E N D
Resmi Adı: Azerbaycan CumhuriyetiBaşkenti: Bakü Nüfusu: 9.300.000 (2013 tahmini)Yüzölçümü: 86.000 km2Komşuları : Rusya, İran, Ermenistan ve TürkiyeNüfus Artış Hızı:% 0.8Okuma Yazma Oranı: % 99.5Din :Müslüman %93,4, Rus Ortodoks %2,5, Ermeni Ortodoks %2,3, diğer dinler %1,8 Resmi Dili: AzericePara Birimi: Manat
Etnik yapı • Nüfus 2013 yılı tahmini 9.3 milyon tahmin edilmektedir. • Nüfusun %26,4’ünü 0–14 yaş grubu, %65,7’sini 15–64 yaş grubu, %7,8’ini de 65 yaş ve üzeri oluşturmaktadır. • Nüfusun çoğunluğunu Şii Müslümanlar oluşturmaktadır. Sünni Müslümanların oranı %30’dur.
Sosyo-ekonomik durum • Azerbaycan 70 yıl boyunca Komünist sistemin içinde kaldığında 1991 yılında bağımsızlığını kazandığında bir çok ekonomik problemin içinde kaldı. • Komünist sistem Rusya ya diğer ülkeleri entegre etmeye çalıştığından her ülkeyi bir amaçla düşünmüş Azerbaycan’a da tarım ülkesi olmak düşmüştür. Sanayi anlamında geri bırakılarak diğer ülkelere bağımlı bırakılmıştır. • Bağımsızlığın ardından serbest piyasa ekonomisini tercih etmiş, kaynaklarını ve sistemini ABD ve AB ye açmıştır. 1994 yılında IMF ile görüşmeye başlamış 1995 yılında stand by imzalamıştır. • Ülkede halen ekonomik durum kötüdür. Kişi başına düşen milli gelir 3.800 $ dır. Ancak halk arasında çok düzensiz bir ekonomik durum söz konusudur. 2001 yılı verilerine göre halkın %17 si aşırı fakir durumdadır. • Genel zenginlik kaynağı petrol ve doğalgazdır.
Sosyo-ekonomik durum Tarım konusunda; çok çeşitli iklim tipleri olduğundan oldukça elverişlidir. İkinci büyük sektördür. Tarım ve ormancılık halkın %41 ini teşkil etmektedir. Yetiştirilen başlıca ürünler tahıl, meyve, pamuk, çay, tütün ve üzümdür. Sanayi konusunda; ihraç potansiyeli taşıyan sanayi ürünlerinde hammadde ve ara malı olarak diğer cumhuriyetlere muhtaç durumdadır. Eski teknolojiye sahip sanayi tesislerinin verim düşüklüğü nedeniyle ülkede üretilen sanayi mallarının %80’i hammadde ve yarı mamul şeklindedir. Azerbaycan’ın sanayi sektörü ağır sanayi (petrol ve doğalgaz, petrol ürünleri, metalürji, makina imal, kimya, orman ürünleri, yapı malzemeleri); hafif sanayi (dokumacılık, dikiş, deri-kürk, kundura) ve gıda sanayi şeklinde sınıflandırılabilir. Ağır sanayide genellikle ara mal ve yarı mamul üretilmektedir. Ağır sanayinin temelini petrol sanayisi oluşturmaktadır.
Sosyo-ekonomik durum • Madencilik ve Enerji Sektöründe; Azerbaycan’ın yeraltı kaynakları, özellikle ihracatının %90’ını oluşturan petrol ve doğalgaz rezervleri bakımından çok zengindir. Azerbaycan, dış ticaret açığı veren bir ekonomiye sahip olmasına rağmen madencilik, petrol ve bunlara dayalı sanayi dış ticarette pozitif değer yaratmaktadır. Petrol ve doğalgaz dışında başlıca yeraltı kaynakları kurşun, çinko, bakır, alunit, sülfat, polimetal filizi, cıva, molibden, demir cevheri, barit, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı siyanit, maden tuzu ve kaya tuzudur.
Coğrafi durum 38°–25° kuzey enlemleri ile 44°–50° doğu boylamları arasında bulunan Azerbaycan, Orta Asya, Ortadoğu ve Ön Asya’nın ortasında, Kafkas dağlarının güneydoğu yamaçlarında yer almaktadır. Yüzölçümü 86.660 km2, ülke sınırlarının toplam uzunluğu 3.660 km’dir. Kuzeyden Dağıstan Özerk Cumhuriyeti, kuzeybatıdan Gürcistan, güneyden İran, güneybatıdan Ermenistan ve Türkiye, doğudan Hazar Denizi ile sınırlanmıştır. Türkiye ile doğrudan sınırı ancak Nahcivan Özerk Bölgesi ile olan 12 km’lik bölgedir. Azerbaycan, Nahcivan Özerk Bölgesi ile Dağlık Karabağ Özerk Yönetim Birimi’ni de içine almaktadır.
Tarihi Arka planı • Azerbaycan'da kuruluna ilk devlet bilinen M.Ö 800 yılında Urartular tarafından son verildiği bilinen Manna Krallığıdır. • Daha sonda Metlerin ve Perslerin kontrolü altına geçmiştir. Daha sonra kurulan Antropatene Krallığının bugünkü Azerbaycan a ismini veren krallık olduğu düşünülmektedir. • Daha sonrasında Büyük İskender, Sasanilerve Bizans tarafından işgal edilmiştir. Sonrasında Emeviler tarafından İslam coğrafyasına katılmış, Selçuklu Türkleri tarafından kontrol edilmiş Moğol istilasına duçar olmuştur. • İstilanın ardından sırası ile Karakoyunlu, Akkoyunlu, Savefiler ve son olarak Yavuz Sultan Selim Han zamanında Osmanlı coğrafyasında yer aldı.
Yaşananlar • Dağlık Karabağ Sorunu: Azerbaycan ile Ermenistan arasında oldukça uzun bir tarihî geçmişe sahiptir. Azerbaycan’daki Kür ve Aras ırmakları ile şu anda Ermenistan sınırları içinde bulunan Gökçe Gölü arasındaki dağlık bölge ve bu bölgeye bağlı ovalardan oluşmaktadır. Bu bölge, Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile Ermenistan ve İran topraklarını kontrol edebilecek bir noktada bulunması nedeniyle jeopolitik öneme sahiptir. 1980’lerin ikinci yarısında SSCB’nin dağılma sürecine girdiği dönemde Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait Karabağ bölgesinin dağlık kısmında yeniden hak iddia etmesiyle ortaya çıkmıştır
Hocalı KATLİAMI • Hocalı ’da gerçekleştirilen katliama giden süreçte, Ermenileri Rusların desteklediği yönünde ciddi bulgular bulunmaktadır. Ermeni gönüllülerden oluşan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilmiştir. Ardından Gorbaçov, 25 Temmuz 1990’da yayımladığı bir kanun ile SSR (Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasını yasaklamış ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konulmasını sağlamıştır. Bu kanunla birlikte Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere silahlar toplanmış, Dağlık Karabağ’da ise bu görev Rus askerleri tarafından yerine getirilmiştir. 1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibi terör eylemlerine kalkışmışlardır. 1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri, Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Ekim 1991’de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Hocalı Katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25–26 Şubat 1992’de Hocalı ’ya ulaşan Ermeni kuvvetlerince gerçekleştirilmiştir. Rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, Rus ordusuna ait 366. alayın 1991’in sonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanmıştır.
10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3.000 Azeri bulunmaktaydı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam Azeri sayısının 1.300 kişi olduğu söylenmektedir. Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüştür. Kadın, çocuk ve yaşlılar da dahil olmak üzere siviller katledilmiştir. Katliamın ilk gecesinde sekiz aile bütün fertleriyle öldürülmüş, 700’den fazla çocuk anne ya da babasını kaybetmiştir. Yaralılar ise 1.000’in üzerindedir.
BİR GAZETECİ • Dağlık Karabağ’ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1.300 Azerbaycan Türk’ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünyaya duyurdum. Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti
Mehmet Emin Resulzade • Mehmet Emin Resulzade, 1918’de Azerbaycan adının geçtiği ilk devletin kurulması için mücadele vermiş bir düşünür, siyaset adamı ve yazardır. 1884’te Bakü’de doğdu. İlk olarak Azerbaycan’da yayımlanan gazetelerde yazarak fikir hayatına adım attı. Fikir adamlarının Osmanlı Devleti ve İran’la eş zamanlı olarak Çarlık Rusyası’nda da mutlakiyetçi rejimlere karşı çıkmaya başladığı dönemde, Resulzade de benzer bir söylem benimsedi. 1903–1904 yıllarında kendi kurduğu Azerbaycanlı Genç İnkılapçılar Komitesi’nin başında bulundu. Rus-Japon Savaşı’nın ardından Çarlık Rusya'sının temellerinin zayıflamaya başlamasıyla Azerbaycan’daki fikir hayatında bir canlanma görüldü. • Devrinin eşitlikçi, özgürlükçü, inkılapçı ve milliyetçi fikirlerinin tesirini ortaya koyan Resulzade, Azerbaycan’ın bağımsızlığı mücadelesini bu fikirlerin ışığı altında sürdürmüş, milliyetçi söylemler de ortaya koyan bir isim olmuştur.
Çarlık yönetimine karşı fikirleri dolayısıyla önce İran’a, ardından İstanbul’a kaçan Resulzade, 1913’te Çarlık Rusya'sının af çıkarması üzerine Bakü’ye geri döndü. • 1917’de Musavat Partisi’nin başkanı oldu. Türk cumhuriyetlerinin de Rusya’dan ayrılması ve bir federasyon kurmasını savunan Resulzade, 1917’de Moskova’da toplanan Birinci Müslüman Kongresi’ne katıldı. Rusya Müslümanlarına hitap eden bir yazısında “Bağımsız milletler olarak var olmak isteyen milli toplumların, her şeyden önce kendilerini bilmeleri, belirli fikirler ve gayeler etrafında birleşmeleri gerektiğini, bu güç ve inançtan yoksun toplumların kimseye söz dinletemeyeceğini” belirtti. Bu fikirler, Azerbaycan’ın kısa süreli de olsa bağımsızlığa giden sürecinde etkili oldu. 1918’de Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edildiğinde Azerbaycan Milli Şurası tarafından cumhurbaşkanı seçildi. • 1920’de Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’ı işgal etmesinin ardından işgale karşı direnişi örgütledi. Moskova’da bir süre gözaltında kaldıktan sonra tekrar İstanbul’a gitti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Rusya’ya saldıran Almanya, diğer Kafkasyalı liderlerle birlikte Resulzade’yi de Almanya’ya davet etti. Amacı, Kafkasları Rusya’ya karşı ayaklandırmak için Kafkasyalı liderleri kullanmaktı.