630 likes | 798 Views
2000’den Günümüze Kamu Yönetimi Reformları. Merkezi Düzey, Yerel Yönetimler, Stratejik Planlama, Kamu Sermayeli Şirket, Kalkınma Ajansları, Bölgeselleşme. Bürokratik Oligarşi.
E N D
2000’den Günümüze Kamu Yönetimi Reformları Merkezi Düzey, Yerel Yönetimler, Stratejik Planlama, Kamu Sermayeli Şirket, Kalkınma Ajansları, Bölgeselleşme
Bürokratik Oligarşi • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu fakirin üzerinde 6 yıldır ısrarla durduğu bir şehir hastaneleri projesi vardır. Biz bu şehir hastaneleri projemizi ne yazık ki bürokratik oligarşi ve yargı sebebiyle hala hayata geçiremedik' dedi.
Bürokratik Oligarşi • Düzgün kurulmadığı içindir ki umulmadık yerde, umulmadık şekilde bakıyorsunuz bürokrasi karşımıza dikiliyor. Bürokratik oligarşi karşınıza çıkıyor. Umulmadık yerde yargı ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Yasama, yürütme, yargı bu ülkede öncelikle milletin menfaatini düşünmesi lazım. Ardından bu devletin menfaatini düşünmesi lazım. Eğer biz güçlü hale geleceksek böyle güçlü hale geleceğiz. Eğer benim yapacağım yatırımı bir kelimeden dolayı kalkar da 3 ay, 6 ay erteletirsen, bu 1 sene 2 seneye giderse, o zaman bu ülkenin kaybının bedelini, asla ne tarihe hesabını verebilirsiniz ne de bu toprağın altında yatanlara hesabını verebilirsiniz."
Merkezi Düzey • KYTK ile düzenleyici devlete uygun olarak merkezi yönetimin işlevleri ana politikaları saptama, standart koyma ve bunların uygulanmasını izleme ve denetleme ile merkezle yerel arasında eşgüdüm sağlama olarak saptanmıştır. Başka bir deyimle merkezi yönetim güvenlik ve savunma gibi hizmetler dışında icracı olmaktan çıkmaktadır.
Üst Kurullar • Kamu yönetiminde üst kurullara dayalı bir yapı oluşturulması, şüphesiz siyasetin alanını daraltmaya ve bu alanları tekno-bürokratlara bırakmaya yönelik bir yaklaşımın sonucudur. • Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK),
Üst Kurullar • Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), Rekabet Kurumu (RK),Telekomünikasyon Kurumu (TK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Kamu hale Kurumu (KK), Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK)
Üst Kurullar • Bu kuruluşların genel olarak işlevi, toplum yaşamının duyarlı alanlardaki kamusal ve özel etkinlikleri düzenlemek, izlemek, denetlemek, aykırı davranış ve durumları önlemek ve yaptırıma çarptırmak suretiyle kimi temel hak ve özgürlükleri ve ekonomik düzeni korumak ve güvence altında bulundurmaktır.
Üst Kurullarda Reform • SPK üyelerinin bazılarının yeniden atanabileceğini belirten Babacan yolsuzluk iddialarıyla ilgili şimdiden bir yorum yapmanın doğru olmadığını söyledi. Babacan, ”10 yılda Türkiye birçok alanda önemli mesafeler katetti. Aynı performansı sermaye piyasalarında göremedik” dedi.
Bilgi Edinme Kanunu-2003 • Kurum ve kuruluşlar, Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü kılınmaktadır.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu • Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 08.06.2004 • 5176 sayılı Kanunla Başbakanlık bünyesinde Kamu Görevlileri Etik Kurulu oluşturulmuştur. Kurul, Bakanlar Kurulu tarafından atanan, biri başkan olmak üzere on bir üyeden oluşmaktadır.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu • “Kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken uymaları gereken etik davranış ilkelerini hazırlayacağı yönetmeliklerle belirlemek, etik davranış ilkelerinin ihlal edildiği iddiasıyla re’sen veya yapılacak başvurular üzerine gerekli inceleme ve araştırmayı yaparak sonucu ilgili makamlara bildirmek, kamuda etik kültürünü yerleştirmek üzere çalışmalar yapmak veya yaptırmak ve bu konuda yapılacak çalışmalara destek olmakla görevli ve yetkilidir.”
Devlet Sırrı Kanun Tasarısı • Devlet Sırrı Kanunu, yaklaşık 4,5 yıldır hükümetin gündeminde bulunuyor. 12 Haziran seçimlerinden önce Genel Kurul'dan geçmediği için geçen yasama döneminde kadük olan tasarı, hükümet tarafından bir kez daha TBMM gündemine getirildi.
Devlet Sırrı Kanun Tasarısı • Tasarıda, devlet sırrı, "Açıklanması veya öğrenilmesi, devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek, anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeler" olarak tanımlandı. • Tasarı ile gizli belge tanımına da yer verilmekte ve Devlet sırrı niteliği taşımayıp da, açıklanması veya öğrenilmesi halinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına, istihbarata, askeri hizmetlere, idari soruşturmaya ve adli soruşturma ile adli kovuşturmaya zarar verebilecek nitelikteki veya yetkili makamlar tarafından gizlilik derecesi verilmiş bilgi ve belgeler, gizli bilgi ve belgeler olarak kabul edileceği öngörülmektedir.
Devlet Sırrı Kanun Tasarısı • Tasarıya göre; bilgi ve belgelere devlet sırrı niteliğini verme işlemlerini yapmak üzere Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında Devlet Sırrı Kurulu kurulacak. • Tasarı'nın 5 inci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin taraf olduğu ikili veya çok taraflı antlaşmaların gizliliğe ilişkin hükümleri saklı olacak.
Yerel Yönetimler • İl Özel İdaresi • Belediye • Büyükşehir Belediyesi
Kalkınma Ajansları • AB-bölgesel politika ve yapısal araçların uyumu başlığının sonucu • Avrupa Konseyi-Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik ve Avrupa Bölgesel Özerklik Şartları
Bölgeselleşme • 1990’lı yıllara kadar uygulanan bölgeselleşme politikaları merkezi yönetimin kontrolünde güvenlik ve kamu hizmetleri gerekleriyle yerine getirilmekteydi. • 1990’lı yıllarda daha çok konuşulmaya başlanan ve kalkınma ajanslarının kurulmasıyla somutluk kazanan bölgeselleşme politikası yabancı yatırımın teşvik edilmesi, bölgenin sosyal ve kültürel özelliklerinin ön plana çıkarılması gibi amaçlarla önceki dönemin politikalarından ayrılmaktadır. • 1876 ve 1921 Anayasaları sadece teftiş ile ilgili bölgesel politika hükümlerine sahipken 1961 Anayasası kapalı bir biçimde bölge örgütlenmesine izin vermiştir.
Anayasalar • 1961 Anayasası’nın 115. maddesine göre; “belli kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla birden çok ili içine alan çevrede, bu hizmetler için yetki genişliğine sahip kuruluşlar meydana getirilebilir.” • 1982 Anayasası’nın 126. maddesine göre, “kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi yönetim örgütü kurulabilir.”
Geleneksel Bölgecilik • Geleneksel bölgecilik anlayışının temel özelliği, ulus devletin temel güç merkezi olduğu bir durumda merkeziyetçilik anlayışı temelinde kalkınma çabalarına yerel ve bölgesel düzeyde katkı sağlayabilmektir. • Bölge, yan yana gelmiş yerel birimlerin mekansal bütünlüğü ile oluşan, ulus devlet dışına kapalı, ulus devletin denetiminde sınırları çizilmiş bir birim olarak kabul edilmektedir.
DPT, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı • Kalkınma için yapılan milli plan çalışmaları esas bakımından çeşitli kesimler ve çalışma koşullarına bağlıdır. Bu çalışmalarla bunlara dayanılarak girişilecek uygulamanın, bölgelere dağılış bakımından yapılacak incelemelerle tamamlanması gerekir. Konunun bölgeler açısından ele alınacak unsurlarla tamamlanması çok amaçlı bir bölge planlamasıyla mümkündür.
Bölgeselleşme Uygulamaları-1 • Umumi müfettişlik, 1876 Anayasası döneminde yapılan 1913 tarihli “İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanun-u Muvakkat”a dayanmaktadır. Kanunun birinci maddesi aynen şöyledir: “İller ve nahiyeler idaresi kanunların sür’atle uygulanması ve yönetimde ciddi bir örgütlenmeye ulaşılması ve güvenliğin, imarın, ulusal servetin elde edilmesi ve arttırılması için, Osmanlı ülkesi teftiş bölgelerine bölünür ve her teftiş bölgesi bir genel müfettişin gözetimine verilir.” • 1921 Anayasası’nın yirmi birinci maddesinde de “İller iktisadi ve toplumsal ilişkileri bakımından birleştirilerek genel müfettişlik kıt’aları (bölgeleri) oluşturulur.” hükmü vardır.
Müfettişler Ne Yapar? • 1913 tarihli yasaya dayanılarak çıkarılan yönetmeliğe göre; genel müfettişler, orman ve madenlerin devlet ve ülke çıkarlarına göre değerlendirilmesi, korunması ve işletilmesi, arazilerin ıslahı ve tarımın geliştirilmesi, üretim giderlerinin azaltılması, genel eğitim ile sanayi ve ticaretin genişletilmesi, giriş-çıkışların kolaylaştırılması, özel olarak illerin bilim, servet ve iktisadi yönlerden yükselmesi için gereken her türlü yararlı girişimde bulunurlar ve araştırmalar yaptırırlar.
Bölgeselleşme Uygulamaları-2 • 1987 yılında uygulamaya konulan Olağanüstü Hal Bölge Valiliği (RGT:14.07.1987, 19517) de umumi müfettişliğin güvenlik amacına benzer şekilde dönemin artan terör olayları karşısında düşünülmüş olan bir idari örgütlenmedir
Bölgeselleşme Uygulamaları-3 • Güney Anadolu’nun görece ekonomik açıdan geri kalmış illerini belli bir gelişmişlik seviyesine ulaştırabilme düşüncesinin genel adı olan Güney Anadolu Projesi İdaresi de Türkiye’deki bölge yönetim biçimlerinden bir diğeridir. Şanlıurfa, Mardin, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Siirt, Şırnak ve Batman illerini içine alan proje, eğitimden sağlığa, altyapıdan sanayiye kadar çeşitli amaçlar barındırmaktadır.
Bölgeselleşme Uygulamaları-4 • Merkezi yönetimin taşra bölge örgütlenmesi ise 1961 Anayasası döneminde başlayan ve 1982 Anayasası döneminde de uygulama bulan bir bölge örgütlenmesidir. • Türk kamu yönetiminde çeşitli bakanlıklar ve kamu ekonomik kuruluşları Anayasa’nın 126. maddesine dayanarak bölge örgütlenmesine gitmektedirler. Anayasa’da belirtilen kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlayabilme amacı bu kurum ve kuruluşların bu tür bir örgütlenmeye gitmesinde ana nedendir. Bu tarzda bir örgütlenmeye gidilmesinin bir diğer nedeni de bakanlıkların sunacağı hizmetlerin il ölçeğinde yeteri kadar verimli ve uyumlu olamayacağının düşünülmesidir.
Bölgeselleşme Uygulamaları-4 • Bakanlıkların taşrada bölge biçiminde bir yapılanmaya gitmelerinin valilerin denetiminden kurtulmakla ilgili olduğu da öne sürülmektedir. Ancak, bir kamu kurumunun ya da kuruluşunun bölge örgütlenmesine gidebilmesi için kendi özel kanunlarında bu konuda yasal bir iznin bulunması gerekmektedir. Bölge kuruluşlarının kurulması, kaldırılması, merkezleri ile bölge müdürlüklerine dahil olacak iller Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmektedir.
Avrupa Konseyi • Konsey, yerel yönetimleri özerk kılmayı, siyasal ve yönetsel yapılarını güçlendirmeyi, ülkelerin yerel yönetimleri ve bölge yönetimleri arasındaki ilişkileri arttırmayı ve bölgesel kültür kimliklerini geliştirmeyi temel politika seçenekleri olarak belirlemiştir. • AK’nin bölgeselleşme politikasında 1997 tarihli Türkiye’ye yönelik tavsiye kararı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Avrupa Bölgesel Özerklik Şartı temel öneme sahip olan politika belgeleridir.
1997 Tavsiye Kararı • Tavsiye niteliği taşıyan bu kararda Türkiye’de anayasal açıdan yerel yönetimlerin özerkliklerinin sınırlı olduğu ve bölgesel yönetimlerin sayılmadığı belirtilerek bu anayasa maddesinin değiştirilmesi gerektiği tavsiye edilmektedir. • Kongrenin ikinci tavsiyesi yerel yönetimlerin denetlenmesine yöneliktir. Bu tavsiye maddesinde de merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde ağır bir denetim yetkisine sahip olduğu ve bu denetim şeklinin sadece hukukilik açısından olması gerektiği belirtilmektedir.
1997 Tavsiye Kararı • Değinilmesi gereken bir diğer nokta da valilerle ilişkili olarak yapılmış olan saptamadır. Bu saptamada il özel idarelerinin başında atanmış bir valinin olmasının hiç demokratik bir yanının olmadığı, valilerin yerine seçilmiş kimselerin gelmesi gerektiği ve valilerin sadece merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında aracılık işlevine sahip olması gerektiği söylenmektedir. • Bir başka tavsiye de yerel yönetimlerin personel istihdamına dönüktür. Buna göre, yerel yönetimler, kendi personelini kendisi işe almalı ve bu konuda da merkezi yönetimin etkisi ortadan kaldırılmalıdır.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı • 15 Ekim 1985 tarihinde imzaya açılmış ve Türkiye tarafından 21 Kasım 1998’de imzalanmıştır. • Özerk yerel yönetim, yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hakkına sahip olan yönetimdir.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı • Yerel yönetimler, kanun tarafından belirlenen sınırlar içerisinde, yetki alanlarının dışında bırakılmış olmayan veya başka herhangi bir makamın görevlendirilmemiş olduğu tüm konularda faaliyette bulunabilecektir. • Şart’ın dördüncü maddesinin dördüncü fıkrasında da “Yerel makamlara verilen yetkiler normal olarak tam ve münhasırdır. Kanunda öngörülen durumların dışında, bu yetkiler öteki merkezi veya bölgesel makamlar tarafından zayıflatılamaz veya sınırlandırılamaz.”
Avrupa Bölgesel Özerklik Şartı • 1997 yılında kabul edilen ve yirmi sekiz maddeden oluşan Şart’ın önsözünde bölge örgütlenmesinin hizmette yerellik ilkesinin önemli bir parçası olduğu belirtilmektedir. • Bölgesel yönetimler, yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasında yer alan kendi örgütlenmesini kendi başına yapabilecek olan bir örgüt olarak tanımlanmaktadır.
Avrupa Birliği • AB’nin bölgesel politikasıyla eşgüdümlü olan yerellik politikası da AB Temel Haklar Şartı’nda garanti altına alınan bir ilkedir. • Bölgesel politikanın esas amacı bölgeler arasında görülen ekonomik ve toplumsal gelişmişlik farklılıkların önüne geçebilmektir. Bu hedefe ise ancak bölgesel rekabeti sağlayıcı önlemlerle ulaşılabilecektir.
Avrupa Birliği • Bölgeler Komitesi’nin temel görevi yerinden yönetimi ve bölgeselleşmeyi güçlendirmek ve yerel ve bölgesel güçlerin karar süreçlerine daha çok katılımlarını sağlamaktır. • Avrupa Parlamentosu, 1994 yılında yapmış olduğu bir toplantıda kararların halka en yakın birimlere verilmesi gerektiği ancak böyle bir durumda halk ile AB’nin bütünleşebileceği kararlaştırılmıştır. 1996 yılında düzenlenmiş olan toplantının sonuç bildirgesi ise daha çarpıcıdır: Federalizm, bölgecilik ve yerellik ilkeleri güçlendirilmeli ve bunlar yapılırken her devletin içsel koşulları göz önünde bulundurulmalıdır.
Yeni Bölgecilik • Bölgesel gelişimin ülke içi ve dışı çok yönlü bir etkileşim süreci gerektirdiği düşünülmekte ve sadece içe dönük yerel, kırsal, kentsel veya bölgesel gelişim modellerinin başarılı olamayacağı düşünülmektedir. • Bölgeler, birbirlerine denk güçler halinde topyekûn kalkınmanın alt parçaları olarak değil, kalkınmanın yerelde başlaması gerektiği fikrine dayanarak yerel/bölgesel kalkınmanın unsurları olarak faaliyette bulunmaktadırlar. • Ulus devletin temel işlev ve yetkilerinin paylaştırıldığı bir yönetsel birim olarak belirmektedir.
DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) • Küreselleşme süreci, yerel dinamikleri doğrudan etkileyerek, yerel ve bölgesel kalkınma açısından yeni şartlar ve fırsatlar ortaya çıkarmaktadır. Küresel rekabet koşulları altında kendileri birer rekabet birimine dönüşen şehirler ve bölgeler, dinamiklerini ve potansiyellerini değerlendiren uygun stratejiler çerçevesinde ve bütün kesimleri kalkınma sürecine katan iyi yönetişim modellerini hayata geçirerek daha hızlı bir gelişme eğilimi yakalama şansına sahip olmuştur.
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun • 5449 sayılı kanunun gerekçesinde de açıkça ifade edildiği üzere istatistiki bölge birimleri sınıflandırması AB yetkilileri tarafından onaylandıktan sonra 2002 tarihli bakanlar kurulu kararı ile uygulamaya sokulmuş ve üç hiyerarşik düzey belirlenmiştir. • Bu sınıflandırmada iller Düzey–3 olarak tanımlanmıştır. • Ekonomik, sosyal ve coğrafi yönden benzerlik gösteren komşu iller ise bölgesel kalkınma planları ve nüfus büyüklükleri dikkate alınarak Düzey–1 ve Düzey–2 olarak gruplandırılmıştır.
Kalkınma Ajansları- Neden? • Bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarını azaltıcı politikalar merkezi yönetim tarafından, bölgesel potansiyellerin harekete geçirilmesi ve iller arasındaki gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi ise kalkınma ajansları tarafından yürütülecektir.
Kalkınma Ajansları-Görev • Ajanslar, bölgede kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen projeleri izlemek, bu kesimler arasında işbirliğini geliştirmek, kendisine tahsis edilen kaynakları bölge plan ve programlarına uygun bir şekilde kullanmak, bölgenin rekabet gücünü arttırabilmek için çalışmalar yapmak ya da yaptırmak, bölgenin yatırım konusunda ulusal ya da uluslararası tanıtımını yapmak, bölgedeki yatımcıların izin ve ruhsat işlemleri ile diğer idari iş ve işlemlerini izlemek ve küçük ve orta ölçekli işletmelerle yeni girişimcileri desteklemektir.
Kalkınma Ajansları • Bu Kanun ile; Türkiye'de selektif olmayan teşvikler ve yerel ekonomik stratejilerden yoksun "yerleşik bölgesel politikalardan" uzaklaşılarak; her yerel/bölgesel ekonominin kendine has sosyo-ekonomik dokusuna ait kaynaklarının harekete geçirilmesi sonucunda "bölgesel rekabetçi üstünlüğü" ön plana çıkaran, "modern/yeni bölgesel politikalara" geçiş yapılması hedeflenmektedir.
Kalkınma Ajansları-Nasıl yapacak? • Kalkınma ajansları bu görevlerini yerine getirirken doğrudan uygulayıcı birimler olmamakta ve bu birimlerden asıl beklenti bir katalizör görevi görerek yerel girişimleri desteklemek ve bu girişimler arasında koordinasyon sağlamak olmaktadır. Bir başka deyişle kalkınma ajansları bölgesel kalkınma çabalarında doğrudan faaliyette bulunan birimler olmaktan ziyade, devletin değişen niteliğine de uygun bir biçimde bölge ekseninde faaliyette bulunanları destekleyen bir işleve sahiptir. • Tanıtım yapma-iş ve işlemleri kolaylaştırma ve takip etme.
Kalkınma Ajansları-Örgütlenme • Kalkınma Ajanslarının; bürokratik hiyerarşiyi ve işlemleri esas alan bir kamu kuruluşu şeklinde yapılanması yerine, bölgelerin rekabet gücünü arttırmak üzere hızlı karar alabilen, hızla hizmet sunabilen, değişen koşullara uyum sağlayabilen, özel sektör mantığı ile çalışan, bölgedeki tarafları katılımcı bir platformda toplayarak ortak bölgesel kalkınma hedefi doğrultusunda yönlendirebilen, hesap verebilir, saydam, esnek bir yapıda kurulmaları öngörülmektedir.
Stratejik Yönetim-Planlama • 11.10.1995 tarihli ve 62 milyon dolar tutarındaki “Kamu Mali Yönetim Projesi” • Projenin amaçları; vergi idaresi, kamu harcamalarının yönetimi ve gümrük idaresinde ve bu görevlerin yürütülmesinden sorumlu kuruluşlarda etkinliğin ve verimliliğin iyileştirilmesi ile ilgili borçlu tarafından uygulamaya konulacak, mali konsolidasyon ve reform çalışmalarının birinci safhasına hız kazandırmaktır.
Neden Stratejik Planlama • …bütçe kontrol sisteminin güçlendirilmesi. • Ekonomik analizler yapmaya elverişli yeni bir bütçe kod yapısını uygulamak yoluyla bütçe-karar mekanizmasının güçlendirilmesi.
Neden Stratejik Planlama • 750 Milyon dolarlık ekonomik reform kredisi. • (a) En az 25 bütçe içi fonun kaldırılması • (b) Banka ile mutabık kalınarak bütçe dışı fonların sayısının azaltılması • (c) Kamu yatırım programına yeni proje alımına sınırlamalar getirilmesi • (d) Hükümet garantileri için bir kayıt sistemi kurulması ve yeni garanti verilmesine • sınırlamalar getirilmesi • (e) Daha etkin harcama kontrolü mekanizmalarının oluşturulması
Neden Stratejik Planlama • 12 Temmuz 2001 tarihinde imzalanmış olan 1. Program Amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredi Anlaşmasıdır (PFPSAL-1). • Borçlu, konsolide bütçe kurumları için yeni GFS standartlarıyla uyumlu bir bütçe tasnifini tamamlamış olup, pilot olarak 2002’de uygulanacaktır. • mevcut kontrol, teftiş ve denetim süreçlerinin gözden geçirilmesine dayalı ve uluslararası ve ABD standartlarıyla uyumlu yeni bir iç finansal kontrol ve denetim kanununun hazırlanmasıdır.
Neden Stratejik Planlama • IMF, 6. Gözden Geçirme: Kamu yönetimi reformu gerçekleştirilecektir. Daha ayrıntılı bir ifade ile, kamudaki yapılanmanın fonksiyonel olarak gözden geçirilmesi, 2003 yılı Temmuz ayına kadar tamamlanacaktır. Bu gözden geçirmenin temel amaçları, kamu yönetimini, vatandaş ve sektör odaklı bir biçimde yeniden yapılandırmak, kamunun örgütsel yapısını basitleştirerek karar verme sürecini hızlandırmak ve kamu harcamalarını azaltmaktır. Bunu takiben hazırlanacak bir kamu sektörü reform stratejisi Bakanlar Kurulunca 2003 yılının sonuna kadar kabul edilecektir.
Neden Stratejik Planlama • Avrupa Birliği - Aşırı merkezi yapı içinde çalışan ve sık sık siyasi müdahalelere konu olan kamu kuruluşları, genel olarak politika üretme kapasitesinden yoksun hâle gelmişlerdir. Kuruluş düzeyinde stratejik planların hazırlanması sonucunda kuruluşlar varlık nedenlerini (misyon), ulusal plan ve stratejiler çerçevesinde netleştirecek, politika ve önceliklerini ortaya koyabilecek, performans göstergeleri geliştirmek suretiyle başarılarını ölçebileceklerdir. Katılımcı bir anlayışla hazırlanacak olan bu planlarda dış (vatandaşlar) ve iç (çalışanlar) müşteri memnuniyeti esas alınacak, planlama sürecine ilgili tüm taraflar dâhil edilecektir.
Stratejik Araştırma ve Planlama Kurumu-Neden? • Dünyada 1970'li yılların sonlarında finansal piyasalardaki serbestleşme hareketleri ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerle başlayan ve dış ticaretteki serbestleşme ve ivme kazanan teknolojik gelişme ile hızlanarak ekonominin diğer alanlarını da etkisi altına alan küreselleşme süreci ekonomik ve sosyal karar alma mekanizmalarında köklü değişikliklerin yapılmasına yol açmaktadır. • Uluslararası kuruluşların etkinliği artarken, tam üyelik hedeflediğimiz Avrupa Birliğinde, özellikle ekonomik alanda uluslararası kurumların giderek karar alma sürecinde belirleyici olmaya başlaması…
Stratejik Araştırma ve Planlama Kurumu-Ne yapar? • Özel sektör ve yabancı sermaye faaliyetlerinin plan hedef ve amaçlarına uygun bir şekilde yürütülmesini düzenleyecek teşvik ve yönlendirme politikalarının genel çerçevesini hazırlamak ve hükümete teklif etmek… • Uluslararası kuruluşlarla iletişim içerisinde çalışarak ileriye dönük stratejiler geliştirmek ve topluma perspektif sağlayan politika önerilerini katılımcı bir yaklaşımla belirleyerek özel kesim için orta ve uzun dönemde belirsizlikleri giderici yönlendirme görevini yerinegetirmek…