450 likes | 653 Views
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…. KÜÇÜK İTFAİYECİ (Küçükler için). Sesli İzleyiniz. Annesi, altı yaşındaki lösemiyle savaşan Bora’ya bakarken dalıp gitmişti. Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu.
E N D
…Busunudaanlatılanolaylargerçektenyaşanmıştır… KÜÇÜK İTFAİYECİ (Küçükler için) Sesli İzleyiniz
Annesi, altı yaşındaki lösemiyle savaşan Bora’ya bakarken dalıp gitmişti.
Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu.
Doktorlar Bora’nın yaklaşık bir aylık ömrü kaldığını söylemişlerdi. Her ebeveyn gibi o da oğlunun büyümesini ve umutlarını gerçekleştirmesini isterdi.
Ama bu, artık gerçekleşmeyecekti. Löseminin buna fırsat tanıması olası değildi. Oysa o oğlunun hayallerinin gerçekleşmesini istiyordu.
"Bora! Büyüyünce ne olmak istediğini hiç düşündün mü?" diye sordu.
"Anneciğim, ben büyüyünce hep İTFAİYECİ olmak istedim."
Annesinin içi burkuldu, ama gülümsedi... “Bora’nın dileğini gerçekleştirebilir miyim acaba?" diye düşündü.
Ertesi gün, Ankara'daki İtfaiye Müdürlüğüne gitti… Ve orada yüreği en az Ankara kadar büyük itfaiyeciler ile tanıştı.
Onlara oğlunun son isteğinden söz etti… Ve oğlunun itfaiye arabasıyla şehirde küçük bir tur atmasının mümkün olup olamayacağını sordu.
İtfaiye Müdürü; "Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Eğer oğlunuzu Çarşamba sabahı saat sekizde hazır ederseniz, onu o gün şeref konuğu yapar, itfaiyeci kimliğine büründürürüz.”
“Bizimle itfaiye müdürlüğüne gelir, bizimle yemek yer, yangın söndürmeye gelir.”
“Hatta, bize Bora’nın ölçülerini verirseniz, ona üzerinde Ankara itfaiyesinin ambleminin olduğu gerçek bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botları ısmarlarız. Hepsi Ankara’da üretiliyor."dedi
Üç gün sonra, bir itfaiyeci Bora’yı aldı, ona elbisesini giydirdi, ve hasta yatağından itfaiye arabasına kadar eşlik etti.
Bora, itfaiye arabasına kuruldu… İtfaiye Müdürlüğüne doğru yol almaya başladılar. Kendini çok mutlu hissediyor ve içi içine sığmıyordu.
O gün Ankara'da tam üç yangın ihbarı olmuştu. Bora değişik itfaiye arabalarına, hatta İtfaiye Müdürünün resmî arabasına da binmişti. Yerel televizyonlar da onu izleyip, çektiler.
Hayallerinin gerçekleşmesi, gösterilen sevgi ve ilgi, Bora’ya, o kadar moral vermiş, onu o kadar etkilemişti ki; Doktorların verdiği süre tam altı ay aşılmıştı.
Ancak bir gece Bora’nın bütün yaşam belirtileri, dramatik bir şekilde yok olmaya başladı. Hiç kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğine inanan başhemşire, aile bireylerini hastaneye çağırdı.
Daha sonra Bora’nın itfaiyede geçirdiği en mutlu gününü hatırladı. İtfaiye Müdürlüğüne telefon açıp, “Bora’nın bu dünyaya veda ederken yanında, özel kıyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulunması mümkün mü?” diye sordu.
İtfaiye Müdürü, Küçük İtfaiyecinin son anlarını yaşadığını duyunca göz yaşlarına engel olamadı. Titrek bir sesle: “Elbette dedi. Hatta bundan daha iyisini de yapabiliriz. Beş dakika içinde oradayız.”
“Ancak;Sirenlerin çaldığını duyduğunuzda, paniğe yol açılmaması adına yangın olmadığını…”
“Sadece itfaiyecilerin önemli bir meslektaşlarını ! ziyarete geldikleri anonsunu yapar mısınız?”
“Ve lütfen sirenleri duyduğunuzda Bora’nın odasının penceresini açınız" diye yanıtladı.
Yaklaşık beş dakika sonra siren sesiyle birlikte Hastaneye çengel ve merdiven taşıyan itfaiye arabası geldi.
İtfaiyeciler merdiveni açtılar ve Bora’nın 5.kattaki odasına doğru yaklaştılar.
Tam on dört itfaiyeci Bora’nın odasına girdiler. Annesinin izniyle onu kucakladılar.
ve ona; “onu ne kadar sevdiklerini” söylediler.
Ölümle pençelesen Bora, İtfaiye Müdürüne baktı ve; "Efendim, ben simdi gerçekten itfaiyeci miyim?" diye sordu.
Gözyaşlarını belli etmemeye çalışarak: "Bundan şüphen mi var Bora?“ diye yanıtladı müdür.
Bu kelimelerden sonra, Bora gülümsedi ve; Gözlerini sonsuza dek kapattı.
Belki farkında değilsiniz, Belki unuttunuz, Belki de, hep günlük işlerin arasında boğuluyorsunuz; Ama bilin ki ;
HAYAT; ASLINDA, SEVGİ VE UMUT DAĞITMAKTIR.
Eğer Bora’nın dramını izlerken, boğazınıza bir şeyler düğümlenip, gözlerinizdolduysa; başınızı ellerinizin arasına alıp biraz canınızı acıtacak bir düşünce gezisine çıkmaya adaysınız demektir.
Varsayalım bir arkadaşınızın Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Onunla kavga eder misiniz? Eşyalarına zarar verir misiniz? Alay eder misiniz? Kıskanır mısınız? Şikayet eder misiniz? Bir şeyini çalmaya yeltenir misiniz? Canını acıtmaya kıyabilir misiniz? Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi?
Varsayalım hem çok sevdiğiniz, hem de bir türlü anlaşamadığınız kardeşinizin Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Onunla kavga eder misiniz? Onu kıskanır mısınız? Alay eder misiniz? Onu annenize babanıza şikayet eder misiniz? Hakkını yemeye yeltenir misiniz? Canını acıtmaya kıyabilir misiniz? Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi?
Varsayalım bir Öğretmeninizin Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Ona saygısızlık eder misiniz? Sözlerini dinlemezlik eder misiniz? Derslerinde tembellik eder misiniz? Üzmeye kıyabilir misiniz? Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi?
Şimdi yüreğinizi sızlatacak varsayım; Varsayalım Canınızdan çok sevdiğiniz Anneciğinizin, Evinizin direği Babacığınızın, Küçük İtfaiyeci Bora gibi bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Onlara saygısızlık eder misiniz? Sözlerini dinlemezlik eder misiniz? İstekleri olduğunda tembellik eder misiniz? Onların okuldan veya çevreden sizi şikayet eden sözler işitmesini ister misiniz? Onlarıüzmeye kıyabilir misiniz? Kısacası onları kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz? Cevabınız HAYIR değil mi?
Bu sorulara hayır cevabını vermek için, sevdiklerinizinbir aylıkzamanının kalmasını beklemeyin!!!
Çünküsevdiklerinizinve sizinne kadar zamanınız kaldı bilmiyorsunuz !!! SEVGİ VE UMUT DAĞITMAKİÇİN GEÇ KALMAYIN !!!
O ZAMAN,BU GÜNDEN TEZİ YOK, SEVDİKLERİNİZİN KIYMETİNİDAHA İYİ BİLİN !!! VEGERÇEK SEVGİNİZİORTAYA KOYUN !!!