150 likes | 591 Views
X VI . BÖLÜM DERS NOTLARI: ULUSLARARASI EKONOMIK SORUNLAR VE AZ GELIŞMIŞ ÜLKELER. Öğr. Gör. Elşen BAĞIRZADE.
E N D
XVI. BÖLÜM DERS NOTLARI:ULUSLARARASI EKONOMIK SORUNLAR VE AZ GELIŞMIŞ ÜLKELER Öğr. Gör. Elşen BAĞIRZADE Sunumlarda Paul R. Krugman ve Maurice Obstfeld tarafından yazılmış “International Economics: Theory and Policy”ve Halil Seyidoğlu tarafından yazılmış “Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama” isimli ders kitabları temel alınmıştır. Ders: Uluslararası İktisat ve Dış Ticaret Politikası Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi Bakü - 2011
İçindekiler • Kuzey-Güney diyaloğu .................................................3 • İhracat gelirlerindeki istikrarsızlıklar .......................... 7 • Emek yoğun sanayi mallarında artan koruyuculuk ......8 • Az gelişmiş ülkelerin ağır borç yükü ........................... 9 • Uluslararası mali krizler ve az gelişmiş ülkeler ......... 10 • Dış ticaret hadleri konusundaki tartışmalar: Singer-Prebisch tezi ............................................................... 13 • Kaynaklar ................................................................... 14
Kuzey-Güney diyaloğu • Sanayileşmiş ülkeler daha çok dünyanın kuzey yarı küresinde, az gelişmiş ülkeler de güney yarı kürede bulundukları için bu iki grup arasındaki tartışmalara Kuzey-Güney Diyaloğu adı verilir. • Az gelişmiş ülkeler bu düşüncelerle, Kuzey’le aralarında eşit və hakça ilişkilere dayalı, yoksulluğu yeryüzünden kaldırmayı amaçlayan ve Güney’in ekonomik yönden kendi kendine yeterli duruma gelmesini sağlayacak bir “ yeni uluslararası ekonomik düzen” (new international economic order) yaratılmasını savunmaya başladılar.
Kuzey-Güney diyaloğu • Bu yönde atılan adımlardan birisi, günün koşulları içinde hiçbir askeri ittifaka bağlı olmayan Üçüncü Dünya Ülkelerinin oluşturdukları “Bağlantısız Ülkeler” hareketidir. • Bu hareket ilk ortaya çıktığı 1961 yılında yeryüzünden sömürgeciliğin kaldırılması, egemen ülkelerin iç işlerine karışmama, barış içinde bir arada yaşama ve BM’nin güçlendirilmesi gibi ilkeler üzerinde durulmuş, kalkınma sorunlarına ise o derece ağırlık verilmemiştir. • Daha sonra ekonomik alandaki istekler ağırlık kazandı ve bu girişimlerin ilk sonuçlarından birisi 1960’lı yılların BM Genel Kurulu tarafından “Birinci Kalkınma On yılı” olarak ilan edilmesi ve bu ülekelrin kalkınması için bir programın benimsenmesi olmuştur.
Kuzey-Güney diyaloğu • Az gelişmiş ülkelerin sayıca çoğunlukta oldukları gelişmiş ve az gelişmiş tüm üyelerin eşit oya sahip bulunduğu BM Genel Kurulu’nun sırf kendi kalkınma sorunlarını görüşmek üzere özel olarak toplanması talebinde bulunmasıyla, 1964 yılında BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Cenevrede toplandı. • Çoğu sanayileşmiş ülkelerin olumsuz tutumlarına rağmen UNCTAD, BM genel Kurulu’nun sürekli bir organı olarak kendisini kurumsallaştırmayı başarmıştır. • Ticaret ve Kalkınma Kurulu adlı sürekli bir organa sahiptir. • Cenevrede daimi bir sekretaryası vardır. • Dünya ticareti ve az gelişmiş ülkelerle ilgili sürekli yayınlar yapmaktadır. • Bu güne kadar UNCTAD toplantılarından alınan sonuçlar beklenenin çok gerisinde kalmıştır.
Kuzey-Güney diyaloğu • Güney’in kendi gücüne duyduğu güven, 1974 yılında BM Genel Kurulunun 6. özel toplantısıyla doruğa ulaşmış ve toplantıda az gelişmiş ülkeler, sanayileşmiş ülkelerden kalkınmayla ilgili geniş kapsamlı talepte bulundular. • Sonunda bir Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen kurulması kararı alındı. Hatta bu kararla birlikte yapılacak işleri gösteren bir de Deklerasyon ve Eylem Planı benimsendi • Gerçek şu ki, bu kararaların alınmasından sonra Kuzey-Güney ilişkilerinde önemli bir değişme olmamıştır.
İhracat gelirlerindeki istikrarsızlıklar • Az gelişmiş ülkelerin ihracatı çoğunlukla bir kaç geleneksel tarım ürünlerinden oluştuğundan döviz gelirlerinde de büyük dengesizliklere yol açmakta ve dolayısıyla iktisadi kalkınmayı da çok olumsuz yönde etkilemektedir. • İhracatdaki dalgalanmanın bir nedeni tarımsal üretimin özelliklerine bağlıdırsa, diğeri tarımsal ürünlerin talep ve arz esnekliklerinin düşük olmasına bağlıdır. • İhracat gelirlerindeki bu dalgalanma az gelişmiş ülkelerin ödemeler bilançosu, enflasyon oranı ve ekonomik kalkınması üzerinde önemli etkiler doğurur.
Emek yoğun sanayi mallarında artan koruyuculuk • 1970’lerden sonra sanayileşmiş ülkelerde özellikle rekabetçi olmayan emek yoğun yurtiçi endüstrilere uygulanan koruyucu önlemler, bu mallar üzerinde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip az gelişmiş ülkeleri çok olumsuz yönde etkilemiştir. • Uruguvay toplantılarında tekstil ve tarımsal ürünler üzerindeki tarife dışı engellerin, aşamalı da olsa kaldırma kararının alınmış olması, az gelişmiş ülkelerin olduğu kadar, sanayileşmiş ülkelerin de yararınadır.
Az gelişmiş ülkelerin ağır borç yükü • Az gelişmiş ülkelerin uluslararası alanda karşılaştıkları en önemli sorunlardan birisi kuşkusuz ki, büyük dış borçlardır. • Çoğunun tüketim malları ile birlikte, kalkınma için gerekli olan hammadde ve yatırım mallarını yurt dışından ithal etme zorunda bulunmaları bu ülkelerin dışkaynak ihtiyacını artırmaktadır. • Sınırlı döviz gelirleri karşısında bu durum aşırı dış borçlanmanın başlıca nedenini oluşturmaktadır. • Az gelişmiş ülkelerin dış borçları şuan 2 trilyon doların üzerindedir. • Bunun da ağırlıklı bölümü petrol dışı mal ihraç eden ülkelere aittir. • Petrol dışı mal ihracatçısı ülkelere ait borçların yüksek bir bölümü uzun vadelidir. • Aynı zamanda bu borçların önemli bir bölümü resmi kaynakalardan sağlanmaktadır.
Uluslararası mali krizler ve az gelişmiş ülkeler • Küreselleşmenin yaygınlaştığı günümüzde mali krizler sık sık tekrarlanmaya başlamıştır. • Mali krizlerden en fazla etkilenenler de az gelişmiş ülkelerdir.
Dış ticaret hadleri konusundaki tartışmalar: Singer-Prebisch tezi • Az gelişmiş ülkelerin kalkınma sorunlarıyla ilgili literatürde önemli yeri olan konulardan birisi de dış ticaret hadlerinin uzun dönemde bu ülkeler aleyhine işlemekte olduğunu öne süren görüşlerdir. • Tarım ve sanayi ürenleri arasındaki ticaret hadlerinin uzun dönemde tarım ürünleri aleyhinde değişmekte olduğunu öne süren görüşe, bunun ilk savunucuları olan Alman iktisatçısı Hans Singer ile Latın Amerikalı Raul Prebisch’in adlarından dolayı Singer-Prebisch tezi denilmektedir.
Dış ticaret hadleri konusundaki tartışmalar: Singer-Prebisch tezi • Singer-Prebisch tezinde ticaret hadlerinin az gelişmiş ülkeler aleyhine dönmesine neden olarak, arz talep etkileri ve ekonomilerin yapısal esnekliğiyle ilgili bir dizi faktör üzerinde durulmuştur. • Taleple ilgili faktörler: • Gıda maddeleri talebinin azalması (Engel kanunu), • Doğal hammaddelerin yerine yapaylarının geçmesi, • Gelişmiş ülkelerde tarım kesimini koruyucu önlemler. • Arzla ilgili faktörler: • Teknolojik yenilikler ve faktör artışları, • Tekelci kuruluşların etkisi,
Dış ticaret hadleri konusundaki tartışmalar: Singer-Prebisch tezi • Katı ekonomik yapı: • Tezde ticaret hadlerinin bu türlü değişmesinin etkilerinden kaçınmayı engelleyen üçüncü bir faktör olarak yapısal esneklikler gösterilir. Az gelişmiş ülkelerde bu esneklik çok düşüktür. Örneğin ihracat fiyatlarındakı düşme karşısında, kaynakların ihracat kesiminden kolayca yurtiçi kesimlere aktarıla bilme olanağının olması. • Buna rağmen ticaret hadlerinin uzun dönemli seyrile ilgili tartışmalar her zaman sürmüştür ve hala bir sonuca ulaşılamamıştır.
Kaynaklar • P. Krugman and M. Obstfeld, International Economics: Theory and Policy, Seventh Edition Pearson – Addison Weasley. • H. Seyidoğlu, Uluslararası İktisat: Teori, Politika ve Uygulama, XV. Baskı, İstanbul, 2009. • R. Karluk, Uluslararası Ekonomi: Teori ve Politika, VI. Baskı, İstanbul, 2009.