1 / 20

Realizm, gerçek nesnelerin varoluşları, neye benzedikleri hakkında oluşan bilgilerdir. 

Realizm, gerçek nesnelerin varoluşları, neye benzedikleri hakkında oluşan bilgilerdir.  Evrende gözlemcinin bilincinden bağımsız bir gerçeklik olduğu görüşüdür.

miya
Download Presentation

Realizm, gerçek nesnelerin varoluşları, neye benzedikleri hakkında oluşan bilgilerdir. 

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Realizm, gerçek nesnelerin varoluşları, neye benzedikleri hakkında oluşan bilgilerdir.  • Evrende gözlemcinin bilincinden bağımsız bir gerçeklik olduğu görüşüdür.

  2. Realizmin ana düşüncesini, nesnelerinin varoluşları ve neye benzediklerinin, bizden ve bizlerin onlara ulaşmasından bağımsız olduğu meydana getirir. ÖRNEK Güneş sisteminde kaç tane gezegenin olduğu, bizim orada kaç tane olacağını düşünmemize, olmasını istememize veya araştırmamıza bağlı olarak değişmez. 

  3. Realizmde  iki değişik karşıt görüş vardır:

  4. Realizmin temelini oluşturan fikir, nesnelerin insan zihninden bağımsız bir varoluşa sahip olduğu fikridir. Sokrates tarafından dile getirilen bu düşünce Platon ve Aristoteles tarafından geliştirilmiştir.

  5. PLATON (EFLATUN) KİMDİR? • Yirmi yaşından itibaren ölümüne kadar yanından ayrılmadığı Sokrates’in öğrencisi ve Aristoteles’in hocası olmuştur. Atina’da Akademi’nin kurucusudur. Batı felsefesinin başlangıç noktası ve ilk önemli filozofudur. • Eserlerini diyaloglar biçiminde yazmıştır. • Diyaloglardaki baş aktör çoğunlukla Sokrates’tir. • Sokrates insanlarla görüşlerini tartışır ve onların görüşlerindeki tutarsızlıkları ortaya koyar. Eflatun çoğunlukla görüşlerini Sokrates’in ağzından açıklamıştır.

  6. ARİSTOTELES KİMDİR? Aristo’ya göre gerçek varlık nesnelerin içinde gelişen özdür. Öz somut nesneler içinde , onlarla fiziksel olarak özdeş, ancak tanımsal olarak ayrıdır

  7. Aristo ve platon’unfarklarI

  8. Aristo ideaları gerçek varlıklar olarak görmektedir. Biçimin bir öz nitelik ya da özellik olduğunu kabul etmiştir. Genel sözcükler özel adlardır. Örn. ağaç sözcüğü Platon’da bir tözsel varlığın adıyken Aristo’da bir tek özelliğin adı olur. Platon’da bütün ağaçlar bir ağaç ideasına benzedikleri için ağaçtır , Aristo’da ise hepsinde ortak bir ağaç özelliği bulunduğu için ağaç olmaktadır. Tümel önerme Aristo için sadece bir araçtır, Platon’daki gibi amaç değildir. Platon’da bilgi , tümele ulaşınca gerçek olur. Aristo’nun bilmek istediği tümel değil , tekildir çünkü tümel nesnelerin kavramsal özünü oluşturur. Bundan dolayı bilgide yapılacak şey , tekil ile onun içinde bulunan tümel arasında bir bağlantı kurmak , tekili tümelden bir sonuç olarak çıkarmaktır bu da tümdengelim yöntemidir. 

  9. THOMAS AQUINAS KİMDİR? • En önemli bilgi zihinsel bilgidir çünkü insanı insan kılan, yöneten yönler zihinsel yönlerdir. • En önemli bilim de maddeden en çok ayrılan bilimdir. Bu bilimin konusu ilk düşünülendir. İnsan zihnini başlangıçta bir tabularasa olarak görür yani zihinde duyumdan önce hiçbir şey yoktur.

  10. Bilginin kökeni duyumlardır. İnsani bilgiyi açıklamak, maddesel şeylerle, duyular ve zihin arasında oluşmuş olan işbirliğini, ortak çalışmayı açıklamaktır. Asıl zihinsel bilgi tümelin bilgisidir. Zihin ancak soyutlama ile ortak bir kavrama, tümele ulaşır. Ortak kavram sayesinde bilinen, bilinen şeyin özüdür. Tümel ona göre bir yandan düşünmenin ürünüdür, öte yandan tümel sadece zihinde değildir; maddesel dünyadaki tözsel bir formdur.

  11. BERTRAND RUSSELL kimdir? • Dünya tek bir tözden oluşmaz fakat çok sayıda ayrı ve tikel şeyden meydana gelir. Bu basit öğeler tinsel bir yapıda değildir. Bunlar basit oldukları ve yalnızca varoldukları için, kendilerinde hiçbir niteliğe sahip değildirler. Onlar, olgular adı verilen kompleks yapılar içinde ortaya çıkar ve bunlardan bazıları da tinsel bir varlık taşır. 

  12. GEORGE MOORE KİMDİR? • Önceleri Hegelci bir idealizmi benimsediyse de , daha sonraları gerçekçiliğe yöneldi. Moore’nun felsefesi ahlak , bilgi teorisi ve metafiziği kapsar . İyiyi kendi içinde iyi olarak kabul eder. İyilik dolaysız bir sezgi nesnesidir ama bu dolaysız sezgi başka kavramların algılanmasıyla da tamamlanır.

  13. İDEALİZM • İdealizm,felsefede, en geniş anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki tüm süreçleri ya da olup bitenleri belirlediğini savunan tüm felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan terim. • Var olan her şeyi "düşünce"ye bağlayıp ondan türeten; düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin varolmadığını, başka bir deyişle düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddî gerçekliğin bulunmadığını dile getiren felsefe akımını niteler.

  14. Arthur Schopenhauer kimdir? • Arthur Schopenhauer , Alman bir filozof, yazar ve eğitmendir. Aynı zamanda Immanuel Kant'ın en çok değer verdiği öğrencisiydi.

  15. Schopenhauer, Platon'un ve Immanuel Kant'ın etkisinde idealizmin teorisini kendince anladığı boyutunda temsil ederken, bu genel bakışı subjektif idealizmin sınırlarından taşıramamış ve Hegel'in felsefesini de reddetmiştir. Hegel, Schelling ve Fichte'ye ve sonradan kendisini fikirlerinden dolayı onore eden Schleiermacher'e karşı etkileyici polemikler yazmaktan çekinmemiştir.

  16. GOTTFRİED WİLHELM KİMDİR? • Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716); bir Alman filozofu, bilim dünyasının önemli sistemci düşünürlerinden biridir. Matematik, metafizik ve mantık alanlarında ileri sürdüğü yeni düşünce ve görüşleriyle tanınır.

  17. İdealizm ise ilk defa Gottfried Wilhelmtarafından , 1702 tarihli, "Bayle'in düşüncelerine cevap" başlıklı mektubunda zikredilmiştir. İdealizm, zihnî ve ruhanî değerlerin içinde yaşadığımız âlemden bağımsız olduklarını savunan bir görüş olarak ortaya çıkmıştır.

More Related