500 likes | 1.07k Views
GENEL TERİMLER. Sagittal Düzlem. Frontal Düzlem. Horizontal / Transvers Düzlem. Vücut Düzlemleri. Sajital ( Saggitial ) Düzlem : Gövdeyi sağ ve sol olarak ikiye bölen düzlemdir. Bir insana yandan baktığımızda sajital düzlemi görürüz .
E N D
GENEL TERİMLER Sagittal Düzlem Frontal Düzlem Horizontal/Transvers Düzlem Vücut Düzlemleri
Sajital (Saggitial) Düzlem: Gövdeyi sağ ve sol olarak ikiye bölen düzlemdir. Bir insana yandan baktığımızda sajital düzlemi görürüz. • Koronalveya frontaldüzlem: Gövdeyi ön ve arka olarak ikiye bölen düzlemdir. Bir insana önden baktığımızda frontal düzlemi görürüz. • Transvers veya Horizontal düzlem: Gövdeyi alt ve üst olarak ikiye bölen düzlemdir. Bir insana tepeden baktığımızda transvers düzlemi görürüz.
AnteroposteriorEksen (A-P): Vücudun önünden arkasına doğru geçen eksendir. • Mediolateral Eksen (M-L): Vücudun sağından soluna doğru geçen eksendir. • Longitudinal Eksen (L-D): Vücudun altından üstüne doğru geçen eksendir.
Fleksiyon Eklem açısının azalmasına neden olacak şekilde ve çoğunluklasagittaldüzlemde yapılan harekettir. • Ekstansiyon Eklem açısının artmasına neden olacak şekilde ve çoğunlukla sagittal düzlemde yapılan harekettir.
Abduksiyon (ABD) Vücudun merkezinden dışa doğru yapılan harekettir. • Adduksiyon (ADD) Vücudun merkezine doğru yapılan harekettir. Frontal Düzlemde olur
Dorsalflexion Ayak bileğini zemin yönünde fleksiyonunu ifade eder. Parmak ucunda yükselme hareketi • Plantarflexion Ayak bileğinin vücuttan uzaklaşacak şekildehareket ettirilmesi Topuklar üstünde yükselme hareketi
Kalça eklemi çok yönlü hareketliliğe sahip olmakla birlikte oldukça stabil bir eklemdir. Çeşitli aktiviteler sırasında aşırı yüklenmelere rağmen stabilitesini koruyabilmesi birbiri ile uyum içinde çalışan kemikler, kaslar, ligamanlar ve kıkırdak doku varlığıyla mümkündür.
Gövdenin yükünü alt ekstremiteye aktaran kalça eklemi üç farklı eksende hareketliliğe • Abdüksiyon-addüksiyon • Fleksiyon-ekstansiyon • İç-dış rotasyon sahiptir.
HERYÖNE HAREKETLİ • FLX: 120° • EXT: 30 ° • ABD: 45 ° • ADD: 30 ° • ROT: 45 °
Koronal planda kalça eklemini ilgilendiren kuvvetler ve kuvvet kolları Şekil 1’de gösterilmiştir. Yürüme döngüsünün tek ayak basma fazında kalça eklemindeki rotasyonel kuvvetlerin toplamı sıfır (0) olmalıdır: VA×b = Abd×a Bu eşitlikten yola çıkılarak abduktoradele tarafından uygulanması gereken kuvvet ve kalça eklemine etki eden kuvvetler toplamı (Eklem reaksiyon kuvveti, ERK) şu şekilde formülize edilir: Abd = VA×b/a ERK = Abd+VA
Şekil 1. Tek ayak basma fazında kalça eklemindeki yüklenmeler (VA, vücut ağırlığı; b, vücut ağırlığı moment kolu; Abd, abduktoradeleler tarafından uygulanan moment; a, abduktor moment kolu; ERK, eklem reaksiyon kuvveti).
Diz eklemi, vücuttaki sinoviyal eklemlerin en büyüğüdür.1 Fleksiyon ve ekstensiyona izin veren menteşe tipi eklem olmasına rağmen, hareket yapılırken rotator eklem fonksiyonu gösterir. Eklem, femur ve tibiakondilleri ile patella arasında oluşur. Fibula bu ekleme katılmaz. Diz ekleminin konveks yüzü femurkondillerine, konkav yüzü tibianın üst ucuna aittir. Her iki femurkondillinin önünde ve arasındaki troklear oluğa patella oturarak eklemin yapısına katılır
KEMİK OLMAYAN YAPILAR • SİNOVİYAL MEMBRANLAR VE BURSALAR • MENİSKÜSLER • ÇAPRAZ BAĞLAR • LİGAMENTLER KEMİK YAPILAR • FEMUR • TİBİA • PATELLA
FEMUR PATELLA TİBİA & FİBULA
SİNOVİYAL MEMBRANLAR • VE BURSALAR • MENİSKÜSLER • ÇAPRAZ BAĞLAR
Q açısı; spinailiacaanteriorsuperior’danpatella ortasına çizilen çizgi ile patella ortasından tuberositastibia’ya çizilen çizgi arasında kalan açıdır. Kadınlarda ortalama 15,7º erkeklerde ortalama 13,3º dir. Bu açı nedeniyle kuadriseps kası kasıldığı zaman patellayı dışa doğru kaymaya zorlar.
İnsan anatomisinde, ayak bileği eklemi, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği, veya talocrural eklem, tibiave fibulanın iki distal ucunu bağlayan sinoviyal menteşe tipi bir eklemdir. Tibia ve talus arasındaki eklem, daha küçük olan fibula ve talus arasındaki eklemden daha fazla ağırlık taşır. Ayak bileği eklemi, ayağın dorsofleksiyon (ayak parmaklarını yukarı kaldırıp sadece ökçenin üzerinde duruş) ve plantarfleksiyon (ayak parmaklarını aşağı doğru hareket ettirip sadece parmaklar üzerinde duruş) hareketlerinden sorumludur. Ayaktaki eklemlerin azami hareketlerini yapmasını sağlar. Kendi ekseni etrafında dönmez. Plantarfleksiyonda, eklemin anteriorligamentleri uzarken posteriorligamentleri kısalır. Tersi de dorsofleksiyon için doğrudur.
İnsan iskeletinin en önemli ve en karmaşık bölümü olan ayak, 28 adet kemikten meydana gelmiş bir yapıdır. Ayağın iki önemli görevi vardır. Bunlardan ilki vücut ağırlığını taşımak, ikincisi de yürüme ve koşma esnasında bir kaldıraç kolu gibi görev yaparak vücudu ön tarafa doğru itmektir. Ayağın tasarımında her bir detayın çok önemli bir amaca hizmet ettiği görülebilir. Örneğin eğer ayak birçok kemik yerine tek parça bir kemikten oluşsaydı, sadece vücut ağırlığını taşıyan ve vücudu ön tarafa iten bir kaldıraç görevi yapardı. Fakat elastik olamayacağı için engebeli yerlerin sekline uyum sağlayamaz ve dolayısıyla vücudun dengesini koruyamazdı. İşte ayakta bulunan 33 adet eklem, ayağa elastikiyet kazandırarak onun bahsettiğimiz bu uyum özelliğine sahip olmasını sağlamaktadır.
Yürüme, sürekli kendini tekrar eden hareketlerden oluşur. Bu hareketler topluluğu, bir yürüyüş döngüsü (gaitcycle) olarak tanımlanır. Yürüme döngüsü iki fazdan oluşur. Bunlar duruş ve salınım fazlarıdır.
[ Basma fazı ][ Salınım fazı ] Basma fazı 1- İlk değme (initialcontact) 2- Yüklenme (loadingresponse) 3- Basma ortası (midstance) 4- Basma sonu (terminal stance) 5- Salınım öncesi (preswing) Salınım fazı 6- Erken salınım (initialswing), 7- Salınım ortası (mid-swing) 8- Salınım sonu (terminal swing)
Sağlıklı bir insanda rahat yürüme hızında yürüme siklusu süresi bir saniyenin biraz üstünde olup %62'si basma, %38'i salınım fazından oluşur. Her iki ayağın yerde olduğu döneme çift destek (doublesupport) fazı denir. Bu dönemde gövde ağırlığı bir ekstremiteden diğerine aktarılır. Tek ayağın yerde olduğu döneme ise tek destek (singlesupport) fazı denir. Basma fazındaki bacak gövde ağırlığını yüklenir ve ayak eklemleri üzerinden öne doğru aktarır. Bu esnada havadaki bacak ilerler ve yere basmaya hazırlanır.
Yer tepkimesi kuvveti Newton'un üçüncü kanununa göre ayakta duran insanın yerde oluşturduğu ağırlık kuvvet vektörüne, yer de büyüklüğü aynı, yönü ters bir kuvvet vektörü ile karşılık verir. Buna yer tepkimesi kuvveti vektörü (YTKV) denir. Yürürken YTKV vücut ağırlığı ve hareketi sağlayan kas kuvvetlerinin bileşkesine karşı oluşur ve yürüme sırasında yönü ve büyüklüğü sürekli değişir.
Ayak yere değdiğinde vücut topuk üzerinden öne doğru dönmeye başlar. Bu dönemde topuk bir kaldıracın dayanak noktası gibi çalışır. Topuktaki dönme (heelrocker) basan ekstremitenin tümünü ilerletir.
Ayağın tamamı yere değdiğinde topukta dönme biter, ayak bileğinden dönme başlar. Ayak yerde sabit durur.
YTKV ön ayağa ulaştığında topuk yerden kalkar, ayak bileğindeki dönme biter, ön ayakta dönme başlar. VAM destek alanı merkezinin önüne düşmeye başladığında ilerleme hızlanır. Burada artık gövde kütlesi uzun bir kaldıraç kolunun ucundaki pasif bir ağırlık gibidir ve diğer ayak yere basana kadar düşmesini önleyecek hiçbir kuvvet yoktur.
Hareket eden bir cismin ağırlık merkezi de hareket yönünde ilerler. Vücut öne doğru ilerlerken yukarı-aşağı hareketinde en yüksek noktaya basma ortası fazında ulaşır, en alçak noktası ise çift destek fazı esnasındadır. Ortalama yukarı-aşağı hareket 5 cm kadardır. Yana doğru hareket her tek basma fazında basan tarafa doğru 2,5 cm olacak şekilde toplam 5 cm’dir.
Kinetik enerji bir cismi harekete geçirmek veya hareketini sürdürmek için gereken enerjidir. Potansiyel enerji ise yer düzeyinden yükseltilmiş cisimlerde oluşan saklı enerjidir. Yürümede gerek kinetik gerekse de potansiyel enerji en tasarruflu şekilde kullanılır. Basma ortası fazında en yüksek noktaya ulaşan vücut ağırlık merkezinin (VAM) potansiyel enerjisi maksimumdadır. Çift destek fazında VAM en alçak noktaya inerken bu potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşür ve vücudu hızlandırır. Yürümede VAM yükselip alçalırken aralıksız kinetik enerji - potansiyel enerji dönüşümü yapılır ve en az enerji harcaması ile ilerleme sağlanır.