1 / 48

İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM

İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM. Kuruluşların iki yönü. TEKNİK. İNSAN İLİŞKİLERİ. Bütünlük içinde, Birbirine bağlı ve birbirinden destek alarak çalışır. İnsan ilişkileri, Bir örgütteki insanları birleştirip uyumlaştırarak çalışma durumuna getirmeye çalışan yönetsel bir işlevdir.

duard
Download Presentation

İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM

  2. Kuruluşların iki yönü TEKNİK İNSANİLİŞKİLERİ Bütünlük içinde, Birbirine bağlı ve birbirinden destek alarak çalışır.

  3. İnsan ilişkileri, Bir örgütteki insanları birleştirip uyumlaştırarak çalışma durumuna getirmeye çalışan yönetsel bir işlevdir. Çalışanın örgüt içindeki yerleşmesini; işlerine ve iş arkadaşlarına bağlanmalarını ve örgüt içinde en iyi hizmet verecek şekilde çalışmalarının sağlanmasını amaç edinen bir konudur.

  4. Çalışma davranışlarının bir incelemesi; hem çalışanların, hem de kuruluşun ortak çıkarları için, çalışma koşullarının geliştirilmesi çabasıdır. Kuruluşlardaki insan ilişkilerinin geliştirilmesiyle işbirliği ve verimlilik artar, ayrıca çalışanların sosyolojik, psikolojik ve ekonomik gereksinmeleri karşılanır.

  5. Kuruluşun başarılarında insan ilişkileri yönünün daha belirleyici olduğu zamanımızda elde edilen kazanç kadar önemlidir. Çünkü bir çalışan davranışı, görünüşü ve konuşması ile kurumunu müşteriye beğendiren, vitrini oluşturan kişidir.

  6. Günümüz yüzyılı günlük yaşamı, sosyal ilişkilere dayanmaktadır. İş yaşantısında ise sosyal ilişkiler bir zorunluluk haline gelmiştir. Çalışanlar arasında kendilerini başkalarına sevdiren, sosyal çevreleri geniş olan kimselerin daha başarılı ve mutlu oldukları inkar edilemez bir gerçektir.

  7. Çalışan insan üstleri ve astları ile olan ilişkilerinde ve dış ilişkilerinde aynı başarıyı gösterdiğinde, hem kurumun kamuoyundaki saygınlığını hem de kendi saygınlığını arttıracaktır.

  8. Bir kurumda sosyal ilişkiler iyi kurulamamışsa; ·      VERİM AZALIR, ·      DİSİPLİNSİZLİK ARTAR, ·HUZURSUZLUK ARTAR, ·      DEVAMSIZLIK SIKLAŞIR, ·      İŞ KALİTESİ DÜŞER, ·      HATALAR ÇOĞALIR, · DEDİKODU, ÇEKEMEMEZLİK vb. sağlıksız ilişkiler doğar.

  9. İLETİŞİM Günümüz insanın en çok zorlandığını itiraf ettiği iletişim; Duygu, düşünce veya bilgilerin, akla gelebilecek her yolla(görsel, yazılı ve sözlü yöntemler; Konuşma,dinleme, yazma, eylem,davranış,tavır,resim, işaret) karşımızdaki kişi veya gruplara aktarma işlemidir.

  10. İLETİŞİMİN AMACI İletişim halindeki kişi ya da kişiler arasındaki bir şeyi ortak kılmak, anlaşma ve uzlaşma sağlamaktır. Bilgi vermek, ikna etmek, talimat vermek, eğitmek, teşvik etmek, anlamak, eğlendirmek amacındadır.

  11. Gürültü MESAJ Kodlama Kod Açma KANAL Kaynak Alıcı Geri Besleme İLETİŞİM SÜRECİ

  12. KAYNAK: Konuşan, yazan, çizen ya da yüz ve beden hareketlerinde bulunan yani mesajı ileten; kişi radyo, tv v.b.........

  13. MESAJ: Kaynaktan alıcıya gönderilen uyarı, düşünce, duygu, kanı ya da bilginin kaynak tarafından kodlanmış biçimidir. Bir başka deyişle; kaynağın içeriği seçim süzgecinden geçirerek ifade etmesidir. Seçim süzgeci düşünerek seçmeyi anlatır. Bir de düşünmeden yaptığımız refleksler vardır. Örneğin yüzümüze yakın yerde el çırpılması halinde gözümüzü kırparız; bu mesaj değildir.

  14. KANAL: Işık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları, telefon kabloları, hava, sinir sistemi gibi mesajı taşıyan fiziki araçlardır.

  15. ALICI: İletişim sürecinde kaynağın gönderdiği mesaja hedef olan öğedir. İletişim yalnızca insanlara özgü değildir. Hayvanlar, makineler(Satranç oynayan bilgisayarlar) arasında da olabilir.

  16. İletişimin olabilmesi için sadece mesaj alışverişi yani iki yönlülük yetmez. Alınan ve verilen mesajların birbirleriyle ilişkili olması da gerekir. Günlük yaşamda yorgunluk, yanlış anlama, dikkati başka noktaya verme gibi nedenlerle alınan mesaj ile geri bildirimin birbiriyle ilişkili olma durumu aksatılabilir. Bu aksaklık süreklilik gösterirse kişinin ruhsal dengesinde bozukluk olduğu düşünülür.

  17. İLETİŞİMDE İLK DAKİKA ÖNEMLİDİR. Karşı karşıya gelen iki insan arasındaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin önemli bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler karşılaşılan kişinin beden dilinden, kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı aksesuarlardan içinde bulunduğu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir. Bütün bu faktörlerin bileşkesi “algılayan kişinin” değerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içinde yorumlanır.

  18. İnsanların %90 ı ilk birkaç dakikada daha çok görünüşe göre yargıya varmaktadır.

  19. İLETİŞİM SADECE BİLGİ ALIŞVERİŞİ DEĞİLDİR. Yalnızca bilgilerin değil, duygu ve düşüncelerin bir bilgi olarak aktarılmasındaki eylemler ve bu eylemlerin biçimi, iletişimin özünü yapılandırır. Buna İletişimin evrensel yönü denir.Bilgiyi veriş biçimi, sözlerin bedendeki ifadesi, iletişimi değerlendirmede önemli bir noktadır.(Gülen bir yüz, ancak gergin yüz hatları ile) iletişimde bilgilenmek ve kavramak anlamak değildir. Amaç anlayarak kavramaktır. (Hastanın ne istediğini kavrar, ancak ne yaşadığını anlayamazsınız.)

  20. İLETİŞİM KİŞİYE DEĞİL, KİŞİ İLE YAPILIR. İletişim ortaktır, bir başka kişi ile yapılandırılır. Eğer alıcı hazır değilse iletişim yolu kapalıdır. Kanaldan alıcıya ulaşmaz.

  21. İLETİŞİM BİR BÜTÜNDÜR İletişimi kelimeler, eller, gözler gibi bütünlükten soyutlayıp süreçteki bir kesite bakarak değerlendirirsek yanılabiliriz. Örneğin Ellerin masaya dayanması, sandalyeye ters oturmak, sözsüz iletişim açısından destek aramak ve güvensizlik işareti olarak yorumlanır. Bazen güvensizlikten değil, bedenimizi dinlendirmek, belimizdeki rahatsızlığı gidermek için olabilir. Yine ayakta duran ve bacaklarını birbirine dolayan kişinin güvensizlik ve gerginlik işareti verdiği düşünülürken, soğukta üşümek veya tuvalet ihtiyacı olduğu anlamına gelebilir.

  22. İLETİŞİMDE ETKİLİ DİNLEME ÖNEMLİDİR; • §Tarafsız olarak dinle, • §Konsantre ol, • §Yargılamadan dinle, • §Not al • §Sözsüz iletişimi dikkate al, • §Fiziksel olarak rahat konumda ol, • §Savunmaya geçme

  23.  İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER §   Katı hiyerarşi §       Kapalı kapı politikası §       Hizmet bilgisi eksikliği §       Yaratıcılığa pirim vermeyen yapı §       Ekip değil, kişi menfaatleri §     

  24. §Ön yargı §Karmaşık mesajlar §Eleştirinin eleştirildiği ortamlar §       Sosyal ortamlar §Teknoloji

  25. Etkili İletişim Yöntemleri • Konuşmayı Kesmemek • Karşınızdakini Rahatlatmak • Karşınızdakini Dinlemek • Sorular Sormak • Dikkati Dağıtmamak

  26. Kendinizi Karşıdakinin Yerine Koymak • Sinirli ve Öfkeliyken İletişim Kurmamak • Tartışma ve Eleştirilerde Sert Olmamak • Tekrar Etmek • Yanıt Almaya Çalışmak • Önyargılı Olmamak

  27. Ne Düşündüğünü (Fikrini) Sormak • Soruları Açıklıkla Yanıtlamak • İnandırmak ve Olumlu Yanıt Almak • Vücut Dilini Okumaya Çalışmak • Farklı Görüşlere Saygıyla Yaklaşmayı Bilmek • Değerlendirme ve yargıyı sona bırakın

  28. MESAJLARIN ULAŞMA KANALLARI SÖZ % 7 SES % 38 BEDEN DİLİ % 55

  29. BEDEN DİLİ Bedenimiz iç dünyamızı saran bir eldivendir. Beden dili de iç dünyamızın dışa yansımasıdır. Dış görünüş, vücut duruşu, göz teması, yüz ifadesi, el kol hareketleri, sesimizin tonu ve hızı, eşyaların konumu.

  30. DIŞ GÖRÜNÜŞ: Fiziksel özelliklerimiz ve yaratılışımız bize genlerimizle geçmiştir.(Huy-Mizaç) Belli bir ölçüye kadar değişmez niteliktedir. Yürüyüş, oturuş, duruş biçimimiz yaratılışın, eğitimin ve koşullanmanın sonucunda ortaya çıkar. Ancak giyiniş biçimimiz kişisel seçimimizdir. Görünüşümüz, beden dilimiz, ön duruşumuz, iletişim tarzı(Konuşma,yazım,dinleme, düşünme, sunum tarzı) kişinin kendini dış dünyaya sunması kısaca kişisel REKLAMDIR.

  31. BEDENİMİZi PROFESYONELCE KULLANMALIYIZ! İyi görünmek, özgüveni artırır, olumlu bir imaj oluşturur, ilişkileri geliştirir, performansı yükseltir.

  32. KİŞİSEL İMAJ KIRICILAR ; • Rahatsız edici saç süsleri • Spor ayakkabılar, boyası geçmiş ayakkabı • Çok fazla kullanılmış parfüm veya deodorant • Rengi solmuş veya ütüsüz takım elbise • Takım elbise altına spor ayakkabı

  33. KİŞİSEL İMAJ KIRICILAR ; • Elde taşınan üzerinde çeşitli markalar olan torbalar • Özensiz saç ve sakal tıraşı, kepekli saçlar • Sıradan kalem, bloknot ve derisi eskimiş çanta • Aşırı parlak, çarpıcı renkli kıyafetler, çiçek desenli giysiler • Abartılı makyaj, bakımsız tırnaklar, özensiz ojeler

  34. KİŞİSEL İMAJ KIRICILAR ; • Ter kokusu, bakımsız ağız ve dişler • İri, göze çarpan, sallanan takılar, zincir ve yüzükler • Takıldığı halde gevşek duran kravatlar • Aşırı parlak, çarpıcı renkli kıyafetler, çiçek desenli giysiler • Abartılı makyaj, bakımsız tırnaklar, özensiz ojeler

  35. GÖZLER: Göz bebeklerimiz bir şeyi onayladığımız ya da hoşlanmadığımız durumda genişler, onaylamadığımız ya da hoşlanmadığımız durumda ise küçülür, bunlar birer mesajdır. Sürekli göz teması sağlama ve sürdürme özgüvenli görünmemizi sağlar. Karşımızdaki kişinin gözlerinin içine bakmak, gözlerini kaçırmamak özgüveni gösterir. Bu temas iş dünyasında 5 – 10 saniyeyi aşmamalıdır. Gözleri aşağı indirmek ise itaatkar bir tavır sergiler.

  36. YÜZ İFADESİ: İnsanın yüz ifadesi öfke, korku, şaşırma, iğrenme, mutluluk, acı gibi temel duyguları gösterebilir. İletişimde bu ifadeler önemli rol oynar. 

  37. KAŞ İŞARETİ Biri ile göz göze geldiğimizde kaşları 1–2 saniyeliğine yukarı kaldırmak dostça ve güven vericidir.

  38. BURUN UCUNDAN BAKMAK: Başınız dik hafifçe geriye yaslanmışsanız, burnunuzun ucundan bakıyor görüntüsü verirsiniz. Bu da karşınızdakinden uzak duruyorsunuz ya da üstünlük taslıyorsunuz izlenimi oluşturur.

  39. DURUŞ: Beden dilinin içeriğinde duruş önemlidir. Özgüvenli ve dik bir duruş elde edilmeli. Sıkıldığımız ortamda ellerimizi veya kollarımızı birbirine bağlar kendimizi dışa kapatarak savunma mekanizması oluştururuz.Sıkılan bir çocuk ellerini birbirine kavuşturup, başını eğip çevreye hiç pas vermez. Askerler savruk, süklüm-püklüm dursa bizim güvenliğimizi sağlayabilecekleri görüntüsüne inanabilir miydik?

  40. JESTLER: El sıkmak, sarılmak , el sallamak, sırt sıvazlamak gibi jestler bilinçli eylemlerdir.

  41. YALANLAR: Doğruyu söylemeyen bir kişiyi ele veren çeşitli işaretler vardır. Yönlendirici bir soru sorulduğunda kişi beden dili ile bir tepki oluşturur. Yüze , boyuna, saçlara, buruna veya kulak memesine doğru istem dışı hareketleri gözlemliyorsanız, daha ileriki hareketlerde de aniden gözlerini yere veya tavana kaçırıyorsa, bu durumda doğru söylemediğini veya gerçekleri abarttığını anlayabilirsiniz.

  42. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ; Birlik duygusunu yaratmak Herkesi bir araya getirip karşılıklı yükümlülükler üzerinde anlaşmayı sağlamak gerekir. Bunu başarabilmek son derece güçtür.

  43. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ; Karşılıklı yükümlülükleri keşfetmek Bu düşünce yönetim ile işgücünün birbirlerinin karşısında yer almaktansa, ortaklar olarak çalışabilecekleridir.

  44. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ; Bir güvenlik ve adalet ortamı oluşturmakÇalışanların geçmişten gelen alışkanlıklarından vazgeçip, bu ortaklık içinde yer alabilmeleri için, işlerinin güvende olduğuna ve koşullar kötüye gittiğinde kendilerine adil davranılacağına inanmaları gerekmektedir.

  45. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİLERİ; Görüş ayrılıklarını kabul etmek ve güveni geliştirmek Sınırları aşmak ve karşılıklı bağımlılık ilkesi çerçevesinde çalışmak, doğal olarak görüş ayrılıklarına yol açmaktadır.Bireyler anlaşmazlıkların, güç kullanma tehdidine başvurmadan da başarıyla çözümlenebileceğini öğrendiklerinde, çelişkiler yerini güven ilişkilerine bırakır.

  46. İnsanların Psiko – Sosyal Genel Özellikleri ; • Her İnsan Sevilmek, Sayılmak ve Önemli Olmak İster • Her İnsan “ İnsan Yerine Konmak “ İster • Herkes Kendisini Olduğundan Fazla Görür • Her İnsan “Ben “ Sonra da “Biz “ • Olmak İster

  47. Herkes Kendini Haklı Görür • Herkesin Farklı Görüşü, Düşüncesi, Duygusu, İnancı, Amacı ve Çıkarı Vardır • Herkesin Kendine Özgü Farklı Tavrı Ve Davranışı; Farklı Üslubu ve Usulü Vardır • Herkesin Bir Kimliği ve Kişiliği Vardır

  48. İnsanlar Tenkit ve Şikayet Edilmekten • Hoşlanmazlar • Herkesin Birine İhtiyacı Vardır

More Related