250 likes | 623 Views
KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 7 : 26 Kasım 2007 Konu: Osmanlı Devleti’nin Merkez Örgütü Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 132 -1 57. Osmanl ı Yönetim Örgütü. Merkez ve Eyalet Örgütleri Merkez Örgütü Padişah ve Saray Divan-ı Hümayun ve bağlı bürolar Vezir- Azam ve Bab-ı Ali
E N D
KAY 361 Türk İdare Tarihi Ders 7: 26 Kasım 2007 Konu: Osmanlı Devleti’nin Merkez Örgütü Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 132-157
Osmanlı Yönetim Örgütü • Merkez ve Eyalet Örgütleri • Merkez Örgütü • Padişah ve Saray • Divan-ı Hümayun ve bağlı bürolar • Vezir- Azam ve Bab-ı Ali • Bab-ı Fetva ve İlmiyye Örgütü • Defterdarlık ve Maliye Örgütü • Kapıkulu Ocakları ve Donanma
Padişah ve Saray • Padişah, merkez örgütünün başıdır • İlk zamanlarda “Bey” ya da “Han” ünvanlarını taşımıştır • Askeri Gelenek: • Sade bir protokol • Örf ve adetlere, istişareye dayanan bir yönetim tarzı • Etrafında önemli nüfuz gruplarının ve hanedanların temsilcileri vardı • Savaşçı kişilik ve yetenekler ile sivrilen bir primus inter pares (eşitler arasında birinci) • Yıldırım Bayezid’den itibaren • Şaşaalı bir protokol • Mutlak bir hükümdar • Padişah tipini asıl yaratan Fatih Sultan Mehmed • Protokol esasları • Kanunlar
Hükümdarlık Gerekleri • Hanedana mensup olmak • Oğuz boyları ve Selçuklular’daki gibi ülke hanedanın ortak malı değil • Her hanedan üyesinin veraset hakkı yok • Primogenituras (Büyük oğulun tahta çıkması) • İlk kardeş katli, Yıldırım Bayezid • Fatih Kanunnamesi kardeş katlini yasalaştırdı • I. Ahmet’ten itibaren senyoritas (tahta hanedanın en yaşlı erkeğinin çıkması) • Şehzadeler artık sancaklara tayin edilmeyip haremde kapalı bir hayat sürmüşlerdir
Egemenliğin Kaynakları • Meşruiyeti sağlayan siyasal formüller: • “Oğuz Han” neslinden gelme iddiası • Kayı boyunun Oğuzlar’ın en asil boyu olduğu iddiası • Mistik rivayetler: • Osman Gazi’nin rüyası, Şeyh Edebali’nin yorumu • İlahi işaretler ile egemeliği ele alma motifi • Rus Rürik Hanedanı’nda ve Avusturya Habsburgları’nda da vardır • Hanedanın hakimiyetinin meşru kaynağının Allah’a dayandırılması • Halifelik kurumu
Şehzadelerin Yetişmesi • 17. Asıra kadar sancaklarda idare ve askerlik öğrenirlerdi • II. Selim’den sonra şehzadeler sarayda hapsedilmeye başlandı • Cellat korkusu ile yaşamışlardır • Çoğunlukla iyi bir eğitim görememişlerdir • İç ve dış entellektüellerden kopuk bir hayat yaşamışlardır
Padişahlar ve Hilafet • 15. Asır’da artık Oğuz boylarının başkanlığından çok Roma Kayzeri olmak benimsenmiş • Müslümanların koruyucusu ve emiri • Fatih ve II. Bayezid hilafete benzer ünvanlar taşımıştır • Yavuz Sultan Selim’in hilafet sembollerini törenle aldığı rivayeti 18. Asır’da ortaya atılmıştır • Yavuz, halifelik ünvanını kullanmamıştır • 1789 Ayanlı Kavak Antlaşması ile Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı kabul edilmiştir • Bu ülkedeki Müslümanlar üzerinde ruhani otorite kurmak için hilafet makamı ileri sürülmüştür • Uluslararası ruhani bir kurum oluşturulması • Abdülaziz ve II. Abdülhamit tarafından kullanılmıştır • Cesaro-papizm
Osmanlı Şeriat Devleti miydi? • Tartışmalı bir konu • Kimi yazarlara göre, yönetim ve yargıda şer’i hükümlerin hakim olduğu bir sistem • Kimileri, gayrimüslim gruplara tolerans gösterildiğini; yönetim ve adalet konusunda özerlik tanındığını, bunun bir tür laiklik olduğunu söylerler • Bir grup da, uygulamada şer’i mevzuattan çok örf ve adetlerin hakim olduğunu söyler • Toplum ve devlet hayatının temel kurum ve ilişkileri, örfi kanunlarla, hatta mahalli gelenek ve teamüllere göre düzenlenmiştir
Osmanlı Şeriat Devleti miydi? • Ulema bazı konularda “şer’i maslahat değildir, ul’ulemr ne ise öyle olsa...” diyerek dünyevi otoritenin koyduğu kanunları tanımıştır • Toplumsal örgütlenme şer’i ve geleneksel bir düzendedir • Laik devlette, merkezi olarak belirlenmiş kanunlar herkese eşit bir biçimde uygulanır • Bu anlamda Osmanlı düzeni laik değildir • Millet sistemi • Vergi, yargı, eğitim, nüfus sayımı, vb. alanlarda, yani adli ve yönetsel örgütlenmede dine dayalı bir adem-i merkeziyetçilik
Şeyhülislamlık • Şeriate ait sorunları çözmekle görevli • Padişah otoritesini sırınlandırır • Katl, harb gibi konular fetvasına bağlı • 18. Asır’dan itibaren başkent müftisine dendi • 19. Asır’da Şer’iye Nazırı olarak kabineye girdi • Klasik dönemde devlet işlerinde rolü yokken, 16. Asır’dan sonra sosyal rolleri arttı • 17. ve 18. Asırlarda dini baskı ve taassub • 18. ve 19. Asırlarda yaşanan felaketlerin tesellisi İslam’ı ideolojileştirmek olmuştur
Saray Teşkilatı • Sarayın Bölümleri • Harem • Hükümdarın ailesi ile özel hayatını yaşadığı yer • 16. Asır’dan itibaren hükümdarlar komşu devlet hükümdarlarının kızları yerine cariyelerle evlenmeye başladılar • Haremin önemi arttı • Valide ve Haseki sultanların çevresinde oluşan baskı grupları • Saray dışı görevlere gönderilen enderunlular haremden çıkarılan cariyelerle evlendirildi • Enderun • Birun • Her üç bölümde de hükümdarın özel hizmetleri kadar kamu hizmetleri de görülür • Babüssaade kapısından itibaren hükümdarın özel ikametgahı
Enderun • Saraya mensup içoğlanlarının hizmet gördüğü, padişahların günlük hayatlarının geçtiği yer • Enderun Mektebi • Osmanlı yönetici zümresinin kültürünün doğup geliştiği yer • İçoğlanlarına hizmet içi eğitim verilen yer • Devşirme çocuklarının en zeki ve seçkinleri alınır • Usta-çırak ilişkisi ile eğitim • Devşirme sistemi kalkınca da aristokrat okulu olmamıştır • II. Meşrutiyet ile ortadan kalkmıştır • Tanzimat’tan sonra modern bürokrasiye eleman yetiştiren Mekteb-i Sultani (GS) ve 1859’da da Mülkiye kurulmuştur.
Birun • Farsça’da taşra, dış anlamında • Babüssaade kapısı dışındaki görevlere denir • Enderun’dan Birun’a çıkmak mezuniyet ve dış görev ile taşraya atanmak demektir • Saray hizmetleri de dahil • Ziyafetler, protokol, ahırlar, av kuşları ve köpekleri, hekimlik, terzilik, hattatlık vb. işleri gören saray çalışanları • Zamanla sayılarının artması mali sorunlar ortaya çıkardı
Kul Sistemi • Devletin, padişahın kulu olan devşirmeler tarafından yönetilmesi • Sarsılmaz bir merkeziyetçilik (mi?) • Halbuki devşirme sistemi kısa bir döneme özgü • 14. Asır’a kadar Çandarlı ailesi gibi yerel hanedan mensupları ile Kösemihaloğulları gibi aileler komuta kademelerindeydiler • 16. Asır’ın ikinci yarısında devşirme adetinin kalkması ile bürokrasi ve ordu yönetimi yeniden Türklere ve diğer unsurlara geçti • 17. Asır’da Köprülüler • Ordunun önemli bir kısmını oluşturan tımarlı sipahiler devşirme değildi • Sonuç olarak, kapıkulu sistemi kısa ömürlü olup, iktidarın odak merkezi olmamıştır
Divan-ı Hümayun • Devlet işlerinde birinci derecede sorumlu bir organ • Kabine çekirdeği durumunu koruyup gelişimini tamamlayamamıştır • Hükümdarın özel danışma organıdır • Savaşta ve barışta devamlı toplanır • Mülki, askeri ve şer’i konulardaki devlet işleri, devlet reisi olan padişah adına görüşülür, onun adına karar alınır veya onun karar almasına yardım edilir • Padişahlar, Fatih’ten sonra toplantılara katılmamış, görüşülüp kendilerine arz edilen hükümleri onaylamışlardır. • Kazasker adli, defterdar mali, sadrazam genel konularda alınan kararları arzederlerdi • Kararlar padişah ağzından ilan edilir • Padişahın kabulü ile mühimme defterlerine kaydedilir • Mühimme defterlerinde eyaletlerle ilgili konular, tayin ve terfiler, merkezden eyaletlere veya diğer devletlere yazılan konular bulunurdu
Divan-ı Hümayun • Aynı zamanda yüksek temyiz mercii • Kararları kesin • Yargı, kazaskere havale edilmiştir, padişah onayı gerekmez • Mühimme defterine girmez • Yolsuzluk ve zulüm şikayetleri de dinlenir • Divanda bitmeyen veya padişaha arzı gerekmeyen işler, sadrazamın kendi sarayındaki ikindi divanında görüşülürdü • 17. Asır’dan itibaren Divan-ı Hümayun’un önemi azaldı ve daha az toplandı • Uzmanlaşma ve görev alanlarının çoğalması ile sadrazamlığa bağlı ofisler oluştu • Harpte toplanan divana “ayak divanı” denilirdi • Yeniçeri ayaklanmalarında • Galebe ve ulufe divanları
Divan-ı Hümayun Hizmetli grupları • Asil Üyeler (Erkan-ı Devlet) • Tartışmalara katılan ve oy veren yüksek rütbeli devlet adamları • Vezir-i azam • Rumeli ve Anadolu Kazaskerleri • Rumeli ve Anadolu Beylerbeyleri (Vezir rütbesinde) • Nişancı • Rumeli Defterdarı • Kubbealtı vezirleri (3-7 tane, tecrübeli yüksek rütbeli komutanlar) • Vezir iseler kaptan-ı derya ve yeniçeri ağası • Şeyhülislam (19. Asır’a kadar üye değildi)
Divan-ı Hümayun Kalemleri • İşlerin yürütüldüğü bürokratik örgüt • Örgütün başı 17. Asır’a kadar nişancıdır • Padişah adına yazılan kararların bazılarını kaleme alır ve bunlara tuğra çeker • Örfi kanunlar ve arazi meseleleri hakkında hem divanın bilirkişisi, hem de kararların uygulayıcısıdır • Arazi tahrir defterlerini saklar • İmparatorluğun bütün tapu kayıtlarını tutar • Toprak sisteminin bozulmaya başladığı 17. Asır’dan sonra nişancının önemi azalmıştır • Sadrazama bağlı uzmanlık ofisleri nişancının yerini almıştır
Divan-ı Hümayun Kalemleri • Yazışma işlerinin şefi, başlangıçta nişancının yardımcısı olan reis-ül küttab (katiplerin reisi)dır. • Zamanla dışişlerini yürüten bir görevliye dönüştü • Emrinde divan ve hazine katipleri vardı • Dar bir kadro • Bir dönemde nişancı ve defterdarın ofislerinde 25’er katip vardı • Yoğun bir merkezi kontrolden sözetmek zor
Reis-ül Küttab’a Bağlı Bürolar 1. Beylikçi/ Divan Kalemi • Tüm kanunname, ahidname ve fermanlar yazılıp kaydedilirdi 2. Tahvil kalemi • Yüksek memurların tayin, terfii ve dirlik kayıtları 3. Ruus Kalemi • Tımar ve has sahipleri dışındaki bürokratların maaş, tayin ve emeklilik işleri 4. Amedi Kalemi • Müzakerelerin kaydı • İdare ve saray arasındaki yazışmaların yürütülmesi • Diğer bölümler • Teşrifatçılar • Protokol işleri • Fethedilen ülkelerdeki yerli hanedanların genç üyelerinden • Vakanüvisler • Resmi tarih yazıcıları • Tercümanlar • Güvenlik ve düzeni sağlayan çavuşlar ve kapıcılar • Çavuşlar elçilik ve ulaklık görevi de görürlerdi
Dış İlişkiler Sistemi • 18. Asır’a kadar Divan-ı Hümayun tarafından düzenlenirdi • 18. Asır’da bu bürolar sadarete bağlandı • 18. Asır’a kadar geçici elçiler gönderilirdi • Yeni padişahın tahta çıkışını bildirmek • Barış ve ticaret antlaşmaları yapmak • Dostluk, nezaket, iade-i ziyaret • Mektup ve hediye gönderme • “Pembe İncili Kaftan” öyküsü, Ömer Seyfettin • O ülkenin istemiyle • Osmanlı hükümdarları yabancı hükümdarların hepsini protokol bakımından kendilerine eşit saymazlardı • 19. Asır’da Hariciye nezareti kuruldu • Diğer devletlere devamlı elçiler gönderildi
Sadrazam ve Bab-ı Ali • Vezir-i azam, sadrazam, sahib-i devlet • Padişahın mutlak vekili, onun mührünü taşır • Sadece padişaha hesap verir • Has denilen yüksek gelirli dirliklerin sahibidir • Elçilerle görüşür • Siyaseten katl yetkisi vardır • Adliyeye (kazasker) ve maliyeye (defterdar) müdahale edemez • Padişah askeri sayılan kapıkulu askeri üzerinde etkili değildir • Ama savaşta serdar-ı ekrem sıfatıyla padişah yerine komutan olabilir
Sadrazam ve Bab-ı Ali • Kuruluş döneminde vezirlerin ve sadrazamların çoğu Türklerden ve ilmiyye sınıfından çıkmıştır • Fatih’le beraber güç devşirmelere geçmiştir • 4. Mehmet devrinde Köprülüler’le birlikte tekrar Türk unsur • Hükümet işlerini çeşitli divanlar toplayarak görür • Her vezir tek tek saltanata karşı sorumludur • Kabine kavramı, II. Meşrutiyet’ten sonradır • Sadrazama bağlı görevliler • Sadaret kethudası: Tüm dahili işlerden sorumlu • Mektubçu: Özel yazışmalar • Sadaret kaymakamı: Sadrazam seferdeyken vekili • Sadrazam adına haslarından vergi toplayan görevliler