570 likes | 902 Views
ANADOLU ALEVİLERİ. Ali Ercan Hacı Bektaş Kültür ve Eğitim Derneği Ulusal Eğitim Derneği Ankara, 2011, 2012. ‘TÜRKMEN’LERİN ANADOLU’YA GELİŞİ MS 900 - 1200. ÇANDAR. AKKOYUNLU. OSMAN. ERDENE. SALTUK. AYDIN. KARAKOYUNLU. ARTUK. KARAMAN. TÜRKİYE HALKI (N). TÜRKMENLER.
E N D
ANADOLU ALEVİLERİ Ali Ercan Hacı Bektaş Kültür ve Eğitim Derneği Ulusal Eğitim Derneği Ankara, 2011, 2012
‘TÜRKMEN’LERİN ANADOLU’YA GELİŞİ MS 900 - 1200 ÇANDAR AKKOYUNLU OSMAN ERDENE SALTUK AYDIN KARAKOYUNLU ARTUK KARAMAN
TÜRKİYE HALKI (N) TÜRKMENLER ANADOLU YERLİ HALKI <p>=0,15 + 0,15 N 0,85 N N MS 900-1200 yılları arasında Anadolu’ya gelen 100-150 bin civarındaki Türkmen o zaman Anadolu’da yaşamakta bulunan 800 - 900 bin civarındaki yerli halkla son bin yıllık süreçte genetik-kültürel anlamda karışmışlar ve Türkiye halkını meydana getirmişlerdir..
TÜRK ULUSU Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Mustafa Kemal ATATÜRK DİKKAT ! 1- Türk halkı değil ! Çünkü Türk bir ulusun adıdır. 10.Yıl nutkunda 13 defa “millet” kavramı kullanmıştır. 2- Türkiye halkları da değil ! Çünkü, Türkiye’de halklar yoktur. “halklara Özgürlük” bölücü sol slogan olarak emperyalizme hizmet etti. Gerçekte Son 6 bin yıllık süreçte genetik ve kültürel karışım sonucu oluşmuş özgün (nev’i sahsına münhasır) bir toplum vardır.. Etnisiteler, sosyo-kültürel hatıralardır..
“Türklük”, bir ırka aidiyet ve kan meselesi değil, bir millete mensubiyet ve kültür meselesidir. æ
ANADOLU ALEVİLİĞİ-1 MS 8. - 10. yüzyıllarda Tefrike (Divriği) bölgesinde yaşayan , Bizans egemenliğine hep karşı durmuş olan “hak dostları” Asya’dan gelen Türkmenlerle kaynaşarak Anadolu Aleviliğinin ilk tohumlarını attılar. Alevilik bu anlamda (islam+şamanizm) ve (Anadolu+Asya) kaynaşımı, kendine özgü insancıl bir dünya görüşü, kozmik bir inanç sistemi olarak gelişimini sürdürdü..
ANADOLU ALEVİLİĞİ-2 ALEVİLİK bir şii inanış biçimi değildir. İslam coğrafyasında sadece Anadolu’ya özgün bir nitelik taşır. Alevilik, (insanı, ağacı, suyu, dağı, ormanı, kurdu, kuşu ile) tüm evreni kutsal sayan ve islam inancının ögeleriyle de birleşerek zenginleşmiş eski Türk şaman geleneklerinin devamı sayılabilecek bir inanç sistemi, bir yaşam biçimidir.
ANADOLU ALEVİLİĞİ-3 Kutsal tören “CEM” ayinindeki “SEMAH” bu anlayışın en önemli göstergesidir. * Semah, “Yaratan ve Yaratılan aynı şeyin iki ayrı görünümüdür ” anlayışıyla Evrensel ahengin simgelendiği bir ibadettir... * Semahtaki hareketler, Haktan alıp Halka veren, varlığını “hiçlik aynası”nda gören, bir anlayışı ifade eder…
ANADOLU ALEVİLİĞİ-4 Bir başka deyişle semah, evrensel bir felsefenin, 3 bin yıllık bir inancın simgeleşmiş ibadet biçimidir.. Kadın /erkek birlikte yapılan semah, eşitlikçi bir anlayışı ve adil paylaşım kültürünü de gösterir..
HAŞA Kİ, SEMAH BİR OYUNCAK DEĞİLDİR. O BİR AŞK HALİDİR, SALINCAK DEĞİLDİR. HÜNKÂR HACI BEKTAŞ VELİ
Bir adam kötü yoldan kazandığı para ile bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için ineğiHacı Bektaş Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Hacı Bektaş Veli adamı dinledikten sonra “helal değildir” diye bu kurbanı geri çevirir. • Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlâna 'ya anlatır.Mevlana hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler ve Mevlâna'ya bunun sebebini sorar.Mevlâna şöyle der: • Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir;öyle her leşekonmaz.O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabuletmeyebilir.Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhına gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlâna'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar.Hacı Bektaş da şöyle der: • - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlâna'nın gönlü okyanusgibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabuletmiştir. Hacı Bektaş Veli Ve Mevlâna
Çalışan insan kötülük düşünmez. • Çalışmadan geçinenler, bizden değildir. • Dâimâ iyiyi, güzeli, doğruyu bulmak için okuyun ve okutun. • Bir olalım, iri olalım, diri olalım. • Ara, bul.Araştırmak açık bir sınavdır. • Ârifler hem arıdır, hem arıtıcı. • Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi • olmalıdır. • Elden gelen her iyiliği, herkese yapın. • Eline, diline, beline sahip ol. • En büyük kerâmet çalışmaktır. • Mürüvvet hoş görmek ve affetmektir. • Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını görür ol. • Nefsine ağır geleni başkasına tatbik etme. • Sevgi ve acımak insanlık vasfıdır. Yolumuz; ilim, irfân ve • insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur. • En yüce servet, bilimdir. • Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız. • Hükümdar ancak adâleti ile başarılı olur. Hacı Bektaş Veli’den Özdeyişler
Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır. • Bilimin yolunda gitmeyenin sonu karanlıktır. • Bilimi ve bilgiyi yüce tutanhiçbir zaman küçülmez,alçalmaz. • İncinsen de, incitme! • İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır. • İnsanın temeli güzel ahlâk; ahlâkın özü bilgi; bilginin özü • akıldır. • Kadınlarınızı okutunuz, kadınları okumayan millet • yükselemez. • Oturduğun yeri pâk et, • Kazandığın lokmayı hak et. • Devletli odur ki; cehli sile, • Gafletten uyanıp kendin bile. • Hararet nârda’dır, sac’da değildir,Kerâmet sendedir, tâc’da değildir.Her ne arar isen, kendinde ara,Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.
Türkiye’de Alevî / Bektaşî dağılımı tefrike Türkiye’de nüfusun %15 - %20 kadarı Alevi-Bektaşi inancında insanlardır.
MUSTAFA KEMAL’İN HACIBEKTAŞ ZİYARETİ 22.12.1919 Erzurum ve Sivas Kongresi’nin ardından Ankara’ya gitmeden önce Hacı Bektaş bucağında Horasan’lı büyük düşünür (Sufi) Hacı Bektaş Veli’nin (1213 - 1270) türbesini ziyaret eder. Mustafa Kemal’i Bektaşi lideri Cemalettin Çelebi karşılar. O tarihlerde Anadolu’da yaşayan Alevî Cemaati’nin 2-3 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Cemalettin Çelebi ve ileri gelenlere Mustafa Kemal açıklamalarda bulunur ;
MUSTAFA KEMAL’İN HACIBEKTAŞ ZİYARETİ 22.12.1919 * Kurtuluş Savaşı’nı yapmak zorundayız. Savaşı kesinlikle kazanacağız. * Padişahlık ve halifelik kalkacak. * Din, Dil, Mezhep ve tarikat ayrıcalığı olmadan, egemenlik milletindir.. Halk yönetenleri seçecek. (Demokrasi) * Kadın - erkek eşitliği sağlanacak.
MUSTAFA KEMAL’İN HACIBEKTAŞ ZİYARETİ 22.12.1919 Cemalettin Çelebi, Mustafa Kemal’e : “Paşa hazretleri, cesaretli ve öngörüşlü yönetiminizde Türk milletinin düşmanı kahredeceğine inancım sonsuz. Ulu Tanrı’nın milletimize bağışlayacağı zaferden sonra Cumhuriyet ilanını da düşünüyor musunuz?” Mustafa Kemal Paşa heyecan ve dikkatle Cemalettin Çelebi’nin gözlerine bakıyor, onun elini tutup yavaş, fakat kararlı bir ses tonuyla :“ 0 mutlu günün ilanına kadar aramızda kalmak şartıyla söylüyorum Çelebi hazretleri, Evet, Cumhuriyet’i ilan edeceğim.”
Bugün, bu coğrafyada Türkçe konuşan bir Türk ulusu varsa, bunu büyük oranda sazlarıyla, sözleriyle Türk dilini ve kültürünü yüzyıllardır canlı tutan Alevi, Bektaşi, Kızılbaş Türkmenlere borçluyuz.. ALEVİLER Türkiye Cumhuriyetinin temel harcıdır. Cumhuriyet onlarsız olmaz, Onlar da Cumhuriyetsiz yaşayamazlar… İşte bu nedenle Türkiye Cumhuriyetini tahrip etmek ve yıkmak isteyenlerin hedefinde Aleviler vardır… ve bu nedenle Aleviler üzerinde ayrıştırıcı oyunlar oynanıyor…
Aleviler Üstüne Oynanan Oyunlar
KÜRT ALEVİLER • KENDİNİ KÜRT SANAN ALEVİ TÜRKMENLER • Anadolu Alevileri aslen Kızılbaş-Türkmenlerdir. • MS 900 - 1200 yılları arasında Horasan - Kars – Erzurum-Erzincan - Sıvas - Malatya üzerinden Anadoluya gelen 150 -200 bin* civarında ki kızılbaş türkmenlerden bir kısmı da kürtçe konuşan yerli halkla karışmışlar ve dillerini kısmen unutmuşlardır.. Ancak inançlarını ve kültürel ögelerini (saz, cem) korumaya devam etmişlerdir.. Kürtçe konuşan köyler, yerleşik hayata görece erken geç(iril)miş Alevi köyleridir. • * O zamanki Anadoluda yaşayan insanların toplam nüfusu 600-800 bin arasındadır.. Kürtler genelde şafi ve mezhebindendirler..
DÜNYADA TÜRK DİLLERİ KONUŞULAN ÜLKELER Dünyada yaklaşık 175 milyon insan türkçe konuşuyor.. ( % 2,5 ) BAŞKORTOSTAN F. Kirzioğlu
2. BARIŞ PARTİSİ Alevilerin bu topraklarda yüzyıllardır ezilmesine karşı, onların kitlesel gücünü ‘görünürde’ tek bir siyasi parti çatısı altında toplamak amacıyla 1995 te kurulan Barış partisi (Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu ) seçimlerde % 0,25 oy alınca, parti kendi yöneticileri tarafından 1999 da feshedildi.. Eğer oyun tutsaydı, Alevilik, bir kültürden siyasal bir partiye indirgenmiş olacaktı… Türkiye nüfusunun % 25 ini temsil eden Aleviler bu oyuna gelmediler…
Osmanlı zamanında aleviler Kızılbaş türkmenlerle Osmanlı arasındaki uyuşmazlığın iki temel nedeni yaşam biçimi ve inanç farklılıklarıdır. Sünni İslam geleneğini benimseyen Osmanlı yönetimine karşı insancıl-eşitlikçi-paylaşımcı yaşantıyı öngören ve Türkmen geleneğini temsil eden Aleviler daha çok hayvancılıkla geçinmekte , konar göçer yaşamla, yaylalar ve ovaları mekan tutmaktaydılar .
Osmanlı zamanında aleviler Osmanlı yönetimine yeterince vergi vermedikleri gerekçesiyle yerleşik hayata geçirilmek üzere (ıslah için !) Kürt aşiretlere teslim edilirler. Ve ardından İsyanlar patlak verir.. Alevi türkmenler daha güvenli dağlık bölgelere çekilirler…
Celali İsyanları… Osmanlı’nın 16. yüzyıldaki baskıcı sünni yönetimine karşı başkaldırı hareketleri genelde “Celali İsyanları” olarak bilinir .. Şeyh Bedrettin'den Pir Sultan’a, Anadolu Türkmenlerinin uğradıkları baskı ve dayatmaların trajik öyküleri sazlarda ve türkülerde yaşayarak günümüze kadar gelmiştir. Bu isyanlar bahanesiyle binlerce Kızılbaş türkmen katledilmiş, kuyularda öldürülmüştr..
Osmanlının Kızılbaşlara yönelik baskı, sürgün ve katliamları asırlarca sürmüştür. “defterini dürmek” deyimi burdan gelir. Kızılbaş adı kullanılamaz olmuştur. Yaşayabilmek için kimliklerini gizlemek zorunda kalmışlar “cem” ibadetlerini bile yapamaz hale gelmişlerdir. Devlete güvenemedikleri için kendi güvenlik ve asayişlerini kendileri sağlar olmuşlardır.
İsyan eden Alevi / Türkmenler, Osmanlının baskısından uzak kalmak için ulaşılamayacak dağlık arazilere yerleşmek zorunda kalmışlardır. Örneğin DERSİM bu bölgelerden biridir.
DERSİM İSYANI* ANLAŞMAZLIKLAR, ÖNYARGILAR, İHANETLER, AYMAZLIKLAR, YANLIŞLIKLAR TRAJEDİSİ CUMHURİYETİMİZİN HÜZÜNLÜ BİR SAYFASI... *“Aleviler ve Türk kimliği” konulu konferansın 2. bölümünden
CUMHURİYET DÖNEMİNDE DOĞU İLLERİNDEKİ AYAKLANMALAR Agrı’26 Dersim’37 Ş.Sait’25 Nasturi ‘24
DERSİM İSYANI 1937 1937 yılının 21 Martında, Seyit Rıza önderliğindeki Abbasan Aşireti, Harçik Köprüsü'nü yakarak isyanı başlatır. Aynı gece bir karakol basılarak 33 asker şehit edilir.. 1920 Koç giri isyan liderleri Ali şer ile Nuri Dersimi de isyancılar arasındadır. Ertesi gün Pah Hükümet Konağı, ilçede yeni kurulmuş ilkokul ve hastane binaları da ateşe verilir.
Dersim ayaklanmasının önderi Seyyid* Rıza 1862-1937 *Seyyid peygamber soyundan gelen demektir.. islam inancından olan insanları, özellikle kürt-alevileri çok etkileyici bir unvan.. Alevi, kızılbaş türkmenlerin Hz.Muhammed ve Hz. Ali sevgisi dışında genetik bağlamda araplarla bir ilişkisi yoktur..
Hatay meselesini zora sokan Seyyid Rıza’nın ingilizlerden yardım talebi Büyük Britanya Dışişleri Bakanlığına, 30.7.1937 .... maruz bulunduğu zulüm ve adaletsizliğe son vermek için, Kürt halkı benim sesimle hükümetinizin yüksek etkisinden yararlandırmanızı diliyor ...... Generalissimo Seyid Riza (Dersim Başkomutanı )
DERSİM İSYANI Genç Türkiye Cumhuriyetine karşı, Seyid Rıza ‘nın elebaşılığında, bölgedeki ilkel feodal yapının sürdürülmesini sağlamak amacıyla gerici kürt aşiret reisleri tarafından 21.3.1937 de başlatılan isyan hareketi ödün verilmeksizin 8 ayda bastırılmıştır.. 18.11.1937...........
30 askerin şehit olduğu Askeri harekat sırasında öldürülen isyancı sayısı 265 olarak verilmiştir. • Harekat sonrasında, toplam nüfusu yaklaşık 100 bin olan Tunceli vilayetinden, 5 bin civarında insan zorunlu göçe tabi tutulmuştur. • Toplam sivil ölü (!) sayısı 15 bin civarındadır..
Ordu içerisindeki Ebu-Suud zihniyetli bir takım yetkililer fırsattan istifade “Alevi katliamı”na girişmişlerdir İsyanı çıkaran feodal yapılarla, Harekâtı yönetenlerin açık ihmal ve yanlışları sonucu büyük bir dram yaşamış olan, (dolayısıyla Devletin kendilerine özür borcu olan) masum alevi yurttaşları aynı kefeye koymak çok büyük yanlışlıktır.
Oyun devam ediyor Dersim meselesi... Bugün siyasal sömürü malzemesi haline getirilmek istenen Dersim meselesiyle ilgili yönlendirilmiş propaganda ve protestoların arkasında DTP / PKK var… Dün Sivas’ta aydınları ve Alevileri yakan katillerin savunucuları da bugün göstermelik alevi yandaşlığı yapıyorlar
M.Kemal Atatürk kurtuluş savaşını ve devrimleri destekleyen halk önderleri ile
M.Kemal Atatürk ve Dersim mebusu Diyap Ağa
Umudumuz odur ki, laik Türkiye Cumhuriyetinin savunucusu yurtsever Aleviler kendi aralarında bölünüp parçalayanmayarak, tahriklere kapılmayarak emperyalizmin tuzaklarına düşmeyecekler ve ülkenin aydınlık yarınlara erişmesi için üzerlerine düşen görevi örnek yurttaş sorumluluğu ile yerine getireceklerdir. Her zaman olduğu gibi.. æ
Oyun devam ediyor.. Kürtlük ve alevilik üzerinden Türkiyenin boğazına ilmik geçirilmek isteniyor.. Özellikle 1950 den sonra Laik devlet yapısının yozlaştırılmasıyla, gittikçe Osmanlı dönemine benzer bağnazlığın TC devlet yönetimine hakim olması karşısında, doğu Anadoludaki mağdur ve muhalif Alevi yurttaşlar için PKK “çekim merkezi” yapılmak istendi. Abdullah Öcalan 1993 te “PKK demek Kürt-Alevi Demektir! ” ifadesiyle kürtçe konuşan alevi gençleri devlete karşı kamplara yönlendiriyordu..
Said-i Nursi çizgisinde, Nakşi-Kürtçü yazarların kamu oyu altyapısını hazırladıkları PKK’ye ve onun siyasi uzantısı BDP ye destek olan STK ler : KESK Eğitim-Sen İnsan Hakları Derneği Liberaller…
Bu ayrıştırma oyunları, Kürt yurttaşlarımızın bir kısmı üzerinde maalesef başarılı oldu. Ancak Kürt nüfusun yaklaşık onda birini oluşturan Alevi Kürtler üzerinde yeterince etkili olamamıştı.. Kürt olmayan aleviler üzerindeki oyunlarının başarı şansı zaten yok.. Bugün art niyetli Dersim kaşımalarıyla eksik kalan halka tamamlanmak isteniyor…