250 likes | 571 Views
ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI İŞ EĞİTİMİ AKIMI – II “Üretim Okulu”.
E N D
ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARIİŞ EĞİTİMİ AKIMI – II “Üretim Okulu” Öğrenciler; Samet Umutlu , Canan Örs, Demet Kara , Sezgi Büyükakın, Celal Karayeğen, Hilmi Yıldırım , Kemal Kaya, Kemal Özgüney, Müjgan Aslan, Zeynep Doğan, Fatma Karaçavuş, Özlem Atay, Nilgün Şen, Şerife Atagan, Burcu Bayraktaroğlu, Erdal Tura , Halil Öztürk, Samet Yavuz ve Burhan Can’ın katkılarıyla Ders sorumlusu: Prof. Dr. Mustafa ERGÜN
HEINRICH SCHULZ (1872-1932) HAYATI Önce öğretmenlik mesleğine girdi. 1894’ten itibaren sosyal demokrat partiye girip yazar ve başyazar olarak çalışmaya başladı. Çalışmalarını özellikle işçi eğitimi üzerinde ve Sosyal Demokrat Parti okulunun kurulması üzerine yoğunlaştı.
Alman sosyal Demokrat Partisi’nin kültür politikacısı olan Heinrich Schulz, K. Marx ile F. Engels tarafından öne sürülen ilkeleri, okul pratiğine uygulanabilecek şeklinde geliştirmeye çalışmıştır. 1906 yılındaki SDP’nin kongresinde C. Zetkin ile beraber 6 temel ilke geliştirmişlerdir. Bu çalışma SDP’nin esas okul programı olmuştur. Eğitimin kamusal oluşu ilkesi Öğretimin parasız oluşu ilkesi Öğretimin laik olması ilkesi Karma eğitim ilkesi Ders plan ve programlarının sosyal demokratik esasta biçimlendirilmesi ilkesi 6. Birlik okulu ilkesi
PAUL ÖSTREİCH (1878-1959) HAYATI İçinde yaşadığı küçük burjuva ailesi şartları onun daha sonraki sosyal eğitim konusundaki görüşlerine etkisi bulunmuştur.Berlin ve Greifswald üniversitelerinde matematik,fizik ve kimya dallarında yüksek öğrenim gördü.Sonra lise öğretmenliğine başladı. Aynı zamanda çok yönlü bir politika hayatına katıldı.1945’ten itibaren Demokratik Almanya Cumhuriyetinin kurulmasında sonra Doğu Berlin’de bir süre öğretmenlik ve maarif danışmanlığı yaptı.Son derece mücadeleci bir kişiliğe sahipti.
GÖRÜŞLERİ • Birinci dünya savaşının hemen ardından Almanya’da eğitim reformu konusundaki en radikal öneriler P.Östreich başkanlığı altında toplanan cemiyette (Radikal Okul Reformları Birliği) öne sürülmüştür.Bunlar kendi aralarındaki fikir farklarına rağmen temelde sosyalist anlayışta birleşiyordu. P.Östreich bu birliğin öncülüğünü yapıyordu.
ÜRETİM OKULU • P.Östreich ’in tasarladığı okul modeli içerik yönünden değil ama isim olarak isim olarak üretim okuludur.İçerisinde çok çeşitli tarım ve el zanaatlarıyla ilgili faaliyetlerin yer aldığı bir okuldur. Östreich böyle bir okul yoluyla insan hayatı için önem taşıyan ve bu hayatın varlığını sürdürmede onu yetenekli kılan ruhsal-sosyal ve maddi-manevi esastaki değerlerin üretilmesini sağlamak istemektedir.O halde P.Östreich’e göre üretme, en geniş anlamıyla her zaman için “insanın yaratıcı esasta etkin olması” demektir.
P.Östreich kuruluş sistemi yönünden bir “Birlik Okulu” taslağı çizmiştir. Birlik okulu dört kademeden oluşur. • Kindergarten:3-7. yaşlar • Temel okul: 7-16. yaşlar.Bu okul,kendi içerisinde ayrıca alt kademe ile orta kademeye ayrılmıştır. • Meslek okulu yada üst kademe • Yüksek okullar Birlik okulunda öğretim esnek bir yapıya sahiptir. Dersler esas dersler ile seçmeli derslerden oluşmuştur.Öğretim parasızdır.Öğretimde ne cinsiyete ne dinine ne de mezheplere göre ayrım yapılır.
Östreich’a göre “Birlik Okulu” bir “Hayat Okulu” karakterini taşıyacaktır.O, hayatın bir parçası olacaktır. Bu okuldaki oyun yerleri, iş yerleri, dinlenme yerleri ve yemekhanelerde öğrenciler, her cinsten önemli sosyal etkilemelerle karşı karşıyadır. Burada bir arkadaşlık ve karşılıklı yardım etme havası egemendir. Herhangi cinsten bir baskı ve ceza, söz konusu değildir. Yöntem yönüyle ise okul, bir “Üretim Okulu”dur.
NADEŞDA KONSTANTİNOVNA KRUPSKAYA (1869-1939) HAYATI 1891de köy öğretmeni oldu. 1894 yılında, W. I. Lenin tarafından yönetilen “İşçi sınıfının Kurtuluşu için Savaş Birliği” adındaki örgüte katıldı. 1897'de, politik faaliyetleri yüzünden tevkif edildi ve Lenin ile birlikte sürgüne gönderildi. 1898'de, burada Lenin ile evlendi. Lenin ile birlikte Rusya'yı terkedip (1900), Batı Avrupa ülkelerine mülteci olarak gittiler, 1907-1917 yılları arasında tekrar Batı Avrupa ülkelerinde geçirdiler. Krupskaya, bu süre içerisinde, Çağdaş eğitim akımlarını derinliğine incelemek fırsatını buldu. 1917'de Lenin ile birlikte Rusya'ya döndü. Eğitim ile ilgili önemli mevkilerde yer aldı.
Türkçeye çevrilen eserleri: Eğitim Üzerine (çev. Hüseyin Akyol),Yorum yay. Ankara 1979; Kadın Sorunu Üzerine Seçme Yazılar Clara Zetkin Üzerine (Çeviren: İsmail Yarkın), İnter Yayınları; İstanbul, 1996; İşte Lenin! (Çeviren: İsmail Yarkın), İnter Yayınları; Ankara , 1995; Lenin'den Anılar, (Çeviren: İsmail Yarkın, Saliha Nazlı Kaya), İnter Yayınları; İstanbul , 1995.
N. K. Krupskaya, ihtilal sonrası devresinin ünlü Sovyet eğitim reformcusudur. Eğitimin teorisi ve pratiği alanlarında çok çeşitli etkinlikler göstermiştir. Hiçbir zaman Tolstoy’cu kökenini inkar etmemekle birlikte 1917 den itibaren tek yanlı olarak Marksist eğitim doğrultusuna yönelmiştir.
Üzerinde durduğu en önemli reform ilkesi politeknik eğitim ile öğretim sorunudur. Krupskaya ‘Sosyalizmi kuran bir ülkede politeknik öğretim, genel öğretimin temel bir unsuru olmalıdır’ görüşündedir. O’na göre sosyalist bir ülkenin okulunda teori ile pratik birleştirilmiş olmalıdır. Ancak bu şekilde bir eğitim yoluyla insanları çok yönlü yetiştirebilmenin mümkün olduğuna inanır. Bu sebeple okullardaki öğretimi monoteknik esasta değiştirmek isteyen her çeşit çabaya karşı güçlü bir savaş açmıştır.
Krupskaya bu ilkelerden hareketle, okulların çocukları yalnızca temel bilgi ve becerilerle donatmasını yeterli görmemekte modern üretimin temel ilkelerini ve esaslarını da tanıtmasını istemektedir. Lenin döneminde başlatılan politeknik eğitim reformu hareketinin, Stalin döneminde bir tarafa atılması eğilimi başlamıştır. Bunun sonucunda Sovyet okulları ideolojik temeller üzerine dayalı birer ‘kitap okulları’ haline dönüştürülmüştür. Krupskaya bu gidişe karşı büyük bir çabayla karşı koymuştur. Krupskaya’nın bu yöndeki çabaları daha sonraları 1955’lerden itibaren yankı yapmaya başlamıştır.
Krupskaya’ya göre sosyalist eğitimin diğer bir önemli ilkesi ‘kollektif eğitim’ ilkesidir. Bu ise yeni yetişen gençlerin kollektif bir şuurla donatılması demektir.
PAVEL PETROVİÇ BLONSKİ (1884-1941) 1902-1907yılları arasında, Kief Üniversitesinde, Psikoloji ve Felsefe dallarında yüksek öğrenim gördü. 1908 yılında, Moskova Kız Öğretmen Okulunda Psikoloji öğretmeni olarak meslek hayatına başladı. 1913 yılında doktorasını yaptı. 1918 yılında, Moskova'daki Devlet Üniversitesine Profesör olarak atandı ve ayni zamanda da Moskova “Komünist Eğitim Akademisi” ile Pedagoji Enstitüsünde faaliyet gösterdi. Sonra İlmî Pedagoji Enstitüsünde ve Politeknik Eğitim Enstitüsünde çalıştı. P. P. Blonski, 1922-24 yılları arasında, Sovyetler Birliği eğitim politikası üzerinde çok etkide bulundu. 1922'de, Âlimler Konseyinin Eğitim İlmi Bölümünün başına getirildi ve 1929”a kadar bu görevde çalıştı. 930’dan ölümüne kadarki süre içerisinde, Moskova Üniversitesi Psikoloji Enstitüsünde faaliyet gösterdi.
P. P. Blonski, Sovyetler Birliğinin ön sırada gelen eğitim reformcularından birisidir. Marksizm fikirlerini derinliğine işleyerek, sosyalist bir iş eğitimi taslağı geliştirmiştir. Blonski, daha ilk yazılarından itibaren, eğitim reformu meselesiyle ilgilenmiştir. ‘İlkokulda çocuk, ön planda teorik bilgiyi değil, yaşamayı öğrenmelidir.’ tutumunu savunur.
Blonski, okul ile üretimi birleştirmek suretiyle, Marx’ın “iş ile öğretimin birleştirilmesini” isteğine uymaktadır. Bu husus, “Politeknik eğitim”in esasını teşkil etmektedir. Blonski’nin İş okulu’nun temelinde yatan ilkelerden biriside ‘kollektiflik ilkesi’dir. Buna göre, endüstriyel iş, ancak kollektif çalışma yoluyla gerçekleştirilebilir. Bunda, teker teker her bir işçi, bir iş bütününün yalnızca belirli bir bölümünü yapar. Sonunda bu bölümler, ”bütün” için birleştirilir.
Blonski, eğitim reformu konusundaki görüşlerini, ayrıntılı olarak “İş okulu” (“Trudovaya Skola” - 1919)adlı ana eserinde açıklar. Onun taslağını çizdiği İş okulu, ekonomik ve sosyal yönden zorunlu işi, esas olarak alan bir okuldur. Blonski el işinin baz alındığı iş okulu tarzına karşı çıkar. Onun için iş okulu ekonomik ve sosyal yönden zorunlu işi esas olan bir okuldur.
Blonski’ ye göre “Eğitimin amacı, çocuğu modern endüstriyel kültüre alıştırmaktır... İş okulundaki eğitimin merkezî meselesini, çocuğun doğuştan getirdiği özelliklerden hareket edilerek, onun modern endüstriyel kültüre hâkim olmasının, nasıl sağlanacağı hususu teşkil eder”. Blonski eğitimin temelini endüstri olarak görür.Bütün eğitim felsefesini bu çerçevede genişletir.
Blonski’nin üretim okulu • Kindergarten (3-7 yaşları):Bu dönemde temel oyundur. Ancak oyunlar iş temelini ele alır.Çocukların sosyal hayatta karşılaşacakları işlerin taklitleri ile oyunlar oynanır. • Endüstriyel iş okulunun 1. kademesi (8-13 yaşları):Bu dönemi sınıf ayrımı yapılmayan birlikte yaşamanın öğrenildiği bir dönemdir de diyebiliriz. Komünleri halindeki bu yeni okul, tıpkı “sınıfsız bir toplum” düzenine göre kurulmuştur. Onun için de bu okulda, klâsik “sınıf” sistemi kaldırılmıştır. Çocuklar 150-200 kişilik gruplar halinde “çalışma odası” şeklinde düzenlenmiş salonlarda çalışırlar, oynarlar ve dinlenirler. Bu okullarda çocuklar, üretici yönden her türlü çalışma imkân ve vasıtalarına sahiptirler. • Endüstriyel iş okulununun 2. kademesi (14-18 yaşları):Bu döneme fabrika dönemi de diyebiliriz. Bu kademe ile çocuklar, artık fabrika çalışması içerisine girerler.Blonski bu dönemde fabrikaları gençlerin çalıştığı iş okulları olarak görür. • Bu dönem fabrikanın iş planına göre düzenlenir.Çocuklar fabrika dışı zamanlarını çeşitli sosyal etkinliklerle değerlendirirler.
ANTON SEMENOVİÇ MAKARENKO (1888-1939) • Sovyet eğitmen, sosyal hizmet görevlisi ve eğitim kuramcısı Makarenko, ilkokul öğretmenliği için bir yıllık kurs gördükten sonra babasının çalıştığı demiryolu atölyesinin ilkokuluna öğretmen olarak girdi. Marxist fikirleri tanıdı. Bu fikirlerden dolayı sürgün yedi ve başka bir tren istasyonunda öğretmenlik yaptı. • Poltava Öğretmen Enstitüsü'nden mezun olunca ilkokul yöneticiliğine getirilen Makarenko, buralarda yeni eğitim denemelerine girişti. • “Suçlu çocuklar Kolonisi”, Gorki-Kolonisi gibi yerlerde kendine özgü “kollektif eğitim sistemi”ni başarı ile uyguladı. 1928-1935 yılları arasında Çerşinski komününde çalıştı.
Kollektif eğitimi sistemi, “sınıfsız toplum”u kurmaya çalışmaktadır. Kollektif, insanı eğiten şeydir ve Makarenko’ya göre şu özellikleri taşıması gerekir: 1) Kollektif sürü olmayıp, belirli bir amaç şuuruna göre kurulmuş olan aktif bir organ oluşudur. 2) Sosyal canlı bir organizmadır. 3) Kollektifin önünde genel bir kollektif amaç yer alır. 4) Kollektif tek tip davranışlarla birbirine bağlı olan isçilerin teşkil ettiği serbest bir gruptur. 5) Devamlılığı olan bir varlıktır. 6) Kollektif, belirli bir geleneğe sahiptir.
OKULLARDA KOLLEKTİF EĞİTİM • Suçlu çocuklar için geliştirilen kollektif eğitim normal çocuklara da uygulanmaya çalışılmıştır. • Okul bir kollektif olmalıdır. Buna göre, Sovyet okullarındaki eğitim, şu esaslara dayandırılmıştır: • 1) Okul, ilk sırada politik eğitim yeridir. • 2) Okul, bir iş eğitimi yeridir. “Üretim okulu”ndaki iş ortaklaşa plan, gayret, çaba, disiplin ve sorumluluk gerektirir.