930 likes | 1.7k Views
Duyu Organları. DUYU ORGANLARI. Canlılarda bazı tepkilerin alınmasını sağlayan hücreler vardır. Bu hücreler duyu organlarını meydana getirir. Bu duyu organları beyinden kontrol edilir. Her duyu organı almış olduğu uyartıyı beyinde değerlendirip, tepkisini ilgili organda gösterir.
E N D
DUYU ORGANLARI Canlılarda bazı tepkilerin alınmasını sağlayan hücreler vardır. Bu hücreler duyu organlarını meydana getirir. Bu duyu organları beyinden kontrol edilir. Her duyu organı almış olduğu uyartıyı beyinde değerlendirip, tepkisini ilgili organda gösterir.
Her duyu organı farklı bir uyartıyı alabilir. Örneğin göz ışığaduyarlıdır, kulak titreşime duyarlıdır, burun ve dil suda çözünen maddelere duyarlıdır, deri dokunmaya duyarlıdır. İnsanda dış ortama açık 5 duyu organı vardır.
DUYU ORGANLARI İnsanda dış ortama açık 5 duyu organı vardır. 1. GÖZ 2.KULAK 3.BURUN 4.DİL 5.DERİ
GÖZ Işığa duyarlıdır. Kafatasının göz çukuruna yerleşmişlerdir. Gözü dıştan kaşlar, kirpikler, göz kapakları ve gözyaşı korur. Dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşmuştur. a) Sert tabaka b) Damar tabaka c)Ağ tabaka
Sert tabaka Göz kapağı Damar tabaka Kirpikler Ağ tabaka Saydam tabaka Sarı leke Göz bebeği Kör nokta İris Göz merceği Kaslar
Sert tabaka : • Bağ dokudan yapılıdır. Gözü dış etkilerden • korur ve gözün şeklinin bozulmasını önler. Rengi parlak beyazdır. Gözün ön tarafında saydamlaşarak “saydam tabaka”yı oluşturur. Saydam tabaka(=kornea) göze gelen ışığı kırarakgözün iç bölgesindeki göz bebeğine geçirir.
b) Damar tabaka : Gözü besleyen kan damarları burada bulu- nur. Damar tabakada melanin pigmenti birikerek gözün içini karanlık oda haline getirir. Damar tabaka gözün önünde “iris” i oluşturur. İris göze rengini verir. İrisin ortasındaki deliğe de “göz bebeği” denir. İris büzülüp gevşeyerek göz bebeğinin genişleyip daralmasını sağlar. Böylece göze giren ışık miktarı ayarlanır. Kuvvetli ışıkta göz bebeği küçülür, az ışıkta büyür. İris fotoğraf makinesinin diyaframına benzer.
c)Ağ tabaka : En içteki tabakadır. Görme sinirleri burada ağgibi yayılmıştır. Ağ tabaka üzerinde göz bebeğinin tam karşısında “SARI LEKE bulunur. Görüntü sarı lekede meydana gelir. Görme sinirlerinin gözden çıktığı nokta ışığa duyarlı değildir. Buraya “kör nokta” denir. Ağ tabaka gözün önünde ince kenarlı(yakınsak) bir mercek olan “göz merceği” ni oluşturur. Göz merceği ışığı kırarak görüntüyü sarı leke üzerine düşürür.
Göz uyumu : Uzağa veya yakına baktığımızda göz merceğiyassılaşıp şişkinleşerek odak uzaklığını ayarlar. Böylece görüntü net olarak retinaya(ağ tabaka) düşer. Buna göz uyumu denir.
Cismin görüntüsü sarı lekeye ters ve cisimden küçük olarak düşer. Görme sinirleri uyartıyı beyine gönderir. Beyinde görüntü düz ve cisme eşit olarak algılanır.
Mercek gözü iki bölüme ayırır. Saydam tabaka ile mercek arasına “ön oda” , mercek ile ağ tabaka arasındaki geniş boşluğa”arka oda” denir. Göz yuvarlağının içi ışığı kırma özelliği olan “göz sıvısı” ile doludur. Arka odayı dolduran sıvıya “camsı cisim” denir.
Sarı lekedeki hücrelerin iyi görev yapabilmesi için “A” vitamini gereklidir. A vitamini eksikliğinde “gece körlüğü” hastalığı ortaya çıkar.
GÖZ KUSURLARI Göz, görüntüyü ağ tabaka(retina) üzerine normal olarak düşürebiliyorsa bu göze normal (emetrop) göz denir.
Ancak merceğin normal göz uyumunu sağlayamaması veyagözün yuvarlaklığının bozulması durumlarında göz kusurlarıortaya çıkar.
Göz kusurları şunlardır; 1— Miyop 2— Hipermetrop 3— Presbitlik 4— Astigmatizm 5— Renk körlüğü 6— Şaşılık 7— Katarakt
1— MİYOP Yakını iyi görür, uzağı göremez. Kalın kenarlı mercekle düzeltilir. Nedeni; a) Göz üst ve alttan basıklaşarak göz ekseni uzamıştır b) Göz merceğinin kırıcılığı artmıştır.
2— HİPERMETROP Uzağı iyi görür, yakını göremez.
Nedeni; a) Göz ön ve arkadan basıklaşarak göz ekseni kısalmıştır. b) Göz merceğinin kırıcılığı azalmıştır.
3 — PRESBİTLİK Yaşlılarda göz merceği yakına iyi uyum yapamaz. Bu durumda göz yakını iyi görmez, uzağı iyi görür. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.(Hipermetrop’ a benzer)
4— ASTİGMATİZM Göz merceği yüzeyinin pürüzlü bir hal alması ya da saydamtabakanın kavislenmesi sonucunda görüntü sarı lekeye bulanık ve şekli bozuk olarak düşer. Silindirik camlı mercekle düzeltilir.
5— RENK KÖRLÜĞÜ(=Daltonizm) Kırmızı ve yeşil renkleri birbirinden ayırt edemez. Kalıtsaldır. Tedavisi yoktur.
6— ŞAŞILIK Renk körlüğünde olduğu gibi doğuştandır. Şaşılıkta görme bozukluğu olmaz. Gözü hareket ettiren 3 çift kastan bir kısmınınnormalden uzun ya da kısa olması sonucunda göz ekseninidoğrultusu değişir. Buna şaşılık denir. Ameliyatla giderilebilir.
7— KATARAKT Göz merceğinin içindeki sıvının ya da merceğin saydamlığınıkaybetmesi sonucunda görüntü sarı lekeye düşemez. Bunakatarakt denir. Ameliyatla düzeltilebilir.
GÖZ HASTALIKLARI Arpacık : Mikrobiktir, göz kapaklarında görülür. Trahom : Mikrobiktir. Körlüğe neden olabilen hastalıktır. Göz tansiyonu : Ön ve arka odanın içindeki sıvının dengesinin bozulması sonucunda basıncın artmasıdır.
KULAK İşitme ve denge organımızdır. Üç kısımda incelenir. I.Dış kulak II.Orta kulak III.İç kulak
İç kulak Dış kulak Orta kulak Yarım daire kanalları Örs Kulak kepçesi Kulak yolu İşitme Sinirleri Çekiç Kulak zarı Salyangoz Yutak Östaki borusu Üzengi
Dış Kulak : Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur. Ses dalgalarının toplanarak kulak zarına iletilmesini sağlar. Kulak yoluiçindeki kıllar ve kulak yolundan salgılanan sıvı kulağa yabancı toz gibi maddelerin girmesini önler. Kulak yolundan salgılanan sıvı(kulak kiri) aynı zamanda kulak zarının yumuşaklığınısağlar. Kulak zarı dış kulakla orta kulağı birbirinden ayırır.
Orta Kulak : Kulak zarı ile oval pencere denilen zar arasındaküçük bir oda gibidir. Kulak zarına bağlı ilk kemik “çekiç” kemiğidir. İkinci kemik “örs” ve üçüncü kemik “üzengi” kemiğidir. Bu kemiklerin üçüne birden “kemik köprü” denir. Bu kemikler kulak zarından alınan ses dalgalarını iç kulağa iletir. Vücudumuzun en küçük kemiği üzengi kemiğidir.
Orta kulak “östaki borusu” ile yutağa açılır. Östaki borusu dış kulak ile orta kulak arasındaki hava basıncını dengeleyerek kulak zarını korur.
İç Kulak : İşitmeyi sağlayan yerdir. İçinde işitme sinirleri ve duyu hücreleri bulunur. Orta kulaktan itibaren “oval pencere”ile başlar. İç kulaktaki “dalız” oval pencere yoluyla gelen sesdalgalarını sıvı dalgalanması halinde “salyangoz” a iletir. Salyangozun içinde işitme duyu hücrelerinin bulunduğu “korti organı” bulunur. Buradan da işitme duyu sinirleriyle alınan uyartı beyine taşınır ve ses beyin tarafından algılanır.
Salyangozun üst kısmında “üç yarım daire kanalı” bulunur. Bu kanalların içindeki sıvı ile vücudun dengesi algılanarak beyine bildirilir. Vücudun dengesini “beyincik” sağlar.
Ses dalgalarının izlediği yol : Ses ªK.yolu ªK.zarıªKemik köprüªDalızªSalyangoz
DİL Acı Acı Ekşi Ekşi Tuzlu Tuzlu Tatlı Tatlı
Tat alma organımızdır. Ancak tat dışında sindirim ve konuşma gibi olaylarda da görev alır. Dil kaslardan yapılıdır. Üzerinde girintili çıkıntılı tat alma cisimcikleri (= tat memecikleri = papilla) bulunur. Dilimiz suda çözünebilen maddelerin tadını alabilir.
Dilimiz dört farklı tada duyarlıdır. Dilin farklı bölgeleri farklı tatlara duyarlıdır. Ucu tatlı, orta kenarları tuzlu, arka kenarları ekşi ve arkası acı tatları algılar.
Burun koku alma organıdır. Uç kısmı kıkırdak, arka kısmı kemikten yapılıdır. Burun boşluğu “sapan” kemiği ile ikiye ayrılır. Boşluklardan ortaya doğru üçer tane kemik çıkıntı iner. Aralarında hava dolaşan bu kemiklere “boynuzcuk kemikleri” denir. Bu kemiklerin arasındaki boşluklara “sinüs” denir. Sinüsleriniltihaplanmasına “sinüzit” denir.
Burun boşluğu mukus salgısı yapan epitel hücreleriyle döşenmiştir. Burun içindeki kıllar ve mukus kirli havayı temizler, mukus havayı nemlendirir, burun içindeki kıvrımlar havayı ısıtır.
Koku alma sinirleri burun boşluğunun üst tarafındaki “sarı bölge” de bulunur. Havaya karışan koku zerrecikleri mukus içindeçözünerek koklama sinirlerini uyarır. Duyu sinirleri bu uyartıyıbeyine taşır. Böylece koku algılanır.
Koklama ve tatma duyuları suda çözünebilen maddelere duyarlıdır. Bu nedenle birbiriyle yakından ilgilidir. Örneğin nezleolduğumuzda koku ve tat alma duyularımız iyi çalışmaz.