1.29k likes | 2.95k Views
GELİŞİM ve ÖĞRENME Yrd.Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ . GELİŞİM. GELİŞİM. Öğrenme, yaşantı ve olgunlaşma sonucunda bireyde görülen düzenli ve sürekli değişiklikler olarak tanımlanabilir. Bu üç etkenin etkileşimi sonucunda gelişim gerçekleşir. Gelişim, öğrenmeyi de içeren daha kapsamlı bir kavramdır. .
E N D
GELİŞİM • Öğrenme, yaşantı ve olgunlaşma sonucunda bireyde görülen düzenli ve sürekli değişiklikler olarak tanımlanabilir. Bu üç etkenin etkileşimi sonucunda gelişim gerçekleşir. • Gelişim, öğrenmeyi de içeren daha kapsamlı bir kavramdır.
GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • ÖĞRENME • YAŞANTI • OLGUNLAŞMA
GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR • OLGUNLAŞMA • HAZIRBULUNUŞLULUK • KALITIM ve ÇEVRE • DÖNEM
OLGUNLAŞMA Genetik yapı ve çevre etkileşimi sonucu bireylerde görülen biyolojik değişikliklere olgunlaşma denilir. Olgunlaşma fizyolojik olarak bir davranışı, bir işi yapabilecek hale geldiğinde olgunlaşma gerçekleşmiştir. Bir çocuk konuşma olgunluğuna ulaşmadan, ne kadar alıştırma yaptırılırsa yaptırılsın gereği gibi konuşamaz.
HAZIRBULUNUŞLULUK Olgunlaşma ve öğrenme sonucu kişinin belli davranışları yapabilecek düzeye gelmesidir. Dört işlemi öğrenecek olan bir çocuğun hem dört işlemi kavrayabilecek bir olgunluğa ulaşması, hem de bunun için gerekli olan sayma, toplama, çıkarma vs. ile ilgili bilgi ve becerilere sahip olması gerekir.
KALITIM ve ÇEVRE Bir çocuğun genel fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde kalıtımın; Dil gelişimi, kişilik özellikleri, yetişme tarzı gibi konularda çevrenin etkisi daha fazladır. İnsan gelişiminde kalıtım ve çevre birlikte rol oynar.
DÖNEM • Bebeklik • Çocukluk • Ergenlik • Yetişkinlik • Yaşlılık
DÖNEM Gelişimde; belli davranışların kazanılması gereken dönemler vardır. İlgili davranışın, ilgili dönemde kazanılmaması durumunda: daha sonraki dönemlerde telafisi çok zor sorunlarla karşılaşılabilir. Bu dönemlere kritik dönem adı verilir.
KRİTİK DÖNEM 1800’lü yıllarda Fransa’nın güneyindeki ormanlık bölgede bulunan 10-11 yaşlarındaki Victor bulunduğunda hiçbir dili bilmez ve konuşmaz haldeydi. Yürümüyor, Dört ayak üzerinde hareket ediyordu. Bir şeye uzun süre dikkat edemiyordu. İnsanlardan korkuyor ve sosyal ilişkilerden kaçınıyordu. Beş yıllık bir eğitimden sonra birkaç kelime ve isimden başka bir şey söyleyemedi, kelimeleri biraz anladıysa da dil edindiğini söylemek zordu. Kendi başına yaşayıp, sosyal ilişki kurmayı da öğrenemedi.
KRİTİK DÖNEM Araştırmacılar Victor’un durumunu iki önemli gelişim kuralı için örnek göstermektedirler. İlki kritik dönemdir; Gelişimde zamanlamanın önemini vurgulamak, İkincisi ise; gelişimin yığışımlı bir özellik göstermesidir. Gelişimde her özellik daha önceki özelliklerin üzerine eklenir.
GELİŞİMİN TEMEL İLKERİ • Gelişimin Yönü • Gelişim Devamlıdır • Gelişim Alanları Birbiriyle İlişkilidir • Gelişimin İlk Yılları Önemlidir • Gelişimde Bireysel Farklılıklar Vardır
Gelişimin Yönü Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur. Yeni doğan bir bebeğin başı vücuduna oranla oldukça büyüktür. İlk önce başın büyümesi, vücudun diğer organlarının gelişimini kontrol edecek olan beyinin gelişim ile ilgidir. Buna bağlı olarak, bebek önce başını, sonra omuzlarını, kollarını ve ayaklarını kontrol etmeyi öğrenir.
Gelişim Devamlıdır Gelişim durmaksızın ilerleyen ve belirli dönemlerde bazen hızlı bazen de yavaş ilerleyen bir süreçtir. 0-2 yaşlarında ve ergenlik döneminde çok hızlı bir fiziksel gelişim varken, diğer dönemlerde aynı hızda fiziksel gelişim görünmez. Gelişim doğumdan ölüme kadar öğrenme, yaşantı ve olgunlaşma sonucu devam eder.
Gelişim Alanları Birbiriyle İlişkilidir Gelişim; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda bir bütün olarak ilerler. Çocuğun bir alandaki gelişimi diğer alanlardaki gelişimiyle ilgilidir. Rahat hareket edebilen bir çocuk insanlarla daha sık etkileşime girer, böylece sosyal gelişimi hızlanır. Sosyal etkileşimlere girdiğinde ise zihinsel gelişimi hızlanır. Sonuç olarak; bir alandaki gelişim diğer alanlardaki gelişimle etkileşerek çocuğun genel gelişimine katkıda bulunur.
Gelişimin İlk Yılları Önemlidir Hiçbir canlı doğumdan sonra insan yavrusu kadar uzun bir süre bakım gerektirmez. Bu durum, insan yavrusunun ilk yıllarındaki bakım ve eğitimini son derece önemli kılar. İlk yıllarda hızlı bir gelişimin olması da bu önemi pekiştirir. Bu kritik dönemde çocukların eğitim ve öğretim hayatına azami derecede önem verilmeli, çocuklara mümkün olduğunca zengin uyaranlar sunulmalıdır.
Zeka Zeka bakımından bireyler oldukça farklı özellikler sergilerler. Bilhassa ilköğretim döneminde aynı sınıf içinde çok farklı zeka düzeylerinden çocuğun bulunması söz konusu olabilir. Bu sebeple öğretim faaliyetleri düzenlenirken, öğrenciler arasındaki farklılıkların muhakkak gözönünde bulundurulması gerekir.
Sosyoekonomik Düzey Ailenin mesleği, gelir düzeyi ve eğitim düzeyi sosyoekonomik düzeyi belirleyen etkenlerdir. Bir çok çocuk temel ihtiyaçları karşılanmamış olarak okula gelmektedir. Ülkemizde 100 kişilik sınıflarda okuyan, kilometrelerce yol yürüyerek okuluna ulaşan binlerce çocuk bulunmaktadır. Bütün bu etkenler öğrencinin öğrenme düzeyini doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, sınıflarımızdaki öğrencilerin sosyoekonomik düzeylerinin başarılarını etkileyen bir değişken olduğu unutulmamalıdır.
Dil ve Kültür Ülkemizin bir çok yöresinde Türkçe düzgün konuşulmamaktadır. Ama tüm çocukların dil gelişimi aynı düzeydeymiş gibi tek bir program, tek bir ders kitabı uygulaması yapılmaktadır. Düşüncenin gelişimi büyük ölçüde dile bağlıdır. Dilin iyi kazanılmaması düşünce gelişimini de sekteye uğratmaktadır.
Cinsiyet Öğrencilerin öğrenmesini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir başka etken, cinsiyettir. Aile ve öğretmenlerin çocuklardan beklentileri cinsiyete göre farklılaşmaktadır. İddialı ders ve branşlara daha çok erkek çocuklar yönelmektedir.
Fiziksel ve Motor Gelişim Doğum Öncesi Dişi ve erkek hücrenin birleşmesiyle yani döllenmeyle birlikte zigot oluşur. Döllenmeden itibaren geçen 15 günlük süreye dölüt devri denir. İlk haftanın sonundan 8.haftanın sonuna kadar süren döneme embriyon denir. 9.Haftadan doğuma kadar olan döneme fetüs devri denilmektedir.
Yeni doğmuş bebek Yaklaşık olarak 280 gün anne karnında büyüyüp gelişen bebek mükemmel bir donanımla doğar. Yeni doğmuş bir bebeğin başı vücudun ¼ kadardır.Boyu ortalama 48-53 cm, kilosu ise 3- 3,5 kg. arasındadır.
3-6 Yaş arası fiziksel gelişim 1-2 yaş arasında boy uzaması ortalama olarak yılda 12 cm, 2-3 yaş arasında ise 8 cm civarındadır. 3-6 yaş döneminde yıllık ortalama boy uzaması 6-8 cm arasındadır. 4 yaşına gelen bir çocuk doğumdaki boyunun yaklaşık olarak iki misline ulaşmıştır. 4 yaşından ergenlik dönemine kadar boy uzamasında bir yavaşlama görülür.
6-12 Yaş arası fiziksel gelişim Bu dönemde yıllık boy artışı 5.5 cm dır. 10 yaşındaki bir çocuğun boyu yaklaşık olarak 140 cm dır. 11-12 yaşlarındaki çocuğun boyu ortalama 145 cm civarındadır. 7 yaşındaki bir çocuğun ortalama ağırlığı 24 kg civarındadır.
12-18 Yaş arası fiziksel gelişim Ergenlik, cinsiyet yeteneklerinin kazanıldığı dönemdir. Ortalama olarak kızlarda 12-13, erkeklerde 13-14 yaşlarında ortaya çıkmakta ve yarısı çocukluk, yarısı da ergenlik olmak üzere 2-4 yıl sürmektedir.
Ergenlikte ortaya çıkan büyüme değişimlerinin yaşlara göre dağılımı
Psikososyal Gelişim Sosyal gelişimin başlangıcı bebekliğin ilk günlerine kadar gitmektedir. Bir bebeğin annesine olan bağımlılığı onun sosyal ilişkilerinin başlangıcıdır. Çocuğun yardımseverlik, işbirliği ve saldırganlık gibi davranışların hangisini benimseyeceği, büyük ölçüde içinde yaşadığı çevrede karşılaştığı modellere bağlıdır. Öğretmenler, sosyalleşme süreci içinde örnek alınan modellerin başında gelir.
Erikson insan gelişimini 8 döneme ayırmıştır • Temel güvene karşı güvensizlik (0-18 ay) • Özerkliğe karşı şüphe ve utanç (18 ay 3 yaş) • Girişkenliğe karşı suskunluk (3-6 yaş) • Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu (6-12 yaş) • Kimlik kazanmaya karşı rol karışıklığı(12-18 yaş) • Yatkınlığa karşı yalnızlık • Üretkenliğe karşı durgunluk • Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
Temel güvene karşı güvensizlik (0-18 ay) Erıkson’a göre bebekler hayatlarının ilk birkaç ayında etraflarındaki dünyaya güvenip güvenmeyecekleri konusunda bir izlenim edinmektedirler. Erıkson’a göre bebekler anne ya da bakıcılarının davranışlarında güvenilebilirlik sezdikleri zaman onlara karşı temel bir güven duygusu geliştirirler.
Özerkliğe karşı şüphe ve utanç (18 ay 3 yaş) Bu dönemdeki çocuklar için, kendine güven duygusu ve kendi işini yapma önem kazanır. Bir çok işi kendi başlarına yapmaya çalışarak özerk olma isteklerini belirtirler. Teşebbüs ettikleri işleri yaparak kendilerine olan güvenlerini arttırmaya çalışırlar.
Girişkenliğe karşı suskunluk (3-6 yaş) Bu dönemdeki çocuk, kendisinin ve aile üyelerini daha açık bir şekilde kavramaya başlar. İhtiyaçlarını karşılarken daha aktif ve saldırgandır. Fiziksel becerileri geliştiği için sosyal ilişkilere daha fazla katılırlar. Merak ve araştırma duygularını tatmin etmek için çeşitli faaliyetlerde bulunurlar.
Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu (6-12 yaş) Bu dönemde çocuk bir şeyler üretmek ve başarılı olmak için çalışır, elde ettiği başarılar neticesinde takdir ve kabul edilmeyi bekler. Eğer, çevresinden destek görürse öz-saygısı artar, daha fazla çalışmaya ve başarılı olmaya yönelir. Aksi halde, yaptıklarının değersiz olduğuna inanır ve aşağılık duygusuna kapılır. Yetersizlik ve aşağılık duygusu bu dönemdeki en büyük problemdir.
Kimlik kazanmaya karşı rol karışıklığı(12-18 yaş) Bu dönemdeki genç “ben kimim” sorusuna cevap aramaktadır. Bu dönemdeki genç, daha önceki dönemlerde kazandığı geçici kimlikler yerine, daimi bir kimlik kazanma uğraşı içindedir. Kimlik kazanma hayat boyu devam eden bir süreçtir.
Yakınlığa karşı yalnızlık Genç, artık çevresindeki insanlarla yakın ilişkiler kurmaya ve sorumluluk almaya hazırdır. Bu dönemde karşılaşılan meselelerden biri “eş seçimi” dır. Bir başka konu “meslek seçimi” dır. Arkadaşlık kurma, evlilik ve meslek seçimi gibi konularda başarısız olan bireyler, yakın ilişkiler kuramadıkları için yalnızlığa düşer ve kendilerini mutsuz hissederler.
Üretkenliğe karşı durgunluk Bu dönem orta yaşları kapsar, burada sözü edilen üretkenlik kavramı, yaratıcılık, neslini devam ettirme, nesne ve fikir üretimi anlamında kullanılır. Ailelerin çocuk sahibi olmaları, çocuklarını büyütmeleri, onları yönlendirmeleri ve onlar için fedakarlıkta bulunmaları bu dönemin özellikleri arasındadır.
Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk Bu dönem yaşlılık dönemini kapsar. Hayatın bu son döneminde, birey önceki dönemlerde yaptıklarının muhasebesini yapar ve bir senteze ulaşmaya çalışır. Bu amaçla, anlamlı ve değerli bir hayat geçirip geçirmedikleri konusunda öz eleştiri yaparlar. Bir önceki dönemde üretken olabilmiş insanlar, bu dönemi rahat geçirirler. Buna karşılık, üretken olamamış, kimliğini bulamamış kişiler hayatlarını boşa geçirdiklerini düşünerek umutsuzluğa düşerler.
Zihinsel yaklaşımda, zihinsel yapı sindirim sistemine, bilgilerde besin maddelerine benzetilir. Her besin maddesinin yenildikten sonra hazmedilip vücutta kullanılmasına benzer olarak, dış dünyadaki nesne ve olaylar da algılanır, değerlendirilir ve kullanılacak hale getirilir. ZİHİNSEL GELİŞİM
Zihin Gelişimini Etkileyen Etkenler • OLGUNLAŞMA • AKTİF YAŞANTI • SOSYAL ETKİLEŞİM • DENGELENME
Zihin Gelişimi Dönemleri • Sensori-motor dönem • İşlem öncesi dönem • Somut işlemler dönemi • Soyut işlemler dönemi
Kavram Gelişimi ve Vygotsky Vygotsky, çocuğun zihinsel gelişiminin başkalarına da bağlı olduğunu iddia etmiştir. Başkaları çocuğun zihinsel gelişiminde yol gösterebilir, bir takım bilgiler vererek bunları öğretebilir. Vygotsky, kavramları kendiliğinden edilinen kavramlar ve öğretilen kavramlar şeklinde ikiye ayırmıştır. Kendiliğinden edilinen kavramlar gündelik hayatta kullanılan kavramlardır, kardeş kavramı böyledir. Bu tür kavramlar tümdengelim yoluyla edinilir. Yani çocuk başlangıçta herkesin kardeş olduğunu düşünür, sonra kardeş olmayanları çıkara çıkara kardeşlere ulaşır. Öğretilen kavramlar ise gündelik hayatta değil okulda karşılaştığımız kavramlardır. Vygotsky sömürü kavramını örnek verir. Sınıfta A ülkesinin B ülkesini sömürdüğünü öğrenen çocuk, önceleri sömürüyü sadece “A’nın B’ye yaptığı” olarak algılar. Sonra başkalarının da başkalarını sömürdüğünü öğrene öğrene genellemeye ulaşır, Yani öğretilen kavramlar tümevarım yoluyla edinilmektedir.
Dil Gelişimi ve Chomsky Chomsky, dilin çocuğun doğuştan getirdiği bir nitelik olduğunu, hatta çocuğun doğuştan tüm dilleri bilerek doğduğunu, ama anne ve babasının ona diğer dilleri unutturup ana dilini muhafaza etmesini sağladıklarını düşünür. Herkes doğuştan tüm dilleri edinme yetisi ile doğar. Yoksa, dünya üzerindeki dillerin çeşitliliğinin ve herkes tarafından kullanılabilir olmasının açıklaması zordur. Yani bir çocuk Türkiye’de doğduğu için Türkçe, Hindistan’da doğduğu için Sanskrit dilini konuşuyorsa bu herkesin doğuştan getirebileceği bir yeti ile mümkün olabilir.
Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramındaki Temel Kavramlar Dengelenme bireyin yeni karşılaştığı bir durumla, daha önceden sahip olduğu yaşantılar arasında denge kurmak için yaptığı zihinsel işlemlerdir. Şema Örgütlenmiş davranış kalıplarına denir. Adaptasyon bireyin çevresiyle etkileşerek karşılaştığı değişikliklere uyma gayretinde olduğu süreçtir. Uyumsama önceden var olan şemaları değiştirip yeni şemalar oluşturmaktır.
Zeka Piaget’ye göre zeka, çevreye uyum yapabilme yeteneğidir. Burada uyum yapabilmeyi başa çıkabilme olarak da ele almak mümkündür. Çünkü insan çevresine uyum yaparken, aynı zamanda onunla başa çıkmaktadır. Zekayı çevreye uyum yapabilme olarak tanımlamak önemli bir başarıdır. Çünkü en azından üzerine basılabilecek bir temel bulunmuş olmaktadır. Kişi, içinde bulunduğu çevreye ne kadar çok ve ne kadar hızlı uyum yapabiliyorsa o kadar zekidir denebilir.
AHLAKİ GELİŞİM Kişilik gelişiminin en önemli öğelerinden biri olup çocuğun toplumsallaşma süreci içinde, neyin iyi, neyin kötü olduğu konusunda bir bilinç geliştirmesiyle ilgilidir. Ahlaki gelişimle birlikte kişinin toplumun kuralları ve gelenekleri çerçevesinde kendisini denetleyebilmesi beklenir.
Kohlberg ahlak gelişimini üç düzeye ayırmıştır • Gelenek öncesi düzey: Bu düzeyde kişi olayları sonuçlarına göre değerlendirir. Ceza verilen davranış suçtur, ödül getiren davranış iyidir. • Gelenek düzey: Bu düzeyde toplumsal düzen dikkate alınmaktadır. Bir davranışın toplum düzenine etkisi düşünülmektedir. Toplumun onayladığı davranış iyi olarak görülürken, kanunlara uymanın toplum düzenini koruduğu düşünülmektedir. • Gelenek ötesi düzey: Bu düzeyde toplumsal uzlaşma vurgulanmakta ve evrensel ahlak ilkeleri dikkate alınmaktadır.
KOHLBERG’E GÖRE AHLAKİ GELİŞİM • I.Düzey: Gelenek Öncesi Düzey • 1.Dönem: Ceza-itaat • 2.Dönem: Çıkara dayalı alışveriş • II.Düzey: Geleneksel Düzey • 3.Dönem: Kişilerarası uyum • 4.Dönem: Kanun ve düzen • III.Düzey: Gelenek Ötesi İlkelere Dayalı Düzey • 5.Dönem: Sosyal Anlaşma • 6.Dönem: Evrensel Ahlaki İlkeler
ÖĞRENME • İnsanların konuşması, çeşitli tutum ve alışkanlıkları kazanması, kısaca hayatın her aşaması öğrenme ile ilgilidir. Eğitim de insan hayatının aşamalarından biridir ve sağlıklı bir eğitimin yapılabilmesi, öğretmenlerin öğrenme hakkında yeterli bilgi sahibi olmalarına bağlıdır.