270 likes | 587 Views
ERZURUM. ANNELERİN ANKSİYETE DÜZEYİNİN BEBEKLERİNİN GAZ SANCISINA ETKİSİ *Duygu Arıkan *Fatma Saban **Gülbeyaz Baran. *Atatürk Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Erzurum **Dicle Üniversitesi, Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik, Diyarbakır.
E N D
ANNELERİN ANKSİYETE DÜZEYİNİN BEBEKLERİNİN GAZ SANCISINA ETKİSİ *Duygu Arıkan *Fatma Saban **Gülbeyaz Baran *Atatürk Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı, Erzurum**Dicle Üniversitesi, Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik, Diyarbakır
GİRİŞ Süt çocukluğu döneminin en sık yaşanan rahatsızlığı olan gaz sancısı (kolik), 2 hafta ile 4 ay arası diğer yönlerden sağlıklı bebeklerde daha çok akşam saatlerinde görülen paroksismal özellikte belli bir nedene bağlanamayan, bacakları karına çekme, yumruklarını sıkma, gaz çıkarma ile birlikte olan ve tüm çabalara rağmen durdurulması zor, aşırı ağlama ile karakterize davranışsal bir sendromdur.
Gaz sancısı küçük bir sorun gibi görülse de, gaz sancılı ağlayan, irrite bir bebek, aile ilişkileri ve ebeveyn bebek ilişkisi üzerine yoğun duygusal etki yapmaktadır. 56. Türkiye Milli Pediatri Kongresi28 Kasım- 02 Aralık 2012
Gaz sancısının etyolojisi halen aydınlatılamamıştır. 3 teori üzerinde durulmaktadır. Bunlar; Barsak dismotilitesi( modeli(karbonhidrat malabsobsiyonu,protein intoleransı,intestinalhast vb) interaksiyonel teori (bebeğin aile ile iletişimindeki başarısızlık) immatür merkezi sinir sistemi teorisidir.
Annenin geriliminin bebeğe geçtiği ve bu durumun gaz sancısının etyolojik faktörlerinden biri olduğu ileri sürülmüştür.
Ağlamanın nöropsikolojik bir mekanizma olduğu ve bebekte denge sağladığı, akşam ağlamalarının ise en çok aile geriliminin olduğu zamana rastladığı da ifade edilmiştir.
AMAÇ Çalışma, annelerin anksiyete düzeyinin bebeklerin gaz sancısına etkisi olup olmadığını saptamak amacıyla tanımlayıcı nitelikte planlanmış ve yapılmıştır.
YÖNTEM Çalışmanın örneklemini 01 Nisan- 28 Ağustos 2012 tarihleri arasında Toplum Sağlık Merkezlerine kayıtlı 1-3 aylık bebeği olan ulaşılabilen anneler oluşturmuş, herhangi bir örneklem seçim yöntemine gidilmeden, uygulamanın yapıldığı zamanda Toplum Sağlık Merkezlerine gelen ve çalışmaya katılmak isteyen 130 anne çalışma kapsamına alınmıştır.
1-3 aylık bebeklerde gaz sancısının çok görülmesi ve Wessel kriterlerinin uygulanabilirliği göz önünde bulundurularak çalışmaya 1-3 aylık bebeklerin anneleri dahil edilmiştir.
Annelere “bebeğinizde gaz sancısı oluyor mu? • Oluyorsa bunu bebeğin hangi ifade ve davranışlarından • tespit ediyorsunuz” diye sorularak bebekte gaz sancısı • olup olmadığı değerlendirilmiştir. • Annelerin bu tanımlamasının gaz sancısını • tespit etmede yeterli olup olmadığını tespit etmek • amacıyla 1954 yılında Wessel tarafından tanımlanan • üçler kuralı kullanılarak gaz sancısının • varlığı tekrar kontrol edilmiştir.
VERİLERİN TOPLANMASI Kişisel bilgi formu Spielberger ve arkadaşları tarafından geliştirilen durumluk kaygı ölçeği Bebeklerin gaz sancısını belirlemek için Wessel kriterleri kullanılmıştır.
Durumluk kaygı ölçeği Durumluk kaygı ölçeği, bireyin belirli bir anda ve belirli koşullarda kendisini nasıl hissettiğini betimlemesini, içinde bulunduğu duruma ilişkin duygularını belirlemeyi amaçlayan ve 20 maddeden oluşan 4’lü Likert tipi bir ölçektir.
Wessel kriterleri Wessel’e göre başlangıcı ilk haftalarda olan genellikle ilk 3 ayda görülen, günde 3 saatten fazla, haftada 3 günden fazla ve en az 3 hafta devam eden açıklanamayan ve kontrol edilemeyen ağlama nöbetlerinin olma durumu gaz sancısı (kolik) olarak tanımlanmaktadır.
VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ *tanımlayıcı testler * ki kare ve * t testi
ETİK Bilgilendirme ve Gönüllülük İlkeleri yerine getirilmiştir.
Bulgular • Annelerin %32,3’ü 25-29 yaş aralığında, bebeklerin %53,1’i kızdır. • Annelerin ifadelerine göre bebeklerin %76,9’unda gaz sancısı olduğu saptanmıştır. • Annelerin %57,7’si bebeklerine gaz yapıcı gıdalar vermediğini, %58,5’i gaz sancısı hakkındaki bilgileri sağlık personelinden, %31,5’i komşu ve akrabalarından aldığını ifade etmişlerdir.
Annelerin ifadelerine göre gaz sancısı olan bebeklerin %89’unun çok ağladığı, %51’inin ayaklarını yukarı çektiği, %75’inin kızardığı, %69’unun kendini sıktığı, %55’inin gaz çıkardığı, %21’inin karnının şişdiği, %24’ünün karnından ses geldiği, %72’sinin uyumadığı, %75’inin huzursuz göründüğü ve %25’inin meme almadığı tespit edilmiştir.
Annelerin bebeklerinin önceki çocuklarında gaz sancısı olma durumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05).
Bebeğin kaçıncı çocuk olduğu, beslenme şekli, kilosu ile gaz sancısı arasında bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05).
Anne yaşı, eğitim düzeyi, sosyal güvence ve çalışma durumunun her iki kritere göre de bebekte gaz sancısı olma durumunu etkilemediği bulunmuştur (p>0.05).
Gaz sancısı olan bebeklerin annelerinin kaygı düzey puan ortalaması, gaz sancısı olmayan bebeklerin annelerinin kaygı düzey puan ortalamasından daha yüksek olmakla beraber ortalamalar arasında herhangi bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0.05).
Araştırmaya katılan annelerin kaygı puan ortalaması 43,33 olup orta düzeyde kaygılı oldukları bulunmuştur.
SONUÇ Annelerin kaygısının bebeklerin gaz sancısını etkilemediği bulunmuştur.
Ö N E R İ Günümüzde bebeklerin gaz sancısı ile ilgili yapılmış araştırmalar çok azdır. Bu yüzden ileriki zamanlardadaha geniş örneklemde araştırmaların yürütülmesi önerilebilir.