310 likes | 695 Views
İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU. TCK M. 184. TCK 184. (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi , bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
E N D
İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU TCK M. 184
TCK 184 • (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. • (2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. • (3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır. • (5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Korunan Menfaat • Anayasa’nın 56. maddesine göre, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” • Anayasanın, çevrenin korunmasını teminat altına alan bu hükümden hareketle, TCK’nın 1. maddesinde “kamu sağlığını ve çevreyi” korumak TCK’nın amaçları arasında gösterilmiştir. • Bu amaçtan hareketle, TCK m. 184 ile, doğrudan doğruya “çevre” korunmaktadır. • Çevre, bize ve gelecekteki nesillere ait bir hukuksal değer olup, diğer bireylerle paylaşılması gereken ve aynı zamanda müştereken alınması tedbirlerle korunması gereken, bağımsız bir değerdir. • Her insanın, temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır.
Suçun Maddi Unsurları Fail Birinci Fıkra Bağlamında • Fıkra kapsamında yapı ruhsatı almadan ya da ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yatıran kişilerden söze dilmiş olup, bu kimseler; yüklenici, taşeron, usta veya kalfa ile inşaat sahibi suçun failidir. • Ayrıca inşaatlar bakımından kontrol ve denetim hizmeti veren teknisyenler de fail sıfatıyla cezalandırılacaktır. • İşçiler bu anlamda suçun faili olamazlar.
Ruhsatsız yapı yapılmasına veya yapının ruhsata aykırı olarak devam ettirilmesine göz yuman teknik elemanlar “yaptıran” olarak sorumludur. İkinci Fıkra Bağlamında • Suçun faili, yapı ruhsatiyesi alınmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin veren kişilerdir. Bu kimseler, elektrik veya su hizmeti sunan kuruluşlarının personelleri olabileceği gibi, komşu da olabilir. • Üçüncü Fıkra Bağlamında Yapı kullanma izni olmayan binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi suçun faili olacaktır.
Mağdur • İmar kirliliğine neden olma suçunun mağduru toplum ve toplumu oluşturan bütün bireylerdir. • Ancak, toplumu oluşturan bütün bireylerin CMK 234 anlamında kamu davasına katılabilmeleri mümkün değildir. • Çünkü davaya katılabilmek için, doğrudan doğruya maddi veya manevi bir zarar görülmesi gerekmektedir. (CMK 237) • İmar Kirliliğini Neden Olma suçu bakımından mağdur toplum ve bütün bireyler olsa da, suçtan doğrudan doğruya zarar gören kimseler her olay bakımından ayrı ayrı tespit edilmelidir. • Bu bağlamda, komşu gayrimenkul sahibi ve belediye suçtan doğrudan doğruya zarar görenlerdir.
Fiil/Netice • 184. maddede üç ayrı suç tipi düzenlenmiştir. • Birinci Fıkrada, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapma veya yaptırma suçu, • İkinci Fıkrada, ruhsatsız olarak başlatılan inşaatlara ait şantiyeler elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasını müsaade etme • Üçüncü Fıkrada, yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyet icrasına müsaade etme suçu düzenlenmiştir.
1. Fıkra • Belediye sınırları içinde veya özel imar rejimi uygulanan yerlerde, (184/3) ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapmak suç olarak tanımlanmıştır. • TCK’da yapı ruhsatiyesi ve “bina” hakkında herhangi bir tanımlama yapılmamıştır. Bu noktada 3194 Sayılı İmar Kanunu hükümlerine müracaat etmek gerekmektedir. • 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre yapı, “Karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yer altı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve hareketli tesislerdir.” • Bina ise, “Kendi başına kullanılabilen üstü örtülü ve insanların içinde girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.”
Yapı Ruhsatiyesi • Yapı ruhsatiyesi kavramı İmar Kanunu’nda açık bir biçimde tanımlanmamıştır. • İmar Kanunu’nun 21. maddesinde İmar Kanunu kapsamına giren bütün yapılar için yetkili merciden (Belediye veya Valilik) yapı ruhsatı alınmasının zorunlu olduğu ve daha önceden yapılan yapılar için yapılacak değişikliklerde de yapı ruhsatı alınması gerektiği belirtilmiş ve nihayet kamuya ait tesisler bakımından yapı ruhsatiyesi alma konusunda istisna (İmar Kanunu m. 26) getirilmiştir.
İmar Kanunu anlamında yapı ruhsatı; “Yeni bir bina yapılmasına veya mevcut bir yapının esaslı onarım ve tadilatı ve ilavesine yetkili makamlarca verilen izin” olarak anlaşılmalıdır. • Yapı (binalar da yapı içerisindedir) haricindeki, bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, gösteri çadırı, köprü, tünel, rıhtım, yol ve benzeri yapılar TCK 184 kapsamında değildir. • İmar mevzuatına göre, binanın yapımının bitme günü, İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddelerine göre, “yapı kullanma izninin verildiği” gündür. • Yapı kullanma izni alınıncaya kadar, bina için, elektrik, suç ve kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmak mümkün değildir. (İmar Kanunu m. 31)
184/1. fıkrada yer alan suçun oluşması için, ruhsat alınmaksızın yapılan yapının, “tamamlanmış bir bina” olmasına gerek yoktur. • İnşaatın başlamış olması suçun oluşması için yeterlidir. Mutlak surette binanın bitirilmesi gerekmez. • Nitekim Yargıtay 4 CD. 29.06.2009 tarih ve E. 2007/13134, K. 2009/12897 Sayılı Kararında, “İnşaatın kaba şeklinde yapılmasıyla bina vasfı kazanacağına dayanarak hüküm kurmak” isabetli değildir. • Yargıtay, 4 D. 11.03.2009 tarih ve E. 2007/3001, K. 2009/4645 Sayılı Kararı ile de, “10 Yıl önce ruhsatsız olarak yapılan binanın, zemin artı 1. kat üzerinde 2. kat inşa etmek amacıyla bir sıra tuğla duvar örüldüğü esnada görevlilerin tutanak düzenlediği olayda” TCK m. 184’te yer alan suç oluşmuştur.
Ruhsatsız veya ruhsata aykırı bir biçimde bina yapmaktan hakkında iddianame düzenlenen failin, iddianame düzenlendikten sonra yapıyı yapmaya devam etmesinde “kastın yenilenmesi” söz konusudur ve gerçek içtima hükümleri uygulanır. • 1. Fıkrada yer alan, “ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapma suçu” 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılan (bitirilmiş olan) binalar hakkında uygulanmaz. (TCK m. 7)
TCK m. 184 bakımından, yeni bina niteliğinde olmayan, mevcut binada gerçekleştirilen yapım işleri • İmar Kanunu’na göre, (21. madde), ruhsat alınmış yapılarda bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Ancak, derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve binanın “taşıyıcı kolanlarını etkilemeyen” tamiratların yapılması için yapı ruhsatı almak gerekmez. • Bu noktada, söz konusu “esaslı olmayan” tamirat işleri bakımından TCK 184’te yer alan suç oluşmaz.
Yargıtay 4 CD. 24.06.2009 tarih ve E. 2008/152, K. 2009/12647 • Ruhsatlı binanın, 1. bodrum katında, 35 metrekare batar boşluğun betonla kapatılması ve açık haldeki çıkma bölümlerin duvar örülerek kapatılması, işyerine dahil edilmesi biçiminde ruhsata tabi tadilatların ruhsatsız olarak yapılması ile TCK m. 184’te yer verilen suç oluşur.”
Buna göre, ruhsatta balkon ya da teras olarak görünen bölümlerin kapatılarak odaya çevrilmesi, mevcut çatının yükseltilerek duvar örülüp kapatılması gibi durumlarda, inşaat faaliyeti bina yapılması niteliğindedir ve ruhsata tabidir. • Cam balkon yapmak ise, bina yapımı niteliğinde olmadığı ve binan taşıyıcı unsurlarını etkilemediğinden TCK m. 184 kapsamına girmez.
2. Fıkra • 184/2 hükmünde, “Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlara ait şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısına müsaade etme” suçu düzenlenmiştir. • 184/2 hükmü de tıpkı 184/1 hükmünde olduğu gibi, sadece belediye ve özel imar rejiminin uygulandığı yerler bakımından uygulanabilecek bir hükümdür. (184/4)
184/2 bakımından şantiye; “ihtiyaca göre inşaatın devamı süresinde kullanıp yıkılmak üzere yapılacak binalar biçiminde tanımlanabilir.” • Ruhsatsız inşaata ait şantiyeye elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması halinde 184/2’de yer alan suç oluşur iken; inşaatın bitimi ve şantiyenin yıkılmasından sonra “yapılmış olan binada” şantiyeye bağlanan elektrik, su veya telefonun kullanılmaya devam edilmesi halinde 184/2’de yer alan suç oluşmaz. (Tipik hareketin yokluğu)
184/2 anlamında suçun faili, Belediye, TEDAŞ, Telekom görevlisi olabileceği gibi, komşu gayrimenkulün sahibi de olabilir. • 184/2’de yer alan suç, elektrik, su veya telefon bağlantısının yapılıp faal hale getirilmesiyle (aktif faydalanmanın başlamasıyla) tamamlanır. • Su, elektrik veya telefon bağlantısı, herhangi bir özel ya da tüzel kişinin izni olmaksızın şantiye sorumlusu tarafından kaçak olarak bağlanılıp kullanılmış ise, elektrik ve su bakımından hırsızlık suçu (TCK m. 142/1,f ve 141/1) telefon hattı bakımından da karşılıksız yararlanma suçu (TCK m. 163/2) söz konusu olur.
3. Fıkra • 184/3 hükmünde, “yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyetin icrasına müsaade etmek” fiili suç olarak tanımlanmıştır. • Sınai faaliyet, madenler, toprak ürünleri ve hayvansal ürünler gibi hammaddeleri, makine, iş gücü ve diğer araçlardan yararlanılarak, insan gereksinimlerini karşılayacak ürün (mamul madde) durumuna getirmek amacıyla yapılan çalışmalardır. • Bu bağlamda, söz konusu faaliyetlere izin vermekle görevli kimselerin, izin vermeden önce söz konusu binanın “yapı kullanma izninin” bulunup bulunmadığını kontrol yükümlülüğü vardır. • Bu yükümlülüğün kasten ihlal edildiği anda 184/3’te yer alan suç oluşur. (salt hareket suçu). Çünkü, 184/3 anlamında ilgili görevli tarafından verilen müsaade, “iptal edilinceye kadar geçerli bir belge” olup, bu belgeyi alan kimse, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın sınai faaliyette bulunabilmektedir.
184/1 ve 184/2 Hükümlerinin Uygulanacağı Yerler • 1841/4 hükmünde, 1. ve 2. fıkralarda yer alan suç tiplerinin ancak, “belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır.” denilmektedir. • Bu sebeple belediye sınırları dışında ve özel imar rejimi bulunmayan yerlerde 184/1 ve 2 hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün değildir.
Belediye Sınırı/Belediye Mücavir Alanı Ayrımı • Belediye sınırı, mülki bir sınırdır. • 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 5. maddesine göre çizilir ve Vali tarafından onaylanır. • 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre, ilçe belediyelerinin Büyükşehir belediyesi sınırında kalan kısımlarını da içine alan sınırdır.
Oysa mücavir alan, belediye sınırından daha geniş bir alanı tanımlamakta olup İmar Kanunu’nun 45. maddesinde tanımlanmıştır. Bu hükme göre: “ Mücavir alan sınırları belediye meclisi ve il idare kurulu kararına dayanarak vilayetlerce Bakanlığa gönderilir. Bakanlık bunları inceleyerek aynen veya değiştirerek tasdik etmeye veya değiştirilmek üzere iadeye yetkilidir “ Mücavir alanın ilgili belediye sınırına bitişik olması gerekmez.Ayrıca, bu alanlar köyleri de ihtiva edebilir. Mücavir alandan çıkarılma da aynı usule tabidir. Bakanlık gerekli gördüğü hallerde mücavir alana alma ve çıkarma hususunda resen karar verebilir.”
Bu farklılık sebebiyle 184/1 ve 2. fıkralarda yer alan suçlar, ancak belediye sınırları ve özel imar rejimi uygulanan Organize Sanayi Bölgeleri, Turizm Alanları, Tarihi Eserlerin Bulunduğu Alanlar, Kıyılar gibi yerlerde uygulanabilir. • Belediye mücavir alanında kalmış olsa dahi, “belediye sınırı” içerisinde olmayan KÖYLER bakımından 184/1 ve 2. fıkra hükümleri uygulanamaz. • Ancak belediye sınırları içinde kalan - halen tüzel kişiliklerini koruyor olsa dahi- KÖYLER bakımından 184/1 ve 2. fıkra hükümleri uygulama alanı bulur.
184/3’te yer alan, “yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade etme” suçu KÖYLER dahil, bütün yerleşim yerleri bakımından uygulanacaktır.
184. Maddenin Zaman Bakımından Uygulanması • 184/6 hükmüne göre, Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade etme (184/2) ve , yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade etme (184/3) suçları 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında uygulanmaz. • TCK’nın zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kuralları bakımından, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapımı tamamlanan binalar veya kurulan şantiyeler bakımından 184/2,3 hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün değildir. • 184/1 bakımından ise, 12 Ekim 2004 tarihinden önce “ruhsat alınmaksızın” yapılmış binalar bakımından ceza verilebilmesi mümkün değildir.
Manevi Unsur • İmar kirliliğine neden olma suçu, genel kast ile işlenebilen bir suçtur. • Suçun olası kast ile de işlenebilmesi mümkündür.
Suçun Özel Görünüşü • Teşebbüs • 184/1 bakımından, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapılmasına başlandığı anda suç tamamlanmış olacağından bu suça teşebbüs mümkün değildir. • 184/2 bakımından, yapı ruhsatı olmadan başlanılan inşaat şantiyelerine elektrik, su ve telefon verilmesi suçunda ise, suç “bu hizmetlerden faydalanma” ile tamamlanacağından bu suça teşebbüs mümkündür. • 184/3 bakımından, yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyetin icrasına müsaade edildiği anda suç oluşacağından (sırf hareket suçu) suç teşebbüse müsait değildir.
İştirak TCK 37/38/39. maddeleri çerçevesinde iştirakın her türlüsü mümkündür. • İçtima 184/1’de yer alan fiiller bakımından Boğaziçi Kanunu’nun 18. maddesi(Boğaziçi Alanında inşaat ruhsatı alınmadan yapılan yapıların tamamı, inşaat ruhsatı ve eklerine ve imar mevzuatına aykırı yapılan yapıların aykırı kısım ve bölümleri, bu Kanunun 13 üncü maddesine göre yıktırılmakla beraber, yapı sahipleri, fenni mesulleri ve müteahhitleri bir aydan altı aya kadar hapis ve 200.000 liradan 500.000 liraya kadar adli para cezası ile cezalandırılır)ile 184/1. hükmü fikri içtima halindedir. Fail ağır olan 184/1’de yer alan suçtan cezalandırılır. 184/2 ve 3 bakımından, bu hükümler 257. maddeye göre (görevi kötüye kullanma suçu) özel hüküm niteliğinde olduğundan, ilgili kamu görevlisi ayrıca 257. maddeden cezalandırılmaz.
Özel Etkin Pişmanlık Hükmü • 184/5 uyarınca, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapan ya da yaptıran kişi, binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirir ise (binayı yıkmak da buraya dahildir), 184/1 ve 2. fıkralarda yer alan suçlar bakımından: • Kamu davası açılmaz, • Açılmış olan kamu davası düşer, • Mahkum olunan ceza, bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Sosyal Mesaj Az şeye sahip olan değil, çok fazla şey isteyen fakirdir. Seneca