660 likes | 1.02k Views
6-7-8-9. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANLARININ HEDEF VE ULAŞILAN NOKTALARININ KARŞILAŞTIRILMASI NÜFUS-EĞİTİM-İŞGÜCÜ-İSTİHDAM Hazırlayan:PERİHAN KESGİN. Kalkınmanın en önemli unsuru beşeri kaynağımızdır. Nüfusun niteliklerinin ve özelliklerinin geliştirilmesi temel ilkedir.
E N D
6-7-8-9. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANLARININ HEDEF VE ULAŞILAN NOKTALARININ KARŞILAŞTIRILMASI NÜFUS-EĞİTİM-İŞGÜCÜ-İSTİHDAM Hazırlayan:PERİHAN KESGİN
Kalkınmanın en önemli unsuru beşeri kaynağımızdır. Nüfusun niteliklerinin ve özelliklerinin geliştirilmesi temel ilkedir. Türkiye'nin toplam nüfusunun 1994 yılında 61,8 milyona yükseleceğini göstermektedir. Yapılan tahminlere göre; 1990-1995 döneminde yıllık ortalama doğal nüfus artış hızı binde 21,6, kaba doğum oranı binde 28,5 ve kaba ölüm oranı binde 6,9 olacaktır. VI. Plan döneminde alınacak tedbirler neticesinde yüksek bebek ölümlerinin azalacağı ve bu dönemde yılda ortalama doğacak 1,7 milyon bebekten 87 bininin bir yaşını tamamlamadan öleceği tahmin edilmektedir. 6. KALKINMA PLANINDAKİ HEDEFLER:
6.Plan döneminde, 0-14 yaş grubunun payı azalacak, buna karşılık 15-64 ve 65'in üstündeki yaş gruplarının payı, V. Plan döneminde olduğu gibi artmaya devam edecektir. Eğitim çağındaki (7-21 yaş grubu) nüfusun toplam nüfus içindeki payı, doğurganlığın azalmasına paralel olarak düşecektir. Eğitim kademelerine göre çağ nüfus paylarının gelişimi İncelendiğinde; İlk, orta ve lise çağı nüfus payının azalmasına karşılık, önceki yıllardaki yüksek doğurganlığın etkisiyle yüksekokul çağ nüfusunun payı artacaktır. Uzun dönemde yüksekokul çağ nüfus payının da azalma eğilimi göstereceği tahmin edilmektedir.
VI. Plan dönemi sonunda anaokulları ve ana sınıflarının yaygınlaştırılması, okul öncesi eğitimde okullaşma oranının yüzde 11,5'e çıkarılması hedef alınmıştır.
1988-1989 öğretim yılında 7,059 bin kişi olan öğrenci sayısı 6. Plan dönemi sonunda 7 692 bin kişiye ulaşacaktır. Ortaokullarda yüzde 57,1 olan okullaşma oranının 1993-1994 öğretim yılında yüzde 80,0'a çıkarılması hedeflenmiştir.
Orta öğretim Plan döneminde orta öğretimde okullaşma oranının yüzde 45,2 olarak gerçekleşmesi hedeflenmiştir. Genel orta öğretimde okullaşma oranı yüzde 24,0, mesleki-teknik eğitimde ise yüzde1 21,2 olacaktır. Mesleki ve teknik eğitimde endüstri meslek liseleri ile otelcilik ve turizm meslek liselerine ağırlık verilecek, kız meslek liseleri fonksiyonel hale getirilerek geliştirilecektir.
Yükseköğretim 6. Plan dönemi sonunda yükseköğretimdeki okullaşma oranı açıköğretim dahil olmak üzere yüzde 15,0 olarak hedeflenmiştir. Öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak amacıyla mevcuda ilave olarak 12 bin kişinin doktora öğrenimini tamamlaması beklenmektedir.
EĞİTİMLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN İLKE VE POLİTİKALAR: Genel liselerde eğitim ve öğretim kalitesinin yükseltilmesi sağlanacaktır. Liselere başladığı halde yüksek öğrenime devam etme standartlarına ulaşamayan öğrencilerin, okul döneminde beceri ve meslek kazandırıcı programlara yönlendirilmeleri için tedbirler alınacaktır.Genel liselerdeki öğrencileri ilgi ve yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirebilmek amacıyla etkili bir mesleki rehberlik sistemi oluşturulacaktır. Yüksek Öğretime devam etmek isteyen mesleki teknik lise mezunlarının kendi branşlarında bir yükseköğretim kurumuna yönelmelerini özendirecek düzenlemeler yapılacaktır. Yükseköğretimde kapasite artırımı yapılırken insangücü ihtiyaçları yanında sosyal talep de dikkate alınacaktır. Öğretim üyesi yetiştirilmesi özel bir proje olarak ele alınacak ve gelişmiş üniversiteler çeşitli alanlarda ihtisas merkezleri haline getirilerek diğer üniversitelere de bu konuda hizmet verecektir Doktora ve master tez konularının öncelikle sanayinin ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanması özendirilecektir.
İNSANGÜCÜ- İSTİHDAM VI. Plan dönemi sonunda sivil işgücü 20.937 bin kişi, sivil istihdam ise 19.117 bin kişi olacaktır. İşsizlik oranının yüzde 8,7 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. Sivil istihdamın sektörel dağılımında tarımın payı yüzde 46,2 sanayinin payı yüzde 17,5 ve hizmetlerin payı yüzde 36,3 olacaktır.
7.KALKINMA PLANININ NÜFUS- EĞİTİM- İSTİHDAM- İŞGÜCÜ VERİLERİ 7.Plan döneminde de 15-64 yaş grubunun toplam nüfus içindeki payının artması beklenmektedir. 1994 yılında 20,4 milyon kişi olan işgücü arzının 7.Plan dönemi sonunda 22,5 milyon kişiye ve 2030 yılında da yaklaşık 34 milyon kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Buna karşılık, Avrupa Birliği ülkelerinde işgücü açığının ortaya çıkması beklenmektedir.
1985-1990 döneminde 3,4 olarak saptanan toplam doğurganlık hızının 1994 yılında 2,69'a, bebek ölüm hızının binde 67'den binde 46,8'e, yıllık nüfus artış hızının ise yüzde 2,17'den 1994 yılında yüzde 1,78'e düştüğü tahmin edilmektedir. 1990-1994 yılları arasında, nüfusun üç ana yaş grubu itibariyle dağılımında; 0-14 yaş grubu oranının yüzde 35,5'den yüzde 33'e düştüğü, 15-64 yaş grubu oranının yüzde 60,5'den yüzde 62,5'e, 65 ve üstü yaş grubu oranının ise yüzde 4'den yüzde 4,5'e yükseldiği tahmin edilmektedir.
VI'ncı Plan döneminde nüfus artış hızının yavaşladığı ve 1990-1995 döneminde yıllık ortalama olarak yüzde 1,85 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. VII'nci Plan dönemi sonunda, nüfus artış hızının yüzde 1,5'e ve toplam doğurganlık hızının 2,33'e düşeceği tahmin edilmektedir. Toplumun kalkınmışlık düzeyi ile bağdaşmayan yüksek bebek ölüm hızının VII'nci Plan dönemi sonunda binde 35,3'e düşmesi ve doğuşta hayatta kalma ümidinin 69,1 yıla yükselmesi beklenmektedir. Demografik göstergelerde ortaya çıkan bu değişmelere bağlı olarak, nüfusun üç ana yaş grubunun toplam nüfus içindeki paylarında da değişmeler olacaktır. 0-14 yaş grubunun payı azalırken, 15-64 ile 65 ve üstü yaş gruplarının toplam nüfus içindeki payları artacaktır.
Bebek ve çocuk ölümlerinin yaklaşık yüzde 60'ı önlenebilir hastalıklardan kaynaklanmakta, çocuklarda yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı gelişim bozuklukları, vitamin ve mineral eksikliğinden kaynaklanan beslenme hastalıkları görülmektedir. Okulöncesi eğitimde yeterli gelişme sağlanamamış olup, büyük çoğunluğu kız çocuklarından oluşan 1,4 milyon çocuk ilkokul sonrası örgün eğitimden kopmaktadır. Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların yüzde 2'si eğitim hizmetlerinden yararlanabilmekte, korunmaya muhtaç çocukların yüzde 4,2'sine hizmet verilebilmektedir.
Nüfusun eğitim düzeyinin yetersizliği devam etmektedir. 1990 yılı itibariyle 6 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde erkeklerin yüzde 11,2'si, kadınların ise yüzde 28'i okuma-yazma bilmemektedir. Okur-yazar erkek nüfusun yüzde 73,6'sı ilkokul mezunu veya herhangi bir eğitim kurumunu bitirmemiştir. Okuryazar kadınlarda ise bu oran yüzde 81,6'dır. Ortaokul ve dengi okul mezunu olanların oranı erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda yüzde 7,6 düzeyindedir. Okur-yazar erkek nüfus içerisinde lise ve dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 10,7 ve yükseköğretim mezunu olanların oranı yüzde 4,7 iken, bu oranlar okur-yazar kadın nüfus içerisinde sırasıyla yüzde 8,3 ve yüzde 2,6'dır.
Okullaşma oranları 1994-1995 öğretim yılında 4-6 yaş grubundaki okul öncesi eğitimde yüzde 5,1 , ilkokullarda yüzde 100, ortaokullarda yüzde 65,6, genel ve mesleki-teknik liseleri kapsayan ortaöğretimde yüzde 53, yükseköğretimde yüzde 12,5'i örgün öğretimde olmak üzere yüzde 26,7 seviyesine ulaşmıştır.
Eğitim bu Plan döneminde en öncelikli sektör olacaktır. İyi eğitilmiş genç nüfus 21'inci yüzyılda gerek ülkemizin rekabet gücünün artmasında gerekse AB'ye entegrasyon bakımından Türkiye'nin en büyük avantajı olacaktır. Bu çerçevede; laik, çoğulcu demokrasiyi özümsemiş, ulusal kültürü geliştirici, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, dış dünyaya, evrensel değerlere ve yeni düşüncelere açık, kişisel sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı gelişmiş, bilim ve teknoloji üretimine yatkın ve beceri düzeyi yüksek insangücünün yetiştirilmesini sağlayacak bir eğitim politikası izlenecektir. VII'nci Plan dönemi sonunda, okullaşma oranları okul öncesi eğitimde yüzde 16, sekiz yıllık zorunlu temel eğitimde yüzde 100, ortaöğretimde yüzde 75 ve yükseköğretimde yüzde 19'u örgün öğretimde olmak üzere yüzde 31 olacaktır.
Zorunlu temel eğitimin ikinci kademesinden başlamak üzere ortaöğretimde etkin bir ölçme, değerlendirme ve yönlendirme sistemi oluşturularak piyasanın talebine yönelik insangücü yetiştirilmesi amacıyla mesleki ve teknik ortaöğretimin etkinliği artırılacaktır. Bu Plan döneminde okul öncesi eğitim tedricen yaygınlaştırılacak, AB ülkelerinde asgari norm olan 9 yıllık zorunlu eğitim, bu aşamada ülkemizin tüm bölgelerinde, eğitim birliği yasası çerçevesinde 8 yıllık zorunlu temel eğitim olarak uygulamaya geçilecek ve yükseköğretime girişte yığılmaları önlemek için ortaöğretimde yeni bir yapılanmaya gidilecektir.
İŞGÜCÜ: İşgücünün eğitim düzeyi de yeterli ölçüde geliştirilememiştir. 1990 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre işgücünün ancak yüzde 5,2'si yükseköğretim, yüzde 9,7'si lise ve dengi okul, yüzde 7'si ortaokul ve dengi okul mezunu olup, geri kalan yüzde 78,1'i ilkokul mezunu veya daha düşük eğitim düzeyindedir.
Yavaşlamış olmakla birlikte yine de yüksek bir düzeyde bulunan nüfus artış hızının işgücü arzı üzerindeki etkisi, okullaşma oranlarındaki artış ve köyden kente göç gibi nedenlerle sınırlı kalmıştır. İşsizlik de yapısal nitelikli birikmiş sorunların ekonomik daralmaya yol açtığı 1994 yılına kadar göreli olarak düşük düzeyde seyretmiştir. 1994 yılında açık işsizlik oranı yüzde 10,5'e, açık işsizlik kadar önem taşıyan eksik istihdam oranı da yüzde 9,3'e yükselmiştir. Açık işsizlik ve eksik istihdam nedeniyle atıl durumda bulunan toplam işgücü oranı 1994 yılında yüzde 19,8'i bulmaktadır. 1993 yılında işsizlik oranı kırsal alanda yüzde 7,6 , kentlerde ise yüzde 11,4 olmuştur. Kentlerdeki lise ve üniversite mezunu gençlerde bu oran yüzde 30'u aşmıştır.
8. KALKINMA PLANI NÜFÜS VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Yıllık nüfus artış hızı ve toplam doğurganlık hızında görülen tedrici düşüş devam etmekte, 1995 yılında 60,5 milyon olarak tahmin edilen nüfusun 2000 yılı itibarıyla 65,3 milyon olması beklenmektedir. 1995 yılında yüzde 1,57 olduğu tahmin edilen yıllık nüfus artışhızının, 2000 yılında yüzde 1,50’ye düştüğü, toplam doğurganlık hızının ise aynı dönemde 2,69’dan 2,53’e gerilediği tahmin edilmektedir. Doğuşta hayatta kalma ümidinin ise yaklaşık1,1 yıl artarak 69,1 yıla ulaştığı tahmin edilmektedir.
Sayımlar arası dönem 1990 yılından başlayarak 10 yıla çıkarılmıştır. Bebek ölümlerinin 8. kalkınma dönemi sonunda binde 28.8 seviyesine düşmesi beklenmektedir. Genç bir nüfus yapısına sahip olan ülkemizde 0-14 yaş grubu nüfusun payının 1995’teki yüzde 32.8 seviyesinden 2000 yılında yüzde 30.0’a gerilediği, buna karşılık aynı dönemde 15-64 ve 65+ yaş gruplarının payının artacağı tahmin edilmektedir.
Bebek ölüm hızının azaltılması, çocukların sağlık ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi için doğum öncesi safhadan başlamak üzere ilgili kamu kuruluşları ve özel kuruluşların desteğiyle yeni teknolojik gelişmelere uygun ana - çocuk sağlığı hizmetlerinin temel sağlık hizmetleriyle birlikte götürülmesine önem verilecektir.
1990 yılı itibariyle, 12 ve üstü yaş grubunda, okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 94.2 ve kadınlarda yüzde 77.4 olmak üzere yüzde 85.7’ye ulaşmıştır. Okullaşma oranları, 1999-2000 öğretim yılında okulöncesi eğitimde yüzde 9,8.e, İlköğretimde yüzde 97,6.ya, yüzde 22,8’i mesleki teknik eğitim ve yüzde 36,6.sı genel Lise eğitiminde olmak üzere ortaöğretimde yüzde 59,4.e, yükseköğretimde ise yüzde 18,7’si örgün öğretimde olmak üzere toplam yüzde 27,8’e ulaşmıştır.
1999-2000 öğretim yılında yüksek öğretimde toplam öğretim elemanı sayısı 64.169.dur. Ülkemizde bir öğretim üyesi başına 35 öğrenci düşerken, AB ülkelerinde 15 öğrenci düşmektedir. Özellikle, yeni kurulan üniversitelerin öğretim elemanı temininde yaşadışı sıkıntılar devam etmektedir. VI. Plan döneminde, öğretim üyesi olarak yetiştirilmek amacıyla 2.006 araştırma görevlisi yurtdışı lisansüstü eğitim programlar ona gönderilmiş iken, bu sayı VII. Plan döneminde 416 olarak gerçekleşmiştir.
Yükseköğrenim almış işgücünün toplam işgücüne oranı 1995.de yüzde 5,7.den 1999.da yüzde 7,3.e, lise ve dengi okul düzeyinde eğitim almış işgücünün toplam işgücü-ne oranı da aynı yıllar itibarıyla yüzde 12,6.dan yüzde 13,2.ye yükselmiştir. İnsan gücünün eğitim düzeyindeki artışların hızlandırılarak devamı zorunluluğu bulunmaktadır.
1999 yılı itibarıyla kadınlarda okuryazarlık oranı yüzde 77,4.dür. Kentlerde yaşayan kadınların okur-yazarlık oranı yüzde 82,2 iken kırsal kesimde yaşayan kadınların okur-yazarlık oranı yüzde 67,8.dır dır. 1999 yılında kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 31,1.dır dır. Bu oran kentlerde yüzde 16,9, kırsal kesimde yüzde 49,6 olarak gerçekleşmiştir.
1999 yılında toplam işgücü 23,2 milyona, toplam istihdam ise 21,5 milyona ulaşmış, VII. Plan döneminde yıllık ortalama yüzde 1,3 civarında gerçekleşen istihdam artışı ağırlıklı olarak hizmetler sektöründe yoğunlaşmıştır. İşsizlik oranı, küresel krizin ekonomiye yansımasının ve makroekonomik istikrarsızlığın bir sonucu olarak son yıllarda yüzde 6 düzeyinde seyrederken 1999 yılında 1 puan artarak yüzde 7,3.e yükselmiş, işsizlik ve eksik istihdam nedeni ile atıl işgücü oranı ise yüzde 14,2.ye yükselmiştir. 1999 yılı itibarıyla toplam istihdam içinde tarımsal istihdamın payı yüzde 45,1, sanayi istihdamının payı yüzde 15,2 ve hizmetler sektörünün payı ise yüzde 39,7 olmuştur.
İşgücü piyasasında ücretsiz aile işçilerinin çokluğu önemli bir sorun alanı oluşturmaya devam etmektedir. Ülke genelinde ücretsiz aile işçilerinin toplam istihdama oranı yüzde 28,4 iken, bu oran kadınlarda yüzde 64,2, erkeklerde ise yüzde 12,4 olmuştur. Tarım sektöründe ise çalışanların yüzde 57,8.i ücretsiz aile işçisi olup, bunun yüzde 74.ünü kadın işgücü oluşturmaktadır. 1999 yılında kentlerdeki işsizlik oranı yüzde 11,7, kırsal kesimdeki işsizlik oranı ise yüzde 3,4 olmuştur.
Gençlerin işsizliği önem ve ağırlığını korumaya devam etmektedir. Eğitimli gençler arasındaki işsizlik oranı kentlerde yüzde 30.a yaklaşmaktadır. İşgücüne katılma oranı 1999.da yüzde 51,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde yüzde 73,5, kadınlarda ise yüzde 31,1 olmuştur. Kentlerde işgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 69,4, kadınlarda yüzde 16,9 olarak gerçekleşmiş, kırsal kesimde bu oran erkeklerde yüzde 79,0 kadınlarda ise yüzde 49,6 olmuştur. İstihdamın yüzde 79,1.i ortaokul ve ilkokuldan mezun olan veya herhangi bir okuldan mezun olmayanlar ile okuma yazma bilmeyenlerden oluşmaktadır. AB.ye uyum çerçevesinde teknolojik gelişmeye paralel olarak işgücünün niteliğinin yükseltilmesi yoluyla istihdamın gelişme potansiyeli güçlendirilecektir.
9. KALKINMA PLANINDA EĞİTİM- NÜFUS- İSTİHDAM- İŞGÜCÜ VERİLERİ
Nüfus artış hızı 2000 yılında yüzde 1,41 iken, 2005 yılında yüzde 1,26’ya düşmüştür. Aynı dönemde, çalışma çağı nüfusu olan 15-64 yaş grubu ile 65 yaş üzeri yaşlı nüfus artmış ve toplam nüfus içindeki payları sırasıyla yüzde 64,7’den yüzde 65,7’ye ve yüzde 5,4’ten yüzde 5,9’a yükselmiştir.