210 likes | 477 Views
GRUP NO : 3. DEPOLAMA BİRİMLERİ. İÇİNDEKİLER. 1. HDD 2. CD/DVD 3. USB BELLEKLER 4. BLU-RAY DİSKLER 5. FLOPPY DİSKLER. -HDD-.
E N D
GRUP NO : 3 DEPOLAMA BİRİMLERİ
İÇİNDEKİLER 1. HDD 2. CD/DVD 3. USB BELLEKLER 4. BLU-RAY DİSKLER 5. FLOPPY DİSKLER
-HDD- Artık bütün masaüstü sistemlerde en az bir hard disk bulunuyor. Hatta VCR cihazlarından camcorderlara ve mp3 playerlara kadar pek çok elektronik alette de hard diskleri görmeye yavaş yavaş alışıyoruz. Nerede kullanılırsa kullanılsın bütün hard diskler tek bir amaç için üretilir: Sayısal bilgileri kalıcı şekilde depolamak. Bir hard disk bilgisayarlarımızda kullandığımız ana belleğin aksine güç kesilse bile içindeki bilgileri korur ve bu özelliğiyle bilgisayarımıza "hatırlama" yeteneği kazandırır. Hard diskinize bir kez kaydettiğiniz bir dosyaya bilgisayarınızı defalarca açıp kapatsanız bile onu silmediğiniz sürece ulaşabilirsiniz.
İçeriye giriyoruz... Bütün hard diskler temelde aynı yapıdadır. Bir hard disk en basit haliyle şu parçalardan oluşur: Bilgilerin manyetik olarak depolandığı bir veya daha fazla sayıda plaka (platter), okuma yazma kafaları, plakalarla okuma yazma kafalarının hareketini sağlayan motorlar ve diskin kontrolünden sorumlu devreleri üzerinde barındıran kontrol kartı. -PLAKALAR- Bilgileri saklamak için kullanılan plakalar alümünyum, cam gibi manyetik duyarlılığı olmayan maddelerden yapılır. Plakalarda daha uygun ısı direnci özellikleri ve daha ince yapıda kullanılabildiği için temel madde olarak modern disklerde alüminyum yerine cam kullanılır ve cama kırılmasını engelleyecek kadar da seramik karıştırılır. Daha sonra bu plakaların yüzeyleri manyetik duyarlılığı olan bir filmle kaplanır.
-PLAKALAR- Bir hard diskte birden fazla plaka bulunabilir. Eskiden plakaların yüzeylerine temel maddesi demir oksit olan bir sıvı dağıtılarak sürülürdü fakat hard disklerin kapasitelerinin artmasıyla bu teknolojinin sınırlarına ulaşılması çok sürmedi. Ayrıca okuma/yazma kafasının plakaya çarpması durumunda da bu yöntemle üretilen plakalar kurtulamıyordu ve diski değiştirmekten başka çare yoktu. Günümüzdeyse electroplating denen bir yöntemle plakaların yüzeyi kobalttan oluşan bir filmle kaplanır. Son olarak da bu filmin üzerine kafa çarpmalarına karşı bir miktar koruma sağlayan bir tabaka daha çekilir. Bilgiler plakalarda sektörler (sector) ve izler (track) halinde saklanır. Her sektör 256, 512 gibi belirli bir sayıda byte içerir ve plaka boyunca yanyana duran bütün sektörlerin oluşturduğu yapılara da iz denir. Diskin kendisi veya işletim sistemi sektörleri gruplayarak onları cluster denen yapılar halinde topluca işler. Low level formatting denen işlemle plakalar üzerinde sektörler ve izler oluşturulur, bunların başlangıç ve bitiş noktaları plakalar üzerinde belirlenir. Daha sonra da high level formatting yapılarak dosya depolama yapıları oluşturulur ve dosyaların palakarda oluşturulan sektörlere ve izlere hangi düzende yazılacağı belirlenir. Low ve high level formatting işlemleri sonrasında plakalar okuma/yazmaya hazır hale gelir. Aşağıdaki şekilde mavi renkle bir sektör, sarıyla da bir iz gösteriliyor.
Okuma/Yazma Kafaları... Aslında bir okuma/yazma kafası yaklaşık 1 mm2 çapındaki minyatür bir elektromıknatıstan başka bir şey değildir. Aşağıdaki resimde en basit haliyle bir okuma/yazma kafasını görebilirsiniz. Kafalar okuma yazma işlemi sırasında plakayla temas etmezler, dönen plakaların yarattığı hava akımı kafaları plakaların sürekli bir miktar yukarısında tutar. Eski disklerde plakayla kafa arasında 0,2 mm civarında bir boşluk varken modern disklerde bu boşluk 0,07 mm civarındadır. Disk çalışmadığı zaman da kafalar plakalar üzerinde Landing Zone denilen bölgelerde sabit olarak dururlar. Bu bölge bilgi depolamak için kullanılmaz. Güçte ani bir kesilme veya dengesizlik sonucu kafa disk yüzeyine çarpar ve Head Crash dediğimiz kafa çarpma olayı olur. Kafa landing zone yerine bir sektörün üzerine düşerse o sektör hasar görerek kullanılamaz hale gelir ve kullanılamayan bu bozuk sektöre Bad Sector denir. Diski tekrar sorunsuz kullanabilmek için Scandisk gibi bir araç kullanarak diskteki bad sectorler kullanılmamaları için işaretlenmelidir. Başka bir yöntemse diske low level format atarak sektörleri tekrar oluşturmaktır, bu esnada sektörler plakadaki bozuk kısımlar atlanarak sağlam bölgelerde tekrar oluşturulur. işlemi aslında çok karmaşıktır; bunu sizlere en basit haliyle anlatmaya çalışacağım: Bir plakaya bilgi yazmak için kafadan plakaya akım dalgaları gönderilir ve bu akımla yüzeydeki hedef nokta polarlanır. O nokta manyetik polarizasyonuna göre 0 veya 1 değerini alır ki ikili sistemle çalışan bilgisayarlarımız için anlamı olan tek değerler bunlardır. Okuma sırasındaysa okunacak noktanın kafadaki boşlukta yarattığı manyetik alanın yönüne göre o noktanın değerine (0 veya 1) ulaşılır.
Okuma /Yazma kafaları... Aslında bir kafada okuma ve yazma için ayrı kısımlar bulunur ve yukarıdaki şekilde olduğundan çok daha karmaşıktır. Kafaların disk yüzeyinde içeriye ve dışarıya doğru hareketini sağlayan ayrı bir motor vardır ve kafalar bu motora bağlı kolların ucunda dururlar. Kafayı tutan kolla kafadan oluşan yapıya Head Gimbal Assembly (HGA) denir. Bu motor sayesinde kafa, plaka üzerindeki farklı izler üzerinde işlem yapabilir. Modern disklerde voice coil adı verilen motor teknolojisi kulanılır. Çalışma prensibi hoparlörle aynıdır.
Kontrol Kartı... Son olarak inceleyeceğimiz kısım ise kontrol kartı. Bir kontrol kartının diski “kontrol” ettiğini söyleyebiliriz. Plakalardaki sektölerin, izlerin, hatalı sektörlerin ve landing zone denen bölgenin fiziksel yerleri kontrol kartına kaydedilir ve kontrol kartı da kafaları bu bölgelere yönlendirir. Hard diskler bilgisayarlarımızla veriyollarını kullanarak haberleşirler ve veriyoluyla hard disk arasındaki bağlantıyı kurmak da kontrol kartının en önemli görevlerindendir.
Hdd performansları... Bir Hard Diskin Kapasitesini ve Performansını Belirleyen Özellikler Bir hard diskin nasıl çalıştığını öğrendikten sonra bir hard disk hakkında yorum yapabilmek için bilmemiz gerekenlere kısaca bir göz atalım.Hard disklerde kapasiteyi plakalardaki veri yoğunluğu ve plaka sayısı belirler. Modern disklerde çift yüzlü ve 80 GB`a kadar veri depolayan plakalar kullanılır. Bir hard diskin performansı hakkında yorum yaparken kullandığımız en önemli kavramlar plakaların dönüş hızı, erişim süresi ve veri aktarım hızıdır.- Dönüş Hızı: Plakarın dönüş hızıdır. Plakalar masaüstü sistemlerimizde kullandığımız IDE disklerde genelde 5400 veya 7200 RPM (Rotates Per Second, dakikadaji dönüş hızı) hızında dönerken SCSI disklerde bu hız 15000 RPM`ye kadar çıkabilir.- Erişim Süresi: Okuma/yazma kafasının disk üzerindeki bir noktaya ulaşması için geçen süre. Ortalama erişim süresi modern IDE disklerde 10 ms`nin altındayken SCSI disklerde daha da düşüktür.- Veri Aktarım Hızı: Hard diskin saniyede aktarabildiği veri miktarıdır. Kullanılan arabirime ve diskin özelliklerine göre değişir.
Arabirimler... (IDE-integrated driver electronics) Günümüzde hard diskler için en çok kullanılan arabirimler masaüstü sistemlerimizde görmeye alışıtığımız IDE ve sunucularla iş istasyonları pazarına hakim olan SCSI`dir.IDE bir donanım standardı değil, işlemciyle hard disk arasındaki veri akışının kontrolüyle ilgili bir standarttır. IBM`in Advanced Technology (AT) arabiriminden geliştirilen Paralel ATA (AT Attachment) arayüzüyle arabirim için bir komut seti tanımlanarak hard disk ve bilgisayar arasındaki haberleşme için evrensel bir standart oluşturuldu. IDE arabirimin yaratılış amacı uygun fiyat ve uyumluluktur, bu yüzden de masaüstü sistemlerde kısa zamanda en yaygın arabirim haline geldi. Paralel ATA arayüzü sürekli gelişerek günümüzde Ultra ATA/133`le 133 MB/s hızına ulaştı ve bundan sonra da yerini Serial ATA`ya bırakması bekleniyor. Serial ATA`da veri iletimi paralel değil seri olarak yapılıyor, Paralel ATA`ya göre avantajlarını kısaca aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:#Daha az pin ve daha düşük voltaj.#Daha ince bağlantı kablosu (Belki de biz son kullanıcıların ilgisini en çok çeken özellik, bu sayede kasa içi hava akımını düzenlemek çok daha kolay olacak). #Daha gelişmiş hata bulma ve düzeltme olanakları.
Arabirimler... SCSI(-small computer system interface) SCSI arabirimiyse günümüzde profesyonel uygulamar için sunucularda ve iş istasyonlarında kullanılır. SCSI arabirminin maliyeti IDE`ye göre oldukça yüksektir. SCSI arabiriminin IDE arabirimine göre en büyük avantajı asenkron çalışmasıdır, yani IDE aygıtlarda olduğu gibi aynı kontrolcüye bağlı SCSI aygıtlar birbirlerinin performansından ve veri aktarımından çalmazlar. Ayrıca SCSI arabirimi için kullanılan “SCSI Host Adapter” kartlar üzerlerinde veri aktarımını düzenlemek için ayrı bir işlemci ve çoğu zaman da tampon olarak kullanmak için ek bir bellek bulundururlar ve bu yüzden SCSI aygıtlar sisteme IDE aygıtlara göre çok daha az yük bindirirler. Paralel ATA ile kanal başına sadece iki aygıt kullanılabilirken SCSI arabirimiyle her kanala 15 taneye kadar cihaz bağlanabilir. Bu sayı stanadart masaüstü sistemlerin ihtiyaçlarının çok üstünde olsa da özellikle sunucuların ihtiyaçlarını düşünürsek onlar için bir gerekliliktir. IDE arabirimini kullanan disklerin aksine, SCSI diskler uzun yıllar boyunca sorunsuz çalışmak için üretilirler ve çalışma ömürleri IDE disklerden çok daha uzundur, sunucular için bu da bir gerekliliktir. Ayrıca sisteme bindirdiği yükün fazla olmaması ve erişim süresinin de daha az olmasından dolayı özellikle video montajı gibi sisteme çok ağır yük bindiren ve verilerin sabit bir hızda kesintiye uğramadan su gibi akması gereken uygulamalarda SCSI diskler IDE disklerden çok daha üstündür. SCSI disklerin bir avantajı da yapıları gereği çoklu erişim için uygun olmalarıdır. Bir IDE diskte bir dosyaya aynı anda iki kaynak ulaşmak isterse performans çok düşer ama SCSI disklerde bu performans düşüşü IDE disklerdeki gibi abartılı boyutlarda olmaz ki bu da sunucular için hayati öneme sahiptir. Eğer evinizde bir ağınız varsa ağdan kopyalanmakta olan bir dosyayı siz de kullanmaya çalıştığınızda bunu açıkça görebilirsiniz.
-CD/DVD- (COMPACT DİSK)- CD (Compact Disc, Yoğun Teker) denilen kayıt ortamları ilk kez, 1990'lı yılların başında kullanılmaya başlandı ve gerek üretici firmalar, gerekse, kullanıcılar tarafından büyük kabul gördü. Bunun uzantısı olarak kullanımı bilişim, müzik ve sinema endüstrisi alanlarında hızla yaygınlaştı. 1990'lı yıllarda asıl amaç, kayıt süresi açısından, ihtiyaca cevap veremeyen, VideoCD'den (VCD) daha fazla kayıt kapasitesine sahip uygun bir kayıt ortamı geliştirmekti. Bunun uzantısı olarak, daha fazla kayıt imkanı sağlayan yeni bir kayıt ortamı üzerinde çalışılmaya başlandı. İlk etapta, Sony ve Philips tarafından geliştirilen MultiMedia CD (MMCD) ile Toshiba ve Time Warner tarafından desteklenen Super Density CD'lerin (SD) bu ihtiyacı karşılayacağı düşünüldü ise de, bu gerçekleşmedi. Sonunda birbirinden ayrı olarak çalışan bu gruplar, film endüstrisinin de baskılarıyla, 1995 yılında, ortak bir standart üzerinde çalışmaya karar verdi. İlk başta, sadece, video görüntüler için düşünülen DVD kısaltması, "Digital Video Disc" anlamında kullanılmakta iken, daha sonra, başka alanlarda da kullanılabileceği düşünülerek, "Digital Versatile Disc" (ing. versatile, alm. vielseitig, çok amaçlı) anlamında kullanılmaya başlandı. Günümüzde, özellikle sinema filmleri konusunda, büyük bir DVD pazarı oluşmuş olsa bile (Almanya'daki verilere göre, 2001 yılında sinema filmi olarak satılan DVD sayısı VHS video kaset satışlarını geride bırakmış olmasına rağmen) daha yoğun kayıt imkanı sunan, yeni kayıt ortamları üzerine yapılan çalışmalar devam etmektedir. Bunlar içinde en çok dikkat çeken çalışmalar, Blu-ray Disc (kısaca Blu-Ray) ve High Definition DVD (HD-DVD) üzerinde yapılan çalışmalardır.
-CD/DVD- (DİGİTAL VİDEO DATA)- DVD'ler 0.6 mm kalınlığında plastik kaplı polikarbonattan ve çok daha ince yansıtıcı bir alüminyum ya da altın tabakadan oluşur. Bu iki disk birbirine yapıştırılarak 1.2 mm'lik bir disk oluştururlar. Oluşan disk iki yüzünden ya da tek yüzünden okunabilecek şekilde tasarlanabilir. Tabakaların bir CD'nin yarısı kalınlığında olmasının nedeni daha yüksek numerik aparatı olan bir lensle okunabilmeyi ve daha küçük ve dar çukurlarla bilgi yazabilmeyi sağlamasıdır. Tek katmanlı bir DVD, standart bir CD'nin yedi katı olan 4.7 GB bilgiyi saklayabilir. 650 nm dalga boyundaki kırmızı bir lazer (CD için bu değer 780 nm'dir) ve 0.6'lık bir numerik aparatla (CD için 0.45), okuma çözünürlüğü 1.65 kat artmıştır. Bunun iki boyutta olduğunu da düşünürsek fiziksel veri saklama boyutunun 3.5 kat arttığını görebiliriz. DVD, fiziksel tabakada daha verimli bir kodlama yöntemi kullanır. CD'nin hata düzeltme sistemi CIRC, yerini daha güçlü Reed-Solomon ürün koduna bırakmıştır, RS-PC; aynı şekilde Yediye Ondört Modülasyonu (EFM) de yerini, sekize onaltı modülasyonu kullanan EFMPlus'a bırakmıştır. CD'deki gibi altkod yoktur. Sonuç olarak, DVD biçimi, üçüncül hata düzeltme tabakası kullanan CD-ROM biçiminden yüzde 47 oranında daha verimlidir. DVD'nin çeşitli uygulama alanları vardır: DVD-Video (filmler (görüntü ve ses)) DVD-Audio (yüksek kaliteli ses) SACD (yüksek kaliteli ses) DVD-VR (TV'den ya da kameradan kaydedilmiş görüntü ve ses) DVD+VR (+R ve +RW disklere kayıt için DVD-Video) PS2 DVD (PlayStation 2 oyunları için) Xbox DVD (Xbox oyunları için) DVD-Data (veri saklamak için) Disk ortamı şunlar olabilir: DVD-ROM: salt okunur, kalıpla üretilmiş DVD-R: bir kere yazılır DVD-RW: tekrar yazılabilir DVD-RAM: rastgele erişimle tekrar yazılabilir DVD+R DL: iki katmanlı bir kez yazılır farklı altı olan iki DVD. Diskin bir ya da iki tarafı olabilir, ve her taraf için bir ya da iki katmanı olabilir; taraf ve katmanlar diskin boyutunu belirler. DVD-5: tek taraflı, tek katman, 4.7 gigabyte (GB), ya da 4.38 gibibytes (GiB) VD-9: tek taraflı, çift katman, 8.5 GB (7.92 GiB) DVD-10: çift taraflı, tek katman iki yüzünde, 9.4 GB (8.75 GiB) DVD-14: çift taraflı, çift katman tek yüzünde, diğerinde tek, 13.3 GB (12.3 GiB) DVD-18: çift taraflı, çift katman iki yüzünde, 17.1 GB (15.9 GiB)
-USB (UNİTED SERİAL BUS)- USB flaş sürücü, USB 1.1 veya 2.0 arayüzü ile entegre edilmiş, kapasiteleri 64 GB'a [1] kadar ulaşabilen, küçük, hafif, çalışma esnasında sökülüp takılabilir NAND-tipinde flaş belleklerdir. Neredeyse USB veriyolunu destekleyen tüm sistemler tarafından kullanılabilir. USB flaş bellekler aynı zamanda flaş sürücü, flaş disk adları ile de bilinmektedir. Flaş sürücüler sadece bilgisayarın USB girişine takılı olduğu sürece çalışır durumdadırlar ve harici güç kaynağı veya pil gücüne ihtiyaç duymazlar.
-BLU-RAY DİSK- Veri depolama ve taşıma son zamanların en büyük sorunu. Gün geçtikçe veri miktarı artıyor ve aynı oranda artan veriler hafızalara sığmıyor. Artık dosyalar sadece metin tabanlı da değil. Günlük hayatımızda video, resim, ses dosyaları vazgeçilmez durumda ayrıca kaliteleri de artmakta. Daha kaliteli dosya daha fazla tanımlama bilgisi demek. Daha fazla tanımlama bilgisi de daha fazla boyut demek. Büyük boyutlu dosyalar önceden CD'lerle kolayca taşınabilirken artık yüksek kalitede bir film zevki için DVD'ler yeterli değil. DVD'ler veri taşıma kapasitesi ile herkesin gözdesi durumunda. Bir anda 4.5 GB veriyi yedekleyebilmek büyük avantaj. Ama artık bu teknoloji de yeterli değil. Zira Şu anda elle tutulur büyüklükte bir sabitdisk 40-60 GB dolaylarında. Bunun ortalama 10 GB'lık kısmının sistem ve program dosyalarından oluştuğunu varsayarsak devamlı dolan sabitdisklerimizin boşaltılması için DVD'ler yetersiz gelmekte.
-BLU-RAY NEDİR?- "Blu-ray", birçok teknoloji ve eğlence sektörü liderlerinin bir araya gelerek oluşturduğu topluluğun geliştirmek ve yeni jenerasyon optik medyaları belirlemek için yürüttükleri projedir. Blu-ray teknolojisinin tüm işlerinden Blu-ray Disc Association (BDA, Blu-rak Disk Topluluğu) sorumlu. Blu-ray gelişimine ortak olan firmalardan bazıları Apple, Dell, HP, JVC, LG, Panasonic, Pioneer, Philips, Samsung, Sony ve TDK olarak sıralanabilir. Blu-ray ayrıca Warner Bros, MGM, Sony Pictures, Fox gibi bir çok film ve medya devini de arkasına almış durumda. İlk bakışta Blu-ray ismi garip kaçıyor. Blu-ray tam manasıyla mavi lazer demek. Aslında İngilizce doğru telaffuzu "Blue Ray" fakat günlük hayatta kullanılan söz öbeklerine patent verilmediğinden bu form seçilmiş. Dolayısıyla "Blu-ray" olan "Blue Ray" den söz edilirken mutlaka "Blu-ray" diye yazılmalıdır. Yani "Blue-ray", "Blu-Ray" gibi yazımlar yanlıştır. Blu-ray kullanarak üzerinde işlem yapılan medyanın ismi Blu-ray Disc'tir. Blu-ray Disc'in kısaltılmışı da BD'dir. BD'lerin kapasite avantaşı iki şekilde sağlanmış. Birincisi dalga boyu kırmızı lazerden daha küçük olan mavi lazer kullanımı. İkincisi ise odaklama becerisi diyebileceğimiz "Numerical Aperture (NA)", yani Numerik Darlık. Mavi lazer kullanan tek yeni teknoloji BD'ler değil, bunun yanında Yüksek Çözünürlüklü DVD, High Definition DVD yani HD-DVD'ler de var. Teknik olarak DVD'lerle aynı olan HD-DVD'lerin tek artısı kırmızı lazer yerine mavi lazer kullanmaları. Blue-ray Disklerin farkı odaklama becerileriyle ortaya çıkıyor. Bu kısım biraz daha teknik bir detay ve ileride daha ayrıntılı değineceğim. Blu-ray teknolojisinde DVD'lerde bulunan 0.65 odaklama becerisi 0.85 e çıkmış. Daha iyi odaklayan lazer kafası daha ince detaylara inmiş ve bu avantaj kapasiteye olumlu yansımış. Tüm bunların yanında bir çok ek metodlar da kullanılarak 25 GB gibi bir kapasiteye ulaşılmış. Şimdi biraz daha teknik detaylara girelim. BD' teknolojisinin arka planında neler olduğunu görelim.
-TEKNİK ÖZELLİKLERİ- CD, DVD ve BD'lerin kapasite standartları sırasıyla 1982, 1996 ve 2002'de belirlendi. Standardı belirlerken en önemli değer olan kapasite CD'de 74 dakika çift kanal ses yani 800 MB iken, DVD'lerde bu değer 2 saat 50 dakikalık standart çözünürlükte ve MPEG-2 sıkıştırmalı film olarak belirlendi. Bu özelliklerdeki bir film resim kalitesine bağlı olarak 4.7 GB'a çıkabilir. Blu-ray Diskler ilk etapta iki saatten daha fazla HDTV (Yüksek Çözünürlükte Televizyon) yayınının kaydedilebileceği bir büyüklük düşünüldü. Bu da 22 GB'dan daha fazla bir disk alanı demek. Bu kapasiteye ulaşmak için gerekli ilk teknoloji Blu-ray'in de temelini oluşturan mavi lazer teknolojisidir. Görülebilir ışığın dalgaboyu 400nm'den 700nm'ye kadardır. Dalgaboyu 400nm'den az olan ışık morötesi (Ultra Vilolet, UV), aynı şekilde dalgaboyu 700nm den büyük olan ışık kızılötesi (Infra Red, IR) olarak adlandırılır. Dalgaboyu küçüldükçe ışığın taşıdığı enerji miktarı artar. Örneğin en düşük dalgaboylu ışık olan Gama ışınları radyoaktif enerji taşır. Görülebilir ışıklardan en yüksek enerjiye sahip renk mordur dolayısıyla Blu-ray sürücüleri DVD sürücülerden daha fazla enerji tüketecekler. CD'lerde kızıl ötesi, DVD'lerde kırmızı lazer kullanıldı. Bu gelişim HD-DVD ve BD'lerle mavi lazere doğru ilerledi. Blu-ray'in kullandığı lazerin 405nm dalgaboyu ile okuma alanından büyük oranda tasarruf edildi. Yani mavi lazerin kullanılması ile lazerin disk üzerinde okuduğu alan küçüldü dolayısıyla birim alana daha fazla iz yerleştirildi.
BDA(BLU-RAY DİSK ASSOCATİON) NELERİ HEDEFLİYOR? Blu-ray Disk teknolojisi yüksek kaydetme kapasitelesi ile daha kaliteli videoların saklanmasını ve dağıtılmasını amaçlıyor. 1920×1080 çözünürlükte progressive (ilerlemeli, tüm piksellerin aynı anda güncellenmesi) olarak iki saat uzunluğundaki filmler yüksek kalitede resim ve ses bilgisiyle bir tane BD'ye kaydedilebilmekte. Aynı şekilde Blu-ray diskler üzerine iki saatlik (çift katmanlı BD'ler üzerine dört saatlik) yüksek çözünürlükte TV yayını ek sıkıştırma yapılmadan MPEG2-TS (MPEG2-Transfer Stream, Nakil Akışı, HDTV'lerin yayın biçimi) formatında yazılabiliyor. Normal çözünürlükte TV yayınları VHS kalitesinde 12 saat (Çift katman BD'lerde 24 saat) boyunca kaydedilebiliyor. Yüksek kayıt kapasitesi film şirketleri için yeni imkanlar sağlıyor. Yüksek resim kalitesinin yanında daha fazla özel seçenekli filmlerin dağıtımı yapılabilecek. Yeni nesil BD oynatıcılar BD-J programlama ortamı ile daha etkileşimli bir video keyfi sunacak. Bir yandan video içeriği akacak bir yandan metin içerik sunulacak aynı anda konu ile ilgili bir animasyon oynayacak. Tüm bunlar olurken bir yandan aynı pencerede sohbet de yapılabilecek. Blu-ray video düzenleme için de yani olanaklar sunuyor. BD'lerin dosya sisteminde videoların nasıl oynatılacağını bildiren gerçek oynatma listeleri (real playlists) yanında sanal listeler (virtual playlists) de bulunuyor. Bu listeler videoların istenilen kısımlarını ard arda bağlantı kopukluğu olmadan oynatılmasını sağlıyor. Yani bir videonun bir parçasından diğer videonun başka bir parçasına araya bir körü klibi ekleyerek geçebilme olanağı sağlıyor. Bu dosya sisteminde video ve ses bilgileri ile bunların nasıl çalınacağını bildiren bilgilerin bulunduğu ve birkaç kilobaytlık alan kaplayan veri tabanını ayrı yerlere yazıyor. Böylece BD'ler üzerine daha hızlı kayıt yapılabiliyor. Film ve televizyon şirketlerinin yüzünü güldürecek en büyük eklenti, gelişmiş bir kopya koruma özelliği de BD'formatında yerini almış. Normalde dijital yayınlar bir kereliğine kayıt etme ya da izledikçe ödeme gibi kopya korumaları ile iletiliyor. Fakat bu kopya korumaları kaydedici cihazların insafına göre etkin ya da edilgin oluyorlardı. Yani cihazlarda yapılan ufak bir değişiklikle bu korumalar aşılabiliyordu. Fakat BD kaydedici cihazlar bu kopya korumalarına uygun olarak olarak yazacak ve okuyucular da aynı şekilde bu kopya korumalarına uygun olarak okuyacak zaten dijital yayınlar fazla bir değişiklik yapmadan kaydedildiği için etkin bir koruma sağlanabilecek. BD'lere özel kopyalama sistemi ile okuyucu aygıtları seçebilme imkanı sunan BD'lerin geçersiz aygıtlarla (yasal olmayan ya da patent almamış) çalınabilmesi engelleniyor. Aynı şekilde yazılmadan önce şifrenebilen içerik ve şifreleme sistemine sahip bir kopyalama koruması ile gelen BD'lerin üzerine kayıttan önce benzersiz bir değer yazılıyor ve bu değer diskin içeriğinin çözülmesinde kullanılıyor.
BDA(BLU-RAY DİSK ASSOCATİON) NELERİ HEDEFLİYOR? Bu iki döngüyü biraz açalım. Birinci döngüde TV yayınlarından kayıt yapılırken kaydedici legal cihaz yayın şifrelemesine göre bir kereliğine kayıt yapacak. BD'ler üzerine kayıt yaparken pek bir değişikliğe uğramayan yayınlar aynı şifreleme sistemi korunarak saklanacak. Benzer şekilde legal okuyucular şifreleme sistemini BD'den öğrenecek ve ona göre oynatacak.
İkinci döngü ise film ya da yayının nasıl korunduğu belirtiliyor. Öncelikle BD'ler, üzerinde nasıl şifrelendiğini barındıracak. Bunun yanında o BD'ye özel bir değer, bu şifreleme sistemini çözmek için kullanılacak ve bu değer de BD'nin üzerine yazılacak. Ve geri kalan kısım şifrelenmiş bilgilerden oluşacak. BD'ler sadece legal aygıtlar tarafından okunacak. Yani bir şekilde illegal bir aygıt şifreli bir BD'yi okumak istediğinde BD' kendini çözdürmeyecek. Rom-Mark isimli yöntem ile BD üzerinde aygıt seçici bir sistem bulunuyor ve illegal oynatıcıların okumasını engelliyor. D Piyasası Şu anda (Şubat 2006) kullanıcıya sunulan BD oynatıcı, kaydedici, sürücü aygıtları tam olarak piyasada yaygın değiller. Japonya'da, Panasonic, Sharp ve Sony'nin BD oynatıcıları ve kaydedicileri piyasaya sürülmüş durumdalar. Ayrıca bu aygıtlarda kullanılacak BD medyalar da yine Japonya'da Fuji, Maxwell, Panasonic, Sony ve TDK tarafından piyasaya sürüldü. İkinci döngü ise film ya da yayının nasıl korunduğu belirtiliyor. Öncelikle BD'ler, üzerinde nasıl şifrelendiğini barındıracak. Bunun yanında o BD'ye özel bir değer, bu şifreleme sistemini çözmek için kullanılacak ve bu değer de BD'nin üzerine yazılacak. Ve geri kalan kısım şifrelenmiş bilgilerden oluşacak. BD'ler sadece legal aygıtlar tarafından okunacak. Yani bir şekilde illegal bir aygıt şifreli bir BD'yi okumak istediğinde BD' kendini çözdürmeyecek. Rom-Mark isimli yöntem ile BD üzerinde aygıt seçici bir sistem bulunuyor ve illegal oynatıcıların okumasını engelliyor. D Piyasası Şu anda (Şubat 2006) kullanıcıya sunulan BD oynatıcı, kaydedici, sürücü aygıtları tam olarak piyasada yaygın değiller. Japonya'da, Panasonic, Sharp ve Sony'nin BD oynatıcıları ve kaydedicileri piyasaya sürülmüş durumdalar. Ayrıca bu aygıtlarda kullanılacak BD medyalar da yine Japonya'da Fuji, Maxwell, Panasonic, Sony ve TDK tarafından piyasaya sürüldü. İkinci döngü ise film ya da yayının nasıl korunduğu belirtiliyor. Öncelikle BD'ler, üzerinde nasıl şifrelendiğini barındıracak. Bunun yanında o BD'ye özel bir değer, bu şifreleme sistemini çözmek için kullanılacak ve bu değer de BD'nin üzerine yazılacak. Ve geri kalan kısım şifrelenmiş bilgilerden oluşacak. BD'ler sadece legal aygıtlar tarafından okunacak. Yani bir şekilde illegal bir aygıt şifreli bir BD'yi okumak istediğinde BD' kendini çözdürmeyecek. Rom-Mark isimli yöntem ile BD üzerinde aygıt seçici bir sistem bulunuyor ve illegal oynatıcıların okumasını engelliyor. D Piyasası Şu anda (Şubat 2006) kullanıcıya sunulan BD oynatıcı, kaydedici, sürücü aygıtları tam olarak piyasada yaygın değiller. Japonya'da, Panasonic, Sharp ve Sony'nin BD oynatıcıları ve kaydedicileri piyasaya sürülmüş durumdalar. Ayrıca bu aygıtlarda kullanılacak BD medyalar da yine Japonya'da Fuji, Maxwell, Panasonic, Sony ve TDK tarafından piyasaya sürüldü. BDA(BLU-RAY DİSK ASSOCATİON) NELERİ HEDEFLİYOR? İkinci döngü ise film ya da yayının nasıl korunduğu belirtiliyor. Öncelikle BD'ler, üzerinde nasıl şifrelendiğini barındıracak. Bunun yanında o BD'ye özel bir değer, bu şifreleme sistemini çözmek için kullanılacak ve bu değer de BD'nin üzerine yazılacak. Ve geri kalan kısım şifrelenmiş bilgilerden oluşacak. BD'ler sadece legal aygıtlar tarafından okunacak. Yani bir şekilde illegal bir aygıt şifreli bir BD'yi okumak istediğinde BD' kendini çözdürmeyecek. Rom-Mark isimli yöntem ile BD üzerinde aygıt seçici bir sistem bulunuyor ve illegal oynatıcıların okumasını engelliyor. D Piyasası Şu anda (Şubat 2006) kullanıcıya sunulan BD oynatıcı, kaydedici, sürücü aygıtları tam olarak piyasada yaygın değiller. Japonya'da, Panasonic, Sharp ve Sony'nin BD oynatıcıları ve kaydedicileri piyasaya sürülmüş durumdalar. Ayrıca bu aygıtlarda kullanılacak BD medyalar da yine Japonya'da Fuji, Maxwell, Panasonic, Sony ve TDK tarafından piyasaya sürüldü.
-FLOPPY(DİSKET)- Floppy disk taşınabilir bir saklama ortamıdır. Çalışma şekli açlısından sabit disklere benzerler. Plastik esnek bir plaka üzerine konulmuş mıknatıslanabilen elementler ve bu manyetik ortamı koruyan bir plastikten oluşmaktadır. Veriler gene mıknatıslanma esasına göre saklanırlar. Çeşitli ebatlarda ve boyutlarda disketler bulunmaktadır. Ama günümüzde artık ebat olarak sadece bir tip disket bulunmaktadır. 3.5” ebatında olan bu disket iki çeşittir. İlk’ine çift yüzlü çift yoğunluklu ( Double side Double density - DD) disket denilmektedir ve 720 KB’ a kadar veri saklayabilmektedir. İkincisine ise çift yüzlü yüksek yoğunluklu (Double Side High density - HD ) denilmektedir. Bu disketi saklayabileceği veri miktarı 1.44 MB’dır. Bu disketlerin boyutları şöyle hesaplanmaktadır: DD bir diskette 80 tane iz bulunmaktadır. Her izde 9 tane sektör bulunmaktadır. Her bir sektörün alabileceği veri miktarı 512 bytetır. Ve disketin iki yüzü de kullanılır. Buna göre; 80*9*512*2 = 712 KB disketin boyutudur. HD bir diskette ise 80 tane iz bulunur. Her izde 18 tane sektör bulunur. Her bir sektörün alabileceği veri miktarı 512 bytedır. Disketin her iki yüzü de kullanılmaktadır. Buna göre; 80*18*512*2 = 1.44 MB eder. Disket sürücü diskete veri yazmak ve disketten okumak için kullanılır. Yapısında okuma yazma kafası adım motoru ve normal bir dairesel motor vardır. Disket dakikada 300 ya da 360 devirle döner. Bu yüzden disket sürücüler yavaştırlar.