690 likes | 976 Views
ÇOCUK İSTİSMARI VE ETKİLERİ. Bütün toplumlarda, anne babaların istekleri, eğitimcilerin çabaları çocukların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden sağlıklı bir biçimde büyümesi, topluma yararlı ve bağımsız bir yetişkin olması doğrultusundadır.
E N D
Bütün toplumlarda, anne babaların istekleri, eğitimcilerin çabaları çocukların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden sağlıklı bir biçimde büyümesi, topluma yararlı ve bağımsız bir yetişkin olması doğrultusundadır
İnsan yaşamı bir bütündür. Bu bütündeki çeşitli aşamalarda insanın bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yapısı değişiklikler gösterir. Çocuğu ve gelişimini tanımak, insanı tanımaktır. Yaşamın ilk yıllarında temeli atılan gelişim, çocuğun ileri yaşlardaki yaşantısını büyük ölçüde etkileyecek bir süreçtir.
Çocukluk döneminde, büyüme, gelişme ve olgunlaşma sürecinde çocuk, çeşitli insanlarla etkileşim içindedir. Özellikle anne baba, bakıcı ve öğretmen gibi zamanının büyük bir bölümünü birlikte geçirdiği yetişkinlerden etkilenmemesi mümkün değildir.
Bu etkilenmeler, olumlu olabildiği gibi olumsuz da olabilir: Sevgi, güven, hoşgörü ortamında yetişmiş bir çocuk, güvenli ve olumlu bir yetişkin olacaktır. Oysa herhangi bir şekilde olumsuz davranış ve istismara uğrayan bir çocuk, gelişiminde olumsuzluklara neden olduğu için tüm yaşamı boyunca, uğradığı davranışın olumsuz izlerini üzerinde taşıyabilir.
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ Anne, baba veya çocuğun bakımı, sağlığı ve korunmasından sorumlu kişilerin giriştiği veya girişmeyi ihmal ettiği eylemler sonucunda çocuğun her türlü fiziksel, ruhsal, cinsel veya sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi olarak tanımlanabilir.
İstismar ve ihmal evde veya kurumlarda (kreş, okul, yetiştirme yurtları, iş yerleri, cezaevi, hastane) olabilir.
Çocuk ihmali genelde ailenin, ilgili kurumların ya da devletin çocuğa karşı en temel sorumluluklarını yerine getirmemesi şeklinde tanımlanabilir. Bir bütün olarak toplum, kurumlar ve bireyler tarafından geliştirilen ihmal davranışı, çocukların eşit hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılması sonucunda onların en üst düzeyde gelişimlerini engelleyici davranışlar olarak ortaya çıkmaktadır.
Çocuğun bakım ve beslenme gereksinimlerinin yeterince karşılanmaması, gerekli tıbbi müdahalelerin yapılmaması, anne baba olarak çocuğa karşı danışmanlık görevinin yeterince yerine getirilmemesi ve çocuğun tek başına bırakılması ihmal davranışına örnek olarak verilebilir.
Aktif bir olgu olarak nitelendirilen istismar ise anne, baba ya da bakıcının çocuğa zarar vermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Çocuk istismarı istem dahilinde fiziksel zarar verme, çocuğun kötü beslenmesine yol açma, cinsel istismar, çıkar için kullanma, bundan da öte çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı her türlü faaliyette bulunmayı içermektedir.
İhmal ve istismarı birbirinden ayıran en temel nokta istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir olgu olmasıdır. Çocuk ihmal ve istismarı, çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı olan fiziksel, duygusal ve cinsel ihmal ve istismarı içermektedir. Ancak bunları birbirinden ayırmak oldukça zordur.
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TİPLERİ • Fiziksel Çocuk İstismarı • Cinsel Çocuk İstismarı • Duygusal Çocuk İstismarı • Çocuk İhmali * Fiziksel * Cinsel * Duygusal
FİZİKSEL İHMAL VE İSTİSMAR Çocuk ihmal ve istismarı kapsamlı bir olgu olmasına karşın, çocuğa yönelik istismar kapsamında fiziksel istismar ön plana çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda çocukların %65.72’ sinin anne ya da babası tarafından fiziksel istismar edildikleri belirlenmiştir.
Yakın kişilerin çocuğun gelişimine sürekli zarar veren hareketleri sonucu çocuğa sosyal olarak mevcut kaynakların sağlanmaması, bunlardan yoksun bırakılması fiziksel ihmal olarak tanımlanabilir.
İstismar türleri içinde tanımlanması ve belirlenmesi en kolay olan fiziksel istismar ise çocuğun kaza dışı hasar görmesi ya da fiziksel olarak cezalandırılması olarak ifade edilmektedir.
Fiziksel istismar vakalarında; kafatasının altında dövülme sonrası oluşan iç kanamalar, sigaradan oluşan yanık izleri, kısmen kapanmış kesikler, çürükler, morarmalar, kırıklar ve buna benzer kazara olmayan yaralanmalar tespit edilmiştir.
Şiddetle karşılaşan çocukta çeşitli sakatlıklar ortaya çıkabilir. Kırıklar, beyin kanamaları, iç organ yaralanmaları sonucu ortopedik sakatlıklar, felçler, havale, zeka özrü, çeşitli organ yetersizlikleri gelişebilir.
Çocuk ölümlerine neden olan hamilelikte annenin aşırı alkol ve uyuşturucu kullanması ve çocukların kasten öldürülmeleri, yakılmaları ve zehirlenmeleri gibi fiziksel istismar vakalarına da rastlanmaktadır.
Yaşamı kurtulanlarda ise depresyon, kaygı bozukluğu, sosyal uyumsuzluk vb. gibi ruhsal sorunlar gelişebilir. Bu kişilerde uyuşturucu bağımlılığı, suça ve fuhuşa yatkınlıkta artış olduğu gösterilmiştir. Zeka özrü ya da ruhsal örselenme sonucu bu çocuklarda genellikle okul başarısı düşüktür. Dayak çocuğun bilişsel gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Fiziksel cezalandırmayla terbiye edildiği düşünülen çocuklar, kaba gücün sorunları çözmek için etkin bir yöntem olduğuna inanarak büyürler ve erişkin yaşlarda kendileri de başka çocukları istismar eden erişkinlere dönüşebilirler, böylece istismar olayları kuşaktan kuşağa sürüp gider.
Şiddet uygulayanlar Kimlerdir? Hangi Durumlarda Risk Artar? Çocuğa şiddet uygulayan kişiler çoğu kez tanıdığı, evi, okulu, işyeri gibi yakın çevresinde bulunan erişkinlerdir. Aile içi şiddet çocuğa anne babası ya da evdeki diğer büyükler tarafından, okulda şiddet ise öğretmenler, görevliler ya da diğer öğrenciler tarafından uygulanmaktadır.
Anne baba yaşının çok genç olması, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, aile içi geçimsizlik, alkol ya da uyuşturucu kullanımı, çok çocuklu aile, ana babada ruhsal bozukluk gibi etmenler aile içinde çocuğun şiddete maruz kalmasını arttırırken, okulda da öğretmenin kişilik bozukluğu, kalabalık sınıflar, sosyal baskılar ve disiplin yöntemi olarak dayağın kabul görmesi gibi nedenler şiddete yol açmaktadır. Bunlara ek olarak zihinsel ya da bedensel özürlü, hiperaktif ya da uyum güçlüğü çeken çocuklar şiddete daha sık maruz kalmaktadır.
Fiziksel istismar okullarda cezalandırma yöntemi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Fiziksel istismar tanımının içine dayağa ek olarak: sarsma, çimdikleme, kulak çekme, rahatsızlık verecek pozisyonda uzun süre durmaya zorlama, ceza olarak aşırı egzersiz yaptırma vb. davranışlarda girmektedir.
Fiziksel istismara erkek çocuklar daha fazla maruz kalmaktadırlar. Erkek öğretmenlerin de fiziksel cezalandırmaya daha sık başvurduğu görülmektedir. Bu geleneksel kültürde babanın evdeki otorite tutumunun okula taşınması olarak yorumlanabilir.
Ülkemizde okullarda uygulanan fiziksel cezanın boyutları kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan az sayıda çalışmada okullardaki çocukların % 50 – 75’ inin değişen derecelerde fiziksel cezaya uğradıkları gösterilmiştir.
ÖRNEK OLAY 1 Üç yaşındaki kızı Semanur’ döve döve öldürmek suçundan tutuklanan Battal ŞENGÜL’ ün, iki çocuğuna sürekli işkence yaptığı ortaya çıktı. Kardeşinin ölümünün farkında olmayan ve hala uyuduğunu sanan 7 yaşındaki abla G., “Babam beni ve kardeşimi her gün dövüyordu” dedi. Gülşah yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Hortumla sırtımıza vurup kollarımızdan ve ayaklarımızdan tavana asıyordu. Bazen de kazana soğuk su doldurup içine sokuyordu. Ben okula gidince kurtuluyordum, ama kardeşim hep evde kalıyordu. Üvey annemiz Menşure de babama yardım ediyordu.” Küçük Semanur’ un cenazesi dün annesi Fatma ŞENGÜL tarafından Adli Tıp’ tan alınarak toprağa verilirken, Battal ŞENGÜL hakkında müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
ÖRNEK OLAY 2 Bayan öğretmene hakaret ettiği gerekçesiyle okul müdürü tarafından dövüldüğü öne sürülen Kartal İmam Hatip Lisesi orta ikinci sınıf öğrencisi on dört yaşındaki G.Ç. Önceki akşam Pendik’ te bir binanın yedinci katından atlayarak yaşamına son verdi. Okul idaresi olayla ilgili bilgi vermekten kaçınırken, talihsiz G.’ nin ailesi, müdür ve diğer sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söylediler
ÖRNEK OLAY 3 Ankara Hacı Bayram İlköğretim Okulu Fen Bilgisi Öğretmeni M.G. Ders sırasında gevezelik yapan öğrencilerini uyardı. Konuşmaya devam eden dört öğrencisini döven öğretmen, H.T.’ yi tokatlamak istedi. Bunu engelleyen öğrenci, cebinden çıkardığı bıçakla öğretmenini üç yerinden bıçakladı. Yaralanan öğretmen hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınan eli bıçaklı öğrenci “üstüme gelince dayanamadım ve bıçakladım” dedi.
SONUÇ VE ÖNERİLER * Çocukları şiddetten korumanın ilk adımı şiddetin varlığını kabul etmektir. “Bizde böyle şeyler olmaz”, “Bu kadarcık dövme şiddet sayılamaz” gibi yaklaşımlar şiddeti inkar etmektir. * Öğretmenler çocuk istismarı konusunda gerek mezuniyet öncesi gerek hizmet içi eğitimlerde bilgilendirilmeli, istismara uğramış çocukları farketme konusunda beceri kazandırılmalıdır.
Öğretmen, çocuğu eğitirken asla fiziksel ceza uygulamayarak örnek olmalı, uygulayanları da hoş görmemelidir. • Toplumun çocuk istismarı konusunda duyarlılığını arttırmak, öğrencilerinin anne babalarını ve diğer bireyleri eğitmek konusunda çalışmalar yapmalıdır.(Okul aile birliği toplantıları ve veli görüşmelerinden bu amaçlar için yararlanılabilinir.)
DAYAK DIŞI YOLLARLA DİSİPLİNİ SAĞLAMAK • Çocukla yaşına uygun bir dille konuşarak iyi iletişim kurun.Sözel öğretmen – öğrenci ilişkisi çocuğun bilişsel yeteneklerini geliştirir • Olaylara çocuğun gözüyle bakıp, kendinizi onun yerine koyabilmeye çalışın. Size çok kabul edilemez görünen bir durum çocuğun gözünde tamamen farklı olabilir.
Çocuğa yaşına uygun, kabul edilebilir, kesin ve tutarlı sınırlar çizin, belli kurallar koyun. Bunların aşılmasını istemediğinizi kesin bir dille ifade edin. • Çocuk sınırları aştığında ya da kurallara uymadığında sonuçları ile yüzleştirin. Örneğin, yeri kirleten çocuktan orayı temizlemesini, birini inciten çocuktan özür dilemesini isteyin.
Çocuğa konuşma ve davranışlarınızla örnek olun. “Lütfen, teşekkür ederim” gibi kelimelerin kullanılmasını özendirin. Sabır, nezaket, saygı gibi kavramları anlatarak değil davranışlarınızla öğretin. • Çocuğun birden fazla istenmeyen davranışı varsa hepsini bir anda ele almayın, birer birer ilgilenin. Bu davranışın neden sorun yarattığını açıkça anlatın, değiştirdiğinde onu iyi davranışından dolayı kutlayın. • Çocuğun olumlu davranışlarını onayladığınızı beden dilinizle de gösterin. Bazen bir küçük gülümseme, sırt sıvazlama ya da bir baş hareketi bir çok söze bedeldir.
Çocuklara sorunlara çözümler üretme, sorunlarla başa çıkma konusunda destek olun, ancak onların yerine kararlar vermeyin. Bırakın kendi kararlarını verip, davranışlarını kendileri belirlesinler; bu özgüvenleri için çok yararlıdır. • Yaşamak, sağlıklı büyümek ve gelişmek, eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanı sıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak, şiddete maruz kalmamakta çocukların en doğal hakkıdır. Bu hakka sahip olmak için onların en büyük yardımcıları ise öğretmenler olacaktır.
DUYGUSAL İHMAL VE İSTİSMAR Çocuğun sevilmemesi, ihtiyacı olan duygusal ilgi ve yakınlığın ona gösterilmemesi duygusal ihmal olarak kabul edilmektedir. Duygusal istismar ise tek başına görülebildiği gibi fiziksel ve cinsel istismarla birlikte de görülmektedir.
Çocuğu reddetme, tehdit etme, inkar etme, sorularına cevap vermeme, çocuğun yaşıt ve yetişkinlerle ilişkisini kısıtlama, sosyal bozulmasına neden olma, emosyonel istismar olarak kabul edilmektedir.
Ebeveynlerin ya da çevredeki diğer yetişkinlerin çocuğun yeteneklerinin üzerinde istek ve beklentiler içinde olmaları ve saldırganca davranmaları anlamına gelen duygusal istismarın izleri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. Anne babası tarafından sürekli eleştirilen, aşağılanan, sevgi ve ilgi ihtiyacı yeterince karşılanamayan çocuklar, pasif kişilik özelliklerine sahip, kendine güveni olmayan ve anti sosyal davranışlar gösteren kişiler olarak tanımlanmaktadır.
Bunların yanı sıra duygusal istismar, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çocuklarda normal zihinsel kapasite olmasına rağmen, öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlar görülmektedir. Dolayısıyla duygusal istismar çocuğun hem kişiliği hem de başarısını olumsuz yönde etkilemektedir.
DUYGUSAL İSTİSMAR GÖREN ÇOCUKLARDA PSİKOPATOLOJİ Negatif davranışlar olarak kabul edilen iştah azlığı, yalan söyleme, çalma, enkopresiz, düşük benlik saygısı, emosyonel dengesizlik, emosyonel tepkide azalma, aşırı bağımlılık, başarı düşüklüğü, büyüme geriliği, patolojik agresyon, emosyonel örselenme tanımlanmıştır.
ÖRNEK OLAY 1 Kadıköy Ataşehir İlköğretim Okulu son sınıf öğrencisi, S. D.’nin önceki gün müdür yardımcısı V.K.’nin herkesin içinde kendisine hakaret etmesini gururuna yediremeyerek intihar etmesinin ardında, okul yönetimi hakkında soruşturma başlatıldı. Küçükbakkalköy karakol amiri Başkomiser ile okula gelen okul yöneticileri, öğrenciler ve veliler tarafından protesto edilerek yuhalandı
Öğrencilere küfür ve hakaretler yağdıran Başkomiser, tepki gösteren velilerden 10’unu gözaltına aldırdı. Talihsiz kızın ailesi, intihardan sorumlu tuttuğu okul yönetiminden davacı oldu.
ÖRNEK OLAY 2 Öğretmenin azarlamasını onuruna yediremeyerek okuduğu Özel Türk Lisesinin 6. katından kendisini boşluğa bırakan Ortaokul 2. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki B.Y. Yaşama döndü. Yaklaşık 1 ay önce gözünü kırpmadan boşluğa bıraktığı bedeninde sayısız kırıklar oluşan genç kıza, okulda tesadüfen bulunan bir doktor veli müdahale etmişti.
Bugünün çocuk eğitimi anlayışında gerekli ölçüde ödül, denetim ve ceza vardır. Ancak ceza sözel aşağılama olarak algılanmamalıdır. Gerçekte anne baba ya da öğretmenlerin çocukları insanlık onuruyla bağdaşmayan bu tür yöntemlerle cezalandırmaları bağışlanmaz bir tutumdur. Ceza uygun durum ve yollarla verilmezse cezalandırılan davranışı daha da güçlendirir.
CİNSEL İHMAL VE İSTİSMAR Çocukların cinsel sömürüye karşı korunmaması ve ilgisiz kalınması, cinsel gelişime gereken önemin verilmemesi cinsel ihmal olarak ifade edilmektedir. Cinsel istismar, cinsel doyum için çocuğu kullanmak ya da bir başkasının çocuğu bu amaçla kullanmasına izin vermektir.
Çocuğun kendisinden en az 4 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel haz alma amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılmasıdır. Cinselliği kışkırtan konuşmalardan, cinsel organ teşhirciliği, çocuğu cinsel ilişki ya da pornografi malzemesi yapmak, tecavüz ya da enseste kadar değişen eylemler...
YANLIŞ * Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği nedeni ile uydururlar. DOĞRU * Çocuklar bu konuda genellikle yalan söylemezler. İlk kural çocuğa inanmak olmalıdır. CİNSEL İSTİSMAR İLE İLGİLİ YANLIŞ DÜŞÜNCELER
YANLIŞ * Olayı provoke eden çocuklar, şirin ve cazip kız çocuklar, evden kaçan çocuklar, ihmal edilmiş çocuklar potansiyel kurbanlardır. DOĞRU * Kurbanlar her sosyo-ekonomik ve her sosyo-kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklardır.
YANLIŞ * Parklar, genel tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık sokaklar, boş inşaat sahaları tehlikeli bölgelerdir. DOĞRU * Olayın olduğu yer genellikle ev, okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevredir.
YANLIŞ * İstismarcılar genellikle yaşlı ve yabancı erkeklerle sokakta hırpani serserilerdir. DOĞRU * Olguların % 80-95’ inde fail 20 – 45 yaşları arasında kurban tarafından tanınan, evli ve çocuklu erkeklerdir.