750 likes | 926 Views
“ÇOCUK YETİŞTİRMEK” BAHAR DOĞAN UTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ. İÇERİ K. 0-3 yaş dönemi genel özellikleri 3-6 yaş dönemi genel özellikleri, Anne-baba tutumları Anne ve babalara öneriler. Nasıl Bir Çocuk Yetiştirmek İstiyorsunuz?. Çocuk yetiştirme anne karnında başlar.
E N D
“ÇOCUK YETİŞTİRMEK”BAHAR DOĞANUTKU KOLEJİ REHBERLİK BİRİMİ
İÇERİK 0-3 yaş dönemi genel özellikleri 3-6 yaş dönemi genel özellikleri, Anne-baba tutumları Anne ve babalara öneriler
Çocuk yetiştirme anne karnında başlar ... Bebekken şekillenir ....
GELİŞİM EVRELERİ • Doğum Öncesi Dönem(ovum-embriyo-fetus) • Doğum Sonrası Dönem • Yeni doğan bebek(0-4 hafta) • Bebeklik (4hafta-2 yıl) • İlk çocukluk (2-6 yıl) • Son çocukluk(6-11yıl kız) (6-13 yıl erkek) • Ergenlik (11-20 yıl kız) (13-20 yıl erkek)
GELİŞİM VE TEMEL İLKELERİ • Fiziksel Gelişim • Motor Gelişim • Bilişsel Gelişim • Dil Gelişimi • Sosyal ve Duygusal Gelişim • Öz bakım Gelişimi
ÖNEMLİ!!!!!BU GELİŞİM AŞAMALARI BİRBİRLERİNE BAĞLI OLARAK SARMAL ŞEKİLDE İLERLER.
0-3 YAŞ ÇOCUKLARIMIZIN KİŞİLİK GELİŞİMİNDE VE EĞİTİMİNDE ÇOK ÖNEMLİDİR.
Yeni doğan bebeğin gelişimi ilk bir yılda çok hızlı olmaktadır.Bu dönemin en önemli karakteristiği bebeğin yetişkinin yardımı olmadan yaşamını sürdürememesidir.Fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması için doğuştan getirdiği bazı reflekslere sahiptirler
Bu dönemde bebeğin, beslenmesi, temizliği, uykusu kadar önemli olan bir husus da bebeğe SEVGİYLE yaklaşılmasıdır.Sevgiden yoksun çocukların*Büyümesi,*Yürümesi,*Konuşmasıgecikir. Zeka düzeyinde gerileme olur.
Yaşamın ilk aylarında bebeklerimiz ağladığında hemen karşılık vererek onlarla ilgilenmemiz ve ihtiyacını gidermemiz, ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmamız çabuk cevap vermemiz önemlidir. Böylece bebeklerimiz dünyanın güvenli bir yer olduğunu, ihtiyaçlarını gideren kendisiyle ilgilenen birilerinin bulunduğunu anlar. Ayrıca bu ilk iletişimler bebek ile ebeveynleri ile yaşam boyu sürecek kalıcı ve derin bir bağ kurulmasını sağlar.
Bu dönemde çocuğu koruma düşüncesiyle çok müdahale etmek, durdurmak, dokunmasına, becerilerini denemesine fırsat vermemek ve engelleyici olmak hem çocuğun kendine güvenmesine olumsuz etki eder hem de becerileri gelişemez ve bu nedenle de bağımlı hissetme olasılığı artar.
2 yaş civarında çocukların hareketliliklerinde ciddi bir artış gözlenir, bir çok şeyi kendi kendilerine denemek isterler. Bu dönemdeki kontrollü destek çocuğun deneyerek öğrenme deneyimlerini arttıracağı için hem zihinsel gelişim açısından hem de yine özgüven açısından büyük önem taşır. Yine bu dönemde çocuk ev eşyalarını ve çevresindeki objeleri tanıma ihtiyacındadır
Bu dönemde anne-babanın çocukla oynaması sadece çocuğun oyun ihtiyacını karşılamak anlamına gelmez. Aynı zamanda anne-babanın çocukla kurması gereken iletişimi geliştirmek, çocuğu tanımak, duygusal gelişimini takip etmek açısından da önemlidir.
Bu dönemde çocuğun huzurlu ve mutlu olduğunun en önemli göstergesi kendisine yanaşan yetişkinlerle iletişime girmesi ve onlarla tedirgin olmadan oynayabilmesidir. Çocuklar bir şeyistediklerini belirtmek için ağlar. Olumsuz tavırlarına ceza verildiğinde veya ağladıkları zaman isteklerine cevap verildiğinde bu ileriki yıllarda da sürecek inatçılık ve tutturmacılık özelliklerini geliştirmelerine neden olabilir.
3 yaş civarındaki çocuklar artık kendi özbakımlarını karşılayabilecek bir çok beceriye sahiptirler(yemek yemek, giyinmek soyunmak, temizlik gibi ). İsteklerini belirtecek ve sosyal ilişki kurabilecek dil gelişimi düzeyine sahiptirler. Kendilerine söylenenleri anlayabilirler.Çocuk sosyal bir grubun parçası olmaya hazır bir yaştadır.
Anneye olan bağımlılığın yerini kendine güven almaya başlar. Çocuk ilk kez anneden kopup uzunca bir süre başka bir sosyal ortamda kalabilecek olgunluğa erişmiştir. Ben yerini,ben ve başkalarına bırakır.
3-6 YAŞ DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİEl becerileri oldukça gelişmiştir. Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye başlarlar.Dış dünyaya ve olgulara ilişkin sorular sorarlar , çok meraklıdırlar. Sosyal anlamda çok gelişmiştirler. Başka çocuklarla bir arada olmaktan keyif duyarlar. Benmerkezçilik daha da azalmış olduğu için grup oyunlarında daha az sorun yaşarlar
Zihinsel gelişimi için çocukların sorularına uygun ve doğru yanıtlar bulunması, öğrenme isteklerinin kırılmaması açısından önem taşır
Ya biz? Biz de değişime uyuyor muyuz? Yoksa hala anamızın babamızın çağından kalma anlayışla mı ana babalık yapıyoruz?
Çabamız ve endişemiz, onları en iyi biçimde yetiştirmek.
ANNE-BABA TUTUMLARI BASKILI VE OTORİTER TUTUM GEVŞEK TUTUM (ÇOCUK MERKEZLİ AİLE) DENGESİZ VE KARARSIZ TUTUM KORUYUCU TUTUM İLGİSİZ VE KAYITSIZ TUTUM GÜVEN VERİCİ,DESTEKLEYİCİ VE HOŞGÖRÜLÜ TUTUM BAKALIM HANGİSİ SİZE DAHA YAKIN???
TUTARSIZ AİLE YAKLAŞIMI • Genellikle genç ebeveynlerde ve ilk çocuğun yetiştirilmesinde görülür. • Eski- yeni çatışması olur ve ailenin çocuğa karşı tavırlarında tutarsızlıklar olur. • Tutarsız davranmanın nedeni genellikle eşlerin çocuk yetiştirmeye farklı bakmaları ve bunu çocuğa yansıtmalarıdır. • Bazen de eşler çocuk yetiştirme metotlarında değişiklik yapma hususunda farklı düşünürler bu da tutarsızlığa neden olur.
ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ: • Buna bağlı olarak çocuk asi, hırçın inatçı olabileceği gibi içine kapalı ve pısırık da olabilir. • Çocukta ana baba sevgisi azalır. • Çocukta dikkat toplayamama ve uzun süre bir işe odaklanamama problemleri ortaya çıkar. • Çocuk anne veya babadan birisine çok yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir.
GEVŞEK TUTUM (ÇOCUK MERKEZLİ AİLE) • GENELDE ORTA YAŞIN ÜZERİNDE ÇOCUK SAHİBİ OLAN AİLELERDE YA DA KALABALIK YETİŞKİNLER GRUBU İÇİNDE TEK ÇOCUK OLMASI NEDENİYLE RASTLANMAKTADIR. • BU AİLELERDE ÇOCUK İNSİYATİF KULLANABİLEN TEK KİŞİDİR. • HER TÜRLÜ İHTİYAÇLARI KAYITSIZ ŞARTSIZ KARŞILANMAKTADIR. SONUÇ:BU TÜR ÇOCUKLAR,YETİŞKİN OLDUKLARINDA DA TOPLUMUN VERMEDİĞİ HAKLARI KENDİLERİNE TANIMAYA BAŞLARLAR OKUL (TOPLUM) KURALLARI KARŞISINDA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRARLAR VE KOLAY UYUM SAĞLAYAMAZLAR.
OTORİTER AİLE YAKLAŞIMI Çocuk her kurala uymak zorunda bırakılır. Evde katı ve sert bir disiplin uygulanır. Ana baba sürekli araştıran , çocuğun her işine karışan bir tavır sergiler. Aile çocuğun her hareketini izler mutlaka onun hareketlerinde kusur bulur, olaya müdahale eder doğrusunu !! çocuğa öğretir. Çocuğun hata yapmasına fırsat verilmez. Kısa vadede bu yöntemle çocuğun bir disiplin altına alındığı görülse de uzun vadede bu yöntem sağlıksız ve zararlıdır.
ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: Çocuğun kendine olan güveni ortadan kalkar Sessiz, uslu, nazik ve dürüst olabilir ama küskün, silik, çekingen ve kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür. Çocuk kolayca ağlar. İsyankar, inatçı, huysuz bir yapıya da bürünebilir ki bu durumda bu tip aileler genelde sorunu çözmek için baskı artırma yoluna giderler. Bu asiliği daha da artırır. Çocuk hırçın ve kindar, arkadaşları ile uyumsuz ve kavgacı olabilir. Hata yapmasına müsaade edilmediği için ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları karşısında dayanıksız olabilir.
İLGİSİZ VE KAYITSIZ AİLE YAKLAŞIMI Aile aşırı rahattır, çocuğun dünyasına girmek gibi bir kaygıları yoktur. Çocuğun sorumluklarından kaçma vardır. Ana baba çocuğa örnek bir model olamaz. Genellikle bu aile tipi davranış anne ve babada aynı anda görülmez. Çoğunlukla aile de çalışan fert hangisi ise ilgisiz aile davranışı onda görülür. Çok çocuklu ailelerde rastlanma ihtimali daha fazladır.
ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ: Çocuk bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde sevilmez. Çocuk evde veya okulda anne babasının dikkatini çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler. Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka modeller seçer. Gençlik dönemlerinde çocuk vaktinin tümünü arkadaşları ile geçirir. Genç yaşta çocuk zararlı alışkanlıklar edinmeye eğilimi olur
KORUYUCU AİLE YAKLAŞIMI Bu aile tipi baskıcı otoriter aile ile karıştırılabilecek kadar benzer. Aralarındaki temel fark; bu aile tipinde şefkat, koruma güdüsü, disiplinin önünde gelir. Çocuğa gerektiğinden fazla özen ve kontrol gösterilir. Özellikle anneler bu tip bir tavır sergiler. GENELLİKLE ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİNDE ORTAYA ÇIKAN BU DURUMUN ARDINDA,ANNENİN DUYGUSAL YALNIZLIĞI YATMAKTADIR Çocuğun kendi yapacağı ve yapması gereken işler bile koruyucu ebeveyn tarafından yapılır.
ÇOCUK ÜZERİNDE ETKİSİ: • Çocuk aşırı duygusaldır. • İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşar. • Kendi ayakları üzerinde doğrulması uzun yıllar alır. • Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma cesaretini gösteremez. • Çocuk anne babasından ayrı kalamaz ileri yaşlarda bile sürekli anne babasını yanında olmak ister.
HOŞGÖRÜLÜ AİLE YAKLAŞIMI • Mükemmele en yakın aile tipidir. • İlgisiz aile tipine bazı yönleri ile benzese de çocuk burada başıboş bırakılmaz. • Hoşgörü yapılan her şeyi hoş görmek değildir. Belirli kurallar ve kısıtlamalar mutlaka vardır. • Evde herkesin söz hakkı vardır. Çocukta kendini ifade edebilir. • Duygu ve görüşlere saygı vardır. • Yanlışları sebebi ile çocuklara yaptırım uygulanır ama evvelinde koyulan kurallar çocuğun anlama seviyesine inilerek mantıklıca izah edilir. • En zor ve sabır isteyen yöntemdir. • Hoşgörülü ailenin düşebileceği en yaygın hata çocuğa aşırı serbestlik verilmesidir.
ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ • Kendilerine güvenirler. • Sorumluluk duygusuna sahiptirler • Dengeli ve uyumlu bir kişilik yapısına sahiptirler. • Kendilerinin artı ve eksi yönlerinin farkındadırlar. • Çevrelerindekilere karşı duyarlıdırlar
BIRAKIN ÇOCUĞUNUZ BİRAZ DA MUTSUZ OLSUN • Çocukların bütün istek ve ihtiyaçlarının karşılanması için beklemeyi bilmeyen çocukları hayatta neler bekliyor?
Çocukların isteklerinin ya da ihtiyaçlarının karşılanması için bazen beklemeleri gerektiğini bilmeleri ve bekleyebilmeyi öğrenmeleri çok önemli.
Çocuğun istediği bazı şeylere ulaşması için beklemesinin gerekebileceğini ve isteğini gerçekleştirmeye yönelik çabaları engellendiği zaman yaşadığı gerilimle baş etmeyi öğrenmesi gerekmektedir. İsteğinin ya da ihtiyacının karşılanmasının sağlayacağı hazzı geciktirebilmek ve bunun yarattığı gerilime dayanabilmek, yani belli ölçüde gerilimi tolere edebilmek çok önemli yaşam becerileridir.
Çocuğumuzu tanımaya, ilgi, yetenek ve değerlerini öğrenmeye çalışalım. Onun ilgi ve yetenekleri dışındaki alanlara zorlamayalım. • Bir elma ağacından erik elde edemeyiz, daha kaliteli elma almaya çalışalım
1.Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını düşünüyor muyuz? 2.Onlara yardım etmekle, onları kontrol etmek arasındaki farkı biliyor muyuz? 3.Onları doğru yönlendirmek isterken onları belki de unuttuğumuzu fark ediyor muyuz?
Acaba çocuğumuzu nesnel olarak (objektif) tanıyor muyuz, yoksa onları görmek istediğimiz gibi mi görüyoruz? Çocuğumuzla ilgili uyarıları yada eleştirileri kabul edebiliyor muyuz, yoksa hemen onu ve kendimizi savunuyor muyuz?
Düşünmeye başlayınca görebiliriz ki, çocuğumuza karşı olan sevgimiz belki de bizi kimi zaman bazı gerçekleri görmekten alıkoyuyor olabilir. Çocuklarımıza yardım etmek isterken bizim de bilmemiz gereken şeyler var galiba.
Anneler ve babalar çocuklarını belirli hayat başarıları içinde görmek isterler ki bu doğaldır. Çocukları hayatta başarılı olsun, iyi bir eğitim görsün, iyi bir mesleği olsun, iyi bir gelir sahibi olsun, mutlu bir yuvası, mutlu olacağı bir eşi, sağlıklı, güzel çocukları olsun. Hayatlarındaki başarıyı aileleri ile paylaşsın, kendisine, ailesine, topluma yararlı olsun isteği elbette doğaldır. Ancak bu istek ‘güçlü bir güdü’ biçimine geldiği zaman anne babaların çocuklarına bakışını da farkında olunmadan değiştirir ve biçimler. Böylece de çocuklarımızı ‘oldukları gibi değil’, ‘olmalarını istediğimiz gibi’ görmeye başlarız.
Ayrıca, çocuklarımızın bütününü görmekten çok görmek istediğimiz alanlara daha çok dikkat ettiğimiz için, tanımakta eksiklerimiz oluşur.
Çocuklarımızı tanımanın yolu, onlarla iletişimimizi arttırmak, onları dinlemek, onlara değer vermekten geçer. Çocuklarımızın duygularını, düşüncelerini paylaşmalı, kendi duygularımızı, düşüncelerimizi de onlara aktarmalıyız. Çoğu kez yapılan yanlış, çocuklarımızı sorgular gibi onların yaptıklarını öğrenmeye çalışmak, onları sadece eleştirmek ve ne yapacaklarını söylemek isteğidir. Bunların hiç birisi paylaşmak değildir ve çocuklarımızı anlamanın doğru yolu olamaz. Çocuklarımızı dinleyelim, anlayalım ve hayatı onlarla paylaşalım. Birisini yeterince tanımak oldukça karmaşık bir işlemdir ama ödülü de ‘birbirimizi anlamak ve sevmek’ olarak çok değerlidir.
ÇOCUKLARIMIZI OLDUĞU GİBİ KABUL EDELİM • Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi ve ilgiyi her hangi bir koşula bağlamayalım. • Her koşulda değerli olduklarını onlara hissettirelim.