731 likes | 1.65k Views
KAYIP, ÖLÜM VE BAŞA ÇIKMA. Kayıp, genel anlamda birey için önemli ve değerli nesnelerin (kişi, organ, işlev, obje, hayvan vb.) uzaklaştırılması ya da yitirilmesidir. AGONİ.
E N D
Kayıp, genel anlamda birey için önemli ve değerli nesnelerin (kişi, organ, işlev, obje, hayvan vb.) uzaklaştırılması ya da yitirilmesidir.
AGONİ • Ölümden hemen önceki safhadır Hastanın yaşam fonksiyonları gittikçe yavaşlar, solunum ağırlaşır, düzensizleşir ve sesli hale gelir. Nörolojik değişikliklere bağlı olarak hastada uyku hali bitkinlik ve komayı takiben ölüm olur, ya da ajitasyon ve deliryum, miyoklonik kasılmaları takiben koma ve ölüm olur.
Yaşamın Son Aşaması ÖLÜM Ölüm, bir canlı varlığın(insan, hayvan ve bitkinin) hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir. Her insan bir gün ölecektir
Yaşamın Son Aşaması ÖLÜM • Bazı insanlar, ani bir ölüm yaşarken, bazıları da ölüm anına kadar gittikçe kötüleşen bir hastalık periodundan sonra ölür. Yaşamın son günleri hasta, ailesi ve diğer bakım vericiler için çok önemli ve özel zamanlardır.
Birçok insanın ölüm süreci ve ölüm anına ilişkin deneyimi yoktur. Bu insanlar kendi hayallerine dayanarak, ölümün neye benzediğine ilişkin abartılı fantaziler geliştirmiş olabilirler. Ölüm olayı iyi yönetiliyorsa, bunun yumuşak bir geçiş olduğunu görüp, rahatlayabilirler.
Yaşamın Son Aşaması ÖLÜM • Ancak, ölüm anında travmatik müdahalelerle hastanın acı çektiğini görürlerse, ölüme yönelik abartılı fantazileri pekişir. İnsanların tanıklık ettikleri ölüm olayının şekli, kendi ölümlülüklerini kabullenme düzeylerini etkiler.
Yaşamın Son Aşaması ÖLÜM Hasta ile geçirilen son anlar, aile üyeleri için bir hediye gibidir.
Yaşamın Son Aşaması ÖLÜM Hastanın durumunun ciddileştiği konusunda aileye dürüstçe açıklamaların yapılmadığı zamanlarda, vedalaşma şansları ortadan kalkabilir.
Yaşamsal fonksiyonların haftalar,günler,saatler içinde sonlanması beklenilen süre
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTA VE AİLESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Fiziksel Faktörler: Ölümün kendisi fiziksel bir olaydır, kalp atımı ve solunum durduğunda ölüm gerçekleşir. • Psikolojik Faktörler: Ölümün psikolojik boyutunu tanımlamak çok zordur. Çoğu insanda yaklaşan ölüm yoğun bir korkuya neden olmaktadır. Kubler Ross yaptığı çalışmada ölüme ilişkin tepkileri beş madde de toplamıştır. Bunlar inkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenmedir.
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTA VE AİLESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Sosyokültürel Faktörler: Toplumun ölüm ve yaşamı tehdit eden hastalığa gösterdiği tepki kültür, inanış, etnik köken gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. • Çevresel Faktörler: Günümüzde ölüm sürecinin ev yerine kurumda yaşanması eğilimi artmıştır. Yapılan araştırmalar hastaların ölümü evde yaşamak istediklerini göstermiştir. Ama bu fikir özellikle ailede anksiyete yaratmaktadır.
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTA VE AİLESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Politikoekonomik Faktörler: Ülkenin ekonomik düzeyi toplumun yaşam süresini ve ölüm nedenlerini belirleyen önemli faktörlerdendir. Gelişmiş ülkelerde en sık ölüm nedeni kanser , kalp hastalıkları ve felçler olduğu, gelişmekte olan ülkelerde ise bebek ölümleri, önlenebilir enfeksiyonlar hastalıklarının hatta açlığın hala ölüm nedenleri arasında olduğu görülmüştür.
EVDE VEYA KURUMDA ÖLÜM • Hastanın evde ölmesi fikri, başlangıçta hasta ve ailede korku ve anksiyete yaratır. Hastanın problemleri tıbbi müdahale gerektirmese de, hastanın hastanede ölmesi istenir.
EVDE VEYA KURUMDA ÖLÜM Hastanın evde ölme konusundaki endişeleri, aile üyelerine yük olma korkusundan kaynaklanır. Aile üyeleri ise, ölüm esnasında hastaya yardım edememe ya da ölüm olayı ile baş edememe endişesi yaşarlar.
EVDE VEYA KURUMDA ÖLÜM • Hastanın yaşamının son günlerini evinde geçirmesi, ebeveynleri, çocukları, torunları yakınları ya da evcil hayvanları ile etkileşim halinde olmasını ve dolayısıyla daha mutlu yaşamasını sağlayabilir
EVDE VEYA KURUMDA ÖLÜM Hastanın son günlerini evinde geçirmesi planlandığında, hastanın güçsüzlük yaşayabileceği ve son zamanlarında ilişki içinde olacağı insanlar konusunda seçici davranacağı, dinlenme periyodları esnasında rahatsız edilmemesi konusunda aile uyarılmalıdır.
Ailenin hastaya ölüme yakın bakım sağlama yeteneği, ölüm esnasında hastada ne tür değişikliklerin oluşabileceği ve acı çekmesinin nasıl azaltılabileceği konularında bilgi sahibi olmalarına bağlıdır.
EVDE VEYA KURUMDA ÖLÜM Evde ölmenin en büyük avantajlarından biri de, son saat ve dakikaların acı ve rahatsızlık yaratan tıbbi müdahalelerden uzak yaşanmasıdır
Aile üyeleri, ölümü yaklaşan bireyle çözümlenmemiş konuları çözümlemeleri, açıklanmamış duygu ve düşünceleri açıklamaları için desteklenmelidirler. Böylece, kayıp sonrası yaşanacak kederin çözümlenmesi de daha kolaylaşır.
ÖLÜMÜN BELİRTİLERİ • Terminal dönemde olan bireyin, ölüme yaklaştıkça • yorgunluk ve halsizliği artar, • iştahı ve yiyecek tüketimi, sıvı alımı azalır ve buna bağlı ağız mukozası kurur. • Ayrıca göz kapaklarının açık kalmasına bağlı konjuktiva da kuruyup, rahatsız edebilir. • Yaşam sonuna doğru, kardiyak output ve intravasküler volüm azalır.
Nörolojik olarak hastada uyku hali, yarı koma ve koma görülür. Yine bireyin bilinç durumu ve buna bağlı iletişimi bozulur.
ÖLÜMÜN BELİRTİLERİ Yaşamın sonuna yaklaşan hastalarda solunum değişikliği beklenen bir olgudur. Hastanın solunumu yüzeyeldir ve apne periyodları ya da Cheyne-Stokes solunumları görülebilir. Hastada idrar ve dışkı inkontinansı olduğu da izlenebilir.
Ölüm anında ise; • Yüzün Görünümü, Görme, Konuşma ve İşitme: Yüz kasları gevşer, yanaklar gerginliğini yitirir. Gözler, yarı açık ve cam gibidir. Ölüm ile birlikte pupil sabitleşir ve ışığa reaksiyon vermez. Konuşma giderek zorlaşır. En son kaybolan işlevin duyma olduğu unutulmamalıdır. • Deri ve kas iskelet Sistemi:Kaslargiderek gevşer, hasta yavaş yavaş hareket edemez duruma gelir. Ölümden sonra kaslar sabitleşir. Ölümün yaklaşmasında deri, soluk, soğuk ve nemlidir.
Ölüm anında ise; • Solunum sistemi:Solunum düzensiz hızlı ve yüzeyel veya çok yavaş hırıltılı şekillerde olabilir. • Santral sinir sistemi: Mentaldurum, açık bilinçten komaya kadar çeşitli farklılıklar gösterir. Refleksler yavaş yavaş kaybolur ateş yükselebilir. • Dolaşım sistemi:Dolaşım sistemi yavaş yavaş görevini yapamaz hale gelir, ölüm öncesinde nabız hızlı ve düzensizdir. Radyal nabız giderek kaybolur. Ölümden sonra, kanın çökmesi sonucu ciltte çürüğü andıran kırmızı veya mavi lekeler oluşur. Buna "Postmortem hypostasis" denir.
Gastrointestinal ve Genitoüriner sistemler:Hıçkırık,bulantı- kusma, işhatsızlık, kilo kaybı olur. Kabızlık, idrar retansiyonu, karında gerginlik görülür. Anüs ve mesane sfinkterlerinin gevşemesine bağlı mesane ve barsak inkontinansları gelişir.
KESİN ÖLÜM BELİRTİLERİ • Solunum yoktur, kalp atışları durmuştur. • Pupiller dilatedir. • Refleksler kaybolmuştur. • Beyin dalgaları yoktur. (EEG)
ÖLÜMDEN SONRA VÜCUDUN BAKIMI (KURUMDA) • Hastanın üzerindekiler çıkartılır, kol ve bacakları uzatılır, gözler açıksa kapatılır ve çenesi bağlanarak ağzı kapatılır. Takma dişleri varsa alınır, yüzük ve bilezik gibi mücevherleri ve saç tokaları çıkartılır. • Varsa, sondası, tüpleri, İV mayi seti çıkartılır. Kirli pansumanlar değiştirilir.
ÖLÜMDEN SONRA VÜCUDUN BAKIMI (KURUMDA) • Vücudun kan lekeleri, akıntı varsa silinip, açık yarası varsa temiz bir pedle kapatılır. • Ayak baş parmakları gazlı bezle bağlanır. Ayağına kimliğini gösteren bir kart bağlanır ve çarşafla üzeri örtülür.
ÖLÜMDEN SONRA VÜCUDUN BAKIMI (KURUMDA) • Ex. sedyeye konularak morga gönderilir. Tüm bu işlemler yapılırken her zaman olduğu gibi hastanın mahremiyeti korunur. Eğer hasta ayrı bir odaya alınmadıysa, yatağın kenarına perde çekilir. Hasta hazırlanırken, diğer hastalara hissettirmeden, sakin ve düzenli bir şekilde çalışılmalıdır. Hastanın eşyaları karantina memuruna teslim edilir. Alyans gibi herhangi bir mücevheri çıkarmak olanaksızsa, bunun cesedin üzerinde kaldığı not edilmelidir
ÖLÜME VERİLEN TEPKİLER • Yadsıma ve Yalıtma (İnkar ve izolasyon) • Öfke • Pazarlık • Depresyon • Kabullenme
YAS SÜRECİ Yas, bireyde sevilen bir nesnenin kaybından sonra meydana gelen ağır üzüntü durumudur. Yas, kedere verilen tepkidir ve şiddeti kişiye bağlı olarak değişebilmektedir
Yas tutma yetisini etkileyen bazı etkenler vardır. Bunlar; • Yas tutanın içinde bulunduğu gelişimsel evre ve psikolojik gücü, • Kaybedilen kişinin o birey için anlamı, ilişkinin niteliği, • Ölüm/kaybın şekli (ani ya da beklendik olması), • Daha önceki kayıp yaşantıları ve baş etme biçimi, • Algılanan sosyal destek sistemi, • Yas sürecini kolaylaştıran rituelleri, sosyo-kültürel inançları, • Kederin dışa vurulmasına getirilen kısıtlamalar ya da engellerdir.
Yas süreci, dört evreye ayrılmıştır. • I.Evre: : Birkaç saat ile birkaç hafta arasında sürer. Kişi şaşkın ve karmaşık duygular yaşadığının gerçek olup olmadığını kavramakta zorlanır • II.Evre: Kaybın acısı artarak hissedilir. Kişi, belirgin bir depresyondan çok, aniden başlayan ve tekrarlayan ağır sıkıntılar yaşar, kayba duyduğu yoğun özlem nedeniyle hıçkıra hıçkıra ağlar. İlk evrenin bir parçası olan öfke artık doruğa ulaşır
III.Evre:Kaybın dönmeyeceği gerçeğinin tekrar tekrar fark edilmesiyle yaşanan ümitsizlik ve çaresizliğin belirleyici olduğu ruhsal dağılma ve bitkinlik, isteksizlik ve ilgisizlik ön plandadır. Her şey anlamını yitirir. IV.Evre:Genellikle altıncı ayda başlar. Kişi ölüm gerçeğini kabullenir, sevdiğini kaybetmeden önceki haline döner, iyileşerek yaşamını yeniden düzenler.
YAS (KEDER) YAŞAYAN BİREYLERE YARDIM ETME YOLLARI • Aile Üyelerinin Yaşadıkları Duygunun Doğal Olduğunu Anlamalarına Yardım Etme • Ağrı Kesicinin Hastaya Verildiği Konusunda Aileye Güvence Verme • Hastanın NasılRahatlayacağını Aileye Öğretme
Aile Bireylerinin Yitirdikleri Kişiyi Görmelerini Destekleme • Öfkeyi Anlama ve İletişim Kurma • Etkin Dinleme
YAS (KEDER) YAŞAYAN BİREYLERE YARDIM ETME YOLLARI • Hastalarını Gördüklerinde Ne Bekledikleri ve Hastanın Durumu Bozulurken Görebilecekleri Değişiklikleri Aile İle Konuşma • Hastanın Görünüşüne Özen Gösterme
YAS (KEDER) YAŞAYAN BİREYLERE YARDIM ETME YOLLARI • Güven Duygusunu Sürdürme • Zor Kararlarda Aileye Yardım Etme • Aileyi Destek Gruplarına Yöneltme • Stresi Azaltmaya Yardım Etme
Ölümcül hastalığı olan bireylerin bakımını üstlenen hemşireler de zaman zaman hastanın kendisi ve ailesi gibi korku, kaygı, inkar, öfke, suçluluk, depresyon, çaresizlik ve keder duyguları yaşarlar. Çünkü bu kayıp hemşireler için de geçerlidir.
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTALARA BAKIM VEREN HEMŞİRELERİN YAŞADIKLARI DUYGULAR • Birey, ölümcül bir hastalık tanısı ile servise yatırıldığı zaman hemşirenin başlangıçtaki tepkileri şok ve inkardır
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTALARA BAKIM VEREN HEMŞİRELERİN YAŞADIKLARI DUYGULAR Diğer taraftan, ölümcül hastalıklardaki başarısızlık potansiyeli hemşirede öfke duyguları yaratabilir.
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTALARA BAKIM VEREN HEMŞİRELERİN YAŞADIKLARI DUYGULAR Ölümcül hastalığı olan kişilerle baş etmedeki yetersizlik sıklıkla hemşirede suçluluk duygularına neden olur.
TERMİNAL DÖNEMDEKİ HASTALARA BAKIM VEREN HEMŞİRELERİN YAŞADIKLARI DUYGULAR Sonuç olarak, hemşireler terminal dönem hastalarla karşılaşmadan önce, bu hastaların bakımına ilişkin gerekli bilgi ve becerilere sahip olmalı, hasta ve ailesine karşı "son görevlerini" nasıl yerine getireceklerini öğrenmelidirler.