindeki olacak emisyonlardan hemen hemen hiç söz edilmediği saptanmıştır. • Diğer taraftan söz konusu raporun 452. sayfasında, raporu hazırlayan kişiler aşağıdaki cümleleri kullanmışlardır. • İzleme, Denetleme Komisyonu üyeleri sorumlulukları kapsamında raporu gözden geçirir. (rapor aşağıdaki maddelere göre incelenir.)
ÇED raporu ve ilgili ekler uygun ve yeterli mi? • Çalışmalar, hesaplamalar ve değerlendirmeler yeterli detaya sahip mi ve gerçek, yeterli verileri içeriyor mu? • Planlanan projenin çevre etki değerlendirmesi gerçekçi ve tam mı? • Olumsuz çevresel etkiler için azaltma önlemler tanımlanmış mı? • Halk katılımı toplantısı sürece uygun şekilde yerine getirilmiş mi?
453. sayfada da, Komisyon ÇED raporunu değerlendirir ve ÇED olumlu veya olumsuz kararına varır. ÇED olumlu kararı alınmadan projeye hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz, denilmektedir.
ÇED raporunda, gerek sülfürik asit tesisi, gerek emisyon değerleri ve emisyon değerlerini azaltmak için uygulanacak yöntemler, cihazlar, ölçüm ve kontrol aletleri gibi hiçbir bilgiye rastlanmaması, nasıl hesaplandığı belli olmayan SO2 emisyon değeri (60 kg/saat) gibi yanlış bilginin sunulması, tesisi çalışmaya alma, planlı, plansız durma emisyonların neler olacağı ve bunların nasıl, ne kabuller altında saptandığı ile ilgili bilgiler yoktur.
Bu nedenle hazırlanan ÇED raporunda, • Hesaplamalar ve değerlendirmelerin yeterli detaya sahip olmadığı, gerçek ve yeterli veri içermediği • Projenin çevre etki değerlendirmesinin gerçekçi olmadığı • Çevre olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla önlemler alınmadığını saptandığından hazırlanan ÇED raporun “OLUMSUZ” olması gerekir.
YENİ GELİŞMELER ? • VTG Nikel A.Ş. mevcut Çed Raporunun yetersizliğinin farkındadır. 1 yıldır projenin geliştirilmesi çalışmaları yapmaktadır. MADEN ÜRETİM PROSESİNDE DE KÖKLÜ DEĞİŞİMLER DÜŞÜNÜLÜYOR….
YENİ GELİŞMELER ? • Üretim Prosesinin değiştirilmesi, • Saf Nikel Madeninin üretilmesi, • Prosesin su ihtiyacının Turgutlu da kurulacak atık su tesisinden sağlanması, Ve diğer proje değişiklikleri nedeni ile Çed Revizyonu başvurusu Temmuz 2013 içinde yapılması düşünülüyor.
KAYGILIYIZ! • TAKİPÇİSİYİZ!
Kimya Biliminin kurucularından , Paracelsus şöyle demiş, - HER ŞEY ZEHİRDİR ,BU SADECE BİR DOZ MESELESİDİR… NE YAZIK Kİ! Kimyasal Tehlikelerin sağlık etkileri doz ve maruz kalma süresi ile orantılı olarak, iş kazası veya trafik kazası gibi olduğu anda etkisi görülseydi daha ciddiye alınırdı. Yavaş yavaş, az az veya aniden kirlenen çevre , yani havamız, suyumuz, toprağımız, buralardan bitkilerimiz , hayvanlarımız dan dolaylı tükettiğimiz meyvemiz,sebzemiz, et –süt – su ürünlerimizin toplam kirliliği, insanın yaratılışından güçlü metabolizmasını yavaş yavaş tahrip ettiği ve geri dönüşümü imkansız zararları nedeniyle ,bugün bu kadar çok insanımızı kanser hastalığından kaybetmekteyiz.
İNSANOĞLU ,YAŞAMSAL TÜM KAYNAKLARINI , HAVA , SU VE GIDASINI , BİLGİSİZLİKTEN, EĞİTİMSİZLİKTEN, BENCİLLİKTEN ve KAR HIRSI UĞRUNA KİRLETEREK SAĞLIĞINI KAYBETME NOKTASINA GELMİŞTİR. • HALK SAĞLIĞININ KAYBEDİLDİĞİ NOKTADA ULUSAL KAZANIMDAN SÖZ EDİLEMEZ. • YAŞANACAK BAŞKA BİR GEZEGEN OLMADIĞINA GÖRE YA HEP BERABER, YA HİÇ BİRİMİZ..
Sağlıklı bir dünya diler, TEŞEKKÜR EDERİZ. Saadet ÇAĞLIN TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Y.K. Başkanı