590 likes | 826 Views
27 Haziran-2014 DERYA SEVİNÇ TR-AB ilişkilerinde Yeni GÜNDEM. TR -AB ilişkilerinde Yeni Gündem. Müzakerelerde son durum (19. başlık) AP seçimleri Ortaklık Konseyi KİK toplantısı Gümrük birliğinin genişletilmesi(Dünya bankası raporu) Vize ve geri kabul
E N D
27 Haziran-2014 DERYA SEVİNÇ TR-AB ilişkilerinde Yeni GÜNDEM
TR -AB ilişkilerinde Yeni Gündem • Müzakerelerde son durum (19. başlık) • AP seçimleri • Ortaklık Konseyi • KİK toplantısı • Gümrük birliğinin genişletilmesi(Dünya bankası raporu) • Vize ve geri kabul • TITP Trans Atlantik Yatırım ve Ticaret Anlaşması • AB mali yardımları
MÜZAKERE EDİLECEK FASILLAR 15) Enerji 2) İşçilerin Serbest Dolaşımı 24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik 16) Vergilendirme 4) Sermayenin Serbest Dolaşımı 25) Bilim ve Araştırma 5) Kamu Alımları 18) İstatistik 26) Eğitim ve Kültür 6) Şirketler Hukuku 19) Sosyal Politika ve İstihdam 27) Çevre 7) Fikri Mülkiyet Hukuku 20) İşletme ve Sanayi Politikası 28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması 8) Rekabet Politikası 21) Trans-Avrupa Şebekeleri 10) Bilgi Toplumu ve Medya 31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları 12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı 23) Yargı ve Temel Haklar 32) Mali Kontrol Fransa’nın tam üyelikle doğrudan ilgili olarak bloke etmekte olduğu/edeceği fasıllar “Kıbrıs Sorunu” nedeniyle askıya alınan fasıllar 1) Malların Serbest Dolaşımı 17) Ekonomik ve Parasal Politika 3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi 11) Tarım ve Kırsal Kalkınma 22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu 9) Mali Hizmetler 34) Kurumlar 13) Balıkçılık 14) Taşımacılık Politikası 33) Mali ve Bütçesel Hükümler 29) Gümrük Birliği 30) Dış İlişkiler 35) Diğer Konular
Türkiye’nin Müzakere Süreci “Kıbrıs” (Gümrük Birliğinin tüm yeni üyelere genişletilmesi : limanların GKRY ’e açılması), altı çizili fasıllar için açılış, Bilim ve Araştırma faslı dışındaki tüm fasıllar için de kapanış kriteri niteliği taşımaktadır.
EU PRECIDENCY • 2011: HUNGARY /POLAND • 2012: DENMARK/CYPRUS • 2013: IRELAND/Litvanya • 2014: GREECE/ITALY • 2015: Letonya/Luksemburg • 2016: Holland/Slovakia • 2017: Malta/UK • 2018: Estonia 30 JUNE.
1 – Eğitim ve Kültür (açılış kriteri yok)Education and Culture 2 – Ekonomik ve Parasal Politika Economic and Monetary Union (açılış kriteri yok, Fransa engeli var)3 – Enerji Energy(açılış kriteri beklenmiyor) 4 – Mali ve Bütçesel Hükümler (Komisyon açılış kriteri öngörmemektedir, Fransa engeli var) 5 – İşçilerin Serbest Dolaşımı (Komisyon açılış kriteri öngörmemektedir)
1) Malların Serbest Dolaşımı 2) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi 3) Mali Hizmetler 4) Tarım ve Kırsal kalkınma 5) Balıkçılık 6) Taşımacılık Politikası 7) Gümrük Birliği 8) Dış İlişkiler
25) Bilim ve Araştırma (müzakerelere geçici olarak kapanmıştır) 4) Sermayenin Serbest Dolaşımı 6) Şirketler Hukuku 7) Fikri Mülkiyet Hukuku 10) Bilgi Toplumu ve Medya 12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı 16) Vergilendirme 18) İstatistik 20) İşletme ve Sanayi Politikası 21) Trans-Avrupa Ağları 22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu 27) Çevre 28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması 32) Mali Kontrol 19) Sosyal Politika ve İstihdam
AB Konseyi'nde Onaylanıp Açılış Kriteri Belirlenen Fasıllar • 1) Malların Serbest Dolaşımı3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi5) Kamu Alımları8) Rekabet Politikası9) Mali Hizmetler11) Tarım ve Kırsal Kalkınma29) Gümrük Birliği
Diğer • Müzakere Pozisyonunu Vermeye Davet Edildiğimiz ve Müzakere Pozisyonlarını Sunduğumuz Fasıllar: • 17) Ekonomik ve Parasal Politika26) Eğitim ve Kültür • AB Konseyi'nde Görüşülmesi Süren Fasıllar:2) İşçilerin Serbest Dolaşımı13) Balıkçılık14) Taşımacılık Politikası15) Enerji23) Yargı ve Temel Haklar24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik30) Dış İlişkiler 31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları • 33) Mali ve Bütçesel Hükümler
Siyasi Süreçte Mevcut Durum • Siyasi olarak bloke edilen : 18 fasıl • 2006 Konsey Kararı Ek Protokol şartı: 8 fasıl • GKRY tek taraflı : 6 fasıl • Fransa tek taraflı: 5 fasıl 11
Sosyal Politika ve İstihdam faslının müzakerelere açılabilmesi için Alman Dönem Başkanlığında (19 Ocak 2007) iki adet açılış kriteri bildirilmiştir. • Faslın Müzakerelerine ilişkin bilgi: Bunlardan ilki, sendikal hakların AB standartları ve ilgili ILO Konvansiyonları ile uyumlu olmasının (özellikle örgütlenme, grev ve toplu sözleşme hakkı açısından) sağlanmasıdır. Bu amaca hizmet etmek üzere, Türkiye’nin mevcut kısıtlamaları ortadan kaldırması ve kamu ve özel sektörü de kapsamak üzere bu alanda tamamen gözden geçirilmiş bir mevzuatı kabul etmesi beklenmektedir.Müzakere ikinci açılış kriteri ise, tüm işgücünün yararı için, bu faslın kapsamındaki alanlarda yer alan AB müktesebatının aşamalı olarak iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesini içeren bir eylem planının Avrupa Komisyonuna sunulmasıdır.Birinci açılış kriterine ilişkin olarak, sendikal hakların AB standartlarıyla uyumlu olmasının sağlanması amacıyla iki adet kanun yasalaşmıştır. 6356 Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 7 Kasım 2012 tarihinde 28460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun yerine geçmiştir. 6289 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ise 11 Nisan 2012 tarihinde 28261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda değişiklik yapmıştır. • İkinci kriter kapsamındaki eylem planı ise hazırlanmış olup, Nisan 2010’da Avrupa Komisyonuna iletilmiştir.
Sayın Başbakan Erdoğan: 23. ve 24. fasılların açılmaması samimiyet sorgulamasına yol açıyor • AB ülkelerinin büyükelçilerine hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'nin Türkiye'ye yönelik eleştirilerinin önemli bölümünü yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik konularını kapsayan 23. ve 24. müzakere fasıllarını ilgilendirdiğine işaret etti ve bu iki faslın açılmamış olmasının samimiyet sorgulamasına yol açtığını söyledi. • 24.06.2014 EURO ACTİVE
2014 Avrupa Parlamentosu Seçim Sonuçları • 2014 AP seçimleri 22-25 Mayıs 2014 de gerçekleştirildi. • 5 yılda bir tekrarlanan ve en son 2009 yılında gerçekleştirilen seçimlerde bu sene, AB vatandaşlarının seçimlere katılım oranı yaklaşık %43 seviyesinde kaldı. • Özellikle AB’ye yeni katılan üye devletlerde seçimlere katılımın, eski üyelere göre daha düşük
2014 Avrupa Parlamentosu Seçim Sonuçları • geçtiğimiz döneme göre sandalye kayıpları olmasına karşın,merkez sağ parti partisi olan ve Hıristiyan Demokratlar olarak bilinen Avrupa Halk Partisi 214 sandalye ile birinci olurken, • Sosyalist Demokratlar 189 sandalye kazanarak ikinci oldu. • 65 sandalye ile Liberaller • 52 sandalye ile Yeşiller. • 751 kişiden oluşacak yeni Parlamentoda herhangi bir siyasi gruba dâhil olmayan 61 yeni üye de bulunacak. • AP’de yeni bir siyasi grup oluşturulabilmesi için en az 7 üye devletten seçilmiş 25 üyenin bir araya gelmesi gerekiyor. • AP’nin açılış oturumunun ise 1 Temmuz 2014 tarihin-de Strazburg’da yapılması öngörülüyor.
Ortaklık Konseyi AB Görüşleri • AB katılım müzakerelerinde yakalanan ivmenin sürdürülmesinin her iki tarafın da menfaati ve gerçek ve somut neticelerin elde edilmesi bakımından önemlidir • AB, hukukun üstünlüğü, yargı ve temel hak ve özgürlükler alanları başta olmak üzere Türkiye’de reformların dayanak noktası olmaya devam etmelidir. • AB, adli kontrol uygulamasının daha fazla kullanılmasını sağlayan 3. Yargı reform paketi dahil olmak üzere Türkiye’de reform alanında kaydedilen bazı ilerlemeleri memnuniyetle karşıladı.
Ortaklık Konseyi AB Görüşleri • 4. Yargı reform paketi de bu olumlu seyrin devamını sağladı. • 23 fasıl çalışma grubunun kısa süre önce yapılan toplantısında ortaya konulan üç hedef yinelendi; • önemli mevzuat değişiklikleri kabul edilmeden evvel Komisyon’a danışılması; • istişari değerlendirme ziyaretlerinde ortaya konulan üç tavsiye üzerinde çalışılması; • süregelen çalışmalar hakkında sivil toplumla görüşülmesi.
Ortaklık Konseyi AB Görüşleri • AB’nin endişeleri yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve ifade ve - internet de dahil olmak- üzere basın özgürlüğü konularında yoğunlaşmıştır. • Son aylarda polis teşkilatı, yargı ve iç işlerinde yaşanan çok sayıda yer değişikliği ve görevden almalar da ciddi endişeye neden olmuştur. • AB için hayati öneme sahip ve Yunanistan Dönem Başkanlığı için öncelikli bir mesele olan yasadışı göç de toplantıda ele alınmıştır. • AB, çığır açan gelişmeler olarak gördüğü, geçen Aralık ayında AB-Türkiye geri kabul anlaşmasının imzalanmasını ve vize serbestisi diyaloğunun başlatılmasını memnuniyetle karşılamıştır. AB Anlaşmanın Türkiye tarafından bir an evvel onaylanarak gecikmeksizin yürürlüğe girmesini beklemektedir.
Štefan Füle • Katılım müzakereleri ilişkilerimizin ana motoru niteliğindedir. • Müzakerelerde ilerleme kaydedilmesinin tek yolu aynı zamanda hem siyasi reformlar hem de Kıbrıs’la ilgili tüm hususlarda ikna edici ilerleme sağlanmasıdır. • Bu iki alanda yaşanacak bir gerileme Türkiye’nin AB’ye bağlılığı konusunda şüpheleri arttıracaktır.
Štefan Füle • Pozitif gündemimizi somut sonuçlara dönüştürme ve bir sonraki İlerleme raporu için uygun tonu belirleme şansımız var. Bu mevcut Komisyon’un hazırlayacağı son Rapor olacak ancak AB’nin genişleme sürecine Türkiye ile nasıl devam edeceğini belirlemesi için yeni Komisyon’a bir zemin hazırlayacaktır. Türkiye’nin bunu gerçekleştirebilmemiz için bizlere pozitif içerik sağlayacağını umuyorum. • Bunun için, Türkiye’nin gerekli reformları sürdürme kararlılığı göstermesi gereklidir zira katılım sürecinin geleceğini Avrupa Parlamentosu seçimleri değil Türkiye’nin kendi performansı belirleyecektir.
KARMA İSTİŞARE KOMİTESİ İZMİR’DE TOPLANDI • Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK), 33'üncü ortak toplantısını 19-20 Haziran 2014 tarihlerinde, İzmir’de gerçekleştirdi. • Türkiye - AB KİK Eş Başkanları Bendevi Palandöken ve Cveto Stantic, EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi ve EESC Dış İlişkiler Başkanı José María Zufiaur’un açılış konuşmalarıyla başladı. • Açılış oturumunun ardından, • 'İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğünü Korumada Ombudsman’ın Rolü, Türk Vatandaşları İçin Vize Liberalizasyonu Bakış Açısı ve • Akdeniz Bölgesi Genel Stratejisi' konulu oturumlar yapıldı. • Toplantının ikinci gününde ise 'AB - ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP)' konulu oturum yapıldı ve ortak bildiri yayımlandı.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “Avrupa’nın güvenliği ve huzuru, ancak ‘genişlemeyle’ mümkün olabilir” • EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ekonomik krizin, Avrupa ekonomilerini de derinden etkilediğini belirterek, “Ama Avrupa Birliği bu krizden bir fırsat çıkarmayı bildi. • AB’nin geleceği ve olası şoklara direnci açısından yeni düzenlemelerin son derece olumlu olduğunu ifade eden . Hisarcıklıoğlu, kriz sürecinin, birçok üye devletin siyasi iktidar yapılarında ciddi değişikliğe neden olduğunu vurguladı • Son seçimlerde, Avrupa idealine şüpheyle bakanların gözle görülür başarılarına şahit olduk. AB kurumlarında yapılacak yeni görevlendirmelerle, bunun etkisini daha yakından hissedeceğiz” şeklinde konuştu. Bütün bu gelişmelere bağlı olarak, AB’de bir “genişleme yorgunluğu” gördüklerine dikkat çeken TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, genişleme karşıtlarının kamuoyunda giderek daha fazla öne çıktığını, genişleme karşıtı söylemler giderek basında daha fazla yer bulduğunu ifade etti.
“Önümüzdeki sürece bu gerçeği bilerek hazırlık yapmalıyız” diyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “İşte tam da bu yüzden, biz, genişleme için her zamankinden çok daha istekli ve gayretli olmak zorundayız • .APda hala, Avrupa yanlısı ciddi bir çoğunluk var. Bu çoğunluk Avrupa için büyük bir fırsattır. Zira Avrupa Kıtasında, barış, güvenlik ve refahın tesisi için “genişleme süreci” hala en mantıklı araçtır. • Ekonomik ve siyasi reform yapmak isteyen ülkeler için de AB hala en önemli çıpadır. Yani hem Avrupa’nın hem de bölgemizdeki coğrafyanın huzur ve zenginliği için, AB’nin genişleme sürecinde daha kararlı durması gerekiyor. Ukrayna’daki gelişmeler bu gerçeği hepimize göstermiştir. • istiyoruz” dedi.
Avrupa’nın güvenliği ve huzuru, ancak “genişlemeyle”, yani AB standartlarının bütün çevre ülkelere yerleşmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle Avrupa Birliği’nin kapsamlı bir stratejisi geliştirmesi gerekiyor. AB’nin küresel sistemdeki ağırlığını arttırabilmesinin yolu da genişleme politikasıdır. Zira genişleme süreci, AB ekonomisi için yeni bir enerji olacaktır. AB ekonomisinin böyle bir enerjiye, tazelenmeye ihtiyacı var”. • Küresel krizden bu yana, Avrupa Birliği’nde 5 milyon kişinin işini kaybettiğini belirten TOBB Başkanı, Avrupa ekonomisinin uzun süre krizin etkisini atlatamadığını, ama aynı süreç içinde Türkiye’de özel sektör olarak tam 4 milyondan fazla kişiye istihdam sağladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, batıda ekonomik kriz, kuzey ve güneyde derin siyasi krizler olmasına rağmen son dört senede, Türkiye ekonomisini her yıl ortalama yüzde 6 büyüttüklerini vurgulayarak, “İşte biz yeni enerji derken bunu kastediyoruz. Biz AB ile bütünleşmek, bu enerjiyi AB bünyesi içinde kullanmak
Türkiye ve Balkanlara dönük genişleme stratejisinin korunması ve ileri götürülmesi gerektiğine dikkat çeken TOBB Başkanı, “Kriterleri tümüyle yerine getirebilen her Avrupa ülkesi için, AB üyeliği açık olmalıdır. • AB, tüm Avrupa ülkeleri için, tam üyeliğe imkan sağlayacak pozitif gündem geliştirmelidir. Bu yaklaşım, Avrupa’nın ve AB değerlerinin güvenirliği konusudur. • Elbette ortaklık anlaşmaları ve iddialı ticaret anlaşmaları entegrasyon için önemli araçlardır. Ancak, bu anlaşmalar, katılım sürecinin yerini alamaz. Bu anlaşmalar ülkeler için bir bekleme odası haline dönüşmemelidir. Koşulları yerine getiren ülkelere entegrasyon yolunda kapıları açılmalıdır. • Bu yaklaşım, reformları gerçekleştiren ülkelere teşvik ve destek olacaktır. Aksi uygulamalar yeni reformların yapılması konusunda isteksizliğe neden olmaktadır. • Kamuoyundaki AB idealini zayıflatma, AB’yi bir hedef olmaktan uzaklaştırmaktadır. Özellikle yıllardır çözülemeyen bazı sorunlar AB üyelik hedefini zayıflatmaktadır” şeklinde konuştu.
“Gümrük Birliği Türkiye için de AB için de başarılı olmuştur. Sonuçları itibariyle hepimiz kazandık ve kazanıyoruz • bazı sorunlar etkisini giderek daha fazla hissettiriyor. • Türk vatandaşlarına uygulanan vize, Türkiye-AB Ortaklık ilişkisine aykırı olduğu gibi, Türkiye ile AB arasındaki GB’nin aksayan yönüdür. Vize konusu Türkiye ekonomisinin gelişmişlik düzeyiyle bağdaşmıyor. Vizelerin kaldırılması, yeni reformlara kamuoyu desteği için çok önemli bir teşvik unsurudur. • taşıma kotaları ve serbest ticaret anlaşmalarında yaşanan sorunlar da GB'nin sağlıklı işleyişine engeldir. • AB-ABD Ticaret ve Yatırım Ortaklığı müzakerelerinin dışında kalmak da Türkiye için ciddi endişe kaynağıdır. Bu konulardaki sorunları aşmamız hem Türkiye, hem AB’ye yeni bir ivme kazandıracaktır“ • .”
Genişleme sürecini yeniden canlandırmak için hep birlikte çalışmak zorundayız“Genişleme, özellikle de genişlemenin avantajları AB ve aday ülke vatandaşlarına iyi anlatılmalıdır • Genişlemeye dönük endişeler, iletişim boyutuyla ele alınmalıdır. bu görevin yerine getirilmesinde biz sosyal ve ekonomik çevrelerin çok önemli katkıları olmalıdır. Zira, entegrasyonun faydalarını ilk hissedenler, biz sosyal ve ekonomik çevrelerin temsilcileriyiz. • Biz sosyal taraflar, başlangıcından itibaren Avrupa entegrasyonunun en büyük savunucularıyız. Sosyal tarafların görüş ve tavırları, güvenilir ve uygulanabilir AB politikaları için her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Biz TOBB olarak her zaman bu bilinç ve bu sorumlulukla hareket ettik. Tabanımız olan Türk iş dünyası da AB üyeliğini en çok destekleyen kesimdir. Başkan Yardımcısı olduğum EUROCHAMBRES ile birlikte yaptığımız iki ankette, Türkiye’de iş dünyasının AB üyeliğine destek oranının yüzde 75 olduğunu gördük. Bu, Türkiye ortalamasının üzerinde bir destektir. • Aynı şekilde, AB üyesi ülkeler iş dünyasının da Türkiye’nin AB üyeliğine inandığını görüyoruz. Ankete katılan AB şirketlerinin yüzde 88’i Türkiye’nin AB üyesi olacağına inanıyor. Bu rakamlar bize şunu gösteriyor. İş dünyaları entegrasyona ve Türkiye’nin AB üyeliğine hazır ve istekli. Biz de buradaki istek ve enerjiyi üyelik sürece yön verecek somut adımlara dönüştürüyoruz. Bu kapsamda sorunlu bir alanda çok önemli bir adım attık. • Bir ilki gerçekleştirdik. TOBB, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası ve Yunanistan Ticaret Sanayi Odaları Birliği olarak Lefkoşa’da bir araya geldik. Lefkoşa Ekonomi Forumu’nu kurduk. Önümüzdeki dönemde, çözüm kapsamında somut projeleri hayata geçireceğiz. İş dünyası olarak çözümün önemli bir parçası olacağız. Biz atmamız gereken adımların, yapmamız gereken reformların farkındayız. Bunları da yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Avrupalı dostlarımızdan da bu süreçte bizim haklı taleplerimizi yerine getirmelerini ve genişleme konusunda daha kararlı durmalarını bekliyorum
AB – Türkiye KİK Eş Başkanı Palandöken: “KİK çalışmalarında geride bıraktığımız dönemde önemli mesafeler kat ettik” • AB – Türkiye KİK Eş Başkanı ve TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken de Türkiye’nin AB’ye üyelik kriterlerini yerine getirmek için önemli adımlar atttı.. Ülkemiz için AB süreci, demokratik, sosyal, ekonomik, kazanımlarla taçlandı Nitekim, AB’ye katılım süresinde; Türkiye demokrasisini daha ileri taşımak; ekonomik dönüşüm sürecini tamamlayarak, süreci üyelik ile sonuçlandırmak bizim için nihai hedeftir” diye konuştu.. • Türkiye AB KİK AB Kanadı Başkanı Cveto Stantic: “Kıbrıs’ın birleşmesi Türkiye - AB ilişkileri açısından gelecek için önemli bir başarı olacak”
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Manservisi: “Türkiye ve AB’nin birbirlerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var” • Büyükelçi Stefano Manservisi, Türkiye’nin AB ile ekonomik entegrasyonunun zirvede olduğu bir dönemin yaşandığını ancak tam bu dönemde “bu kadar yakın çalışmanın anlamı var mı?” diyenlerin sesinin yükseldiğini kaydetti. Bu kesimlerin çoğunlukta olmadığını ancak Türkiye ve AB ortak hedeflerini sorguladığını anlatan Manservisi, bunun siyaseten normal karşılanması gerektiğini ancak verilerin entegrasyonun iki taraf için de zorunlu olduğunu gösterdiğini ifade etti. • “Gerçekte o kadar yüksek düzeyde bir bütünleşme içindeyiz ki küreselleşme bize öylesine dönüşüm zorunluluğu dayatıyor ki Türkiye ve AB’nin birbirlerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. • Hem ortak çıkarlarını hem kendi çıkarlarını ortak çalışmalarla korumak zorundalar” diyen Manservisi, Türkiye’nin ekonomik performansına ve entegrasyon sayesinde sağlanan ekonomik gelişmelere dikkati çekti.
Gümrük Birliği’nin ekonomik gelişimin yanında reformları da tetikledi, bu sayede belli kurumlara daha fazla demokrasi ve özgürlük geldi • “Elbette kırılganlığını koruyan kurumlar var. Mesela bugün yargının gittikçe azalan bağımsızlığı ve özellikle artan müdahaleler kapsamında endişelerimizi sunuyoruz. • .Türkiye’nin kendi ekonomik başarısını dayandırdığı modelde de bazı değişim ihtiyacı sinyalleri geliyor.” • Dünya Bankası’nın Gümrük Birliği ile ilgili yayınladığı raporda bu sürecin tarım, hizmetler ve kamu alımları alanlarıyla genişletilmesi gerir • AB’nin 1990′lı yıllarda ikili STA yapmadığını, çok taraflı anlaşmaları tercih ettiğini ancak Dünya Ticaret Örgütü’ndeki blokajlar ve AB düşüncesine karşı akımların ikili anlaşmaları gündeme taşıdığını ifade eden Manservisi, şöyle konuştu:
“Türk iş dünyası ve hükümeti haklı. Türkiye olarak biz zorda kalıyoruz. Bu anlaşmalara hiç dahlimiz olmadan sonuçlarına katlanıyoruz’ diyor. Bunu ben de söylüyorum. Bu mekanizmalar sonsuza kadar böyle gidemez. Buna çözüm bulunması şart • Çözüm de kolay değil çünkü çok fazla kurumsal karışıklık ve mekanizmanın devreye girmesi gerekiyor. • ‘Üçüncü taraflar Türkiye ile müzakere etsin’ diyoruz, ama burada da endişeler ortaya çıkıyor. Çünkü, hem bizimle müzakere edip hem Türk piyasasına girmek onların avantajına. • Türkiye’nin adil bir söz hakkı olması için çalışıyoruz, adil bir pozisyon bulunması için çözüm üretilmesi gerekiyor. Burada çözümleri bir sırayla ele almak lazım. Gümrük Birliği’nin genişletilmesi herkesin çıkarlarına uygundur. Bu olmadığında herkes kaybedecek. Bu bağlamda da Türkiye’nin • STA’larda söz hakkı olması lazım. Sıralama böyle olmalı. Terse çevrildiğinde siyasi katılıklar da getirir. Çözümleri bu sırayla bulmamız buna esneklik getirecektir”
Manservisi, üyelik sürecinde 19′uncu başlığın açılmasının konuşulduğunu, bu süreçte sendikaların da sürece katılmasının önemli olduğunu ifade etti. • “Eğer sendikalar sosyal diyaloğun bir parçasıysa endüstriyel ilişkilerde büyüme olacaktır.Türkiye uzun yıllardan beri ‘ekonomik büyüme, sosyal diyalog olmasa da olur’ diyen ülkelerden uzaklaştı” • Soma trajedisinin çok kritik olduğunu, İtalya’da da geçmişte benzeri kazaların yaşandığını, bunların engellenmesi için iyi bir kanunun yanı sıra ILO standartlarında denetim ve sendikaların ekonomik sürece katılımının sağlanması gerektiğini dile getirdi. • 19.başlığının açılması ve AB kanunlarının Türkiye’de nasıl uygulanacağının tartışılması için gelecek bir kaç ayın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Manservisi, “Türkiye, bir eylem planı üzerinde durmalı, açılış kriterlerini yerine getirmeli. AB tarafı ise yeterince esnek davranıp gerçek çıkarın müzakerede olduğunu görmeli.
Üyelik müzakerelerini yürütmek kriterlere bakıp kutulara çek işareti atmak değildir. • Karşılıklı olarak yılın sonuna kadar başlığın açılması için elimizden geleni yapmalıyız. Bu başlık sayesinde pozitif bir atılım kaydedebiliriz.” • Bu başlığın AB Konseyi tarafından bloke edilmediğine dikkat çeken Manservisi, Türkiye AB Karma İstişare Komitesi’nin de bu konuda hırslı hedefler koyması, açık mesajlar vermesi, sesini yükseltmesi gerektiğini ve AB ve Türkiye yönetimlerini bu konuda çaba sarf etmeye çağırmasını istediklerini sözlerine ekledi. .