1 / 30

REKABET HUKUKUNDA YAPTIRIMLAR

REKABET HUKUKUNDA YAPTIRIMLAR. 4054 SAYILI REKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN. Kanunda düzenlenen üç ana ihlal grubu; 4 üncü madde, 6 ncı madde 7 nci madde. Rekabet İhlalleri.

bendek
Download Presentation

REKABET HUKUKUNDA YAPTIRIMLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. REKABET HUKUKUNDA YAPTIRIMLAR

  2. 4054 SAYILIREKABETİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN • Kanunda düzenlenen üç ana ihlal grubu; • 4 üncü madde, • 6 ncı madde • 7 nci madde

  3. Rekabet İhlalleri • MADDE 4 - Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.Bu haller, özellikle şunlardır:a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,f) Anlaşmanın niteliği veya ticarî teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi, Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir.

  4. Muafiyet • MADDE 5 - Kurul, aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4 üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebilir: • a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması, • b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması, • c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması, • d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması, • Muafiyet belirli bir süre için verilebileceği gibi, muafiyetin verilmesi belirli şartların ve/veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir. Muafiyet kararları anlaşmanın ya da uyumlu eylemin yapıldığı veya teşebbüs birliği kararının alındığı yahut bir koşula bağlanmışsa koşulun yerine getirildiği tarihten itibaren geçerlidir. Kurul, birinci fıkrada gösterilen şartların gerçekleşmesi halinde, belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasını sağlayan ve bunların şartlarını gösteren tebliğler çıkarılabilir.

  5. Hakim Durumun Kötüye Kullanılması • MADDE 6 - Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır. • Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır: • a) Ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler, • b) Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayırımcılık yapılması, • c) Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar getirilmesi, • d) Belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler, • e) Tüketicinin zararına olarak üretimin, pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması.

  6. Birleşme ve Devralma • MADDE 7 -Bir ya da birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır. • Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini Kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder. • 1997/1 Sayılı “Rekabet Kurulu’ndan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ” bulunmaktadır. • 1.1.2011 Tarihinde 2010/4 sayılı yeni Tebliğ yürürlüğe girecektir.

  7. Yaptırımlar • Kamusal nitelikteki yaptırımlar; • Çeşitli ülkelerde, • para cezası, • hapis cezası ve • yöneticilik yapmama cezası uygulanmaktadır. • Türk hukukunda, Rekabet Kurulu tarafından; • Sadece idari para cezası uygulanmaktadır. Hapis cezası ya da yöneticilik yapmama cezası Türk Rekabet Hukukunda mevcut değildir. Ancak para cezasının dışında Rekabet Kurulu; • İhlale son verme, • İzin vermeme, • Şartlı izin, • Şartlı muafiyet, • Muafiyet ve menfi tespit kararının geri alınması gibi kararlar alabilmektedir.

  8. Rekabet Kurulu • Rekabet Kurulu 7 üyeden oluşmaktadır. Bakanlar Kurulu; iki üyeyi Rekabet Kurulunun, bir üyeyi Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, bir üyeyi Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığının, birer üyeyi ise Yargıtay, Danıştay ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışarıdan göstereceği ikişer aday arasından seçer ve atar. • Bakanlar Kurulu, Kurulun göstereceği üç aday arasından birisini Başkan olarak görevlendirir. İkinci Başkanı Kurul üyeleri seçer (RKHK m. 22) • Kurul nihai kararlarında başkan ya da ikinci başkan dahil en az toplam beş üyenin katılımı ile toplanmakta ve en az dört üyenin aynı yönde oy kullanması ile karar vermektedir. • İlk toplantıda karar için gerekli nisabın sağlanamadığı durumlarda, Başkan ikinci toplantıya tüm üyelerin iştirakini sağlar. Ancak bunun mümkün olmaması halinde karar, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile alınır. Bu durumda da toplantı nisabı birinci fıkrada belirtilenden az olamaz. İkinci toplantıda oylarda eşitlik olması halinde Başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılır. • Nihaî karar haricindeki diğer kararlar ve özellikle tedbir ve tavsiye niteliğindeki kararlar ve işlemler için kurul üyelerinden en az üçte birinin toplanması ve toplantıya katılanların salt çoğunluğunun kararı gerekir (RKHK m. 51).

  9. İdari Para Cezaları 16. madde I • İdari para cezaları; • maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. • Maktu İdari Para Cezası RKHK m. 16; • Kurul, teşebbüs niteliğindeki gerçek ve tüzel kişiler ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerine; • a) Muafiyet ve menfi tespit başvuruları ile birleşme ve devralmalar için izin başvurularında yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi, • b) İzne tabi birleşme ve devralmaların Kurul izni olmaksızın gerçekleştirilmesi, • c) Kanun'un 14 ve 15 inci maddelerinin uygulanmasında eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi ya da bilgi veya belgenin belirlenen süre içinde ya da hiç verilmemesi, • d) Yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması, • hallerinden (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenler için teşebbüsler ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin binde biri oranında, (d) bendinde belirtilenler için ise aynı şekilde saptanacak olan gayri safi gelirlerinin binde beşi oranında idari para cezası verir. Ancak bu esasa göre belirlenecek ceza 11.446,4 Türk Lirasından az olamaz. Bu fıkranın (b) bendine göre idari para cezası birleşme işlemlerinde tarafların her birine, devralma işlemlerinde ise sadece devralana verilir. • Yerinde incelemenin mahkeme kararı ile gerçekleştirilmesi, yerinde incelemenin engellenmesi ve zorlaştırılmasına ilişkin olarak bu Kanunda öngörülen idari para cezasının uygulanmasını engellemez.

  10. İdari Para Cezaları 16. madde II • RKHK’nın 16 ncı maddesine göre; • Bu Kanun'un 4, 6 ve 7 nci maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idari para cezası verilir. • Teşebbüs veya teşebbüs birliklerine üçüncü fıkrada belirtilen idari para cezaları verilmesi halinde, ihlalde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs veya teşebbüs birliği yöneticilerine ya da çalışanlarına teşebbüs veya teşebbüs birliğine verilen cezanın yüzde beşine kadar idari para cezası verilir. • Kurul, üçüncü fıkraya göre idari para cezasına karar verirken, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ihlalin tekerrürü, süresi, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır. • Kanuna aykırılığın ortaya çıkarılması amacıyla Kurumla aktif işbirliği yapan teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri veya bunların yöneticileri ve çalışanlarına, işbirliğinin niteliği, etkinliği ve zamanlaması dikkate alınarak ve gerekçesi açık bir şekilde gösterilmek suretiyle üçüncü ve dördüncü fıkralarda belirtilen cezalar verilmeyebilir veya bu fıkralara göre verilecek cezalarda indirim yapılabilir. • Bu maddeye göre verilecek idari para cezalarının tespitinde dikkate alınan hususlar, işbirliği halinde para cezasından bağışıklık veya indirim şartları, işbirliğine ilişkin usul ve esaslar Kurulca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. • Ör. Beyaz et sektöründe faaliyet gösteren 27 teşebbüs ve teşebbüs birliği olan Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespiti ile ilgili kararda, bazı teşebbüslere 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlal edilmesi nedeniyle 16. maddesinin 3. fıkrası ve Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik uyarınca, teşebbüslerin 2008 mali yılı sonunda oluşan gayri safi gelirlerinin takdiren %0,8’i oranında olmak üzere idari para cezasına hükmedilmiştir. • Pak Tavuk Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği Başkanı nın ise 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesi ve Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik uyarınca; ihlalin oluşmasında belirleyici etkisi olması nedeniyle Pak Tavuk Gıda San. ve Tic. A.Ş.’ye verilen cezanın takdiren %3’ü oranında olmak üzere idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

  11. İdari Para Cezası m. 17Nispi İdari Para Cezası • RKHK m. 17’ye göre; Kurul, teşebbüs ve teşebbüs birliklerine, 16 ncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen cezalar saklı kalmak kaydıyla, • a) Nihai karar veya geçici tedbir kararı ile getirilen yükümlülüklere ya da verilen taahhütlere uyulmaması, • b) Yerinde incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması, • c) Kanun'un 14 ve 15 inci maddelerinin uygulanmasında, istenen bilgi veya belgenin belirlenen süre içinde verilmemesi, • durumunda her gün için, ilgili teşebbüsler ile teşebbüs birlikleri ve/veya bu birliklerin üyelerinin karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan, bunun hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin onbinde beşi oranında idari para cezası verir. • Birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerine göre idari para cezaları, bu bentlerde belirtilen kararlardaki yükümlülüklere uyulması için belirlenen sürenin dolmasından itibaren verilebilir. (a) bendindeki fiile ilişkin idari para cezası, yükümlülük getirilen kararda herhangi bir süre belirlenmemiş ise, bu kararın tebliğini takip eden günden itibaren verilebilir. (b) bendindeki fiillere ilişkin idari para cezası ise, fiilin gerçekleştiği günü takip eden günden itibaren verilebilir. • Ör. Turkcell-Telsim olayında yerinde inceleme yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle Telsim’ 22 günlük toplam 3.520.000.000 TL süreli para cezasına hükmedilirken, bir başka olayda da yapılan bayilik sözleşmelerinde, 20.7.2001 tarih, 01-35/347-95 sayılı Rekabet Kurulu Kararı ile • münhasırlığa ilişkin hükümlerin kaldırılmasını öngörülen düzenlemelerin yerine getirilmemesi nedeniyle Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye süreli para cezası tahakkuk ettirilmesine toplam 473.778.070.000. TL. idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.

  12. Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik (Ceza Yönetmeliği) I • Ceza Yönetmeliği RKHK’nın 4 ve 6 ncı maddeleriyle ilgilidir. 7 nci maddeyi kapsamaz. Yine Kanunun 16 ncı maddesi ile ilgilidir. • Para cezasının belirlenmesine ilişkin ilkeler • MADDE 4 – (1) Teşebbüs ile teşebbüs birliklerine veya bu birliklerin üyelerine verilecek para cezası • belirlenirken; • a) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesi çerçevesinde temel para cezası hesaplanır. Temel para cezası, Kanunun 4 üncü veya 6 ncı maddelerinde yasaklanmış, piyasa, nitelik ve kronolojik süreç olarak birden fazla bağımsız davranışın saptanması halinde, her bir davranış için ayrı ayrı hesaplanır. • b) Temel para cezasının hesaplanmasından sonra, bu Yönetmeliğin 6 ncı ve 7 nci maddeleri çerçevesinde, • ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurlar göz önünde bulundurularak arttırma ve/veya indirme yapılır. • (2) Bu Yönetmelik hükümleri gereğince belirlenecek para cezası miktarı, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onunu aşamaz. Bu sınırı aşan para cezaları, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna indirilir ve koşulları bulunuyorsa bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ile Aktif İşbirliği Yönetmeliği hükümleri uygulanır. • (3) Teşebbüs veya teşebbüs birliklerine, Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen para • cezalarının verilmesi halinde, ihlalde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs veya teşebbüs birliği yöneticilerine ve çalışanlarına verilecek para cezası, teşebbüs veya teşebbüs birliğine verilen cezanın yüzde beşini aşamaz.

  13. Ceza Yönetmeliği II • Temel Para Cezası • MADDE 5 - (1) Temel para cezası hesaplanırken, Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunan teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin, nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin; • a)Karteller için, yüzde ikisi ile yüzde dördü, • b) Diğer ihlaller için, binde beşi ile yüzde üçü, • arasında bir oran esas alınır. • (2) Birinci fıkrada yazılı oranların belirlenmesinde, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlal neticesinde gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususlar dikkate alınır. • (3) Birinci fıkraya göre belirlenen para cezası miktarı; • a) Bir yıldan uzun, beş yıldan kısa süren ihlallerde yarısı oranında, • b) Beş yıldan uzun süren ihlallerde bir katı oranında, • arttırılır. • (RKHK’nın 16 ncı maddesine göre; Kurul, yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idari para cezası nı hesaplarken; ihlalin tekerrürü, süresi, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin piyasadaki gücü, ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, verilen taahhütlere uyup uymaması, incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alır. Yönetmelikte bu kapsamda ağırlaştırıcı ve hafifletici unsurlar belirlenmiştir).

  14. Ceza Yönetmeliği III • Ağırlaştırıcı unsurlar • MADDE 6 - (1) Temel para cezası, • a) İhlalin tekerrürü halinde, her bir tekrar için, • b) Soruşturma kararının tebliğinden sonra kartele devam edilmesi halinde, • yarısından bir katına kadar arttırılır. • (2) Temel para cezası, • a) Kanunun 4 üncü veya 6 ncı maddeleri kapsamında ortaya çıkan rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak verilen taahhütlere uyulmaması halinde, yarısından bir katına kadar, • b) İncelemeye yardımcı olunmaması halinde yarısına kadar, • c) Diğer teşebbüslerin ihlale zorlanması gibi hallerde dörtte bire kadar, • arttırılabilir.

  15. Ceza Yönetmeliği IV • Hafifletici unsurlar • MADDE 7 - (1) Temel para cezası, yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi haricinde incelemeye yardımcı olunması, ihlalde kamu otoritelerinin teşvikinin veya diğer teşebbüslerin zorlamasının bulunması, zarar görenlere gönüllü olarak tazminat ödenmesi, diğer ihlallere son verilmesi, ihlal konusu faaliyetlerin yıllık gayri safi gelirler içerisindeki payının çok düşük olması gibi haller ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliği tarafından ispatlanırsa, dörtte bir ile beşte üç arasında indirilebilir. • (2) Yürütülen bir soruşturmada Aktif İşbirliği Yönetmeliğindeki para cezası verilmemesine ilişkin düzenlemeden yararlanamayan bir teşebbüse verilecek ceza, başka bir kartele ilişkin olarak Kurulun ön araştırma yapmaya karar vermesinden önce, Aktif İşbirliği Yönetmeliğinin 6 ncı maddesinde belirlenen bilgi ve belgeleri sunması halinde, dörtte bir oranında indirilir. Aktif İşbirliği Yönetmeliğinin para cezası verilmemesine ve verilecek cezalarda indirim yapılmasına ilişkin hükümleri saklıdır. • (3) Diğer ihlalleri gerçekleştiren teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin ihlallerini kabul ederek, aktif işbirliğinde bulunmaları halinde, para cezası altıda bir ile dörtte bir arasında indirilir.

  16. Ceza Yönetmeliği V • Yöneticilere ve çalışanlara verilecek para cezası • MADDE 8 - (1) Kartelde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs yöneticileri ve çalışanlarının her birine ayrı ayrı, aktif işbirliği gibi hususlar dikkate alınarak, teşebbüse verilen cezanın yüzde üçü ile yüzde beşi arasında bir oranda para cezası verilir. • (2) Kartellerin ortaya çıkarılması amacıyla Kurumla aktif işbirliği yapan teşebbüs yöneticileri ve çalışanlarına, Aktif İşbirliği Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde para cezası verilmez veya verilecek cezalarda indirim yapılır. • (3) Diğer ihlallerde belirleyici etkisi saptanan teşebbüs veya teşebbüs birliği yöneticilerine ve çalışanlarına, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliğine verilen cezanın yüzde beşine kadar para cezası verilebilir. Kanuna aykırılığın ortaya çıkarılması amacıyla Kurumla aktif işbirliği yapanlara, işbirliğinin niteliği, etkinliği ve zamanlaması dikkate alınarak ceza verilmeyebilir veya verilecek cezalarda indirim yapılabilir.

  17. İdari Para Cezalarında Zamanaşımı I • RKHK kapsamındaki idari para cezalarında zamanaşımı konusunda Kabahatler Kanununda yer alan hükümler uygulanacaktır. Kabahatler Kanunu’nun “soruşturma zamanaşımı” ile ilgili 20 nci maddesine göre: • “(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezasına karar verilemez. • (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; • a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, • b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, • c) Ellibin Türk Lirasından az idari para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıldır. • (3) Nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır. • (4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. • (5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır.

  18. İdari Para Cezalarında Zamanaşımı II • Kabahatler Kanunu’nun “yerine getirme zamanaşımı” ile ilgili 21 inci maddesine göre ise: • “(1) Yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idari para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez. • (2) Yerine getirme zamanaşımı süresi; • a) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasına karar verilmesi halinde yedi, • b) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasına karar verilmesi halinde beş, • c) Onbin Türk Lirası veya daha fazla idari para cezasına karar verilmesi halinde dört, • d) Onbin Türk Lirasından az idari para cezasına karar verilmesi halinde üç yıldır. • (3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır. • (4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren işlemeye başlar. • (5) Kanun hükmü gereği olarak idari yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez”

  19. Kabahatler Kanunu m. 16, 17 • Kabahatler Kanununun 16 ncı maddesinde; kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda idari para cezası 17 inci maddede düzenlenmiştir. Madde içerisindeki iki konudan ayrıca bahsetmek gerekmektedir. Buna göre; • “(3) …Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idari para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idari para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir • (6) Kabahat dolayısıyla idari para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdari para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.

  20. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi I(AİHS m. 8) özel hayatın, konutun ve haberleşmenin korunması • AİHS’nin rekabet hukuku açısından önem taşıyan kararları, rekabet hukukunun maddi hükümleriyle değil daha çok usule ilişkin hükümleri kapsamında gündeme gelmiş ve adil yargılanma hakkıyla ilgili olan 6 ncı madde ve özel hayatın, konutun ve haberleşmenin korunmasına ilişkin 8 inci madde kapsamında konu incelenmiştir. • AİHS’de yer alan güvencelerden gerçek kişiler yararlanabileceği gibi tüzel kişiler de yararlanmaktadırlar. Bu kapsamda rekabet hukuku açısından teşebbüsler de bunun içerisine girmektedirler. • İdari rejimi benimseyen ülkelerde rekabet otoritesi hem soruşturma hem karar verme yetkisine sahip bir otoritedir. • Rekabet otoritesi uzmanlarının yerinde inceleme yetkisini kullanırken teşebbüs yöneticileri ile çalışanların, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliği gibi haklarına müdahaleleri söz konusu olabilmektedir. • Yerinde inceleme yapılabilmesi için RKHK’ya göre önceden mahkeme kararına gerek yoktur. Ancak yerinde incelemenin engellenmesi veya engellenme olasılığının bulunması durumunda sulh ceza hakimi kararı ile yerinde inceleme yapılır. Doktrinde, AİHM’nin kararları kapsamında inceleme öncesi mahkemeden karar alınmasının gerekli olduğu belirtilmektedir.

  21. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi II(AİHS m. 6) adil yargılanma hakkı • AİHM, adil yargılanma hakkının sadece yargısal usulleri değil, medeni hak ve yükümlülük veya cezai alanda yöneltilen bir suçlama bakımından belirleyici olan tüm usulleri kapsadığına, adil yargılanma güvencelerinin tüzel kişilere de tanındığına karar vermiştir. • AB rekabet hukukunda olduğu gibi, Türk rekabet hukukunda da rekabet ihlallerine ilişkin olarak uygulanan usulün (rekabet ihlallerinin soruşturulmasına ilişkin usul) AİHS m. 6 kapsamında cezai alana dahil olduğu kabul edilmektedir. Yine yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin usulün de; ilgili rekabet otoritesinin konuya ilişkin bir karar alana kadar askıda olması nedeniyle özel hukuk kaynaklı ilişkiler bakımından belirleyici olduğu, rekabet otoritesi önündeki usulün medeni hak ve yükümlülükler bakımından belirleyici olduğu bu nedenle AİHS’nin 6 ncı maddesindeki güvenceleri sağlamak durumunda olduğu kabul edilmektedir. • Cezai alanda kabul edilmenin bir başka sonucu; kendini suçlama yasağı ile avukat-müvekkil yazışmalarının korunması konusudur. • İdari sistemi benimseyen bir çok ülkede rekabet otoritesinin soruşturma ve karar verme yetkisine sahip olması otomatik olarak bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olma ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır. Bu durumda idari makamın alacağı karara karşı AİHS’nin 6 ncı maddesindeki bütün güvenceleri sağlayan ve tam yetkili bir mahkemeye başvuru imkanının olması gerekmektedir.

  22. Özel Hukuk Alanındaki Yaptırımlar I • 1-Diğer hukuk sistemlerindeki yaptırımlar • a-AB hukuku: AB hukukunda özel hukuk alanındaki yaptırımlar konusunda bir düzenleme yapılmamış, konu üye ülkelerin iç hukuklarına bırakılmıştır. • b-İsviçre Hukuku: İsviçre hukukunda Rekabet Kanununda (KG) 12 nci maddede düzenlenen özel hukuk alanındaki yaptırımlar kapsamında rekabetin engellenmesinden doğan talepler; rekabet engelinin kaldırılması ve müdahalenin men’inin istenmesi, zararın tazmini ve manevi tazminat, yasadışı edinilen kazançların istenmesi, rekabet engellemesi olarak görülen; özellikle ticari ilişkiyi reddetmek gibi konulardır. • c-Alman Hukuku: Alman Kartel Kanununun (GWB) 33 üncü maddesinde; rekabet ihlalinin ortadan kaldırılması, ihlali tekrardan kaçınma, zararın tazmini konuları düzenlenmiştir. • 2- Türk Rekabet Hukukundaki Yaptırımlar • a- Hükümsüzlük, sebepsiz zenginleşme • b Tazminat olarak öngörülmüştür. • (RKHK’da; rekabet ihlalinin ortadan kaldırılması, ihlali tekrardan kaçınma gibi konular özel hukuk alanındaki yaptırımlar arasında düzenlenmemiştir. Ama örneğin TTK’da haksız rekabetle ilgili olarak 58 inci maddede, zarar ve ziyanın tazmini ile manevi tazminat konusunun düzenlenmesinin yanı sıra; fiilin haksız olup olmadığının tespiti, haksız rekabetin men'i, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi gibi konular da düzenlenmiştir.

  23. Özel Hukuk Alanındaki Yaptırımlar II(RKHK m. 56) • Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçları RKHK’nın 56 ila 59 uncu maddeleri arasında düzenlenmiştir. • RKHK’nın 56 ncı maddesine göre; • Bu Kanuna Aykırı Anlaşma ve Kararların Hukuki Niteliği • MADDE 56 - Bu kanunun 4 üncü maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararı geçersizdir. Bu anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifası istenemez. Daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeniyle geri istenmesi halinde tarafların iade borcu Borçlar Kanununun 63 ve 64 üncü maddelerine tabidir. • Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükmü bu kanundan doğan ihtilaflara uygulanmaz.

  24. Özel Hukuk Alanındaki Yaptırımlar IIIRKHK m. 57, 58, 59 • TAZMİNAT HAKKI • MADDE 57 - Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur. • ZARARIN TAZMİNİ • MADDE 58 - Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. • Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. • Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir. • İSPAT YÜKÜ • MADDE 59 - Zarar görenlerin, bir anlaşmanın varlığı ya da piyasada rekabetin bozulduğu izlenimi veren, özellikle piyasaların fiilen paylaşılması, uzun sayılacak bir süre piyasa fiyatında gözlenen kararlılık, fiyatın piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerce birbirine yakın aralıklarla artırıldığı gibi kanıtları yargı organlarına sunmaları halinde, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde bulunmadıklarını ispatlama yükü davalılara geçer. Rekabeti sınırlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaların varlığı her türlü delille ispatlanabilir.

  25. Özel Hukuk Alanındaki Yaptırımlar IV • RKHK m. 57-59 hükümlerinde tazminat sorumluluğunun kapsamı, zamanaşımı, mağdurun rızası, mağdurun birlikte kusuru, diğer indirim kalemleri gibi haksız fiil sebebiyle tazminat sorumluluğuna ilişkin diğer konularda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu konularda BK’nın 41 vd. maddeleri uygulanacaktır. Buna göre, tazminat davasında zamanaşımı, zarara uğrayanın, zararını ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir yıldır. Bu süre her halükârda, zarar veren fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren on yıldır. Haksız fiil aynı zamanda bir ceza davasına konu oluyorsa, ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüşse, tazminat davasındaki zamanaşımı süresi de bu ceza zamanaşımına tabi olur (BK m. 60). • Açılan davalardan örnekler: • Hükümsüzlük, (Birleşik Yayın Dağıtım Anonim Şirketi’nin (BİRYAY) ana sözleşmesinin butlanının tespiti istemiyle mahkemede dava açılmıştır. Mahkeme davanın; rekabet yasağı ihlali yaptığına Rekabet Kurulu tarafından karar verilen, davalı şirketin ana sözleşmesinin butlanının tespiti istemine ilişkin olduğunu belirterek davanın kabulü ile butlanın tespitine karar vermiştir) • Tazminat davaları, (hakim durumun kötüye kötüye kullanılması, teşebbüsler arası anlaşmanın rekabete aykırılık oluşturduğu iddiası ile açılan tazminat davaları) • Sebepsiz zenginleşme, (İntifa hakkının yer aldığı bayilik sözleşmeleri)

  26. Kollektif Menfaatin Hukuki HimayesiGrup/Sınıf davaları, Birlik Davası I • Medeni Usul Hukukunda bireysel menfaatin dışında, kollektif menfaatin hukuki himayesini sağlamak amacıyla; kollektif dava, grup davası, sınıf davası, sendika davası, kolektif menfaat davası, dernek davası, meslek birliği davası gibi çeşitli şekillerde adlandırılan dava türleri ortaya çıkmıştır. • Bu kapsamda sendikalar, meslek birlikleri veya dernekler dava açabilmektedirler. • Örneğin tüketiciler, uğradıkları zarar miktarının küçük olması, yargılama giderlerinin yüksek oluşu, mahkemelere başvuru konusunda bilgisiz ve tecrübesiz olmaları ya da genel olarak konuya ilgisiz davranmaları gibi çeşitli nedenlerden dolayı mahkemede bireysel dava açmak konusunda çekingen davranmaktadırlar. Onlar adına bu kapsamda grup/sınıf davaları ya da birlik davası açılabilmektedir. Ör. 100.000 kişi adına dava açılabilmektedir. • Anglo-Amerikan hukukunda grup/sınıf davaları daha çok açılmakta iken, Alman, İsviçre ve Türk Hukukunda (Ör. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da) belirli bir kişi topluluğuna ilişkin birlik davası türünde davaların açılması düzenlenmiştir. • Grup davasında bir veya birden fazla kişi (temsilci davacı) diğer bütün üyeleri temsilen bir dava açmakta ve grubun diğer üyeleri, davaya taraf olmamakla birlikte, davada verilen kararla bağlı olmaktadırlar. Birlik davasında ise, dava sonucunda verilen kesin hüküm davada yer almayan üçüncü kişileri kapsamamaktadır.

  27. Kollektif Menfaatin Hukuki HimayesiGrup/Sınıf davaları, Birlik Davası II • 1- Grup/Sınıf Davası; • a- Kaçınma, (hukuka aykırı durumdan kaçınma, özellikle Amerika’da ırk, din ayrımcığının söz konusu olduğu durumlarda açılmaktadır. Rekabet hukuku açısından rekabet ihlalinden kaçınma, rekabete aykırı durumun ortadan kaldırılması söz konusu olabilir) • b- Tespit veya • c- Tazminat davası şeklinde açılabilmektedir (Tazminat davası şeklinde açılan grup davalarında, davaya katılmamış olan grup üyeleri, ancak davanın açıldığı kendilerine bildirilmişse dava sonucundaki kesin hükümden etkilenmektedirler. • 2- Birlik/Dernek Davası; • Birlik davası ya da dernek davası olarak adlandırılan dava; • a- Kaçınma, • b- Tespit davası şeklinde açılmakta, tazminat davası şeklinde açılamamaktadır.

  28. Kollektif Menfaatin Hukuki HimayesiGrup/Sınıf davaları, Birlik Davası III • RKHK’da grup/sınıf davalarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yine, HUMK’da grup davası ya da birlik davasına ilişkin ayrı bir hüküm yoktur. Ancak • Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı’nın “Topluluk Davası” başlığını taşıyan 118 inci maddesine göre; • “Dernekler ve diğer tüzel kişiler, statüleri çerçevesinde, … temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarının tespiti veya hukuka aykırı durumun giderilmesi yahut ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için dava açabilirler” • Buna göre Tasarıdaki hüküm kanunlaşırsa; • - Tespit, • -Hukuka aykırı durumun giderilmesi, • - Gelecekteki hakların ihlal edilmesinin önüne geçilmesi davası açılabilecektir. • Tasarıya göre, tüzel kişilerin üyeleri adına tazminat davası açma hakları yoktur.

  29. Milletlerarası Özel Hukuk Açısından Konunun Değerlendirilmesi I • 1- Uygulanacak Hukuk Açısından: • Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 38 inci maddesine göre; • “(1) Rekabetin engellenmesinden doğan talepler, bu engellemeden doğrudan etkilenen piyasanın bulunduğu ülkenin hukukuna tabidir. • (2) Türkiye'de rekabetin engellenmesine yabancı hukuk uygulanan hallerde, Türk hukuku uygulansaydı verilecek tazminattan daha fazla tazminata hükmedilemez” • 2- Tahkim Açısından: • Genel olarak tahkim yoluna başvurabilmek için; • Uyuşmazlık tahkime elverişli olmalı, • Taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi veya tahkim şartı olmalı, • Hukuki ilişki belirli olmalıdır gibi bazı şartlar aranmaktadır.

  30. Milletlerarası Özel Hukuk Açısından Konunun Değerlendirilmesi II • Tahkime Elverişlilik • Milletlerarası Tahkim Kanunu’na göre; bu Kanun, Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklara ilişkin uyuşmazlıklar ile iki tarafın iradelerine tabi olmayan uyuşmazlıklarda uygulanmaz (MTK m. 1). • Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre; Sadece iki tarafın arzularına tabi olan konularda tahkim yoluna başvurulabilir (HUMK m. 518). • (Bundesgesetz über das Internationale Privatrechİsviçre Uluslararası Özel Hukuk Kanunu’nda t’de (IPRG)) “malvarlığı ile ilgili olan her istem tahkim yargılamasına konu olabilir” hükmü yer almaktadır (IPRG m. 177) • Tahkime elverişlilik konusunda meydana gelen gelişmeler kapsamında önceden fikri mülkiyet hukukuna, sermaye piyasası hukukuna, rekabet hukukuna ilişkin olan uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurulması kabul edilmezken, son yıllardaki gelişmeler kapsamında bu durumlarda tahkim yoluna başvurulabileceği kabul edilmeye başlanmıştır. Rekabet ihlalinin özünde bir haksız fiil olması ve haksız fiilden doğan taleplerin, tahkime elverişli olması, diğer bir ifade ile taraf iradeleri kapsamında yer alan bir konu olması nedeniyle tarafların; tazminat ya da sebepsiz zenginleşme gibi özel hukuk bakımından sonuçlarla ilgili konularda tahkim yoluna başvurabileceğinin kabulü gerekmektedir.

More Related