650 likes | 1.26k Views
BÖBREK HASTALIKLARINDA BESLENME. Prof. Dr. Gülay Koçoğlu Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Böbreğin yapısı. Karın boşluğunun arka duvarında peritonun arkasında, alt torasik ve üst lumbal vertebralar düzeyinde bulunmaktadır.
E N D
BÖBREK HASTALIKLARINDA BESLENME Prof. Dr. Gülay Koçoğlu Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Böbreğin yapısı • Karın boşluğunun arka duvarında peritonun arkasında, alt torasik ve üst lumbal vertebralar düzeyinde bulunmaktadır. • Her erişkin böbrek yaklaşık 125-175 g ağırlığında ve yaklaşık 11-12 x 6 x 2.5-3cm boyutundadır. • Her böbrek nefron adı verilen yaklaşık 1 milyon işlevsel parçacıktan oluşur. Bu sayı prenatal dönemde belirlenmiştir. Doğumdan sonra yeni nefron gelişemez ve kaybedilen nefronun yerine yenisi yapılamaz..
Her nefron Bowman kapsülü içinde süzme işlevi gören kapiller bir ağ (glomerül), kapsül boşluğunun açıldığı proksimal tübülüs, henle kulpu, distal tübülüs ve toplayıcı kanallardan oluşmaktadır. • Nefronlardan gelen toplayıcı kanallar birleşerek papiller kanallara açılmaktadır. • Nefronun tek bir bölümü bile hasar görse tüm nefron işlevini kaybeder
Böbreklerin görevleri: 1)-Metabolik artıkların atımı (idrar oluşumu) • Protein katabolizmasının ürünlerinin atımını glomerüllerdeki süzülme işlemi ile sağlar. • Atılması gerekli maddelerin idrara geçmesi için ultrafiltrat oluşumunun çok fazla olması gerekir. • Tübüler sekresyonla da geçiş olur. Ürat, sitrat gibi organik asitler, kreatin gibi organik bazlar, antibiyotikler, diüretikler gibi ilaçlar bu yolla idrara geçerler.
2)-Vücudun sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması: • Vücut sıvılarının (hücre içi, hücre dışı, damar içi) hacim, konsantrasyon ve dengede tutulması böbrekler sayesinde olur. • Sorun olduğunda Na, K, Mg, Ca, su ve asit-baz dengesi bozulur.
3)- Böbreklerin hormonlar üzerindeki düzenleyici görevleri • Eritropoetin yapımı böbrekte olur. • D vitamininin aktif şekli olan 1,25 di hidroksi kolekalsiferole dönüşümü böbrekte olur. • Renin glomerüllerdeki hücrelerde üretilir ve salgılanır. Renin aldosteron salınımını uyaran angiotensin II yapımını arttırır. Aldosteron böbreklerde Na emilini ve K atımını uyarır. • ADH yapımı da böbrekte olur. Su atımının kontrolü ADH ile olmaktadır.
Böbrek Hastalıklarının Göstergeleri ve Tanısı Ağrı:Kaburga ve bel ağrıları Oligürü:Günlük idrar hacminin < 400-500 cc olması Anüri:Günlük idrar hacminin < 50 cc olması veya hiç olmaması Poliüri:Günlük idrar hacminin >2 l olması Noktüri:Geceleri sık idrara çıkma durumu Dizüri:Ağrılı idrar çıkma Hematüri:Kanlı idrar
Ödem:Vücutta su ve tuz birikimi sonucu oluşan şişlikler İdrar yoğunluğunun bozulması: Normal dansite 1001-1040 arasındadır Proteinüri:Normalde idrarda protein bulunmaz. Böbrek glomerüllerinin iltihaplanması ve harabiyeti nedeniyle proteinin ultrafiltrata geçmesi ve emilememesi vb. yüzünden olur. Molekül ağırlığı az olan albümin, trasferin ve immünoglobülinler idrarla atılır, molekül ağırlığı büyük olan lipoproteinler ise daha az kaybedilir. İdrardaki proteinin çoğualbümindir(albüminüri).Ağır durumlarda globülinde bulunur (globülinüri)
İdrar sedmenti: Normalde idrarda az bulunan veya hiç bulunmayan hücresel elemanların çok sayıda olması önemli bir bulgudur. Eritrositlerin 5’ten fazla görülmesi vb. Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFR):Normalde 100-200 ml/dk/ m2 olan GFR’nin azalması böbrek hastalıklarının kronikleştiğini gösteren en önemli bulgudur. Diğer göstergeler: Hipertansiyon, GİS bozuklukları, şiddetli anemi, pıhtılaşma bozuklukları, nefes darlığı (dispne), kaşıntı ve sinir sistemi bozuklukları
Kronik Böbrek Hastalıklarında Özellikler Ayırdedici özellik GFR’de azalma. Bu 3 şekilde olabilir; • Tek nefronun filtrasyon hızında azalma(Tek nefron 60 nL/dk, 1 milyon nefron x 2 böbrek=120 ml/dk) (Çocuklarda 100 ml / dk) • Görev yapan nefron sayısında azalma • Her ikisi birden
GFR normal şartlarda bile 30 yaşından sonra her yıl 1 ml/dk azalır. GFR 50-80 ml/dk ise (% 30-50 nefron sağlam) semptom yok GFR 25-50 ml/dk ise ( % 15-30 nefron sağlam) BUN, kreatin yükselir, hipertansiyon, anemi saptanabilir. GFR 10-25 ml/dk ise (% 5-15 nefron sağlam) bulgular ağırlaşır, Ca düşüklüğü, P yüksekliği belirginleşir. GFR < 10 ml/dk ise üremik sendrom gelişir.
Böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla; • Öncelikle üre, kreatinin vücut sıvılarında toplanır. • GFR % 25’inaltına düşerse ( 30 ml/dk) fosfat, sülfat, ürik asit, Mg, Na, H 2 birikimi ASİDOSİS • Eritropoetin yapımı azalır ANEMİ • 1,25 di hidroksi kolekalsiferol oluşumu azalır Ca absorbsiyonu azalır hiperparatirodizm • Bir çok peptid, insülin, glukagon, büyüme hormonu, paratiroid hormon yıkımı, glukoneogenesiz ve lipit metabolizması bozulur. • Anoreksi, bulantı, kusmabesin alımı azalırMALNÜTRİSYON”
Kronik Böbrek Hastalıkları Ne Sıklıkta ? • Küresel olarak 500 milyon kişide, • diğer bir deyişle her on kişiden birinde, herhangi bir düzeyde kronik böbrek hastalığı görülmektedir. • Erken dönemde teşhis edilen kronik böbrek hastalığının tedavisi gelecek dönemlerdeki komplikasyon riskini azaltır • Böbrek hastalıkları konusundaki bilinç düzeyinin artması tüm dünyada artan ölümler ve bulaşıcı olmayan hastalıklar (özellikle kardiyovasküler hastalıklar, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kronik böbrek hastalıkları) sonucu sakat kalma sorunlarının önlenmesinde göz ardı edilemez hızda bir potansiyele sahiptir.
Teşhis Edilmemiş Kronik Böbrek Hastalığının Sonuçları Neler Olur? • İlk karşılaşılacak risk, gelecekte böbrek kaybına ve diyalize veya böbrek nakline neden olabilecek böbrek işlevi kaybıdır. • Diğer risk ise kardiyovasküler hastalıklar ile bağlantılı erken ölümlerdir.
Sağlıklı olduğu düşünülen ancak sonrasında kronik böbrek hastalığı olduğu saptanan bireylerin kardiyovasküler hastalıklardan [koroner kalp yetmezliği, beyin kanaması ve damar tıkanıklığı, çevresel (periferik) atardamar hastalıkları)] ölüm oranları böbrek hastalıklarının düzeyine bakılmaksızın normale göre on kat daha fazladır. • Her yıl dünyada 12 milyon kişi bu nedenle ölmektedir. • Bu sayılar küresel anlamda yaygın olarak Tip 2 şeker hastalığı nedeniyle hızla artmaktadır.
Son dönem böbrek hastalıkları hızla artmakta, tüm dünyada 1,5 milyon kişi hemodiyaliz, periton diyalizi veya böbrek nakli ile hayatta kalabilmektedir. • Gelecek 10 yıl içinde bu sayının iki katına çıkacağı öngörülmektedir. • Toplam diyaliz ve böbrek nakli maliyetinin yine gelecek 10 yıl içinde 1 trilyon Amerikan Doları’na yükseleceği tahmin edilmektedir. • Bu ekonomik yük, gelişmiş ülkelerin sağlık bütçelerini zorlarken, daha az gelişmiş ülkelerin bu maliyeti karşılayabilmesi ise imkansız olacaktır.
Böbrek yerine geçen tedavi yapılan kişilerin % 80’i gelişmiş ülkelerde yaşamaktadırlar çünkü bu ülkeler bu tip tedavileri karşılayabilmektedirler. • Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde toplam hastaların %10’undan daha azı böbrek yerine geçen herhangi bir tedaviyi alabilmektedirler. • Bir çok Afrika ülkesinde böbrek yerine geçen tedaviler ya çok azdır ya da hiç yoktur, bu da bir çok insanın ölmesi anlamına gelmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde böbrek hastalıklarının ekonomik yükü çok ağırdır çünkü kronik böbrek hastalıkları genelde genç yaşlarda ortaya çıkar. • Örneğin Guatemala’da tedavi gören hastaların % 40’ı 40 yaşın altındadır. • Çin ekonomisi gelecek 10 yıl içinde kronik kardiyovasküler ve böbrek hastalıklarının yol açtığı ölümlerden ve sakatlıklardan dolayı yaklaşık 558 milyar Amerikan Doları kaybedecektir.
Türkiye’de durum; • 18.815 Hemodiyaliz hastası • 2302 Peritonal diyaliz hastası • 108 hemodiyaliz 476 peritonal diyaliz uygulanan çocuk hasta • CVD nedeniyle ölüm: Hemodiyaliz % 56.8 Peritonal diyaliz % 46.3 Kaynak: European Renal Association- ERA European Dialysis and Transplant Association-EDTA
Konik Böbrek Hastalılarının Ortaya Çıkarılması İçin Ne yapılmalıdır? • Günümüzde kolaylıkla yapılabilen serum kreatinin, hesaplanmış glomerüler filtrasyon hızı ve idrar albumin testleri mevcuttur. • Erken dönem kronik böbrek hastalığı olan kişilerin büyük çoğunluğu ortaya çıkarılamamıştır. • Böbrek fonksiyonlarının azalmasının erken belirlenmesi esastır, böbrek hasarı veya böbrek çürümesinin/bozulmasının kendini diğer komplikasyonlar yoluyla göstermesini engelleyecek uygun tedavinin yapılmasını sağlar.
Diyet Tedavisine Gerek Duyulan Böbrek Hastalıkları • Akut glomerülo nefrit • Kronik glomerülo nefrit • Nefrotik sendrom • Akut böbrek yetmezliği • Kronik böbrek yetmezliği • Böbrek taşları (?)
Genel İlkeler • Enerji yeterli düzeyde verilir (en az 2000 k.kal, veya 30-40 k.kal/kg) • Karbonhidratlar enerjinin en önemli kaynağıdırlar. Özellikle protein kısıtlaması yapılan durumlarda bol verilir (% 60-65). • Sıvı: Oligüri, anüri durumunda kısıtlanır. 24 x 0.5 x kg + (bir önce çıkarılan idrar miktarı)
Proteinler: • Anüri varsa 1-2 gün hiç verilmez. • Oligüri varsa • BUN yüksekse • Kreatin yüksekse • GFR düşükse (özellikle %25’in altına düşmüşse çok sınırlanır) • Transplantasyondan sonra kronik rejeksiyon gelişirse SINIRLANIR • AGN, KGN, ABY, KBY GENEL OLARAK BİR SÜRE PROTEİN SINIRLAMASI YAPILAN HASTALIKLARDIR.
Proteinlerin sınırlanmadığı durumlar; • İdrarla fazla protein kaybı varsa (NS) • KBY olan hasta diyalize girdiğinde • Transplantasyon sonrası ilk dönem • GFR normalse veya belirgin azalmamışsa
Yağlar: Son ürünleri idrarla atılmadığı için anüri durumunda bile sınırlanmaz. Enerjinin %30’u kadar verilebilir. • NS’da diğer böbrek hastalılarından farklı olarak kan kolesterol, fosfolipit ve trigliserit düzeyleri yüksektir (hiperlipidemi). Nedeni tam açıklanamamıştır (hipoalbumineminin lipoprotein sentezinin uyarılmasına yol açması, lipoproteinlerin atılmaması, lipaz aktivitesinin azalması?)
Elektrolitler, Mineraller • Oligüri, anüri durumundaNa, K, P sınırlanır. • Ödem ve hipertansiyonvarsa Na sınırlanır. • Uzun süreli protein sınırlaması demir alımını zorlaştırır, artırılmalıdır.(NS, KBY) • Diyet kalsiyumu da artırılır. (NS, KBY)
Vitaminler • Yeterli sağlanmalıdır. • A ve C vitaminleri doku onarımı için, • B grubu vitaminleri sinir sistem ve enerji oluşumu için, • D vitamini aktifleşme sorunu için özellikle gerekir.
Akut Glomerülonefrit: • Enerji bol verilir (en az 2000 veya 35 kal/kg) • Proteinler;anüri varsa1-2 gün proteinsiz diyet, oligüri durumunda ise 0.1-0.2 g/kg verilir. (Periton diyalizi yapılabilir) • Protein sınırlı verildiğinde kalitesi yüksek olmalıdır. (%50-70’i hayvansal olmalı, yumurta bulunmalı) • Laboratuvar bulguları düzelince proteinler arttırılır (0.5 g/kg). • İdrar miktarı normalleşince normal düzeyde protein verilir. • Çocuklarda proteinler çok sınırlanmaz (1-2 g/kg)
Karbonhidratlar bol verilir. • Yağlar sınırlanmaz, bol verilir (%30-35). • Anüri ve oligüri durumunda sıvı sınırlanır. (24x0.5xkg+1 gün önce çıkarılan idrar). • Oligüri varsa K sınırlanır. • Ödem ve hipertansiyon varsa Na sınırlanır. • Hiperfosfatemi varsa P sınırlanır. • C vitamini arttırılır. • A, D ve B grubu vitaminlerin alımı da arttırılır. • Uzun süreli protein sınırlaması anemiye neden olabilir. Demir alımı arttırılmalıdır. • Kalsiyum miktarı da arttırılmalıdır.
Kronik Glomerülonefrit: • Enerji gereksinimin üstünde verilir. (En az 2000 Kal veya 30-40 Kal / kg), • Protein; BUN orta derecede yüksek ise (40-60 mg / 100 ml) günde 0.6 g/kg verilir. • Proteinüri varsa atılan miktara göre diyet proteini arttırılır. • Yağ normal düzeyde, (% 30) • Karbonhidratlar bol verilir. (%60-65) • Na ödem ve hipertansiyon varsa kısıtlanır. İdrarla kayıp varsa sınırlanmaz, çok sınırlanırsa şok olur.
Nefrotik Sendrom • Enerji bol verilir(2500-3000 Kal). • Protein; uygun enerji alımı ile orantılı olarak normal düzeyde verilir. İdeal ağırlığın kg.ı başına 1g / gün protein(çocuklarda 1.5-2) ve diyetteki nitrojenin gramı başına 200 Kal. enerji pozitif nitrojen dengesi için yeterlidir. • Na sınırlı (500 mg/gün), • Yağlar % 25, doymuş (S) az, tekli ve çoklu doymamış (M ve P) arttırılır. • Kolesterol sınırlı (300 mg/gün) verilir. • Steroid tedavisinden dolayı 300-600 mg Ca, 200-400 I.U D vitamini ek olarak verilmelidir.
Akut Böbrek Yetmezliği • Enerji bol (2000-3000 Kal, en az 35 k.kal/kg) • Protein GFR %25’in altında ise 0.35 g/kg, üstünde ise 0.75g/kg verilir. Özellikle iyi kaliteli protein olması önemlidir. • Sıvı sınırlanır (24x0.5xkg+1 önceki günkü idrar), aşırı kayıplar (ateşe bağlı) göz önünde tutulur. • Yağlar % 30 olabilir. • CHO’lar bol (% 60-65) verilir. • K, P, Na oligüri ve anüri durumunda sınırlı verilir. Poliüri durumunda sınırlanmaz. • Folik asit, B6 ve C vitamini eklenmelidir.
Kronik Böbrek Yetmezliği • Enerji bol (2500-3000 Kal veya 35-40 Kal/kg), • Protein; GFR %15’in altında ise 20 g, üstünde ise 40 g ve daha fazla verilir. • Diyalize giren hastalara 1-1.2 g/kg gibi fazla protein verilir. • Sıvı; anüri ve oligüri varsa sınırlanır (24x0.5xAğırlık+önceki günkü idrar) • CHO’lar bol (% 60-65). Nişasta polimerleri, lokum, akide şekeri gibi saf şekerler gerekir. • Yağlar yüksek olmamalı, % 25-30’u geçmemelidir. S’ler azaltılıp, M ve P’ler arttırılır.
Terminal döneme kadar böbrekler sodyumu atabilir, ödem vb yoksa sınırlanmaz.Anüri, oligüri oluştuğunda sınırlı verilir (450-900 mg). Diyaliz sırasında hipotansiyonu önlemek için yeterli verilir. • Kanda potasyum düzeyleri yükseldiğinde veya anüri, oligüri varsa sınırlanır (23-27 mg / kg). Diyalize girenlere 39 mg / kg verilebilir. • Fosforsınırlanır(600-700 mg/gün). Fosfor bağlayıcı ilaçların kullanımı da gerekebilir.
Gerekiyorsa kalsiyum eklemesi yapılmalıdır. Düşük proteinli diyetlerle yeterli kalsiyum alınması zordur. • Düşük proteinli diyet alan hastaların serum demir, çinko, tiamin, riboflavin ve folat düzeyleri düşük ve sınırdadır, bu durumda ekleme yapılmalıdır. • Aktif D vitamini ve eritropoetin verilir. • Diyalize giren hastalara ayrıca suda eriyen vitamin eklemesi, özellikle C vitamini ve folik asit, gereklidir.
Protein, Na, K, Kısıtlı Diyetlerde Yasaklanan Yiyecekler • Önerilenden fazla süt, yumurta, balık, et, tavuk, • İçeriği bilinmeyen kek, pasta vb, • Konserve ve salamura yiyecekler, sucuk, sosis vb, • Sakatatlar, • Kuruyemişler, • Meşrubatlar, • Çikolata,
Kurubaklagiller (yüksek proteinli diyette serbest), • Bulgur, patates, mısır, tarhana, • Tahin, pekmez, • Muz, kavun, pancar, pazı, bakla, kereviz, enginar, • Önerilenden fazla meyve-sebze, • Tuz ve tuzlu yiyecekler
Diyaliz ve Beslenme • Genel olarak vücut sıvılarındaki istenmeyen maddelerin yarı geçirgen bir zar aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemi olarak tanımlanabilir. • Periton diyalizi ve hemodiyaliz olmak üzere iki türlü uygulama yapılmaktadır.
Hemodiyaliz Hastanın kanı vücut dışındayapay böbrekde denilen diyaliz aygıtının içinde dolaştırılır. • Aygıtın içi yarı geçirgen bir maddeden yapılmış zarla ikiye ayrılmıştır. • Zarın bir tarafında hastanın kanı, diğer tarafında diyaliz sıvısı bulunur. • Kan ve diyaliz sıvısı arasında diffüzyon ve osmoz olaylarına bağlı olarak madde ve su alışverişi olur.
Kan vücut dışına, arteriovenöz fistül (arter ile ven arasında oluşturulan kanal) veya arteriovenöz şant(arter ile ven arasında kan akımını sağlayan delik) kullanılarak çıkartılır. • ABY ve KBY başlıca kullanım alanıdır. • Kandan üre, ürik asit, kreatinin, potasyum, fosfor ve diyaliz olabilecek toksik maddeler diyaliz sıvısına geçerken hastaların kanında genellikle az bulunan bikarbonat ve kalsiyum da diyaliz sıvısından kana geçer.
Genel olarak haftada 3 kez 3-4 saatlik uygulamalar şeklinde program yapılır. • Diyaliz seansları arasında kilo alımının kuru vücut ağırlığının % 10’undan fazla olması halinde; - kısa vadede akciğer ödemi, hiperkalemi; - uzun vadede hiperparatiroidi ve kardiyovasküler problemler ortaya çıkabilir.
Periton diyalizi • Periton zarının yarı geçirgen olması nedeniyle kolaylıkla uygulanabilir. • Periton boşluğuna diyaliz sıvısı verilir, böylece bu kısım bir bölümü oluştururken periton zarı üzerindeki damarlar içindeki kan diğer bölümü oluşturur. • Periton boşluğuna girilerek plastik katater (içi boş tüp) yerleştirilir. • Periton diyalizinin en önemli kullanım alanı ABY’dir. 3 tipi vardır.
Continious Ambulatory Peritoneal Dialysis (CAPD) • Günde 4-5 defa karına doldurulan diyaliz sıvısının 4-8 saat karın içinde beklemesi ile uygulanır. • Sürekli ultra filtrasyon imkanı olduğu için hücre içi ve dışı sıvıyı en iyi şekilde kontrol eder. • Gerekli malzeme sadece diyaliz sıvısı içeren torbalar ve karındaki katater ile bağlantıyı sağlayan tüpler olduğundan evde hastanın kendisi veya ebeveynleri de uygulayabilir. • Son yıllarda geliştirilen “ çift torba, Y sistemi” ile peritonit riski minimuma inmiştir.
Automated Peritoneal Dialysis (APD) • Otomatik bir diyaliz makinesi yardımıyla gece boyunca 10 saat süre ile 4-5 diyaliz sıvısı değişimleri uygulanır. • Gündüz az miktar sıvı hastanın karnında bırakılabilir. • APD,CAPD ile karşılaştırılırsa daha kolay yöntem olduğu görülür, çünkü günde yalnız 1 kere peritondaki kateter ile bağlantı, bir kez de bağlantının ayrılması gerekmektedir. Bu durum enfeksiyon riskini azaltmaktadır.
Nightly İntermittant Peritoneal Dialysis (NIPD) • Bekleme zamanı kısaltılmış PD şeklidir ve tedavi süresi 10 saat, diyaliz akışı yavaş olup 5-8 değişim yapılmaktadır. • Maksimum klirense ulaşılması zordur. Genel olarak peritonal diyalizin en önemli komplikasyonları peritonit, çıkış yeri enfeksiyonu ve tünel enfeksiyonudur.
Diyalizde Diyet Tedavisi • Doku yıkımının önlenmesi ve (+) N dengesi için35-40 k.kal/kgya da günde 2000-3000 k.kal enerji verilir. • Diyalize giren KBY hastalarının protein gereksinimi girmeyenlerden fazladır, 1-1.2 g/kgolarak önerilir. Çünkü diyaliz sırasında az miktarda kayba uğrayan aminoasitler karşılanmalı ve katabolizma önlenmelidir. İyi kaliteli proteinler verilmelidir. • Enerjinin% 60-65 CHO, % 25-30yağdan gelmesiistenir.
Diyaliz sırasında özellikle hipotansiyonu önlemek için sodyumun fazla verilmesi gerekebilir. • Potasyum 1 mmol/kg (39 mg/kg) önerilmektedir. • P alımı < 1000 mg/gün olmalıdır. • Suda eriyen vitaminlerin takviyesi gerekebilir. Ancak aşırı C vitamini yumuşak doku ve kemikte kalsiyum okzalat birikimi yapan okzalik asit oluşumuna yol açabilir
Böbrek Transplantasyonunda Diyet • Diyet enerjisi yeterli olmalı (30-35 Kal / kg) • Bol protein ( 1.3 -1.5 g / kg) • Yağ- CHO normal düzeyde • Ilımlı potasyum sınırlaması ( 23 mg / kg) • Kalsiyum, magnezyum, D vitamini ve thiamin gerektiği kadar eklenmeli • Fosfor alımı kalsiyum alımına uygun olmalı • Kortikosteroidler glikoz toleransını azaltırken, sodyum ve sıvı retansiyonuna, kalsiyum emiliminin bozulmasına neden olduğundan diyet buna göre ayarlanmalıdır.
Böbrek fonksiyonları düzeldikten ve steroid tedavisi azaltıldıktan sonra aşırı kilo ve hiperlipidemiyi önlemek için sağlıklı beslenme önerileri yapılmalıdır. • Kronik rejeksiyon gelişen hastalarda protein sınırlaması ile nakledilen böbreğin ömrü uzatılabilmektedir.
Böbrek Taşlarında Diyet • Genelde taşın yapısına göre diyet ayarlanır. Çok etkin değildir. • En sık görülen taşlar kalsiyum okzalat-kalsiyum fosfat taşlarıdır. Hiperkalsiürik durumlar: • Fazla D vitamini, protein ve kalsiyum alımı • Uzunsüre hareketsizlik, • Paratiroid bezinin aşırı çalışması