1.96k likes | 3.11k Views
KAMU YÖNETİMİ 2. YRD. DOÇ. DR. MAHMUT BOZAN Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı. KAMU YÖNETİMİ-2 BAHAR DERS PLANI. KAMU YÖNETİMİ. 1. Kamu Yönetiminin Unsurları 2. Kamu Yönetiminin Fonksiyonları 3. Özel Yönetim - Kamu Yönetimi Farklılığı 4. Kamu Yönetimi - Siyaset Ayrımı
E N D
KAMU YÖNETİMİ 2 YRD. DOÇ. DR. MAHMUT BOZAN Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı
KAMU YÖNETİMİ 1. Kamu Yönetiminin Unsurları 2. Kamu Yönetiminin Fonksiyonları 3. Özel Yönetim - Kamu Yönetimi Farklılığı 4. Kamu Yönetimi - Siyaset Ayrımı 5. Kamu Yönetiminin Gelişimi 5.1. Devletin Varoluş Nedeni Ve Meşruluğu 5.2. Devletin Görevleri, Büyümesi Ve Dönüşümü 5.3.Yeni Kamu Yönetimi Düşüncesi 5.4. Yönetişim 5.5. Küreselleşme Ve Kamu Yönetimi 5.6. Elektronik Devlet
KAMU YÖNETİMİ Genel olarak kamu yönetiminin üç anlamı olduğu söylenebilir. • Birincisi; devlette ya da ona bağlı kuruluşlarda eylemde bulunan kişi ve gurupların davranışlarıyla ilgili alan, • İkincisi, devletin amaçlarını gerçekleştirecek biçimde örgütlenmiş insan gücü ve araç/gereç ile bunların yönetimi, • Üçüncüsü ise kamu politikalarının oluşturulmasında, siyasi karar organlarına destek sağlayan ve bu siyasaları uygulayan örgütler bütünüdür. Devletin yürütme fonksiyonundan sorumlu olan kamu yönetimi, bu süreçte daha çok hükümetin günlük ve rutin işlerini yerine getirmekle görevlendirilmiştir. Hükümet siyasi kararları aldığı ve başlattığı halde, kamu yönetimi yasama ve yürütmenin aldığı temel siyasi kararları uygulamak zorundadır. Kamu yönetimi, kendisini çevreleyen toplumun siyasal sisteminin bir alt sistemi niteliğindedir. Toplumun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alt sistemlerini etkilediği gibi onlardan da etkilenir. Kamu yönetimi geniş alanda faaliyette bulunurken, karşısında her zaman için kamu hukuku vardır. Kamu yönetimi kamu hukukunun ayrıntılı ve sistematik uygulanışını içermektedir.
KAMU YÖNETİMİNİN UNSURLARI • İnsan: Çeşitli tüketici gruplar, siyasi liderler, yasama organı üyeleri ve baskı gruplarından oluşmaktadır. • Örgüt: Örgüt, kamusal mal ve hizmetlerin üretilmesi ve halka sunulmasında temel araç görülürken, yönetim ise hizmetlerin merkez unsuru kabul edilmektedir. Devlet bu araç vasıtasıyla görevlerini yerine getirmektedir. • Yönetim: Liderlerce belirlenen sonuçlara ulaşmak ve insanlarla diğer unsurları kontrol etmek amacıyla karar vermeyi, bireylerin yönetimi sürecini ve yönetime yön veren faaliyetleri içermektedir. • Kamu politikası: Toplumsal sorunları ve bunların çözümlerini belirlemek anlamına gelmekte ve kanun yapmak, yönetsel düzenlemeleri gerçekleştirmek, alternatif çözüm önerileri arasında seçim yapmak, sorunları çözecek yöntemleri belirlemek gibi fonksiyonları içermektedir. • Norm düzeni ve mali kaynak: İdeolojik düşünceler ve siyasi tercihler, anayasa, kanunlar ve yönetsel düzenlemeler, kamu yönetiminin örgüt yapısını ve işleyişini düzenlemekte ve yönlendirmektedir. Kamu maliyesi ise, kamu yönetiminin yapacağı işlerin belirleyici unsurunu oluşturmaktadır. Hizmetlerin düzeyi ve miktarı, eldeki mali kaynaklara bağlıdır. • Kamu görevlileri: Örgütü harekete geçirmekte ve çalıştırmaktadırlar.
KAMU YÖNETİMİNİN FONKSİYONLARI Kamu yönetiminde örgüt yapısı analiz edildiğinde, devlet otoritesinin yerine getirilmesinde üç temel fonksiyonun etkili olduğu görülmektedir. Bunlar, öncelikli olarak belirli uyuşmazlıkların çözümünde hukuku kullanan ve kişilerin haklarını koruyan yargı otoritesi, ikincisi devletin yönetme iradesinin yerine getirilmesini sağlayan idari kuruluşlar, üçüncüsü ise bilimsel, teknik ve ticari faaliyetlerde ülke genelinde hakim konumda olan yönetsel otoritelerdir. Akademik bir disiplin olarak kamu yönetimi, kamu bürokrasisini ve onun mal ve hizmet sunduğu halkla ilişkilerini anlamaya ve geliştirmeye yönelik uygulamalardan ve teorilerden meydana gelen bir bilim dalıdır. Kamu yönetimi toplumla siyasi sistem arasında köprü vazifesi yapar. Siyasi sistemin, ülke sorunları ile ilgili konularda karar vermek için ihtiyaç duyduğu, bilgi, haber ve diğer çıktıları sağlar. İyi organize olmuş kamu bürokrasisi siyasi istikrarın teminatı olarak görülmektedir.
ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI 1. Siyasi çevre: Kamu yönetimi içinde seçmenlerin, politikacıların, üretici ve tüketici çıkar gruplarının bulunduğu siyasi bir ortamda faaliyet gösterir ve yasama ve yargının denetimi altındadır. Ancak bu durum özel yönetim için geçerli değildir. 2. Kamu yararı ve özel yarar: Kamu hizmetleri bütün bir toplumun ortak menfaatleri için yapılır. Bunların faydası bölünemez, kullanıcılara göre fiyatlandırılamaz ve hizmete ilişkin fiyatı ödemeyenler hizmetten mahrum edilemezler. Özel mal ve hizmetlerin ise, faydaları ferdi ve bölünebilir niteliktedir. Mal ve hizmetin fiyatını ödemeyen hizmetten faydalanamaz. 3. Hukuk düzeni: Kamu yönetimi, güçlü idari ve hukuki gelenekler ile hukuk düzenine dayanır. Hukuk düzeni ise anayasayı temel almaktadır. Bundan dolayı kamu yönetimi hukuk düzenine ve anayasanın gereklerine uymak zorundadır. Özel yönetimde ise yasa, sosyal sorumluluğun en düşük standardı olarak algılanmakta ve bu standart kuruluşun faaliyetlerini engelleyici bir unsur olabilmektedir. 4. Serbestlik: Özel yönetim genel olarak daha fazla serbestliğe sahiptir. Kamu örgütleri ise devletin bir parçasıdır, kurallara ve denetime tabidirler.
ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI 5. Sosyal maliyet: Kamu yönetimi sosyal maliyet kavramıyla ilgilenmek zorundadır. Özel sektör kuruluşları, sosyal maliyeti önlemeye yönelik faaliyetlerin yönetim giderlerini artırması sonucu kuruluş kârının azalacağı düşüncesiyle sosyal maliyet sorunuyla ilgilenmek istememektedirler . 6. Siyasi liderliğin değişme sıklığı: Siyasi liderler koalisyon durumları olmasa bile seçim dönemlerinde değişebilir. Bu da politika değişikliklerine yol açar. Özel sektörde, kamu kuruluşlarında olduğu gibi fazla politika değişiklikleri söz konusu olmamaktadır. 7. Kurumların yapısı ve yöneticilerin motivasyonu: Bürokratları motive eden temel etken, prestij ve otorite kazanma duygusu ile siyasi yöneticilerin ve kamuoyunun denetimidir. Özel sektör yöneticilerinin faaliyetlerini motive eden temel etken piyasa mekanizmasıdır. Özel kesimin ürettiği mal ve hizmetler, vatandaşlara sunulmak suretiyle piyasa denetimine tabi tutulurlar. Kamu yönetiminde ise nispeten kapalılık ve gizlilik ilkesi hâkim olduğundan bu denetim daha zor yapılmaktadır. 8. Hakemlik: Kamu yönetimi çelişen sosyal çıkarlar arasında bir arabulucu niteliğinde faaliyette bulunmaktadır. Bu nedenle birey ve grupların davranışları üzerinde bazı sınırlamalar getirilebilmektedir. Özel yönetimin ise böyle bir gücü yoktur.
ÖZEL YÖNETİM - KAMU YÖNETİMİ FARKI 9. Kamu gücü: Özel kişi ve kuruluşlar arasındaki ilişkiler, tarafların eşitliği esasına dayanmaktadır. Kamu yönetimi ise, amacını gerçekleştirmek için kamu gücünü (karşı tarafın rızası olmadan) tek taraflı olarak kullanır ve bunu uygulayabilir. 10. Kuralların yoğunluğu: Kamu yönetiminde usul ve kurallar yasalarla ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Özel kesimde ise genel nitelikli, fazla ayrıntılı olmayan ve sayıca az yasa bulunmaktadır. 11. Hedefler: Özel yönetim önce kârı, kamu yönetimi ise hizmeti esas alır. Özel yönetim mal/hizmet satın alanı müşteri, kamu yönetimi ise vatandaş olarak görür. Vatandaşla müşteri farklı kavramlardır. Müşterilere özel sektörün verdiği haklar sınırlı, oysa hükümetin vatandaşlarla karşılıklı ilişkisi daha uzun dönemli ve karşılıklı ilişki olarak hükümetin kendi garantisi ile sınırlıdır. 12. Özerklik: Özel yönetim kamu yönetiminden daha çok özerktir. Çünkü kamu kuruluşları yasal bir çerçeve içinde faaliyette bulunmak zorundadırlar. Bundan dolayı yasalar ve diğer düzenleyici işlemler çoğu kez kamu yöneticisinin hareket özgürlüğünü kısıtlamaktadır.
KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET AYRIMI • Kamu yönetimi bilimi ile siyaset bilimi yakın zamanlara kadar farklı kavramlar olarak değerlendirilmemiştir. Ancak disiplinlerdeki detaylanma sonucu kamu yönetimi ile siyaset biliminin eğitiminde uzmanlaşma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. • Siyaset ve kamu yönetiminin ayrışmasında ABD’de Woodrow Wilson’un “Yönetimin İncelenmesi” (1887) ve 1900 yılında Frank Goodnow’un “Siyaset ve Yönetim” isimli eserleri başı çekmiş, 1952 yılında Türkiye’de TODAİE’de aynı şekilde kamu yönetimi ayrı bir ders olarak verilmeye başlanılmıştır. • Siyaset ve yönetim bilimi arasında kesin bir ayırım yapmak zor olmakla birlikte siyaset biliminin daha ziyade devleti oluşturan üç temel güçten yasama gücü ve bu gücün oluşumu, kullanılması, siyasi kavramlar, felsefi ve siyasi akımlar, siyasi partiler gibi alanları incelerken; kamu yönetimi devletin yürütme gücü üzerine yoğunlaşmıştır. • Sonuç olarak siyaset bilimi ülkelerin politika oluşturma ve karar alma fonksiyonlarını incelemekte, kamu yönetimi ise karar alma bu kararları uygulamaya aktarma mekanizmalarını değerlendirmektedir.
DEVLETİN VAROLUŞ SEBEBİ VE MEŞRULUĞU • Genelde devletin varoluş nedeni, insanın doğal hak ve hürriyetlerinin korunacağına dair inançtır. Devlet bu inancı pekiştirmek için güvenlik, adalet, sağlık, eğitim, altyapı gibi hizmetleri üstlenmektedir. • Devlet bu hizmetleri yerine getirebilmek için, egemenlik hakkı ve yetkisinin bir sonucu olarak siyasal güce sahip olmak zorundadır. Devletin sahip olduğu bu güç sınırsız değildir ve keyfi kullanılamaz. • Modern devlet anlayışının ortaya çıkmasıyla birlikte devletin yapmak zorunda olduğu hizmetlerde sürekli artış meydana gelmiştir. Bu genişleme ise doğrudan devletin büyümesine neden olmuştur. • Devletin yeni sorumluluklarının ortaya çıkması, belli temel değerleri gerçekleştirmedeki rolü hakkında değişen kamuoyunun bir sonucudur. Devlet, toplumsal düzenin kurallarını koymakta, uygulamakta ve bunu yapmak için de çeşitli kurumlar kurmaktadır. Devletin ikinci amacı ise, toplumsal amacı gerçekleştirmektir. • Bu iki amaç günümüzde devletin rolünü değiştirmiş ve etkili bir kamu yönetimine olan ihtiyacı artırmıştır.
DEVLETİN GÖREVLERİ • Devletin asli görevi negatiftir. Bunlar, toplum için zararlı olan şeylere mani olmak, iç düzeni ve dış güvenliği sağlamaktır. • Devletin modern görevi, öncekileri de devam ettirmekle birlikte, daha çok pozitiftir, yani olumludur. Devletin bu yeni görevi, toplumun ortak ihtiyacı olan mal ve hizmetleri üretmektir. • Devlet, ayrıca ekonomik faaliyetleri düzenleme ve gelir paylaşımını yeniden sağlamak gibi bir görev de üstlenmiştir. Devletin fonksiyonları üç grupta toplanabilir. • Klasik fonksiyonlar; vergi toplama, adalet, güvenlik, savunma ve dış ilişkiler gibi bir devletin varlık sebebi olan işlerdir. • Devletin, kaynakları harekete geçirici fonksiyonu ise, tarım, sanayi ve ulaştırma gibi belirli bazı sektörlere yardım etmesi, destek olmasıdır. • Devletin üçüncü fonksiyonu da, toplumdaki bazı gruplara (yaşlılar, öğrenciler, çocuklar, yoksullar vb.) doğrudan yaptığı sosyal yardımlardır.
DEVLETİN BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ • Devletin büyümesini etkileyen faktörlerin başında sanayileşme gelmektedir. • Ticari ve sınai faaliyetlerin sosyal maliyetleri. • Devletin ekonomiyi kontrol etmek istemesi. • Nüfustaki (demografi) değişiklikler. • Kentleşme de, kamu hizmetleri için yeni talepler meydana getirir. • Kişi başına düşen gelirin artması, devlet harcamalarının büyümesi. • İletişim sektörü, uydular, internet ve TV yayınları vb gelişmeler. • Kamu hizmetlerinin ucuz olduğu anlayışı ve buna bağlı olarak kamu hizmetlerinin çoğaltılmasıdır. • Seçimle gelen siyasi yöneticilere devletin büyümesinin sağladığı imkânlar. • Bürokratik yapının genişleme eğilimi de bir iç faktör olarak büyümeye yol açar. • Kamu işletmelerindeki verimsizlik.
DEVLETİN BÜYÜMESİNİN SONUÇLARI • Devletin fonksiyonlarındaki artış, onun yürütme organı olan kamu yönetimi teşkilatını büyütmüştür. Bu kamu yönetimi teşkilatı, kendi içinde karmaşık ve teknik bir nitelik kazanmıştır. • Yönetimin teknik bir niteliğe bürünmesine "teknokrasi" denilmektedir. Bakanlıklarda ve kamu kurumlarında kararlar, her biri belirli dalda uzman olan kişilerin meydana getirdiği küçük gruplar tarafından alınmaktadır. • Teknik ve bilimsel verilere ve yöntemlere giderek daha fazla önem veren devlet yönetimi, bu verileri elinde tutan, değerlendiren ve kullanan uzmanlara ve bürokratlara daha fazla bağımlı hale gelmiştir. • Devletin büyümesi, bürokratikleşmeyi artırmıştır. • Bürokratikleşme, idari yapıların büyümesi ve teknik nitelik kazanması, halkın karar alma sürecine katılmasını zorlaştırmıştır. • Kamu hizmetlerinde verimsizlik, harcamaların artması ve enflasyon gibi olumsuzluklar, devletin büyümesinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. • Kamu borçlarının artması devletin aşırı büyümesinin bir sonucudur.
DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ • Devletin ekonomik alandaki rolü, “müdahalecilik” ve “serbestlik” arasında gidip gelmektedir. Ancak 1980'den sonra, liberal düşünce önem kazanmış, bütün ülkelerde piyasa ekonomisine doğru güçlü bir eğilim ortaya çıkmıştır. • Devletin büyümesine karşı, en güçlü hareket “Liberalizm” ve onun bireye ve piyasaya yaptığı vurgu olmuştur. Günümüzde bu hareket, devlet iktidarı karşısında kişi haklarını ve gücünü yeniden değerlendirmeye çalışmaktadır. Liberalizm, sınırlı bir yönetim anlayışını benimser. • 1980'li yılların başından itibaren devletin küçültülmesine yönelik faaliyetlerde önemli bir gelişme yaşanmıştır. • Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra giderek merkezileşen yönetim faaliyetleri, 1970’li yıllarda tekrar yerinden yönetime doğru bir değişme içine girmiştir. Bu değişim yerelleşme (desantralizasyon) kavramıyla ifade edilmektedir.
REFAH DEVLETİ VE YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI • Refah devleti kavramı Batıda 1930-1970 arasında hakim olan yönetim anlayışıdır. “Müdahaleci ve düzenleyici bir devlet” düşüncesine dayanır. • Gelir ve servet dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırmanın gerekliliğini savunur. Müdahaleci bir anlayışla devletin piyasada mal ve hizmet üretmesini savunur. • Refah devleti anlayışı devletin sürekli büyümesine neden olmuş; yönetim kırtasiyecilik, verimsizlik, hantallık gibi suçlamalara maruz kalmıştır. • 1970’lerde yaşanan ekonomik krizlerin sebebi olarak kamu yönetim yapısı gösterilmiş geleneksel yönetim anlayışı, yerini yeni kamu yönetim anlayışına bırakmıştır. Yeni kamu yönetimi anlayışının ortaya çıkmasında üç faktör etkili olmuştur: • 1. Kamu sektörüne yönelik eleştiriler, • 2. Yeni sağ ve ekonomik teorideki değişiklikler, • 3. Özel sektördeki gelişmelerin etkileri.
YENİ KAMU YÖNETİMİ DÜŞÜNCESİ • 1980'li ve 1990'lı yıllar, birçok ülkede kamu yönetiminde önemli bir dönüşüme uğramıştır. Katı, hiyerarşik ve bürokratik kamu yönetimi, esnek, piyasa tabanlı kamu yönetimine dönüştürülmüştür. Zamanla geleneksel yaklaşım önemli prestij kaybına neden olmuştur. Bundan dolayı YKY, yeni paradigma olarak geleneksel kamu yönetimine alternatif olarak ortaya çıkmıştır. • 20. yüzyıl öncesine kadar siyasi iktidarlar, sürekli olarak sorunların çözüm yerleri olarak düşünülmüştür. 1970'lerin ortasından itibaren hükümetler ciddi mali krizlerle karşı karşıya kalmaya başlayınca yeni düşünceler gündeme gelmiştir. Bu şekilde özel sektör menşeli yönetim fonksiyonunun, klasik kamu yönetiminden ve politika yapımından daha önemli olduğu görülmüştür. • Bu süreçte ön plâna çıkan kamu işletme yönetimi yaklaşımı kamu yönetimine rakip olarak lanse edilmiştir.
YKY DÜŞÜNCESİNİN İLKELERİ • Kamuda küçülme, • Yönetim teorisini kamu yönetimine uyarlamak, • Müteşebbis yönetim mantığını kamu yönetimine aktarmak, • Yerelleşmek, • Bürokrasiyi azaltmak, • Kamunun piyasadaki gücünü özelleştirmek.
YKY'NİN TEMEL YAKLAŞIMLARI • Otoritenin aktarılması, esnekliğin sağlanması, • Performansın, kontrolün ve sorumluluğun sürdürülmesi, • Rekabetin ve bununla ilgili seçeneklerin geliştirilmesi, • Hizmet sorumluluğunun sağlanması, • İnsan kaynakları yönetiminin geliştirilmesi, • Bilgi iletişim teknolojisinden yararlanılması, • Faaliyetlerin ve bunlarla ilgili işlemlerin kalitelerininyükseltilmesi, • Yönlendirici fonksiyonların güçlendirilmesi.
GELENEKSEL YÖNETİM VE YENİ KAMU YÖNETİMİ • Katı-merkeziyetçi örgüt yapısı • Katı hiyerarşi- bürokrasi yönelimli • Büyük ölçekli yapı • Örgüt merkezli • Kurallara bağlı yakın kontrol • Sevk ve idare • Sabit Ücret • Bürokrat tipi yönetici • Gizlilik • Kapalı enformasyon kanalları • Amire bağlı değerlendirme • Esnek- yerel örgüt yapısı • Yumuşak hiyerarşi- piyasa yönelimli • Minimal devlet • Müşteri/vatandaş merkezli • Performans hedefli denetim • Yönetişim • Performansa dayalı ücret • Girişimci yönetici • Şeffaflık • Açık enformasyon kanalları • Çok yönlü değerlendirme
YÖNETİŞİM • Yönetişim; bir toplumsal-politik sistemdeki ilgili bütün aktörlerin ortak çabalarıyla elde edilen sonuçların oluşturduğu yapı ya da düzendir. • Yönetişim, toplumdaki aktörlere ortaklar olarak bakmaktadır. Yönetişim değişik aktörlerin etkileşiminin ortaya çıkardığı bir süreçtir. • Yönetişim, kamu sektörüne rekabetin girmesiyle birlikte gelişme seyrini daha da hızlandırmıştır. • Küreselleşme ile birlikte dünya ölçeğinde ortaya çıkan fırsat ve sorunlar arasında denge noktasının bulunmasının devletin önemli bir görevi olduğu, bu görevin etkin şekilde yerine getirilebilmesinin ise ancak iyi bir yönetişim yapısının kurulması ile mümkün olacağı ifade edilmektedir. • Artık tek özneli, merkezi, hiyerarşik bir iş bölümü içinde üreten, bunun için kaynakları ve yetkileri kendilerinde toplayan yönetimden, insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleştirecek, çok aktörlü, yerel, ağ ilişkileri içinde kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılan, yönlendiren, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran yönetişim anlayışına geçilmektedir.
YÖNETİŞİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ • Yönetişim; katılımcılık, saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri sayesinde, kalkınmada, ekonomik, sosyal ve politik öncelikler üzerinde bir mutabakat sonucunda ortaya çıkabilmektedir. • Yönetişim seçilmiş görevlilerin fonksiyonlarını mevcut olandan daha az önemli göstermektedir. • Saydam bir politika belirlemek, uygulamak ve uygulama sonuçlarını ilan etmek, yönetişimin öncelikleri arasında yer alır. • Sorunların çözümünde siyasi sorumluluk ve bürokratik denetim önemlidir. • Yönetişim çift taraflı liderliği gerektirmektedir. Bu ise; kurum değerleri ve kamu yararı ile halkın temsilcisi olabilmeyi, kurumsal performansı, temel hakları korumayı, hukukun hakimiyetini sağlamayı ve vatandaşı demokratik yönetişim sürecinde eğitmeyi gerektirmektedir. • Genel olarak yönetişimde temel unsur demokratik sorumluluğun sağlanmasıdır.
YKY - YÖNETİŞİM BENZERLİKLERİ • Gerek YKY, gerekse yönetişim, iyi toplum-iyi yönetim kurma amacındadır. • Her iki yaklaşımda da sorumluluğa önem verilmektedir. • Her iki yaklaşımda da yönetimlerin toplumdan uzak olduğu, yönetim birimlerinin çok verimsiz çalıştığı öngörülmekte ve bunların çözümüne yönelik öneriler getirilmektedir. • Her ikisi de etkili olmak için rekabetin şart olduğunu öngörmektedir. • Her iki yaklaşım da sonuç odaklı olarak girdilerden çok çıktıların denetimiyle ilgilenmektedir. • Her iki yaklaşımda da kürek çekme yerine "dümen tutmaya" (koordine etmeye) vurgu yapılmaktadır.
KÜRESELLEŞME VE KAMU YÖNETİMİ • OECD, IMF gibi uluslar arası kuruluşların çalışmaları ile etki alanını genişleten kavram, çok uluslu şirketler gibi güçlü ve yeni aktörlerin sahneye girmesi, bilgisayar teknolojisinin iletişim ve enformasyon alanında hızlı yayılışı ve birçok ülkede yeniden düzenleme politikalarının benimsenmesi gibi unsurların da etkisiyle yaygınlaşma sürecini hızlandırmıştır. • Küreselleşme dünya toplumlarında artan oranda karşılıklı dayanışma sürecini yansıtmaktadır. Günümüzde birçok faaliyet için uluslar arasılaşma veya bölgeselleşme söz konusudur. • Küreselleşmenin sonuçları dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ülkede bulunma veya olanı-biteni anlama şeklinde ifade edilebilir. • Küreselleşme bütünleşmiş bir dünya pazarının oluşumunu ve bu pazarın özgürce işlemesini önleyen engellerin kaldırılması sürecinde önemli rol oynamaktadır.
KÜRESELLEŞMENİN ÖZELLİKLERİ a) Küreselleşme çok sebep ve çok boyutluluk içinde hareket etmekte ve tüm bu boyutları içermektedir. b) Sürecin en temel niteliği zaman-mekan ilişkisinde gündeme gelen radikal dönüşümlerdir. Bu dönüşümler hem zamanının hem de mekanın yeniden tanımlanmasını gerekli kılmaktadır. c) Küreselleşme çelişkilerle çevrelenmiş ama aynı zamanda dönüştürücü etkisi olan bir süreçtir. d) Küreselleşme, küresel elektronik ve ekonomi sürecini devreye sokmuş, bu yeni ekonomide bankacılar, şirketler, fon yöneticileri ve milyonlarca yatırımcı, çok büyük miktardaki sermayeyi anında dünyanın bir ucundan diğerine aktarabilme imkanına kavuşmuştur. Bu dönüşüm, kârlılık düzeyinin yükselmesine önemli katkılar sağlamış ve bunun sonucunda sermaye, yatırım ve üretim için en uygun koşulları sağlayacak biçimde tüm dünyaya yayılmıştır. e) Küreselleşmede en belirleyici unsur sermayenin küreselleşmesi olup bundan da en fazla zengin, kapitalist ve sömürme gücü olan ülkeler faydalanmaktadır.
KÜRESELLEŞMENİN KAMU YÖNETİMİNE ETKİLERİ a) Bu süreçte küreselleşen özel kesim lehine kamu ve özel kesim alanlarının görünüşünde ciddi dönüşümler olmaktadır. b)Küreselleşen devlet kamu yönetimini çok iş yapmaya zorlamaktadır. c)Profesyonelleşme küresel düzeyde kamusal hizmet alanına kurumsal, moral ve ahlaki ölçütler getirmektedir. d)Küreselleşme sürecinde özelleştirme teşvik edilirken, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele özendirilmektedir. e)Küreselleştirme sürecinde kamu yönetimi ve ilgili alanlarda bunun karşılaştırmalı ve uluslararası gibi alt disiplinleri de kapsayan bilgi genişlemesi olmaktadır. f)Küreselleşme başka halklar, kültürler ve kamu yönetimleri konusunda bilgilenmeyi sağlamakta ve diğer yönetim geleneklerini tanıma fırsatı vermektedir. g) Devletin bazı görevleri uluslar arası kuruluşların, bazı görevleri ise devlet alt sistemleri tarafından paylaşılmakla birlikte her devletin sahip olduğu kamu yönetimi fonksiyonlarını ortadan kaldırmak mümkün değildir.
ELEKTRONİK DEVLET • Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş; gerek ülkelerin toplumsal, ekonomik, kültürel ve politik yapısını; gerekse ülke kamu kurumlarının iş süreçleri ile örgütlemelerini değişime uğratmıştır. • 2000’li yıllarda AB ve çok sayıda ülke, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişi, bir amaç olarak belirlemiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için eylem plânları hazırlama yoluna gitmişlerdir. • Bilgi çağı kamu yönetimi anlayışını da değiştirmiş; bilgi ve iletişim teknolojilerinin imkanları ile halka hizmet sunumu başlamıştır. • Az maliyetle tüm bilgi ve verilerin hızlı bir şekilde elde edilerek dağıtılabilirliği, geleneksel kamu yönetiminin hizmet üretme ve sunma yöntemleri için yeni bir anlayışı gündeme getirmiştir. Bu anlayış, kavramsal olarak e-devlet modeli olarak anılmaktadır. • E-devlet, internet ve diğer dijital araçları kullanım yoluyla devlet bilgi ve hizmetlerinin çevrimiçi olarak vatandaşlara sunulmasıdır. Elektronik ortamda devlet ve vatandaşları arasındaki iletişimdir.
ELEKTRONİK DEVLETİ GEREKLİ KILAN ETKENLER • Kamu kurumlarındaki israf, gecikme, hata ve yolsuzluklar sonucunda kamu yönetimi ile ilgili ekonomik olarak verimsiz ve etkisiz, halkın katılım ve denetimine kapalılık, yetkileri kötüye kullanma gibi düşüncelerin yaygınlaşması kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması ihtiyacını gündeme getirmiştir. • Özel sektörün elektronik zemini kullanarak ortaya koyduğu performans kamu sektörünü de benzer adımlar atmaya zorlamaktadır. • Bu gelişmelere paralel olarak dünya genelinde yaşanan teknolojik gelişmelerin, kamu hizmetlerinin iletiminde etkinliği genişletme ve yönetimsel masrafları azaltma yoluyla ekonomik kazancı geliştirdiği varsayımı gündeme gelmiş, bu da geleneksel yöntemlere alternatif bir hizmet sunum yöntemi olan e-devlet uygulamalarını ortaya çıkarmıştır. • İşlem maliyetlerinin azaltılması ve kamu kurumlarınca vatandaşlara hizmetin daha kaliteli sunulması için etkin bir rolü olduğu gözlenen bilgi-iletişim teknolojilerinin daha etkili, daha şeffaf ve daha vatandaş odaklı bir devlet anlayışını gerçekleştirilebileceği inancı elektronik devleti kaçınılmaz hale getirmektedir.
ELEKTRONİK DEVLETİN AMAÇLARI • Harcamalarda tasarruf sağlanması, • Kağıt işlemlerinin kontrol altına alınması, • Kamu işlemlerinde şeffaflığın sağlanması, • Kamu hizmet kalitesinin artırılması, • Kamu hizmetlerinin 7 gün 24 saat işlerlik kazanması, • Kamuyla ilgili kararlarda vatandaş katılımının sağlanması, • Devlet hizmetlerine kolay, rahat ve hızlı erişim imkanı, • Vatandaşlar için sunulan hizmetlerin geliştirilmesi, • Kamu kurumlarının üretkenlik ve etkinliğinin artırılması, • Kanun uygulamalarının ve hukuk sisteminin güçlendirilmesi, • Öncelikli ekonomik sektörlerin gelişiminin teşvik edilmesi, • Fakir ve engelli vatandaşların hayat kalitesinin iyileştirlmesi, • Gereksiz formaliteleri ortadan kaldırarak yatırımcılara cazip ortam sunulması.
ELEKTRONİK DEVLETİN FAYDALARI Vatandaş açısından Kamu personeli açısından • Kendi kendine bilgiye erişim, • Bilgiyi bulma ve kullanmada kolaylığı sağlayan daha iyi erişim, • Hızlı çözüm ve sonuç alma, • Vatandaşın işleyişten memnun kalarak devlete daha pozitif bakmaya başlaması, • Vatandaşın yönetime aktif olarak katılabilmesi, • İstenilen yer ve zamanda bilgiye erişme imkanının sunulması. • Kamu personelinin dış görev ve iletişiminde azalma, • Klasik yöntemlerle bilgi edinmenin azalması, • Hizmet sunumundaki gecikmelerin azalması, • Daha iyi hizmet sunumunun sonucu olarak artan vatandaş memnuniyeti, • Yönetici ve diğer kurumlarla daha etkin ve hızlı iletişim, • Bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımıyla iş yapma biçimlerinde yaşanan değişim.
TÜRK KAMU YÖNETİMİ Temel Konular: • Devlet teşkilatı • Türk kamu yönetiminin özellikleri • Merkezi Yönetim • Merkezden Yönetimin Başkent Örgütü • Merkezi Yönetimin Taşra Örgütü • Yerinden Yönetim • Mahalli İdareler (İl Özel İdaresi) • Mahalli İdareler(Belediye, Köy) • Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları
ANAYASA YÜRÜTME YASAMA YARGI CUMHURBAŞKANI TBMM ANAYASA M. BAKANLAR KURULU BAŞBAKAN D.Denetleme Kurulu HAKİMLER VE SAV.YÜK.KUR SEÇMEN BAKANLAR Yardımcı Kuruluşlar MGK/MİT Sayıştay-Danıştay YARGITAY DANIŞTAY MERKEZİ YÖNETİM KURULUŞLARI A.YARGITAY İL İLÇE BUCAK BÖLGE YÖK A.Y.İDARE.M YEREL YÖNETİMLER TRT UYUŞMAZLIK M. BELEDİYELER İL ÖZEL İDARELERİ KÖYLER ATATÜRK KÜL. DİL TARİH Y.K Y.SEÇİM K. KİTLER SAYIŞTAY DEVLET TEŞKİLATI
TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ • Kamu yönetimi kuruluş ve görevleriyle bir bütündür (Üniter devlet). • Yargısal denetim olarak idari yargı denetimine, hukuk olarak idare hukukuna tabidir (İdari rejim). • Kamu yönetim yapısı merkeziyetçi bir nitelik arz eder. • Parlamenter yönetim uygulanmakta olup, yürütme yasamanın içinden çıkmaktadır. • Hukuki rasyonel bürokrasi ve patrimonyal bürokrasi özelliklerini birlikte taşımaktadır (neo-patrimonyal bürokrasi). • Yönetim yapısı Osmanlı Devleti’nin devamı niteliğindedir. • Yönetim yapısı kapalı/gizli bir nitelik arz eder (2003 Tarihli Bilgi Edinme Kanunu ile kısmi bir açıklık sağlanmıştır). • Personel sistemi kariyer, liyakat ve sınıflandırma ilkelerine dayanmaktadır. • Memurluk orta tabaka bir meslektir, seçkinci bir nitelik göstermez.
TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN DAYANDIĞI TEMEL İLKELER 1. Hukuk devleti niteliğinin sonuçları • Temel hak ve hürriyetlerin güvenliği, • Anayasaya uygunluğun yargısal denetimi, • Kanunların genelliği (şahıs veya bir zümreye ihsas edilemez). • Kanuni idare ilkesi, • Düzenli yönetim (icranın yasal mevzuata dayanması) ilkesi, • İdarenin yargısal denetimi, • Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim güvencesi, • Kuvvetler ayrılığı, • Demokratik rejim. 2. Sosyal devlet niteliğinin sonuçları • Milli geliri artırmak, • Milli gelirin adaletli dağılımını sağlamak, • Özgürlüklerin gerçekleşmesi için maddi imkan sağlamak, • Bireyleri sosyal güvenliğe kavuşturmak.
KAMU YÖNETİMİNİN FAALİYETLERİ • İdari faaliyetler: Kamu hizmetlerinin sunulması veya toplumun düzeni ve ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan faaliyetlerdir. • Yasama faaliyeti: İdarenin kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelik çıkarması gibi faaliyetleridir. • Yargı faaliyeti: İdare ile ilgili anlaşmazlıkları çözmek ve kişisel olaylara hukuk kurallarını uygulamaktır.
KAMU YÖNETİMİNİN GÖREV VE HİZMETLERİ 1. Kamu Hizmetinin Özellikleri: Kamu hizmeti sunmada eşitlik ilkesi gözetilir. Amaç, kamu yararıdır. • Bir hizmetin kamu hizmeti sayılıp sayılmaması siyasi kararla belirlenir. • Kamu hizmeti mahalli, bölge veya milli olabilir. • Kamu kuruluşu yanında özel kuruluşlar da sunabilir. • Genellikle parasız veya piyasa değerinin altındadır. • Kamu hizmetleri sürekli olup gelişmelere göre niteliği değişebilir. • 2. Kamu Hizmeti Türleri • İdari Kamu Hizmetleri: Eğitim, sağlık gibi geleneksel kamu hizmetleridir. • Ekonomik Kamu Hizmetleri: Endüstriyel ve ticari faaliyetlerdir. Hem özel hem kamu hizmeti niteliği taşırlar. • Sosyal Kamu Hizmetleri: Emeklilik ve sosyal güvenlik gibi hizmetleri içerir. • Bilim, Teknik ve Kültürel Kamu Hizmetleri: Bilim, teknik, sinema, tiyatro gibi alanlarda verilen hizmetlerdir.
KAMU YÖNETİMİNİN GÖREV VE HİZMETLERİ 3. Kamu Hizmeti İlkeleri • Süreklilik ilkesi, • Değişkenlik ve uyum ilkesi, • Eşitlik ilkesi, • Tarafsızlık ilkesi. 4. Kolluk Görevi Kamu düzenini sağlayan ya da koruyan ve kamu düzeni bozulduğunda düzeltip eski hale getiren faaliyetlerin hepsine ve bu faaliyetleri yürüten görevlilere kolluk denir. Kolluk görevi 24 saat kesintisiz sunulan ve eşitlik ile tarafsızlık ilkelerinin daha çok ön plana çıktığı bir kamu hizmetidir.
KAMU YÖNETİMİNDE YETKİ Yetki: Kanun ve diğer idari mevuzatta yapılması istenen hizmetleri yapabilme gücüdür. Yetkinin kaynağı ve sınırları Anayasa ve kanunlardır. Kimse kendiliğinden yetki kullanamaz. Bunun tek sınırı takdir yetkisidir. Kamu yönetimi işleyişinde il idaresinde yetki genişliği ve genel idarede astlara yetki devri uygulamasına yer verilir. Yetkinin Özellikleri: • Yetki bir hak değil, mükellefiyettir. • Yetki görevin yerine getirilmesinde kullanılır. • Yetki zaman, yer ve konu bakımından sınırlıdır. Kişiye değil, göreve bağlıdır. • Yetki her yerde aynı şekilde kullanılır, geneldir. • Yetkinin kullanımında amaç kamu yararını sağlamaktır. Şahsi menfaat için kullanılamaz. • Sorumluluk: Yetkiyi kullanma mecburiyetidir. Yetki ve sorumluluk dengeli olmalıdır. İdarenin eylemlerinden doğan zarar tazmin edilir.
KAMU YÖNETİMİNDE YETKİ TÜRLERİ • Örgütlenme yetkisi, • Hizmet yüklenme yetkisi, • İdari düzenleme yetkisi, • Takdir yetkisi, • İcrai karar alma yetkisi, • Kendiliğinden yürütme yetkisi, • Ceza verme yetkisi, • Olağanüstü hal yetkileri (savaş, sıkıyönetim, doğal afet vb. durumlar için).
KAMU YÖNETİMİNİN EYLEM VE İŞLEMLERİ • Hukuki İşlemler: Hukuki sonuç doğuran irade açıklaması ve yasal bir yetkinin kullanılması gibi işlemlerdir. • İdari İşlemler: İdarenin tek taraflı irade beyanı ile hukuki sonuç doğuran veya hukuk düzeninde değişiklik yapan işlemleridir. • İdari Sözleşmeler: Kamu kurum ve kuruluşlarının idare hukuku kurallarına göre yaptıkları sözleşmelerdir. • İdari Eylemler: Ya bir idari işlemin uygulanması ya da herhangi bir hukuki işleme dayanmadan doğrudan doğruya yapılan hukuka uygun eylemlerdir. Mülki amirin denetim yapması gibi.
KAMU YÖNETİMİ KURUM VE KURULUŞLARI 1) Görevlerine Göre Kamu Kurum ve Kuruluşları • Karma Görevli Kuruluşlar: Yasama ve yargı alanlarında görev alan ancak idari görevleri olan kuruluşlardır. (il ve ilçe idare kurulları) • Faal Yönetimler: Bakanlıklar gibi doğrudan icrai karar alan kuruluşlardır. • Denetleme ve Danışma Kurumları: Teftiş kurulları ve Danıştay gibi. 2) Bütçelerine Göre Kamu Kurum Ve Kuruluşları • Genel Bütçeli Kamu Kurumları: TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Bakanlıklar, SGK Başkanlığı vb. kuruluşlardır. • Özel Bütçeli Kamu Kurumları: Yükseköğretim Kurumları, Düzenleyici ve Denetleyici Kurullar, Kültür- Sanat Kurumları, Savunma Sanayi, Alanında Tekel Olan Kurumlar vb. 3) Örgütlenme Şekline Göre Kamu Kurum Ve Kuruluşları • Merkezi Yönetim Kuruluşları : Başkent Örgütü, Taşra Örgütü • Yerinden Yönetim Kuruluşları: Mahalli İdareler (Yerel Yönetimler), Hizmet Yerinden Yönetim Kuruluşları.
BAŞKENT ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu Merkeze Yardımcı Kuruluşlar TAŞRA ÖRGÜTÜ İl Yönetimi İlçe Yönetimi Bucak Yönetimi Bölge Müdürlükleri MERKEZİ YÖNETİM
MERKEZİ YÖNETİMİN BAŞKENT ÖRGÜTÜ • Cumhurbaşkanı • Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar • Merkeze Yardımcı Kuruluşlar
CUMHURBAŞKANININ NİTELİKLERİ VE SEÇİMİ • A. Nitelikleri • Cumhurbaşkanı, 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. • Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olup en fazla iki defa seçilebilir. • Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, siyasi partiler (%10’u birlikte aşan) ortak aday gösterebilir. • Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği düşer. • B. Seçimi • Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde; veya boşalması halinde 60 gün içinde tamamlanır. • Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, ikinci oylama yapılır.
YASAMA İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ • Gerekli gördüğü takdirde yasama yılının ilk günü TBMM açılış konuşmasını yapmak, • TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak, • Kanunları yayımlamak, • Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek, • Anayasa değişikliğine ilişkin kanunları gerekli gördüğünde halkoyuna sunmak, • Kanun, kanun hükmünde kararname, TBMM içtüzüğünün tümü ya da belli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, • TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek.
YÜRÜTME İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ • Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, • Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, • Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, • Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, • TBMM adına TSK’nın Başkomutanlığını temsil etmek, • TSK kullanılmasına karar vermek, • Genelkurmay başkanını atamak, • MGK’ya başkanlık etmek, • Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu ile sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan etmek, KHK çıkarmak, Kararnameleri imzalamak, • Sürekli hastalık, sakatlık ve yaşlılık gerekçesiyle kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak, • Devlet Denetleme Kurulu üyeleri ve başkanını atamak, • Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, • Üniversite rektörlerini seçmek.
YARGI İLE İLGİLİ GÖREV VE YETKİLERİ • Anayasa Mahkemesi üyelerini, • Danıştay üyelerinin dörtte birini, • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını, • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, • Askeri Yargıtay üyelerini, • Askeri yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, • Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
CUMHURBAŞKANININ SORUMSUZLUĞU • Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumsuz kanadını oluşturmaktadır. • Anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzasına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki tüm kararları başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur. • Cumhurbaşkanı sadece “vatana ihanet” sebebiyle suçlanabilir.Bunun için TBMM üye tamsayısının en az 1/3 ünün teklifi ve en az 3/4 ünün kararı gerekir. • Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı karar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvurulamaz.