100 likes | 335 Views
G Ü L Ü M. Bülbülün figanı gülün elinden, Olsa da dikeni sevmiş gönülden, Ayırmaz bülbülü kimse gülünden, Batsa da dikenin ah etmem Gülüm. Kerem ile Aslı olmuş efsane, Ferhat da dağ delmiş aşkı Şirin’e, Mecnun düşmüş çöle Leyla peşine,
E N D
G Ü L Ü M . . . Bülbülün figanı gülün elinden, Olsa da dikeni sevmiş gönülden, Ayırmaz bülbülü kimse gülünden, Batsa da dikenin ah etmem Gülüm. Kerem ile Aslı olmuş efsane, Ferhat da dağ delmiş aşkı Şirin’e, Mecnun düşmüş çöle Leyla peşine, Kaderde ne vardır; bilinmez Gülüm. Kaadir Mevla’ma dua ederim, Tez kavuştur beni Gülüme derim, Tutuştu yüreğim, hasretim derin, Saramazsam gülü, ölemem Gülüm. Numan AKKOYUNLU 12.08.2004
G Ü Z E L . . . Bana cevreyleme ey kaşı keman, Aşk oduna yandım nice bir zaman, Çok sabır eyledim bana el olan, Gayriye buseni haram et güzel… Aşk yolundan kim kendin sakına, Beni kalkan ettin sevda okuna, O ne bakış işven cana dokuna, Gel sar bu yaramı kerem et güzel… Âşık olan daim cefada, harda, Çok serencam geldi geçti ne fayda, Bizim bağa gelmez bülbülü şeyda, Numan der goncaya selam et güzel… Numan AKKOYUNLU 14.12.2004
A H I R Ö M R Ü M Ü Z . . . Düşmüşse gönlüne aşk dolu sevgi, Değişir büsbütün hayatın rengi, Karanlık gecede gönül ahengi, Yârin hayaline hep dalıverir… Zaman gönüllerde zümrüt-ü ank-a, Bugün hüzün, yarın olur bambaşka, Zambaklar açar, gül çağırır aşka, Sorgusuz sualsiz can gidiverir… Gider ahlar-vahlar olmaz eyvahlar, Yüklense boynuma bütün günahlar, Gönlüm yar koynunda gece sabahlar, Şu ahır ömrümüz şen geçiverir… Numan AKKOYUNLU 11.09.2005
Gözlerim yaşardı oldu kan çanak, Yakından, uzağa düştün düşeli… Ne haldeyim sensiz, etmezsin merak, Gözümden, yanımdan yittin yiteli… Hasretim şahika feryadı figan, Hançere gerek yok oldukça bu gam, Bedenim hızarda savrulmuş yongam, Sen bağımda benim bittin biteli… Desen bir alo, etsen hal hatır, Ne olurdu ölüm, ne de kırk satır, Hasretlik acısı bağrım sızlatır, Çekip buralardan gittin gideli… Leyla, Şirin oldun can otağımda, Birin çöllerinde, birin dağında, Yalnız da değilim aşkın uğrunda, Mecnun’a, Ferhat’a kattın katalı… G A M L I Y A M 01.08.2005 Bu gidişle aşkta olur mu vuslat? İnsafa gelip de kesmezsin ruhsat! Uçarsın havada takmışsın kanat, Numan’ı peşine taktın takalı… Numan AKKOYUNLU
H A Y A L D Ü N Y A M . . . Gecenin yalnızlığa düşüren sessizliği, Alır götürür beni, hayaller dünyasına. Doyasıya yaşarım, unutup sensizliği, Gözlerim mahmurlaşır, dalar aşk rüyasına… Orda hayat başkadır, orda sen bir başkasın, Tıpkı melekler gibi kanatlanıp uçarsın, Yüreğimin içine iksir olup akarsın, Şifa bulur bu gönlüm aşkımın yarasına… Sen de dal hayallere, kanat aç akşamları, Korkma gittiğin yerde, olmaz gözyaşları, Yemyeşil bahçelere, gökten zembil düşersin, Çok tatlı gecelerin, bürünürsün hülyasına… Şad olur gönüllerde, ya-da düşen aşkımız, Yeşerir çiçek açar, bedenlerde ruhumuz, Dolar billur kadehde aşk dolu şarabımız, İçer dalıveririz, aşkın ol deryasına… İçinde sen olunca, dışına çıkmadığım, Hayallerimde bile sen benim tek gerçeğim, Seni anda yaşamak ne de güzel sevdiğim, Aşkınla aşınayım hayaller dünyasına… Numan AKKOYUNLU 16.09.2005
D İ Y A R - İ B A Y B U R T Kocaman bir şehir köy anımsatır, Çarşı, Ulu Cami geçmişten hatır, Kalmamış tarihten başka da satır, Bent Hamamı’nı da göçürmüş Bayburt! Caddeler, sokaklar oldukça sakin, Demirözü, Hart’dan çoğalır halkın, Umulur Pulur’dan ederler akın, Şenlenir sokağın küstürmüş Bayburt! Doğup büyüdüğüm şanlı diyarım, Kaldım gurbet elde sana yanarım, Olmazsa vuslatın nasıl kanarım? Evladı gurbete savrulmuş Bayburt! Seyrettim Kale’den heyhat ki heyhat! Şehit Osman, Duduzar çormuş Bayburt! Çoruh dertli-dertli akıyor, saat Kulesinin boynu bükülmüş Bayburt! Görünce damında paslı çatılar, Gözlerim hüznüne kapı açtılar. Nerde öten kuşlar, o cıvıltılar? Yasına, pusuna bürünmüş Bayburt! Kara bulut çökmüş şehrin üstüne, Kim akıtmış böyle zehrin üstüne? Şair Zihni ağlar kahrın üstüne! Acı karanlığa gömülmüş Bayburt! Numan AKKOYUNLU 29.02.2012
F E R M A N S E N İ N D İ R . . . O yârin bağında lale, sümbüller, Açılmış leylağı hem bağı güller, Aşığı mest eder o şirin diller, Beni yakma canan bu can senindir… Vuruldum kemani kaşın yayına, Cemalin benziyor dolunayına, Yansımış yakamoz derya suyuna, Dulun da yüzü ver umman senindir… Bir bakışta oldum senin meftunun, Yanağın kızarmış pembeden tonun, Ne güzel yakışmış endama donun, Al gönlümü götür dümen senindir… Beni meftun eden o şirin sözdür, Sineme ok vuran o ela gözdür, Derdim bine vardı, sanma ki yüzdür, Azmıştır bu yara derman senindir… Numan da der yâre gönderin selam, Üstümüze gelir bütün el-alem, Yar dertlerim çoktur yazmaz bu kalem, Reddetme kabul kıl ferman senindir… 16.12.2004 Numan AKKOYUNLU
P U L U R Hoştur Şehit Samet Akdeniz parkın! Çay yudumlar orda sohbette halkın, Sağlık Ocak, Konak hizmette farkın, Coşturur duygumu sıla-i rahim. Yüce şana övgü dizeyim Pulur! Akkoyunlu Hacı Ferahşat Cami, Diğer camilerle süsler beldemi, İkindiye çeyrek sohbetin demi, Yaptırır dedemi sıla-i rahim. Toprağına kabrim kazayım Pulur! Gezinip Facebook’ta girdim sayfana, Eyledim gönlümü sıla-i rahim. Tuncay Şeker soktu beni havana, Dedim; “Bismillahirrahmanirrahim.” Seni biraz da ben yazayım Pulur! Gelmezsin kaleme şanın yücedir, Bilirsin, hasretim sana nicedir, Yürekte sızlayan acım incedir, Dindirir sızımı sıla-i rahim. Sen orda ben burda sızlayım Pulur! Bölmüş seni üçe harığ ve çayın. Bir-ki Pınarbaşı, Yeşilyurt sayın, Karşıyaka deyip mahle üçleyin, Sevdirir mahlemi sıla-i rahim. Koklayıp bağrında sızayım Pulur! Çarhağ yamacına kurmuşsun töre, Çal’ın ve Gölet’in değer ömüre, Çakıllı gözende mangal kömüre Kondurur etimi sıla-i rahim. Sonra çam dibine uzayım Pulur! İlkokul bayırda yakışmış süsen, Meydan ortasında kurulmuş lisen, Başın tacı eder öğretmen isen, Çoğaltır ilmimi sıla-i rahim. Söyle seni nasıl üzeyim Pulur? Doyulmaz yazına, vay ki kışına, Buz bağlar her yanı çıkar karşına, Bahar da toplanır gurbet başına, Güldürür yüzümü sıla-i rahim. Dağını, bağını gezeyim Pulur! 03.03.2012 Numan AKKOYUNLU
Ö L Ü M Dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, Kul imanla göçerse elbet cennettir ölüm… Eğlenceye aldanan pişman olur dinimce, Gidersen hazırlıksız mutlak ateştir ölüm… Zevk-i sefanın hali eyvahtır son nefeste, İmtihandır bu dünya, hesap var ahirette, Allah; Kuran’ında bildirmiş birçok ayette. Cennet veya cehennemi hak ediştir ölüm… Ey iman edenler; malınız, çocuklarınız, Olmasın bu dünyada heves ve kârlarınız, Mevki-i saltanata kabarmasın havanız, Nefs ile savaşana bil ki barıştır ölüm… Düşünce can havline fayda eder mi niyaz? Gelmişse ecel Hak’tan, düşer tenine ayaz, Yap iyilik şimdiden hayır defterine yaz! Gaflet uykusundan gafile ayıştır ölüm… Anla keşfet âlemi; bul doğruyu ol haklı! Değil bugün dünün tekrarı; her anı farklı, Toprağa düşen tohum açtığı filizde saklı, Bu âlemi terk edip yeni doğuştur ölüm… Her baharın bir kışı, her hayatın bir sonu Vardır, dertlere şifa; bildim Resul yolunu. Yapmasın kâfir şeytan Ebu Cehil oyunu, Sen gelirsen oyuna, inan çöküştür ölüm… Fani; ebet sanıp bu dünyayı herk eyleme! Dünya malına dalıp da dinin terk eyleme! Yaşa helalinden, haramları perk eyleme! Helal-haram seçmiş isen göze kaştır ölüm… Yaşa takva, züht ile amel-i salihiye, Olsun emri-hak bize vuslat-ı ilahiye, Bilinsin Şeb-i Aruz Mevlana’nın diliyle, Kıyılsın nikâhımız Hakka varıştır ölüm… Akıllı kişi; nefse hâkim olan, düşünen! Aciz kişi de; nefsi duyguya tabi eden! İmansız kişi; gafil, bunları hiç bilmeyen! Bu dünya bir tarla, hasatı alıştır ölüm… 08.05.2012 // Numan AKKOYUNLU