480 likes | 1.19k Views
TÜRKİYE OBEZİTE İLE MÜCADELE VE KONTROL PROGRAMI. AMASYA İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ. OBEZİTE (Şişmanlık). Vücutta fazla miktarda yağ dokusu birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Yağ dokularının oranı,diğer dokulara göre artmıştır.
E N D
TÜRKİYE OBEZİTE İLE MÜCADELE VE KONTROL PROGRAMI AMASYA İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ
OBEZİTE (Şişmanlık) Vücutta fazla miktarda yağ dokusu birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.Yağ dokularının oranı,diğer dokulara göre artmıştır.
Son yıllarda tüm dünyada obezitenin görülme sıklığı giderek artmaktadır ve Tedavi edilmesi gereken bir hastalık, bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmeye başlanmıştır.
Tüm dünyada fazla kiloluğun (hafif şişmanlığın) ve obezitenin (şişmanlığın) prevalansı giderek artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Dünyada: 400 milyon ÜZERİ obez 1.6 milyardan FAZLA kilolu birey bulunmakta ve daha çok artacağı belirtilmiştir.
Kalp ve damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kanser, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi hastalıkların oluşmasına, yaşam kalitesinin azalmasına ve ölümlere yol açan obezite, sadece küresel boyutta bir halk sağlığı problemi olmakla kalmayıp, Ülke ekonomilerine olumsuz yönde etki eden bir unsur olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Obezite, ülke ekonomilerini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Obezite ile ilgili sağlık harcamaları gelişmiş ülkelerde tüm sağlık harcamalarının % 2- 7’sini oluşturmaktadır.
Giderek artan obezite nedeniyle, 15-17 Kasım 2006 tarihinde İstanbul’da ‘’DSÖ Avrupa Obezite ile Mücadele Bakanlar Konferansı’’ düzenlenmiştir. Ulusal ve uluslar arası boyutta olan konferansta; obezitenin önlenmesine yönelik faaliyetlere hız vermek, belirlenen hedeflere ulaşmak, yeni hedef ve stratejiler belirlemek ve faaliyetlerin yürütülmesini sağlamak amacıyla ulusal bir program hazırlanması ihtiyacı duyulmuştur.
Şişmanlık Nasıl Saptanır ? Bireyin boy ve ağırlık ölçüleri alınıp bununla ilgili standartlarla kıyaslanabilir. BKİ: Ağırlık(kg) Boy(m)2
Beden Kitle İndeksi (BKİ) : <20 ise zayıf 20-24.9 ise sağlıklı 25-29.9 ise hafif şişman 30-34.9 ise şişman >35 ise ağır şişman
Bölgesel yağ dağılımı genetik olarak erkek ve kadınlarda farklılık göstermektedir. Erkek tipi obezitede yağ; vücudun üst bölümünde bel, üst karın ve göğüs bölgelerinde toplanmaktadır. (ELMA TİP)
Kadın tipi obezitede yağ; vücudun alt bölümünde kalça, uyluk ve bacaklarda toplanmaktadır. (ARMUT TİP)
Bel Kalça Oranı : DSÖ’ye göre Bel / Kalça Oranı: Kadınlarda > 0,85 Erkeklerde >1 den fazla ise obezite olarak kabul edilmektedir. Yağın karın bölgesinde ve iç organlarda toplanması insülin direncine yol açmaktadır. İnsülin direnci ise obezitenin yol açtığı Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, dislipidemi ve koroner arter hastalıkları arasındaki ilişkiyi sağlayan en önemli faktördür.
Bel Çevresi : Tek başına bel çevresi ölçümünün ; Erkeklerde 94 cm ve üzerinde Kadınlarda 80 cm ve üzerinde olması hastalık risklerinin artmasına neden olmaktadır.
Obeziteye Neden Olan Faktörler • Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları • Yetersiz fiziksel aktivite • Yaş • Cinsiyet • Eğitim düzeyi • Sosyo – kültürel etmenler • Gelir durumu
Hormonal ve metabolik etmenler • Genetik etmenler • Psikolojik etmenler • Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama • Sigara, alkol kullanma durumu • Kullanılan bazı ilaçlar • Doğum sayısı ve doğumlar arası süre
Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biride yaşamın ilk yıllarındaki beslenme şeklidir. Yapılan çalışmalarda anne sütü ile beslenen çocuklarda daha az obezite görülmektedir.
DSÖ ve UNICEF tarafından yayımlanan çeşitli dökümanlarda 6 ay tek başına anne sütü verilmesinin, 6. aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte uygun ek besinlere başlanılmasının, en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesi ile kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirlenmiştir.
Obezitenin Neden Olduğu Sağlık Sorunları / Risk Faktörleri • İnsülin direnci – Hiperinsülinemi • Tip 2 Diyabet • Hipertansiyon • Koroner arter hastalığı • Hiperlipidemi – Hipertrigliseridemi • Metabolik sendrom • Safra kesesi hastalıkları
Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri) • Osteoartrit • Felç • Uyku apnesi • Karaciğer yağlanması • Astım, solunum azlığı • Gebelik komplikasyonları
Mensturasyon düzensizlikler • Aşırı kıllanma • Ameliyat öncesi ve sonrası komplikasyon riskinin artması • Ruhsal sorunlar : Anoreksiya nevroza (yemek yememe), Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanamama), Binge eating (tıkanırcasına yeme), gece yeme sendromu veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma
Toplumsal uyumsuzluklar • Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları • Kas-iskelet sistemi problemleri
Obezitenin Tedavisi Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezite için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve yaşanılan çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir.
Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik gerektiren bir süreçtir. • Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi • Egzersiz tedavisi • Davranış değişikliği tedavisi • İlaç tedavisi • Cerrahi tedavi
Obezite Tedavisinde Amaç Gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite riskini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir.
Türkiye’de Obezite Ülkemiz, beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan, hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren görünüme sahiptir. Türkiye’de halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyoekonomik düzeye, kentsel-kırsal yerleşim yerlerine, gelir dağılımına göre önemli farklılıklar göstermektedir.
Türk halkının beslenme durumuna bakıldığında, temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir. Günlük enerjinin ortalama ; %44’ü ekmekten %58’i ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır.
Yıllar içerisinde besin tüketim eğilimi incelendiğinde: Ekmek, süt-yoğurt, et ve ürünleri, taze sebze ve meyve tüketiminin azaldığı; kurubaklagil, yumurta ve şeker tüketimin arttığı gözlenmiştir. Meyve ve sebze tüketimin yetersiz olduğu görülmüştür.
Son yıllarda ülkemizde, özellikle kentsel bölgelerde çocuk ve gençler arasında ayaküstü beslenme (fast-food) sıklıkla tercih edilen bir beslenme şeklidir. Enerjisi yüksek, doymuş yağ asitleri ve tuz içeriği zengin, ancak posa içeriği, A ve C vitaminleri ve kalsiyum yönünden yetersizdir.
Sıklıkla fast-food beslenme; Yetersiz ve dengesiz beslenmeye neden olmakta Obezite Kalp-damar hastalıkları Diyabet gibi kronik hastalıkların oluşma riskini arttırmaktadır.
Obezitenin artmasına neden olan önemli faktörlerden biri de hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşmasıdır.
Düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı yaşam tarzının temel unsuru olduğu bilinmekte, fiziksel aktivitesi artmış bir toplumda, sağlık harcamalarının önemli düzeyde azalacağı ve ülke ekonomisine büyük katkısının olacağı kabul edilmektedir.
OBEZİTE VE HAREKETLİ YAŞAM İLE İLGİLİ ÇALIŞMA PLANI : • İlk olarak sağlık personelinin bilgilendirilmesi; Toplum sağlığı merkezleri Sağlık müdürlüğü personeli Yataklı tedavi Aile sağlığı merkezleri • Yerel basın aracılığı ile halkın bilgilendirilmesi
Müftülük aracılığı ile cuma hutbelerinde halkın bilinçlendirilmesi • İstekli olan kamu kurum ve kuruluşlarına eğitim verilmesi • Okul öncesi çocuklarından başlamak üzere tüm öğrencilere eğitim verilmesi • Beslenme dostu okul seçilerek aktivitelerin arttırılması
Afiş ve broşürlerin hazırlanarak dağıtılması Aile hekimliklerine Sağlık kuruluşlarına Okul yemekhane ve kantinlerine Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına • Marketler ve halka açık alanlara obezite stantlarının oluşturulması
Valilik öncülüğünde halk yürüyüşlerinin yapılması • Yerel yönetimlerle işbirliğine girilerek fiziksel aktivitelerin yaygınlaştırılmasının sağlanması
Okul spor salonlarının beden öğretmenleri tarafından daha aktif hale getirilmesi ve belirli günlerde öğrenci velilerine spor yapmalarını sağlayarak spora yönlendirmenin sağlanması • İldeki kamuya ait spor merkezlerinin daha yoğun değerlendirilmesi
Bir ekip oluşturularak , Obezite ve Fiziksel Aktivite ilgili danışma merkezi oluşturulması • Sivil toplum kuruluşlarını bu konuda bilgilendirerek daha geniş kapsamlı çalışmaların yapılması ve projelerin geliştirilmesi