490 likes | 949 Views
Eğitim Bilimine Giriş. Eğitimin Politik Temelleri Yrd. Doç. Dr. Hüseyin SERÇE. Eğitim, Devlet, İdeoloji, Politika Bazı kavramlar: Devlet : Toprak bütünlüğü ne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğu nun oluşturduğu tüzel varlık . (Türk Dil Kurumu)
E N D
Eğitim Bilimine Giriş Eğitimin Politik Temelleri Yrd. Doç. Dr. Hüseyin SERÇE
Eğitim, Devlet, İdeoloji, Politika Bazı kavramlar: Devlet: Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmişmillet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. (Türk Dil Kurumu) Siyaset / Politika: Siyaset Arapça kökenlidir, “yetiştirmek, düzenlemek” anlamındadır. Kavramın batı dillerindeki karşılığı politika “kamu düzeni” anlamına gelen “police” kelimesinden türemiştir ve aynı anlama sahiptir. - Politika / siyaset kamu düzeni için gerekli ve uygun kararların alınması ve uygulanması anlamındadır. Kamu düzenini sağlama ve genel yönetimi gerçekleştirme görevini yerine getiren temel kurumdur.
- Bir toplumundevlet yapısı ve dayandığı felsefe, anayasası, yasama, yürütme ve yargı ile ilgili kurum ve kuruluşları, bunların işleyişi, politik sistemi oluşturur. İdeoloji: Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü. (Türk Dil Kurumu) Resmi ideoloji: Devletin ve toplumsal düzenin temel niteliklerine ilişkin anayasal ve yasal düzenlemelerle belirlenmiş kural ve ilkeler yanında, yazılı olarak ifade edilmemiş olmakla birlikte, devletin yasama, yargı ve yürütme organları tarafından genel olarak kabul edilen değerler ve ilkeler bütününüdür.
Her devlet, varlığını toplumsal alanda sürekli hale getirmek için doğal olarak kendi politik anlayışını, yeni yetişen kuşaklara aktarmak ve benimsetmek ister. Bunu okullar yoluyla yapar. Bu açıdan eğitimresmi ideolojiyi genç kuşaklara aktarma süreci / aracı olarak işlev görür. • Devletin ideolojisi ve temel ilkelerieğitim aracılığıyla bireylere aktarılır. Demokratik bir devlet, eğitim aracılığıyla demokrasinin temel değer, ilke ve kurallarının bireylere kazandırılmasını amaçlarken, totaliter bir devlet ise bireylerintotaliter bir gücün yüceliğine ve bu güce itaat etmenin gereğine inanmalarını amaçlar.
Eğitim ve politika arasındaki ilişkinin kurumsallaşmış sonucu olan okullarda, belli amaçlar ve ilkeler doğrultusunda politik sistemin istediği insan yetiştirilmektedir. • Bu nedenle eğitim ve politika ilişkisiniokulların işleyişinde gözlemlemek olanaklıdır. Okullar, var olan politik ideoloji ve politik sistemi koruyacak hatta geliştirecek bireyleri yetiştirmek üzere oluşturulmuş eğitim kurumlarıdır. • Zorunlu eğitim yaşının yükseltilmesi, okulöncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması ve tüm eğitim basamaklarında okullaşma oranının artırılmasına yönelik tüm çabalar; var olan düzeninin korunması ve geliştirilmesine yönelik yatırımlardır.
Okulların daha yaygın duruma getirilmesi ve tüm vatandaşların en az zorunlu eğitimi tamamlaması, devletlerin ısrarla üzerinde durduğu öncelikli konular arasında yer almaktadır. • Çünkü devletin dayandığı temel felsefe, ideoloji, yönetim biçimi ve ilkeler; okullarda okutulmakta olan dersler, kulüp çalışmaları, ders dışı etkinlikler aracılığı ile çocuk ve gençlere kazandırılmaya çalışılmaktadır (Fidan ve Erden, 1991, ss.67-68).
Eğitim, Politika ve Gereksinimler • Her ülkede eğitim, bir politika sorunudur. Toplum ve birey açısından bakıldığında eğitimin kasıtlı kültürleme süreci olarak tanımlandığı görülmektedir. Bu tanımda vurgulanan “kasıtlı kültürleme” sözcüğü, aslında politik anlayışı ve onun istediği davranış değişimini ifade eder. • Bir ülkenin eğitim politikası belirlenirken iki temel nokta göz önünde bulundurulur. Bunlardan biri ülkenin gereksinimleri, diğeri ise ülkenin üyesi bulunduğu uluslar arası kuruluşlarla yapılan antlaşmalardır. Ülkeler, belli amaçlar doğrultusunda kendi gereksinimlerine yanıt bulmaya çalışırlar.
Eğitim politikaları ve eğitim programlarının gereksinimlere dayalı olarak hazırlanması beklenir. Bu gereksinimler; kaynağına göre toplumun gereksinimi, bireyin gereksinimi ve konu alanı özelliklerinden kaynaklanan gereksinimler olmak üzere üçe ayrılır. • Belirlenen gereksinimlerin eğitim politikasına uygunluğunun sağlanması için politika süzgecinden geçirilerek bireyin eğitim gereksinimleri politik gereksinimleri ile uyumlu duruma getirilir. • Bu süreçte eğitim politikası birçok bilim, toplumsal kurum ve olgudan etkilenmektedir. Eğitim politikası üzerinde en fazla etkisi olan alanlar;
felsefe (eğitim politikalarında etkili olacak değerlerin analizinde ve politik sistemin dayanakları olan değerler sisteminin biçimlendirilmesinde), • psikoloji (bireye ilişkin özelliklerin ve gereksinimlerin tanımlanarak eğitim politikasının bireyin özelliklerine yönelik olmasının sağlanmasında), • sosyoloji (toplumsal değişim aracı olarak eğitim politikalarının belirlenmesinde), • ekonomi (ekonomik sistemin gelişmesi için gerekli insan gücünün yetiştirilmesine yönelik politikalar oluşturulmasında) • hukuk (eğitim politikasına uygun hukuksal altyapının oluşturulmasında)
Politikanın süzgecinden geçerek belirlenen eğitim gereksinimleri; eğitimin genel amaç ve ilkelerinin belirlenmesi, bunlara dayalı olarak eğitim programının hazırlanması ve hatta bir dersteki öğrenci kazanımlarının belirlenmesine kadar eğitimle ilgili olarak yapılan tüm planlamalarda ve uygulamalarda etkilidir. • Hazırlanan eğitim programları, eğitim kurumlarında uygulamaya konarakeğitim politikaları birey ve toplum açısından işlevsel duruma getirilir.
Eğitim Politikalarının Etkileri • - Eğitim politikaları herkesi etkilediği için politika belirleyicilerin göz önünde bulundurması gereken ilkeler: • Eğitim politikalarıbireysel yaşantıları doğrudan etkiler. • Eğitim politikaları toplumsal yaşantıları doğrudan etkiler. • Eğitim politikalarındaki değişiklikler etkisini uzun yıllar sonra gösterir. • - Bu gerekçeler nedeniyle eğitim politikası belirleyicilerin şu hususları dikkate almadan karar vermemeleri gerekir:
Ulus bir bütündür. Ulusun bir bölümü ile ilgili olumlu ya da olumsuz yansımalar yaratacak kararlar alındığında, gelecekte sarılamayacak yaraların temeli atılmış ve kronikleşen toplumsal sorun ve çatışmalar yaratılmış olabilir. • Hükümetler, bir ulusun tarihi içinde, belirli bir dönem temsil yetkisini aldıklarında, eğitim politikalarını kendi dünya görüşlerine uygun düzenlemeler yapma hakkını kendilerinde görmemelidirler. Bedelini başkalarının ödeyeceği kararları alırken, daha özenli, üzerinde ulusal uzlaşma sağlanmış kararlar almaya çalışmalıdırlar.
Eğitim politikaları üzerindengündelik siyaset yapılamaz. Çünkü eğitim politikaları bugün ile ilgili değil, gelecek ile ilgilidir. Günlük kısır döngüler üzerinden geleceği ipotek altına almaya hiç kimsenin hakkı olamaz. • Eğitim politikalarındaki başarı da başarısızlık da herkese aittir. Başarı, mutluluk ve refah; başarısızlık ise, toplumsal kargaşa ve çatışmaya neden olabilir. • Eğitim politikaları süreklilik ve planlama gerektirir. Bunun için, geçmişin iyi analiz edilerek dersler çıkarılması, bugünün sorunlarının tespit edilmesi ve gelecekte yaratacağı etkilerin öngörülmesi gerekir. Elde edilen bulguların ulusal uzlaşma için kamuoyu ile paylaşılması ve tartışılması önemli görülmelidir.
Eğitim politikaları, bireysel gereksinimlere, belirli bir tabaka ya da zümrenin taleplerine ya da belirli bir dünya görüşünün anlayışınaterk edilemez. • Eğitim politikaları, ekonomik bir değer olarak da; ciddi ve pahalı yatırımları gerektirir. Bu para ulusun parasıdır, en etkin ve verimli şekilde kullanılmalıdır.
Demokrasi ve Eğitim • İnsanların ve kurumların anlayışı, benimsediği ilke ve değerler, içinde bulunduğu ülkenin veya devletin yönetim anlayışına görebiçim almaktadır. Türk milli eğitim sistemi, Türkiye’nin benimsediği demokratik yaşamın gerektirdiği değer ve anlayışa göre örgütlenmekte / örgütlenmesi için çaba sarf edilmektedir. • Demokrasi, ülke hakkında önerdikleri çözümleri azınlıkta kalanların, çoğunluk haline gelebilme hak ve olanağının bulunduğu bir çoğunluk yönetimidir. • Demokrasinin en belirleyici yanı, kişi hak ve özgürlüğünü garanti altına alması, herkese eşit fırsat ve olanaklar tanımasıdır.
Demokratik sistemlerinen belirgin özellikleri: • Devletin kendisi başlı başına bir amaç değil, fakat insani amaçlara ulaşmak için araçtır. • Bütün insanlar belirli vazgeçilmez haklara sahiptir. • Demokrasi bireysel özgürlükleri korur ve geliştirir. • İnsanlar kamu hizmetinden yararlanmada eşit sayılırlar. • Demokrasi insan aklına inancıesas alır.
Demokrasi, bir yönetim biçimi olmasının yanında, bir dünya görüşü ve yaşama biçimidir. Dewey’in de belirttiği gibi demokrasi, toplumun kültürüne etki yaptığı kadar endüstri, politika ve eğitimi de etkiler ve anlatımını, insanın tutumlarında ve yaşayışlarında ortaya çıkarır. • Demokrasinin dayandığı temel değerler, eşitlik, adalet, özgürlük, aklın egemenliği, insana saygı kavramlarını içermektedir. Bu temel değerlerin oluşması ve gelişmesidemokratik kurumlar ve toplumlarla mümkündür. • Demokratik bir toplum ve kurumların oluşturulmasının aracı ise demokratik bir eğitim sistemidir. Demokratik eğitim, bu değerleri taşıyan aynı zamanda aşılayan bir eğitim sistemidir.
Demokrasi Eğitimi - 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun da demokrasi eğitimi başlığı altında şöyle denmektedir; Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve manevi değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesine çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasada ifadesi bulunan Türk milliyetçiliğine aykırı siyasi ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasi olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez.
Eğitim sistemimizdedemokrasi eğitimi, milli eğitim sisteminin temel ilkelerinden biri olarak kabul edilmiş, böylece yasa ile okullarda demokrasi eğitiminin yapılacağı öngörülmüştür. Bu anlamda eğitimin önemli görevlerinden biri de demokrasi eğitimidir. • Demokrasi eğitiminin en temel amacı, demokratik özelliklere sahip bireylerden oluşan bir demokratik toplum ortaya çıkarmaktır. Bu kapsamda okulların görevleridemokratik değerlere sahip bireylerin yetişmesini sağlamaktır.
Demokratik Eğitim • Demokratik eğitim “öğretim çalışmalarında, öğretmen-öğrenci ilişkilerinde, eğitsel etkinliklerde öğrencinin birey olarak değerine ve bütünlüğüne, birlikte çalışmaya, karşılıklı saygıya, hoşgörüye, kişiliğe değer ve önem veren eğitim” (Eğitim Terimleri Sözlüğü) • Demokratik eğitim, insan haklarına saygılı, katılımcı, insanın en temel değerlerini koruyan ve geliştiren, ilerlemeci, işbirlikçi, eleştirel düşünmeyi önemseyen bir eğitimdir. • Demokratik eğitim, demokratik bir okulu oluşturur, fırsat ve olanak eşitliğini, yöneticini rolünü, öğretmenin ve öğrencinin rolünü de kapsar.
- Demokratik bir okulun bazı özellikleri: • Okuldaki her şey soruya açık olmalı ve eğer ikna edici nedenler varsa değişikliğe gidilmelidir. Böyle tartışmaların süreçleri de demokratik bir şekilde oluşturulmalıdır. • Farklı görüşlere karşı saygılı ve hoşgörülü olunmalı, bu görüşlerin doğru olabileceği unutulmamalıdır. • Örgütteki herkes okulda katılıma sadece hoşgörüyle yaklaşmakla kalmamalı, onu yaratmak için aktif olarak çalışmalıdır. • Okul topluluk halinde dayanışma ve birliği oluşturmaya çalışırken, farklılığa ve çeşitliliğe saygı göstermelidir. • Bazı konularda iyi olanların, örgüt içerisindeki konum ve statülerine bakılmaksızın, yetenekleri ve katkıları kabul edilmeli, takdir edilmelidir.
- Bu özellikler doğrultusunda, demokratik eğitimin okullarımızda etkili olabilmesi için şu temel ilkelerin benimsenmesi ve uygulanması gerekir: • Demokrasinin yönetim ve yaşam biçimi olduğu unutulmamalı, programlar bu anlayışa göre hazırlanmalıdır. • Sınıf içi-dışı her ortamda ve fırsatta olumlu demokratik davranışların kazandırılmasına ve geliştirilmesineözen gösterilmelidir. • Okuldemokratik ilkelerle işleyen bir kurum olmalı, öğrencilere her fırsatta uygun rol modelleri sunulmalıdır.
Demokratik eğitimdeöğretmenlere önemli sorumluluklar verilmeli, her öğretmenin bu eğitim hedeflerini gerçekleştirmede rolü olduğu kabul edilmelidir. • Demokrasiyle ilgili sadece bilgi ve kavramların değil, beceri, tutum ve değerlerin de kazandırılması ve geliştirilmesine önem verilmelidir. • Demokratik yaşamın gerektirdiği kişilik özelliklerinin kazandırılmasına çok erken yaşlarda başlanmalıdır.
- Demokratik okullar demokratik kişilerce amaçlarına ulaştırılır. Demokratik olmayan bir düşünce yapısıyla demokratik bir insan yetiştirmek mümkün olmadığı gibi, bu kişilerce yapılan eğitimde demokratik eğitim olamaz. - Demokratik okul her şeyden önce demokratik değer ve kültürünü sindirmişyönetici, öğretmen ve diğer personelin bir arada bulunması ile öğretimini gerçekleştirebilir. - Bunlarla beraber demokratik okulun diğer önemli bir özelliği de demokratik kültürü içeren bir öğretim programının gerekliliğidir.
- Demokrasinintoplumsal ve okul ilişkilerinde karşılığını net olarak bulamamasının bazı nedenleri: • Eğitim programlarının eksikliği • Nitelikli öğretmen eksikliği • Kaynak ve altyapı eksikliği • Araç-gereç eksikliği • Fırsat ve olanak eşitsizliği • Fiziki koşulların eksikliği • Bürokratik engeller • Okulun büyük olması
- Demokratik bir eğitim süreci sonunda, öğrencilerin yaşayarak kazanabilecekleri nitelikler şunlardır: • Düşüncesini özgürce dile getirir, • Başkalarıyla işbirliği yapmakta becerilidir, • Öğrenmeye ve araştırmaya tutkundur, • Kendinin ve toplumun sağlığını korur, • Üreticidir. • Demokratik eğitim, öğrencilerin program ve etkinliklerde katılımını gerektirir. Öğrencilerin her durum ve olayda etkin olduğu bir yetiştirme düzeninde, bireysel karar verebilen, kendi ve çevresi için çalışan, hoşgörülü ve insan haklarına saygılı yetişmesi beklenir.
- Sonuç olarak demokratik bir eğitime yönelik öğrencilerin katılımını sağlamak için öneriler: • Öğrenci merkezli öğrencilerin aktif olduğu eğitim tüm okullarda benimsenmelidir. • Öğrenciler, okulda bütün karar alma süreçlerine (planlama, uygulama, izleme ve değerlendirme) katılmalıdırlar. • Okullarda okul öğrenci kurulları oluşturulmalıdır. • Okul yöneticileri ve öğretmenler, öğrencilerin ders dışı etkinliklere katılmalarını desteklemelidir. • Öğrenciler, okulda yapılan bütün etkinlikler hakkında doğru bir biçimde bilgilendirilmeli ve bütün etkinliklerşeffaf bir biçimde gerçekleştirilmelidir.
Okul ve sınıf ortamlarında öğrenciler kendi düşünce ve görüşlerini açıkça söylemelidirler. Öğretmenlerse bu konuda özendirici olmalıdır. • Dersler ve diğer etkinlikler, öğrencilerin grup çalışmalarına katılmalarına olanak verecek şekilde düzenlenmelidir. • Sınıf ve okul kuralları, öğrencilerin katılımlarıyla belirlenmelidir. • Öğrencilere kendi hak ve sorumlulukları anlatılmalı, hak arama bilinci verilmelidir.
Öğrencilere arkadaşlarının haklarına saygı göstermesi, ön yargılı davranmaması; yaş, cinsiyet, din, dil, ırk gibi her tür konuda ayırımcılık yapmaması gerektiği anlatılmalıdır. • Okullar, sosyal yaşam merkezleridir ve öğrencilerin çevresiyle etkileşimi ve iş birliği sağlanmalıdır. Teknoloji laboratuarları, okul spor tesisleri vb. yerler ailelerin, toplumsal çevrenin kullanımına açılmalıdır. • Öğrencilerinyerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeydeetkinlikler düzenlemeleri ve bunlara katılmalarıözendirilmelidir.
Öğrencilerin gerçekleştirdiği etkinlikler sergilenmeli, öğrenciler takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir. • Öğrencilerin gelişimleri için satranç, matematik, felsefe, edebiyat, yaratıcı düşünme ve drama vb. kulüpler kurulmalı ve öğrencilerin bu kulüplere katılımları sağlanmalıdır. • Ev ve dönem ödevlerigüncel konuları içermeli, öğrencilerin kişilik gelişimlerinde etkili olan ve onların sosyalleşmesini sağlayan konulardan seçilmelidir. Ödevlerin sunumu her türlü teknolojinin kullanılmasına ve kendilerini topluluk karşısında anlatmaya olanak vermelidir.
Sendikalar ve Eğitim • Eğitim sendikalarıöğretmenlerin sosyal ve kültürel yönlerinin geliştirilmesi, özlük hakları ve ekonomik durumunun iyileştirilmesi gibi sorun ve sıkıntılarıyla ilgilenirler. • 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 3. maddesinde sendika, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır. • Türkiye’de öğretmen örgütlenmesi, ilk olarak 1908 yılında “cemiyet”, daha sonraları da “dernek” ve “sendika” şeklinde isimler alarak faaliyetlerinisürdürmüştür.
12 Mart 1971 Muhtırasından sonra Anayasa’da değişiklik yapılarak kamu personelinesadece “Mesleki Birlik” kurma hakkı verilmiştir. • 1982 Anayasası’nın kabulünden sonra, yeni sendikalar kurulmaya başlanmıştır. • 1990 yılından sonra kurulan ve halen eğitim işkolunda faaliyetlerine devam eden eğitim sendikaları şunlardır: • TÜRK EĞİTİM - SEN • EĞİTİM - SEN • EĞİTİM - BİR - SEN • TEM - SEN • HÜR EĞİTİM-SEN • BAĞIMSIZ EĞİTİMCİLER SENDİKASI • ÖĞRETMEN-SEN • ANADOLU EĞİTİM-SEN
Öğretmen örgütlenmesi, gelişmiş ülkelerde öğretmenlerin özlük haklarının korunması ve geliştirilmesi yanında, öğretmenlik mesleğinin etik ve mesleki standartlarının oluşturulması ve geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. • Ancak, Türkiye’de öğretmen örgütlenmesinin görünümü daha çok politik alanda kutuplaşmalara paralellik arz etmektedir.
Ulusal ve Uluslararası Politikalar ve Eğitim • Eğitimi Etkileyen Ulusal Politikalar • 1) Hükümet Programları • Hükümet programları, hükümetlerin eğitim ile ilgili görüşlerini, tercihlerini ve politikalarını yansıtır. • Hükümetlerin görev süreleri içinde eğitim ile ilgili karar ve uygulamalarını yönlendirici bir rol oynar. • Ancak bağlayıcılı değildir ve çoğu zaman bütünüyle unutulduğu söylenebilir. • 2011 yılında kurulan 61. Hükümet programında da eğitim ile ilgili politikalar yer almaktadır.
2) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) - Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte ülkenin eğitim politikalarının belirlenmesi sorumluluğu, 2 Mayıs 1920’de kurulan Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. MEB, bakanlığa bağlı kurumlar aracılığı ile bu işlevi günümüzde de sürdürmektedir. - MEB, ülkenin örgün ve yaygın eğitim politikasının belirlenmesinden ve bu politikaların uygulanmasındanresmî olarak sorumlu olan bir kurumdur. - Bakanlığa bağlı danışma birimleri ve genel müdürlükler, merkez ve taşra örgütlerieğitim politikalarının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır.
3) Milli Eğitim Şuraları • Milli Eğitim Şuraları MEB’nın koordinatörlüğünde toplanan en geniş katılımlı toplantılardır. Şuralarda eğitimle ilgili ulusal düzeyde sorunlar ele alınır ve raporlar hazırlanır, sorunlar ve çözüm önerileri geliştirilerek MEB’na sunulur. • Milli Eğitim Şuraları tarafından alınan kararların MEB tarafından yaşama geçirilmesinin zorunlu olmaması, çoğu zaman şura çalışmalarına katılımda isteksizlik yaratmaktadır. • Türkiye’de 1939 öncesi 3 heyeti ilmiye ve 1939-2010 döneminde 18 Milli Eğitim Şurası yapılmıştır.
4) Kalkınma Planları • Türkiye’de 1963 yılından beri planlı kalkınma dönemine geçmiştir. 2014-2018 yıllarına yönelik olarak 10. Kalkınma Planı 2010 yılında yayınlanmıştır. • Kalkınma planları, bir ülkede var olan sektörlerle ilgili kalkınmaya yönelik planlanmış öngörülerden oluşmaktadır. Ekonomik hedefleri gerçekleştirmeyi öngören geleceğe yönelik planlamalardır. • Beş yıllık aralıklarla hazırlanan kalkınma planlarında eğitimle de ilgili politikalar üretilmektedir. Eğitim ekonomik sistem için itici güç olarak görülmektedir. • Bu planların bağlayıcı özelliği olmadığı için hedeflerin gerçekleştirilmesi çoğunlukla olanaklı olmamaktadır.
5) Orta Vadeli Program • Stratejik amaçlar temelinde kamu politikalarını şekillendirmek ve kaynak tahsisini bu çerçevede yönlendirmek için, ilk Orta Vadeli Program 2006-2008 dönemini kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. • Şu ana kadar sonuncusu 2014-2016 yıllarını kapsayan toplam 9 adet Orta Vadeli Program bulunmaktadır. • Makro politikaların yanı sıra, temel gelişme eksenlerini ve ana sektörleri kapsamaktadır. Programda, uzun vadeli amaçlara katkıda bulunacak şekilde, üç yıllık dönemde üzerinde yoğunlaşacak öncelikler tespit edilmiştir. • - Yıllık uygulamaların sonuçları ve genel şartlardaki değişmeler dikkate alınarak, her yıl yenilenmektedir.
6) Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı (2006-2010) • Türkiye’de 11/07/2006 tarihli ve 2006/38 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı’ylaonaylanmış, 28/07/2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2006-2010 yıllarını kapsayan, “Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmıştır. Burada stratejik yön, bilgi toplumuna dönüşümdür. • Türkiye, bu sosyal dönüşüm sürecinde, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ile ekonomik ve sosyal faydayı artırmayı amaçlayan etkin kullanım odaklı stratejiyi benimsemiştir. Bu nedenle, bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim sürecinin temel araçlarından biri olması, öğrenci, öğretmen ve eğiticilerin bu teknolojileri etkin kullanımının sağlanması amaçlanmaktadır.
7) Uzun Vadeli Gelişme, Temel Amaçlar ve Stratejisi (2001-2023) - Cumhuriyetin 100'üncü yıldönümüne rastlayan 2023 yılına kadar uzanan uzun vadeli amaç ve stratejiler belirlenmiştir. Uzun vadeli temel amaç; temel değerleri ve kimliği koruyarak, bilgi toplumuna geçişin sağlanması ve toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. - Okullaşma oranının, 2023 yılında ilköğretimde ve ortaöğretimde %100, yükseköğretimde % 50 düzeyine ulaşması öngörülmektedir. Kamu yatırımlarının2001-2023 döneminde giderek eğitim, sağlık ve teknolojik araştırma alanlarında yoğunlaştırılması öngörülmüştür.
Eğitimi Etkileyen Uluslararası Politikalar • Avrupa Birliği Sürecine Temel Olan Programlar • - Avrupa Birliği ülkelerin eğitim politikalarına yön veren en etkili uluslar arası topluluklardan biridir. • İlk olarak 1951 yılında Paris Antlaşmasıyla Almanya, Fransa, İtalya ve Benelux ülkeleri (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg)’un katılımıyla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu adıyla kurulmuştur. • 1992 yılında imzalanan ve 1993 yılında yürürlüğü giren Mastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği adını almıştır.
28 ülkenin oluşturduğu Avrupa Birliği, eğitim konusunda hassasiyetle durmakta ve önemli faaliyetlerin yürütülmesini sağlamaktadır. • Bu amaçla kurulanAvrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Dairesi, birliğe üye ve aday ülkeler ile antlaşmada yer alan diğer ülkelere katkı yapıp, eğitimlerini geliştirip hedeflenen standart seviyeye ulaştırmaya yönelik eğitim ile ilgili yardım programlarının koordinasyonunu sağlamaktadır.
1 Ocak 2007 tarihine kadarAvrupa Birliği eğitim programlarıüç ana başlıkta toplanmıştır. Bunlar; genel eğitim alanına yönelik olanSocrates, mesleki eğitime yönelik politikaları desteklemek ve geliştirmek için yürütülen Leonarda Da Vinci, gençlik ile ilgili konularda işbirliğini teşvik etmeye yoğunlaşan Gençlik Programlarıdır. • Türkiye, 26 Şubat 2002’de Brüksel’de imzalanan 20.06.2002 tarihli 4263 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Topluluğu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Topluluk Programlarına Katılmasının Genel İlkeleri Hakkında Çerçeve Anlaşması”yla Socrates programlarında yer almaya başlamıştır.
Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle yeni bir döneme girmiştir. 2013 yılı sonuna kadar süren yedi yıllık bir dönemde programlar iki ana öğe altında birleştirilmiştir. • Bunlardan biri Hayatboyu Öğrenme (LLP = LifelongLearningProgramme), diğeri ise Gençlik (Youth in Action) programlarıdır. • Hayatboyu Öğrenme Programı (LLP) genel ve mesleki eğitimin yansıra eğitimle ilgili tüm alt program ve faaliyetleri bütüncül bir yaklaşımla tek bir programda toplamıştır.
- Hayatboyu Öğrenme Programı genel olarak kapsadığı programlar; • okul öncesinden orta öğretime kadar uzanan hedef kitleye yönelen Comenius, • yükseköğretim öğrenci ve öğretim elemanlarına hitap eden Erasmus, • yetişkin eğitimine destek sağlayan Grundtvig • ana hedef kitlesini; her seviyedeki mesleki eğitim kuruluşları, eğitim ve araştırma merkezleri, enstitüler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek birlikleri, firmalar ve özellikle KOBİ’lerin teşkil ettiği Leonarda Da Vinci (LDV)
- Bugün Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları, 2014-2020 yılları arasında uygulanacak olan Erasmus+ adı ile yürütülmektedir. Erasmus+ Programı; eğitim, öğretim, gençlik ve spor alanlarını kapsamaktadır. • Erasmus+ Programı, temel amaçlar ve faaliyetler açısından bakıldığında önceki programdan çok büyük farklılıklar içermemektedir. • Ancak, önceki programın etkinliğinin arttırılması, daha kolay uygulanabilir ve sade bir yapıya kavuşabilmesi amacıylaHayatboyu Öğrenme Programları bünyesinde yürütülmüş olan Comenius, Erasmus, Leonardo da Vinci, Grundtvig programları ile Gençlik Programı ve 5 uluslararası işbirliği programı da dahil edilerek Erasmus+ Programı başlığı altında toplanmıştır.
- Avrupa Birliği projeleri kapsamında geçmişten bugüne iki temel faaliyet alanı yer aldığı söylenebilir. • başvuru, seçme ve sözleşme işlemlerinin Avrupa Komisyonu tarafından yürütüldüğü “Komisyon Merkezli Faaliyetler”, • başvuru, seçme ve sözleşme işlemlerinin ulusal ajanslar tarafından yapıldığı ve yürütüldüğü “Ulusal Ajans Merkezli Faaliyetler” • - Ülkemizde de Türkiye Ulusal Ajansı yasalarca kendine tanınan yetkileri çerçevesinde bu proje faaliyetlerini yönlendirmekte ve yönetmektedir.
Teşekkürler • Ders sunuları için: • https://huseyinserce.wordpress.com