1.15k likes | 2.98k Views
GÖRME FİZYOLOJİSİ. iris. RETINA. KAN. Pupiller Kaslar. Işığın Kırılması (refraksiyon). Işık ışınlarının açılı bir geçiş yüzeyinde bükülmesi kırılma (refraksiyon) olarak bilinir. Kırılma derecesi (1) iki saydam ortamın kırma indekslerinin oranı
E N D
RETINA KAN
Işığın Kırılması (refraksiyon) • Işık ışınlarının açılı bir geçiş yüzeyinde bükülmesi kırılma (refraksiyon) olarak bilinir. • Kırılma derecesi (1) iki saydam ortamın kırma indekslerinin oranı (2) geçiş yüzeyi ile giren dalga cephesi arasındaki açının derecesine bağlı olarak değişir. • Işık, havada 300.000 km/s hızla ilerler. • Saydam bir cismin kırma indeksi = havadaki hızı / cismin içindeki hızı • Havanın kırma indeksi 1,00'dir.
Kırılma İlkelerinin Merceklere Uygulanması • Dışbükey (konveks) mercekler ışık ışınlarını odaklarlar. Buna ışınların yakınsanması (konverjansı) adı verilir. Hipermetropi ted. • İçbükey (konkav) mercekler ışık ışınlarını uzaklaştırırlar yani ıraksarlar (diverjans) Miyopi ted. • Konkav silindirik mercekler ışık ışınlarını bir düzlemde ıraksarlar. • Konveks silindirik mercekler ışık ışınlarını bir düzlemde yakınsarlar.
Merceğin Kırma Gücünün Ölçümü • Bir mercek ışık ışınlarını ne kadar fazla kırıyorsa, kırma gücü de o ölçüde büyüktür. Kırma gücü diyoptri birimiyle ölçülür. • "1 Diyoptri (D) = 1 / metre olarak odak uzaklığı" dır.
Gözün Kırıcı Ortamları • Hava (1) ve korneanın ön yüzü (1.38) arasındaki geçiş yüzeyi • Korneanın arka yüzü ve humör aköz (1.33)arasındaki geçiş yüzeyi • Humör aköz ile göz merceğinin (1.40) ön yüzü arasındaki geçiş yüzeyi • Merceğin arka yüzü ile korpus vitreum (1.34) arasındaki geçiş yüzeyi
Gözün Kırma Kuvveti • Kornea: Gözün kırma kuvvetinin üçte ikisine sahiptir(+40 D) • Lens: +12 D’ lik bir kırma kuvveti vardır. • Basit göz modelinde: kornea ve lensin kırma yüzeyleri tek bir yüzeye indirgenir. Toplam +59 D olarak kabul edilir.
Akomodasyon (Uyum) • 6 m' den daha yakında olan nesnelerin net görülebilmesi için lens ile retina arasındaki uzaklığın arttırılmasıyla veya lensin eğrilik veya kırma gücünün arttırılmasıdır. • Akomodasyon üç bileşeni olan bir refleksle oluşur; A. lensin eğriliğinin arttırılması, B. pupilla konstriksiyonu, C. konvergens.
Akomodasyon Parasempatik Sinirlerle Denetlenir • Parasempatik sinirlerin uyarılması silyer kasın kasılmasına lens bağlarının gevşemesiyle lensin kırma gücünün artmasına yol açar. • Akomodasyon uzaklığı= Akomodasyon kuvveti Emetrop bir gözün dinlenme halinde görebildiği en uzak nokta ile akomodasyon yardımıyla görebildiği en yakın nokta arasındaki farktır. • Uzak nokta : Gözün net görebildiği en uzak noktaya (sonsuzda), • Yakın nokta: Gözün net görebildiği en yakın noktaya (7 cm) da denir.
Presbiyopi: Akomodasyon kuvvetinin yaş ilerledikçe azalmasıdır. Lensin proteinlerinin denatürasyonu sonucu esnekliğini kaybetmesidir. • Miyosis: M. constrictor iridisin lifleri kasılınca, göz bebeği her yönden daralır. (Yakına bakarken uyum artar.) • Midriasis: Pupillanın genişlemesiM. dilatator iridisin kasılması ile sağlanır. (Uzağa bakarken uyum azalır.) • Akomodasyon reaksiyonu: pupillanın uzaklığa uyarak çapının değişmesidir.
Işık (pupilla) Refleksi • Reseptör alan Retina • Afferent yol N.opticus lifleri (II. Sinir) Corpus geniculatum lateraleden geçer • Refleks merkezi Üst tegmentum bölgesi • Efferent yol Colliculus superiorun üst bölgesinde bulunan N.oculamotoriusun Edinger-westphal çekirdeğine gelir
Bu çekirdekten başlayan yeni lifler N.oculomotorius yoluyla ganglion ciliareye gelir • Buradaki sinapslardan Nn.ciliares brevesin liflerine atlar ve bunlar yoluyla M.constriktör iridise ulaşır • Bu liflerin kasılması ile pupilla daralır
RETİNA Dıştan içe doğru: 1Pigment tabakası, 2. Koni ve basillerin pigment içine uzayan tabakası, 3. Dış sınırlayıcı zar, 4. Koni ve basillerin hücre gövdelerini içeren dış nükleer tabaka, 5. Dış pleksiform tabaka, 6. İç nükleer tabaka, 7. İç pleksiform tabaka, 8. Ganglion tabakası, 9. Optik sinir lifleri tabakası, • İç sınırlayıcı zar.
Fovea • Retinanın merkezinde 1 milimetrekarelik alandır ve keskin, ayrıntılı görme yeteneğine sahiptir. • Foveamerkezindeki 0.3 mm çapındaki bölüm tümüyle konilerden oluşmuştur.
GÖRME FONKSİYONU • Fotopik Görme: Gündüz konilerle yapılan görme • Skotopik Görme: Karanlıkta basillerle olan görme • Hem konilerde hem da basillerde ışığa hassas, ışıkta solan pigmentler varır. Bunların solma derecesi oranında retinada değişiklik olur. • Basillerde bulunan görme pigmenti Rodopsin , • Konilerde bulunan görme pigmenti İyodopsin • Kendisine gelen ışığın şiddetine göre bu pigmentler parçalanır.
Basiller Koniler Işığa duyarlılığı yüksektir, gece görüşü için özelleşmiştir. Işığa duyarlılığı düşüktür, gün-düz görüşü için özelleşmiştir Daha çok ışığı yakalayabilmek için, fotopigment miktarı yüksektir Fotopigment miktarı düşüktür Amplifikasyon özelliği yüksektir. Tek fotonu saptayabilir. Amplifikasyon özelliği düşüktür. Gün ışığında satüre olur Sadece yoğun ışıkta satüre olur Noktasal ışığa daha duyarlıdır Eksensel ışınlara daha duyarlıdır. Yavaş yanıt, uzun bütünleştirme zamanı Hızlı yanıt, kısa bütünleştirme zamanı Ardışık ateşlemeler yavaş Ardışık ateşlemeler hızlı
Basil sistemi Koni sistemi Yavaş çalışır Hızlı çalışır Retinada yaygındır foveada bulunmaz Foveada yoğun bulunur, retinanın diğer alanlarında giderek azalır. Renksizdir. Bir tip basil pigmenti vardır. Renk görmeden sorumludur. 3 tip koni vardır. Her koni pigmenti görünür ışığın farklı dalga boyuna hassastır.
Fotoreseptörler (Basil ve Koni) • Basillerdekirodopsin 505 nm dalga boyunda ışığa maksimum duyarlık gösterirler. • Konilerdekiiyodopsin 440, 535, 565 nm dalga boylarındaki ışığa yanıt vererek renk görmeye yarayan 3 ayrı renk pigmenti bulunur.
Fotoreseptörler • Dış segment Basillerde ince ve uzun, konilerde konik bir yapıya sahiptir. • İç segment, sitoplazma ve sitoplazmik organelleri içerir. Özellikle mitokondri miktarı fazladır ve fotoreseptör işlevi için enerji sağlamada önemlidirler. • Sinaptik gövde, koni yada basilin sonraki sinir hücreleri olan, horizontal ve bipolar hücreler ile bağlantı sağlayan bölümdür.
Dış Segment • Fotosensitif pigmentler opsin adlı bir protein ile A1 vitamininin aldehidi olan retinal' den yapılmıştır. • Rodopsin ve renk pigmentleri disklerin zarına transmembran proteinler şeklinde katılırlar. Yalnızca pigmentler dış segmentin tüm kütlesinin yüzde 40'ını oluştururlar.
Görme reseptörlerinde reseptör potansiyeli Rodopsin parçalanması metarodopsin 2 inaktif transdusin (G protein) aktif transdusin fosfodiesterazı uyarır cGMP parçalanır Hiperpolarizasyon Dış segment sodyum kanalı kapanır
Görme reseptörlerinde reseptör potansiyeli • Karanlıkta basil yada koninin membranı sodyum ve potasyuma eşit derecede geçirgendir. • (–40) mV’luk istrahat potansiyeline neden olur. • Maksimum ışık şiddetinde membran potansiyeli (–70)-(–80) mV’a yaklaşır. • Basillerde hiperpolarizasyon 0.3 sn’de tepe değerine ulaşır ve 1 sn’den daha uzun sürer. Konilerde bu değişiklikler dört kat daha hızlı olur. Böylece basillere düşmüş olan görüntü 1 sn’den daha uzun görüntü görme hissine yol açmaktadır.
Aydınlığa uyum • Eğer bir kişi uzun süre parlak ışıkta durduysa, basil ve konilerdeki fotokimyasal maddeler rodopsin kinaz ile retinal ve opsinlere geri dönüşmüş olacaktır. Retinalin çoğu da A vitaminine dönüşecektir. Buna bağlı gözün ışığa duyarlılığı azalır. • Koniler basillerden daha hızlı bir uyum sağlar. Fakat birkaç dakika sonra uyuma son verirler.
Karanlığa uyum • Kişi uzun süre karanlıkta kalırsa, basil ve konilerdeki retinal ve opsinler yeniden ışığa duyarlı pigmentlere dönüşür. A vitamini de retinale dönüştürülür. Buna karanlığa uyum denir. • Basiller yavaş uyum sağlarlar, fakat hassasiyetleri gittikçe artarak, dk hatta saatlerce uyum sağlarlar . • Karanlığa ilk gelince retina duyarlılığı düşüktür. Bir dakikada hassasiyet 10 kez artar. 20 dk sonra 6000, 40 dk sonra ise duyarlılık 25000 kez artmıştır.
Renkli Görme • İnsandaki konilerin 3 tipinin spektral duyarlılıkları, ilgili konilerde bulunan 3 tip pigmentin ışık soğurma eğrileri ile aynıdır. • 580nm dalga boyundaki portakal rengi monokromatik ışık, optimum dalga boyundaki tepe uyarımının % si olarak, 99 (kırmızı koni):42 (yeşil koni):0 (mavi koni) olur. Sinir sistemi bu oran dizisini portakal rengi duyusu olarak algılar. • Beyaza karşılık gelen ışığın dalga boyu yoktur. Beyaz spektrumdaki tüm dalga boylarının bileşimidir.
Renk Körlüğü • Trikromat • Normal renk görme • Protanomali Kırmızıyı az görür • Deuteranomali Yeşili az görür • Dikromat (Kırmızı-yeşil Renk körlüğü,Daltonizm) • Protanopi Kırmızıyı görmez • Deutoranopi Yeşili görmez • Tritanopi Maviyi görmez,nadir • Monokromat Tam renk körlüğü,siyah-beyaz
Kırmızı-yeşil renk körlüğü • Erkeklerde ortaya çıkan, kadınların taşıyıcı olduğu genetik bir hastalıktır. Renk körlüğü anneden oğula geçer. Bu anneler toplumda %8 oranındadır. • Kırmızı konileri olmayan kişiprotanop • Yeşil konileri olmayan kişi döteranop • Gözde renge duyarlı konilerin tek bir grubu eksik olduğunda, kişi bazı renkleri ayırt edemez. • 525-675 nm arasında yeşil, sarı, portakal, kırmızı renklerkırmızı ve yeşil koniler tarafından ayırt edilir. Bu iki koniden biri eksik olursa, yukarıda sayılan 4 renk ayrılamaz.
Retinanın Sinirsel İşlevi 1.Fotoreseptörlerin kendileri: basil ve koniler 2. Horizontal hücreler, dış pleksiform tabakadaki sinyalleri fotoreseptörden bipolar hücrelere lateral inhibitör ileti 3. Bipolar hücreler: Sinyalleri basil, koni, horizantal hücrelerden amakrin ve ganglion hücreleri 4. Amakrin hücreler: Bipolar hücreden ganglion hücresine 5. Ganglion hücreleri, çıkış sinyallerini retinadan optik sinir aracılığıyla beyne iletirler.
Hızlı koni sisteminde 3 nöron (koni, bipolar ve ganglion hücreler) vardır.Retinanın foveal bölümünde yer alır. • Saf basil görmesi 4 nöron (basil, bipolar hücre, amakrin ve ganglion hücreler) vardır. Periferik retina (Basil ve konileri içerir) da gerçekleşir.
Retinal nöronlar tarafından salınan nörotransmitterler Basil ve konilerden bipolar hücrelere glutamat aracılığıyla ileti sağlanır. Horizontal hücreler; kimyasaldan çok elektriksel ileti vardır. Amakrin hücreler; GABA, glisin, dopamin, asetilkolin (Ach), indolamin Bipolar, horizontal, interpleksiform hücreler; nörotransmitterleri kesin değildir. Ganglion hücreleri; görme sinyallerini her zaman aksiyon potansiyeli ile ileten tek retinal sinir hücresidir.
Ganglion hücreleri • Retinada 100 milyon basil, 3 milyon koni bulunurken, ganglion hücre sayısı1.6 milyondur. Yani, her bir optik sinir lifine ortalama 60 basil, 2 koni bağlanır. • Merkezi retinada, foveaya yaklaştıkça her bir optik life bağlanan koni ve basil sayısı azalır. Bu nedenle merkezi retinada görme keskinliği artar. En merkezde sadece 35000 adet ince koni vardır. Basil yoktur. Buradan çıkan optik sinir sayısı koni sayısına hemen hemen eşittir. Görme keskinliği burada en fazladır.
Periferik retina zayıf ışığa çok daha duyarlıdır. Nedeni, basillerin ışığa konilerden 30-300 kez daha duyarlı olmasından ve 200 kadar basilin aynı optik sinire bağlanarak periferik ganglion hücrelerini daha şiddetli uyarmalarındandır.
Retinal ganglion hücrelerinin tipleri • W hücreleri: Baş ve göz hareketleri ile ilgili impulsları ileterek, doğrultusal hareketleri saptama. • Karanlıkta kaba basil görmemizin büyük bölümünden sorumludurlar. • X hücreleri:Görsel resmin kendi esas olarak X hücrelerince iletilir. • Tüm renkli görmeden sorumlu tutulmaktadır. • Bunların merkezi uyarılınca impuls oluşur ve uyarma devamınca impuls olur, perifer aydınlanınca impuls doğmaz.
Retinal ganglion hücrelerinin tipleri • Y hücreleri: • Görsel resimdeki hızlı hareketlere yada ışık şiddetindeki hızlı değişimlere yanıt verirler. • Merkez ve periferi uyarılınca aynı reaksiyonlar görülür.
Her ganglion hücresinin bir reseptif alanı vardır Ganglion hücresi reseptör alanının merkezini; bipolar hücreler ile ganglion hücresine bağlanan tüm fotoreseptörler, oluştururlar. Ganglion hücresi reseptör alanının periferini: Bipolar hücreler, horizontal hücrelerle bağlanan fotoreseptörler oluştururlar. Ganglion hücresinin aktivitesi, reseptif alanın uyarılan bölgesine göre değişir. Reseptif alanlarının bu organizasyonuna on-merkez, off-çevre, yada off-merkez, on-çevre organizasyonu da denir.