310 likes | 822 Views
DÜNYANIN DURUMU ve GIDA GÜVENLİĞİ. Namık CEYHAN Meteoroloji Yüksek Mühendisi TEMA Vakfı İl Temsilcisi. AMAÇ: Yaşanan çevre sorunları ve iklim değişikliğinin de etkisiyle hem dünyada , hem de ülkemizde olası gıda güvenliği konusuna dikkat çekmektir.
E N D
DÜNYANIN DURUMUve GIDA GÜVENLİĞİ Namık CEYHAN Meteoroloji Yüksek Mühendisi TEMA Vakfı İl Temsilcisi
AMAÇ:Yaşanan çevre sorunları ve iklim değişikliğinin de etkisiyle hem dünyada ,hem de ülkemizde olası gıda güvenliği konusuna dikkat çekmektir.
Hiçbir ülke kendi geleceğini dünyanın çevresel geleceğinden ayrı düşünemez.
DÜNYANIN GELECEĞİNİ TEHDİT EDEN 3 ETKEN;1.Kontrolsüz Nüfus Artışı2.Anormal Ekonomik Büyüme3.Adaletsiz Gelir Dağılımı
GIDA GÜVENLİĞİ SORUNU Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ortalama sıcaklıktaki 1 derecelik artış , insanları besleyen besin maddelerinin başında gelen buğday, pirinç ve mısır veriminde yaklaşık % 10’luk azalmaya yol açıyor.
Çiftçiler arasında yaygın olan bir söz vardır:“Tarımda bir tek diktatör vardır, o da iklimdir.”
Tarım iklime en hassas sektördür. Tarımsal faaliyetler hava olaylarına doğrudan bağlıdır.Bu sebeple, tarımsal meteoroloji alanında dünyada yoğun çalışmalar sürdürülmektedir.
Küresel düzeyde ürün kaybına neden olan çevresel etkenlerin başında TOPRAK EROZYONU ve verimli tarım topraklarının çölleşmeyle yitirilmesi ile tarım alanlarının tarım dışı gaye ile elden çıkarılması önemli yer tutuyor. Küresel Isınma bu oluşumu tetikliyor.
Bir çok bitki hastalığı için ideal koşullar oluşturan sıcak ve nem birlikteliği tropikal bölgelerdeki buğday yetiştirilmesini zorlaştırabilir. Yüksek sıcaklıklar, buğdaya uygun olmayan bölge sınırlarını ekvatordan kutuplara kadar çıkarabilir. Yani bitkilerin yaşam koşulları daha kuzeye kayabilir.
Küresel İklim değişikliğinin yanı sıra dünyanın doğal kaynaklarının, tarım alanlarının ve kullanma suyunun azalması ile birlikte ortaya çıkması olası yiyecek kıtlığına karşı hükümetlerin gıda güvenliğini tehdit eden sorunlara karşı hazırlıklı olmaları gerekmektedir.
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ KONUSU Birleşmiş Milletler uzmanları başta olmak üzere, hemen her ülkenin bilim adamlarının üzerinde durduğu konudur. Son yıllarda artık siyasi otoriteler ve hükümetlerde bu konuda ciddi adımlar atılması gerçeğini kabullenmiş ve harekete geçmişlerdir.
JAPON SENDROMU • Hızla sanayileşmeye başlayan yoğun nüfusa sahip ülkelerde onları ağır biçimde tahıl ithalatçısı yapan üç unsur göze çarpıyor : Gelirler arttıkça • Tahıl tüketimi de artıyor • Tarım arazileri azalıyor • Tahıl üretimi düşüyor. • Sanayileşen ülkeler birkaç on yıl içinde esas olarak kendi kendine yetmekten çıkıp, tahıl ihtiyaçlarının % 70 veya daha fazlasını ithal eden ülke haline dönüşebiliyor. Günümüzde tahıl ihtiyacının % 70’ini ithal eden Japonya’da yukarıdaki üç etki birlikte görülen örnek bir ülke olduğundan olayların bu şekilde gelişmesine “Japon sendromu” diyorlar.
Gelişmeleri itibarıyla aynı durumda olan ve giderek Japon Sendromu yaşaması beklenen ülkeler sıralamasında Hindistan, Endonezya, Bangladeş, Pakistan, Mısır ve Meksika diye gösteriliyor. Dünya nüfusunun yaklaşık 1/3 nü barındıran sadece Çin ve Hindistan’ı beslemek için gerekli gıdayı bulmak dünya insanları için kaygı verici gözüküyor.
Bir ülke sanayileştikçe ve modernleştikçe tarım alanları yerini sanayi ve mesken sahaları alır. Otomobil kullanımı yaygınlaştıkça yol, otoyol ve park yeri inşaatları için tarım alanları kullanılır. Çiftçiler, küçük toprak parçaları sahibi çiftçiler ekonomik girdileri azaldığından çoğunlukla arazilerini terk ederek başka yerde iş aramaya başlarlar.Yani ana yurdunda karnı doymayan insan başka memleketlere GÖÇ eder.
Dünyanın geleceğini tehdit eden etkenin devamı halinde gelecek yıllarda gıda stoklarının daralması kaçınılmazdır.
: Dünya Tahıl Stoku, Tüketim Günü İtibarıyla (1960-2004)
Bugünkü koşullar altında dünyada 800 milyon insan yetersiz beslenmektedir.Dünyada yoksul halklarının yaşadığı tropikal ve subtropikal bölgelerdeki bazı yerlerde AÇLIK tehlikesinde daha da artış olabilecektir.
Tablo 5: Dünya Nüfusu ve Yenilenebilir Kaynaklara İlişkin Tahminler
GÖÇ AÇLIK EROZYON GELECEK NE GETİRİYOR? KAOS
Türkiye’de dünyanın çevresel geleceğine paralel olarak aynı sıkıntılarla karşı karşıyadır. Orta enlem kuşağında yer alan Türkiye’nin gelişmesi ve sanayisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Erozyon, çölleşme, plansız kentleşme ve verimli tarım topraklarının amaç dışı kullanımı nedeniyle tarım alanları elden çıkarılıyor.
Tarih Nüfus Arazi Buğday 1927 13.5 Milyon 6.6 Milyon Ha. - 1960 27.8 Milyon 27.8 Milyon Ha. - 1990 56.5 Milyon 28.5 Milyon Ha. 380 kg/kişi 1995 60.0 Milyon 26.0 Milyon Ha. 230 kg/kişi 2000 65.0 Milyon 24.0 Milyon Ha. 190 kg/kişi 2010 80.0 Milyon 20.0 Milyon Ha. 150 kg/kişi Artış % 2.17 - - Azalış - % 15 % 30 Ya Sonra ? TÜRKİYE de ; Bu İnsanlar Nereye Doğru Gidiyor?
ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER *Mevcut tarım alanlarının verimli kullanmalı, özellikle birinci sınıf tarım arazileri “Tarımsal Sit Alanı” ilan edilip koruma altına alınmalı, *TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU ETKİN UYGULANMALI, * 80 li yılların başında kapatılan Toprak –Su teşkilatı gibi bir teşkilatlanma yeniden oluşturulmalıdır.
*Bireyler olarak hepimiz tüketim alışkanlıklarımızı değiştiren yeni bir çevre ahlakının egemen olması konusunda çaba göstermeli, *TÜKETİM ALIŞKANLIKLARIMIZI İSRAF ÇILGINLIĞINA ÇEVİRMEYELİM
Yoksa:Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığının yayınladığı “Toprağın 7000 yıllık Öyküsü” kitabının yazarı W.C. Lowdermilk’in şu sözleri her şeyi açıklamaya yetecektir:” Çin’deki açlık üzerine yaptığım çalışmalarda, her şeyin yiyecek maddeleri karşılığında alınabildiğini gördüm. Ülkeler, istila ettikleri topraklardaki insanlara boyun eğdirmek için gıda maddeleri dağıtımını kontrolleri altına almışlardır. Eminim mecbur kalsak bizler de yiyecek uğruna özgürlüğümüzden vazgeçeriz. Hiçbir şey yiyeceğin yerini tutamaz.
Teşekkürler Konya TEMA Anıt Alanı Saitpaşa Cad.Ezel-2 Apt. No:9/1 Meram KONYA Tel: 0332 3505001 Web : http://www.konyatema.org E-posta : namikceyhan@mynet.com Namık CEYHAN