1.01k likes | 1.57k Views
KİMYASAL SİLAHLAR. KİMYASAL SAVAŞIN TARİHÇESİ M.Ö.428 de Peleponez Muharebelerinde “PLATEA” şehrinin kuşatılmasında kükürt, zift ve odunun yanmasından çıkan zehirli gazlar kullanılmıştır.
E N D
KİMYASAL SAVAŞIN TARİHÇESİ • M.Ö.428 de Peleponez Muharebelerinde “PLATEA” şehrinin kuşatılmasında kükürt, zift ve odunun yanmasından çıkan zehirli gazlar kullanılmıştır. • M.S.453senesinde bir Rum tarafından bulunan ve “RUM ATEŞİ” adı verilen kükürt, zift, tuz, gazyağı ve zeytinyağı karışımının İstanbul’u kuşatan Fatih Sultan Mehmet Ordularına karşı kullanıldığı bilinmektedir.
KİMYASAL SAVAŞIN TARİHÇESİ • Kuzey Amerika’da Kızılderililerin balık yağı ile doyurulmuş zehirli sarmaşığı yakarak zehirli gaz elde ettikleri söylenmektedir. • Gizleyici sis temin etmek maksadıyla katranla karıştırılmış ıslak saman kullanılmıştır. • Kimyasal savaş maddelerinin bilinçli olarak yapılması ve kullanılması 19 . yüzyılın başlarında, kimya sanayiindeki gelişme ile olmuştur. • İlk defa Bilimsel Kimyasal savaş maddesi 1854 yılında Kırım Muharebesi sırasında İngilizler tarafından hazırlanmış fakat kullanılmamıştır.
İlk göz yaşartıcı gaz 1914 de Fransızlar tarafından kullanılmıştır. • Kimyasal savaş maddelerinin geliştirilmesi ve başarı ile kullanılması Birinci Dünya Savaşı sırasında olmuştur. 1915 Ağustosun da “YPRES”de (İPER)Almanların Fransızlara karşı zehirli gazları kullanmaları modern savaş tekniğinde yepyeni bir çığır açmıştır. Bu savaşta boğucu, yakıcı, kusturucu gazlar kullanılmıştır. (150 ton – Beş bin ölü, 0n bin yaralı)
Cenevre protokolünün imzalanmasından 11 yıl sonra 1936 da İtalyanların Habeşistan’a zehirli gaz kullandıklarına bütün dünya şahit olmuştur. • Gaz saldırısına bağlı en büyük kayıp Elli bin kişi ile Rus cephesinde olmuştur. Bunun üzerine Ruslarda bu konu üzerinde çalışmalar başlatmıştır. • Birinci Dünya Savaşı sonrasında bilanço; 113.500 ton Kimyasal madde kullanımı, 91.000 ölü, 1.300.000 yaralı.
Gününüze değin kimyasal silahların üretimi ve stoklanması sürekli artmıştır. Bugün A.B.D.’de dünya nüfusunun 5000 katını yok edecek stok bulunduğu bildiriliyor. Kimyasal silah kullanılmasının yasaklanması ile ilgili olarak 1925 yılında Cenevre protokolü 108 ülke tarafından imzalanmıştır. • Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ve İkinci Dünya Savaşı sırasında bir çok yeni savaş gazları bulunmuş ve geliştirilmiştir. Bu arada Almanlarca sinir gazları bulunmuştur. Savaş sırasında büyük sinir gazları stokları meydana getiren Almanlar, tarihi büyük bir blöf sayesinde bunları kullanmaktan çekinmişler ve bu gaz stokları savaş sonunda müttefiklerin eline geçmiştir.
Savaştan sonra Amerikalılar VX, Ruslarda VR-55 ve Goman gazlarını üretmişlerdir. • 1963-67 de Yemen’de, 1968 de Vietnam’da, 1970 de Laos, Kamboçya, Vietnam ve Afganistan’da, 1983 de İran-Irak savaşında, 1988 de Halepçe’de Hardal gazı kullanıldığı bilinmektedir.
Tüm bu gelişmeler çalışmaları hızlandırmış ; • Ocak 1989’da Paris konferansı yapılmıştır. Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Konferansı Kimyasal Silahlar Çalışma Grubu • Kimyasal Silahlar Sözleşmesini 1992 de kabul ederek 3 Ocak 1993 te imzaya açmıştır. • Türkiye tarafından 13.01.1993 tarihinde Paris’te imzalanan Kimyasal silahların geliştirilmesinin, üretiminin, stoklanmasının ve kullanılmasının yasaklanmasını öngören “Kimyasal Silahlar Sözleşmesi” (KSS) , • 29 Nisan 1997 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanmıştır.
KİMYASAL SAVAŞIN TANIMI Kimyasal Savaş; Kimyasal özelliği sayesinde öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici etkiler gösteren, sis ve yangın meydana getiren, bitki. ve metallere etkili olan katı, sıvı, gaz veya aerosol halindeki maddeler ile yapılan savaştır. Kimyasal savaşın genel rumuzu (CW) dir. Kısaca (C) ile gösterilir. Her kimyasal maddenin de ayrı ayrı rumuzları mevcuttur.
KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNİN TANIMI Kimyasal savaş maddeleri ; Kimyasal özelliği sayesinde; öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici etkiler gösteren, sis ve yangın meydana getiren, insan, hayvan, bitki ve metallere etkili olan, katı, sıvı, gaz veya aerosol halindeki maddelere denir.
KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNİN GENEL AYIRIMI A- KULLANIM SIRASINDAKİ FİZİKSEL DURUMLARINA GÖRE: I- KATI, II- SIVI, III- GAZ, IV- AEROSOL,
B-FİZYOLOJİK ETKİLERİNE GÖRE: I- KARGAŞALIĞI KONTROL AMAÇLILAR 1- Gözyaşı Getiren Gazlar, 2- Kusturucu Gazlar, II- SAF DIŞI BIRAKANLAR 1- Boğucu Gazlar, 2- Kan Zehirleyici Gazlar, 3- Sinir Gazları, 4- Yakıcı Gazlar, 5- Uyuşturucu Gazlar,
ARAZİDE KALMA ÖZELLİKLERİNE GÖRE: 1- Uçucu Gazlar, 2- Kalıcı Gazlar, KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE: 1- Zehirli Kimyasal Maddeler (Zayiat veren gazlar), 2- Uyuşturucu Maddeler (Saf dışı edici gazlar), 3- Kargaşalığı Bastıran Gazlar, 4- Eğitim Maddeleri, 5- Gizleyici ve İşaret Sisleri, 6- Yangın Maddeleri, 7- Antiplant Maddeler (Bitkilere etkili) 8- Antimateryal Maddeler (Tesis ve malzemeye etkili),
Gözler Sindirim Enjeksiyon Cilt KİMYASAL AJANLARIN VÜCUDA GİRİŞ YOLLARI Solunum Yolu
GENEL ETKİLERİ Etkileme şiddeti maddenin cinsine, vücuda giriş şekline, miktarına, etkilenme süresine ve kişinin bünyesine göre değişik olur. ZEHİRLİ MADDE YANICI MADDE
Solunum sistemi yoluyla alınan doz, maddenin havadaki miktarına ve kişinin kimyasal sahada kalma süresine bağlıdır. • Sıvı kimyasal savaş maddeleri cilt tarafından emilmek suretiyle ciltte tahriş ve yaralara sebep olurlar. • Düşük dozda kirlenen arazilerde fazla süre kalındığı takdirde gerek solunum gerekse cilt tarafından fazla miktarda emilme olacağından zararlara sebep olurlar. • Bazı kimyasal savaş maddeleri kalıcıdır. Bunların kalıcılığı fiziksel özelliklerine, hava şartlarına, arazinin, malzemenin ve teçhizatın tipine bağlıdır.
KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNİ ETKİLEYEN METEOROLOJİK FAKTÖRLER 1. SICAKLIK 2. RÜZGAR a. HIZI b. İSTİKAMETİ 4. RUTUBET VE YAĞIŞ 5. ARAZİ a. ARAZİNİN ŞEKLİ b. AĞAÇLAR VE BİTKİLER c. TOPRAK Hülya CENİK
Rüzgar Hava Stabilitesi Soğuk Hava Günışığı Geçme (Sabit Değil) Sıcak Hava Nötral Sıcak Hava Ters Dönme Soğuk Hava
K.H.M. LERİNİN KALICILIK SÜRELERİ 10 C 15 C -10 C Yağışlı Güneşli Güneşli or. rüz. Hf. Rüz rüz.sız, karlı Sarin 1/4-1sa. 1/4-4sa. 1-2 gün VX 1-12sa 3-21 gün 1-16 hafta Hardal 12-48sa. 2-7 gün 2-8 hafta Fosgen Birkaç dk. Birkaç dk. 15-60 dk. Siyanür Birkaç dk. Birkaç dk. 1-4 sa.
KİMYASAL SALDIRININ BELİRTİLERİ • Uçaktan yayılan veya çevrede alışılmamış duman ve sis görülmesi. • Etrafta şüpheli yağ damlaları veya su birikintileri görülmesi. • Görmede bulanıklık . • Ani baş ağrısı, öksürme, aksırma, burun akması veya kanamaların görülmesi. • Göğüste ağrı, nefes almada zorluk görülmesi. • Deride kızarıklık veya kabarcıkların görülmesi. • Bulantı ve kusma görülmesi.
Herhangi bir zehirli maddenin askeri yönden savaş gazı olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir. 1- Zehirleme gücü yüksek olmalıdır. 2- Renksiz, kokusuz, havadan ağır olmalıdır. 3- Yapısı kolaylıkla bozulmamalıdır. 4- Maskeler tarafından kolaylıkla tutulmamalıdır. 5- Havaya, suya ve kimyasal maddelere karşı dayanıklı olmalıdır. 6- Tesir tarzı, korunma tedbirleri ve tedavi yöntemleri bilinmemelidir. 7- Üretimi kolay ve ucuz olmalıdır. 8- Gerekli önlemler alındıktan sonra kullanılabilmeli ve taşınabilmelidir.
KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİ • Yakıcı Gazlar (hardal gazı) • Boğucu Gazlar • Sinir Gazları ( Sarin) • Kan Zehirleyici Gazlar • Kusturucu Gazlar • Göz Yaşartıcı Gazlar • Uyuşturucu Gazlar • Diğer Gazlar
Sakatlayıcı Toksik Kan Boğulma Hıdrojen siyanür(AC) Sıyanür Klor (CK) HARDAL(H) LEVİSİTE(L) FOSGEN (CX) Fosgen (CG) Kıor (Cl) TABUN (GA) SARİN (GB) SOMON (GD) VX Kimyasal Ajan Sınıfları Kimyasal Ajanlar Kabarcık Sinir
SAVAŞ GAZLARININ FİZYOLOJİK ETKİLERİNE GÖRE AYIRIMI VE ÖZELLİKLERİ I- SİNİR GAZLARI Sinir gazları kişinin sinir sistemine doğrudan doğruya etki eder. Sinir hücrelerinin hatalı sinyal göndermelerine sebep olurlar, hayati fonksiyonları felce uğratırlar. Sıvı ve gaz şeklinde bulunabilir ve her iki şekilde de oldukça zehirlidir. Gaz halinde genellikle kokusuz, renksiz ve tatsızdır. Sıvı halinde ise kahve rengindedirler. Bu yüzden varlığını anlamak zordur
Havadaki konsantrasyonları algılanabilme sınırına geldiğinde ajan öldürücü etkilerini göstermiştir. Sıvı ve buhar iken deri ve normal kumaştan kolaylıkla geçerler. Ancak butil kauçuk ve polyester gibi sentetik maddeler dirençlidir. Cerrahi eldivenler geçirgendir. SİNİR GAZLARİ İKİ GRUBA AYRILIRLAR 1- G Grubu Sinir Gazları (Kalıcı olmayan grup), 2- V Grubu Sinir Gazları (Kalıcı grup)
SİNİR GAZLARININ GENEL OLARAK FİZYOLOJİK BELİRTİLERİ 1- Sebepsiz burun akması, 2- Göğüs tıkanıklığı, 3- Göz bebeklerinin küçülmesi, 4- Ağızdan salya akması, 5- Bulantı, kusma aşırı terleme, 6- İdrarını tutamama 7- Sebepsiz sıçramalar, 8- Kaslarda seğirme (Sıvı bulaşma), 9- Görüşte bulanıklık, 10-Denge bozukluğu, 11-Baş ağrısı, 12-Şaşkınlık, miskinlik 13-Çırpınma, koma ve ölüm
SİNİR GAZLARINDAN KORUNMA Sinir gazlarına karşı aşağıdaki malzemelerle korunma sağlanır. 1- Maske, gazlara karşı korunma sağlayan sığınaklar, 2- Gaz elbise ve pelerinleri veya diğer koruyucu örtüler, 3- Otomatik Atropin iğnesi, 4- Atropin sülfat eriği, 5- Atropin sülfat tabletleri,
KENDİ KENDİNE YARDIM Gaz belirtileri görüldüğünde süratli hareket esastır. 1-Göze gaz bulaşmış ise, gözünü bulaşan sıvıdan bol bol su ile yıkayarak temizle, 2-Yüzünde veya diğer açık yerlerinde bulunması muhtemel olan gaz bulaşığını su veya sabunlu su ile bol bol yıkayıp temizle, 3-Maske tak, 4-Yukarıda 1-5 arasında gösterilen araz belirirse bir atropin iğnesi yap, 5- Bulaşık elbiseleri temizle veya at,
İLK YARDIM • Sinir gazı ile gazlanmış bir kişiye derhal bir atropin iğnesi yapılır, • Mümkünse hasta açık ve temiz havaya çıkartılır. Eğer temiz havaya çıkartılamazsa, bulaşan sıvıyı su ile iyice yıkayarak temizle, su yoksa kurutma kağıdı ile alıyormuş gibi temizle. Gaz göze bulaşmış ise, baş arkaya eğilip göz kapakları elle açılmak suretiyle gözün içine temiz su dökerek yıkanır, fakat göze el sürülmemelidir.
Gerekiyorsa gaz maskesi takılır. • 4-9 arasında araz belirirse hastayı iki veya daha fazla atropin iğnesi yapılır. • Gerekiyorsa suni teneffüs yaptırılır. • İlk yardımdan sonra gaza maruz kalmış kişi mümkün olduğu kadar çabuk doktora gösterilir.
YAKICI GAZLAR GENEL BİLGİLER • Hücre DNA’sını tahrip ederek hücre faaliyetlerini durdurur. Hücre zehirleyici ve yapısını değiştirici etki gösterir. • Buhar ve sıvı olarak kullanılan yakıcı gazlar gözlere ve akciğerlere etki eder ve deriyi yakarlar. Renkleri renksizden koyu kahve rengine kadar değişen yağlı sıvılardır. • Bu gazların bir kısmı kokusuz olup, diğerlerinin hardal, sarımsak, sardunya, bayır turpu kokusu vardır.
Yakıcı gazlar etkilerini sinsice gösterirler. Dokunulduğunda ağrı ve sızı duyulmaz etkisi geçtir. • Yakıcı gazlar personeli saf dışı etmek ve saf dışı olma korkusu altında bulundurup, giyildiğinde içinde uzun müddet kalınamayan koruyucu elbiseleri çıkarmamayı sağlayan gazlardır.
YAKICI GAZLARIN FİZYOLOJİK ETKİLERİ 1- Gözlerde kızarıklık, sulanma, yanma, iltihap, 2- Gözlerde ışığa karşı hassasiyet, 3- Göz kapaklarının şişmesi, 4- Öksürük ve boğulma hali, 5- Boğaz ve nefes yollarında iltihaplanma, 6- Ciltte kızarıklıklar ve yanma, 7- Ciltte kabarcıklıklar, 8- Bulantı ve kusma,
Yakıcı Ajanlar Genel Adı Hardal(H) Lewisite (L) Fosgen Oksim (CX) Askeri Simge Uçuculuk/Kalıcılık Sabit Hareket Hızı Gecikmeli Hızlı Giriş Yolu • Deri • Solunum • Gözler Koku Sarmısak Sardunya Tahriş Semptomlar Gözler: yanma Soluma: öksürme Deri: 4-24 saat sonra kabarcıklar, ağrı Koruma • Solunum • Deri İlk Yardım • Temizle • Solunumu sağla Temizleme • Derhal ayır • Su veya ağartıcıyla yıka
KORUNMA 1- Maske, 2- Gaz elbisesi, gaz pelerinleri veya diğer koruyucu örtüler, 3- Sığınak, 4- Koruyucu merhemler, 5- M-258 KİTİ
KAN ZEHİRLEYİCİ GAZLAR, GENEL BİLGİLER: • Kan zehirleyici gazlar genellikle gaz veya buhar olarak atılır ve solunum yoluyla vücuda girerler. • Vücut hücrelerinin kandaki oksijeni kullanmalarına engel olmak suretiyle dolaşım ve solunum sistemlerini etkilerler. • Bu gazlar renksizdirler. Bazılarında şeftali çekirdeğinin bayıltıcı kokusu veya acı badem kokusu vardır. Bazıları burnu tahriş edebilir. • Kan zehirleyici gazı fazla teneffüs eden kişiler bir kaç dakika içinde kendilerini kaybedebilir ve ölebilirler.
KAN ZEHİRLEYİCİ GAZLARIN FİZYOLOJİK ETKİLERİ 1- Burun ve boğazda tahribat, 2- Öksürük (CK), 3- Göğüs darlığı ve boğulma hali, 4- Gözde tahriş ve yaşarma, 5- Baş ağrısı, baş dönmesi, göz kararması, 6- Bulantı ve kusma, 7- Solunum artması (AC), 8- Güç ve ağır teneffüs (CK), 9- Titreme (SA), 10-Koma ve ölüm (Fazla miktarda teneffüs edildiğinde.)