1 / 69

Son Dünya Krizi

Son Dünya Krizi. R. Hakan ÖZYILDIZ 2012. 1929 Buhranını yaşayanların yaptığı kriz tanımı çok ilginç ve kapsamlı. Tarihle başlayalım. 1990 lı yıllardan sonra dünyada önemli değişimler yaşandı. Sovyetler dağıldı, (Halka daha fazla tüketim sözü verilmişti, tutulamadı.)

baird
Download Presentation

Son Dünya Krizi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Son Dünya Krizi R. Hakan ÖZYILDIZ 2012

  2. 1929 Buhranını yaşayanların yaptığı kriz tanımı çok ilginç ve kapsamlı R. HAKAN ÖZYILDIZ

  3. Tarihle başlayalım • 1990 lı yıllardan sonra dünyada önemli değişimler yaşandı. • Sovyetler dağıldı, (Halka daha fazla tüketim sözü verilmişti, tutulamadı.) • Uruguay Raund çok taraflı ticaret müzakereleri tamamlandı, • Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuruldu. 1946 da ABD Senatosunun reddettiği örgüt kurulmuş oldu! • IMF, Dünya Bankası’nın yanına bir de DTÖ eklendi, • İlk defa mal ticaretinin yanı sıra uluslar arası hizmet ticareti de kurallara bağlandı, • Finansal konular bir başlık altında toplandı, finansal liberalizasyonun önü açıldı, • Mal ve hizmetlerin yanı sıra sermaye de sınırları serbestçe geçebilme ayrıcalığını elde etti, • Ancak, emek için konan katı sınırlar kaldırılmadı. İlginç olan bu kararların alınmasında ABD ve AB sendikalarının isteği etken oldu. • Türkiye’de ise 1980 de dış ticaret liberalizasyonu yapılmışken, 1989 da hiç hazırlık yapılmadan kambiyo rejimi serbestleştirildi. Ekonomi hızla dolarize edildi. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  4. Yapısal değişimler yaşandı • Sosyal devlet, refah devleti, yüksek ücretler şirket karlılıklarını % 5-6 lar düzeyine düşürdü. • Maliyetler içinde enerji vs dışında işgücünün de önemli yeri vardı. • Yeni dünyada işgücü piyasasına yaklaşık 3-3,5 milyar ucuz emek arzı girdi. (Çin, Hindistan ve diğerleri) • Sanayileşmiş ülkelerdeki fabrikalar dışarıya taşınmaya başlandı. Emek yoğun sektörlerde yeni üretim merkezleri oluştu. • Buna karşılık sanayileşmiş ülkelerde ve küreselleşmenin getirdiği rekabet ortamında çalışanlara yüksek maaş ve ücret verilemedi. • Parası olanlar düşük getiri için reel yatırım yapmak yerine fonlarını finansal piyasalarda değerlendirmeyi tercih ettiler. İşsizlik yapısal olarak büyüdü. • Ancak bu durum tüketimi olumsuz etkilemeye başladı. Ekonomik büyüme yavaşlamaya başladı. • Bireysel emeklilik fonlarının yüksek getiri ihtiyacı ve ücret yerine borsa geliri sağlayalım yaklaşımı, fon yönetenleri riskli piyasalara yönlendirdi. • FED başta olmak üzere büyük merkez bankaları piyasaları likidite boğdu. Borsalarda talep yaratmaya, getirileri yükseltmeye çaba gösterdiler. • Varlık balonları oluştu. Patlayana kadar herkes mutluydu. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  5. Krizlerin gelişimi R. HAKAN ÖZYILDIZ

  6. Kriz risk haritası Krizler ekonomik ortamın yanlış değerlendirilmesi, aşırı güven kaynaklıdır. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  7. Ekonomide fonlarDünyada emeklilik fonlarının toplam varlıkları; 2001 de 17 iken, 2007 de 30 trilyon dolar oldu. ABD’de emeklilik fonları aynı dönemde yaklaşık 12,5 trilyon dolardan 20 trilyon dolara çıktı. • Hane halkının • Tasarrufları • Bireysel emeklilik • Fonları • Sigorta şirketlerinin biriktirdiği fonlar • Şirket karları • Bankalar • Sigorta • Şirketleri • Leasing, faktöring • Şirketleri • Katılım bankaları • Sermaye • Piyasaları • Emptia Borsaları • Türev piyasaları Kredi talep edenler R. HAKAN ÖZYILDIZ

  8. 2011 sonunda Dünya GSYH’sı yaklaşık 65 Trilyon dolar R. HAKAN ÖZYILDIZ

  9. Bankalar ve sıkı denetlenen finansal şirketler bilanço içinde taşıyamadıkları riskleri bilanço dışına taşıdılar. Böylece, küresel türev ürünleri piyasalarındaki işlem hacmi devasa boyutlara ulaştı. Özellikle kredi iflaslarına ilişkin işlemelerdeki artış çok hızlı oldu. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  10. TÜRKÇESİ Emeklilik fonları ve diğer yatırımcılar, sözverdikleri ödemeleri yapabilmek için yıllık yüzde 8 getiri aramaya başladılar. Yüzde 8 faiz oranlarının olduğu bir ortamda bu sözü vermek kolay. Ama getiriler % 3,6 lar düzeyine düşünce iş zorlaştı. Riskli de olsa yeni yatırım alanlarına yönelindi. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  11. Son krizin nedenleri • Küresel likidite çok arttı. • Reel faiz oranları düşük kalınca çok fazla kredi kullanılmaya başlandı, • Az kaynakla ile çok fazla özellikle, finansal yatırım (kaldıraçlı işlem) yapıldı, ve • Yüksek getiri arayışı yatırımcıların riskli varlıklara yönelmesine yol açtı, -açığa satış yöntemi çok sık kullanıldı- • Şeffaf olmayan işlemler yaygınlaştı. • Finansal mühendisler anlaşılması çok güç türev ürünler çıkardılar, • Bu ürünler paketlenerek pazarlandı ve daha da anlaşılmaz hale getirildi, • “Gözetim ve denetim zafiyeti ve bu zafiyetin yarattığı arbitraj fırsatları” oluştu. • Muhasebe standartları tam olarak uygulanmadı ( örn. Enron olayı) • “Mark to market” - Piyasada oluşan fiyat • “Mark to limited issue” – Borsadaki sınırlı işlemle oluşan fiyat • “Mark to model “ – Finansal kurumların kendi varsayımlarına dayanılarak hazırlanan modellerde oluşan fiyat. (Bunu yılın herhangi bir çeyreğinde bir defa uygulama özgürlüğü bankalar verilmiş) • Kredi derecelendirme kuruluşları yeteri kadar inceleme yapmadan not verdiler, olaylar ortaya çıkınca da hemen not indirimine giderek paniği körüklediler, • Basın ve medya, özellikle ABD’de internetten yapılan denetimden uzak, yönlendirici yayınlar küçük yatırımcıların kandırılmasında önemli roller oynadılar. • FED ve ABD’deki diğer otoriteler ile Avrupa’daki merkez bankaları tam bir aymazlıkla olaya yaklaştılar. Sadece banka bilançolarını denetleyerek işi geçiştirdiler. Asıl riskli yatırımları yapan finansal kuruluşların kapısından bile geçmediler. (Kaynak: Ana başlıklar itibariyle TCMB Başkanı’nın son sunumlarından alınmıştır) R. HAKAN ÖZYILDIZ

  12. Nasıl Başladı - 1 • 2001 sonrasında ABD ekonomisini toparlamak için hızla indirilen faizler (2001-2004 dönemi), kredi kullanma talebini artırdı • Artan kredi hacmi emlak fiyatlarını yükseltti. Yükselen emlak fiyatları, yeni kredi alınabilmesini sağladı. (ipotekli g.menkule, ikinci-üçüncü ipotek yapılarak bulunan kaynakla yeni harcama yapma imkanı sağlandı) R. HAKAN ÖZYILDIZ

  13. Nasıl Başladı - 2 • 2002 yılında inşaat sektörü ile ekonomiyi canlandırmak ve düşük gelirlilerin konut sahibi olabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla yeni düzenlemeler yapıldı (“subprime mortgage”-düşük kaliteli emlak kredileri artışının önü açıldı) • ABD Devlet Tahvillerinin hızla düşen faizleri ve artan emtia fiyatları ile yurtdışında bollaşan likidite, yeni yatırım alanları aradı R. HAKAN ÖZYILDIZ

  14. Finansçılar akıl almaz araçlarla bilançoları doldurdular • “NINJA krediler” olarak tabir edilen düşük kaliteli krediler hızla büyüdü (No Income, No Job, no Asset) • Yatırım Bankaları, daha da fazla kredi verebilmek için, mevcut kredi alacaklarını satarak (menkul kıymetleştirme) yeni kaynaklar elde etti ve bunlarla da yeni krediler açıldı R. HAKAN ÖZYILDIZ

  15. Amerika’da ev sahipliği hayali siyasetçilerin en çok sevdikleri seçim malzemesi R. HAKAN ÖZYILDIZ

  16. Gayrimenkul balonu Merkez bankalarının piyasalara verdiği aşırı likidite, emeklilik fonları yöneticileri ve diğer yüksek risk iştahı olan yatırımcılar varlık fiyatlarında balonlar oluşmasına neden oldular. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  17. Dünyanın ekseni kaydı. Bu yüz yılın başından sonra, cari açık ve fazlası veren ülkeler tamamen değişti. Eskiden borç verenler, borç alan durumuna düştüler. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  18. Bütçe dengeleri önemli Krizlerin en önemli öncü göstergelerinden birisi bütçe açıklarıdır. Buna bağlı olarak kamu dengesindeki bozulmalar ve kamu baorç stokundaki artış da önemlidir. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  19. 2001 yılından sonra küresel likidite çok arttı ve gelişme yolundaki ekonomilere oldukça fazla özel sermaye girişi oldu. Kaynak: BDDK, Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2007 Bu girişler kur ve ithalat dengelerini etkiledi. Varlık (hisse senedi, kamu borç kağıtları vb) ile emptia (altın, petrol, bakır vs) fiyatlarında balonların oluşmasına neden oldu. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  20. Krizin bir nedeni de yüksek döviz akımları Gelişme yolundaki ülkelere akan döviz kriz öncesinde aşırı yükselmişti. Şimdi aynı tür gelişmeler tekrar gözlenmeye başladı. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  21. Önceki dönemlerden farklı olarak, ülkeler arasında sermeye akımları güçlendi. Sadece zenginler değil, diğerleri de işin içinde. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  22. Para hareketleri yüksek gelir araştırmasını ve rekabeti arttırdı. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  23. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Yaşlanan nüfusun etkisi...

  24. ABD’de1945-55 arasında doğanların tasarruf ve yatırım tercihleri piyasalarda ne kadar etken R. HAKAN ÖZYILDIZ

  25. Japon nüfus pramidine dikkat R. HAKAN ÖZYILDIZ

  26. Aynı şey Çin için de geçerli R. HAKAN ÖZYILDIZ

  27. ABD kısmen iyi durumda R. HAKAN ÖZYILDIZ

  28. Bilginiz olsun... Türkiye’nin durumu daha vahim! R. HAKAN ÖZYILDIZ

  29. Kişisel harcamalar Amerikalıların kişisel harcamalarının büyük çoğunluğu sağlı ve sosyal güvenlik birikimleri için. Bu harcama alışkanlığı ileride bütçenin sorunu olacak. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  30. Çalışmanın en temel amaçlarından birisi yaşlılıkta rahat edebilmek. Sosyal güvenlik açıklarını kapatabilmesi için ortalama bir Amerikalının kişisel gelirlerinin artması lazım. Bu artış maaşlarda olursa bütçe açığını, ücretlerde olursa dış ticaret açığını bozuyor. Bu nedenle para ve sermaye piyasalarındaki yüksek getirilerin ardına düşülüyor. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  31. Gelecekte nüfus az gelişmiş ülkelerde çoğalacak. Tüketim baskısı!? R. HAKAN ÖZYILDIZ

  32. Nüfus şehirlerde toplanacak. Altyapı ve diğer ihtiyaçlar nasıl karşılacak? Örneğin tarım. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  33. Dünya nüfusu da yaşlanıyor. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  34. Yaşlı nüfus ekonomiye yük demektir. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  35. Çalışanlar yaşlılara ve çocuklara bakmak zorunda R. HAKAN ÖZYILDIZ

  36. Gelişmiş ülkeler yaşlanıyor. Emeklilik fonlarının yükümlülükleri artıyor. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  37. Dünya dengeleri değişecek R. HAKAN ÖZYILDIZ

  38. Emeklilik fonlarının dengeleri bozuk 1998 yılında 100 birim olan varlıkları, 2010 yılı itibariyle; 140’lar düzeyine çıkabilirken, yükümlülükleri 195’ler düzeyine ulaştı. Denge, yaşlanan nüfus nedeniyle, gittikçe daha da bozulacak. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  39. Ekonomide bu kadar büyük yer tutan fonlar kayba uğrayınca, ekonomiye etkisi olumlu olmaz. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  40. Ancak, ağırlıkla fonlu sistemlerle yönetilen gelişmiş ekonomilerde nüfus gittikçe yaşlanıyor. Emeklilik sonrası hayat beklentisi artıyor. Bu durum emeklilik fonlarını daha fazla getiri elde etmeye zorluyordu. Bu nedenle daha çok risk almalarına göz yumuldu. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  41. Emeklilik fonlarının varlıkları küresel likidite için çok önemli ve yıllar itibariyle artıyor. Fonların % 70’i ABD, İngiltere, Japonya’ya ait. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  42. Emeklilik fonları sanayileşmiş ekonomilerde hayati önem taşıyorlar. Ülke tasarruflarının büyük bir bölümünü oluşturuyorlar. Büyük yatırımlar için gereken uzun vadeli krediler bu fonlardan sağlanıyor. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  43. Anılan zorlamalar ve türev ürünlerin sağladığı fiktif rahatlık nedeniyle emeklilik fonları yurt dışına eskiye oranla daha fazla yatırım yapıyor. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  44. Emeklilik Fonlarının paraları borsalarda Son kriz kamu borçlarını büyüttü. Bu nedenle faizlerin yükselmesi kamu dengelerini ve yatırım kararlarını olumsuz etkiliyor. Ancak, emeklilik fonlarının da daha yüksek getiriye ihtiyaçları var. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  45. En değişken piyasalar hisse senedi piyasalarıdır. Hisse senedi piyasalarında, sabit getirili piyasalardan (Kamu ve özel sektör tahvilleri) farklı olarak değişken getiriler elde etmek mümkün. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  46. Devletlerin emeklilik için harcamaları büyüyor R. HAKAN ÖZYILDIZ

  47. Kıssadan Hisse “Türev ürünlerinin yaygınlaşması ile kötü niyetli cin artık şişeden çıkmıştır. Bu ürünlerin 'zehirli' olduğu bir krizle belirgin hale gelinceye kadar, türleri ve toplam işlem hacmi artmaya devam edecektir” Warren Buffet, 2002 Aç doyar, açgözlü doymaz Türk Atasözü

  48. … ve bir Çöküşün Hikayesi - 1 • 2001’de Ev’in değeri 100 bin dolardı. 20 bin peşin, 80 bin dolar ipotek kredisi (mortgage) ile alınmıştı • 2004’de yapılan yeni bir ekspertiz ile Ev’in değeri 150 bin dolara çıktı. 2. ipotek ile bankada 50 bin dolar kredi alındı ve Otomobil yenilendi • 2005’de bir ekspertiz daha yapıldı ve Ev’in değeri 180 bin dolar olarak belirendi, 3. ipotek alındı ve mobilyalar yenilendi. • 2006’ya gelindiğinde artık herkes (şahıslar, emlakçi, banka vs.) Evin değerini 180 bin dolar olarak kabul ediyor ve buna göre hareket ediyordu. R. HAKAN ÖZYILDIZ

  49. … ve bir Çöküşün Hikayesi - 2 • Ancak 2007’de bir gün aynı mahallede benzer bir Ev satışa çıktı. Ama kimse 180 bin dolar ödemek istemedi. Ve balon patladı. • Öyle ki, Ev’in satış fiyatı başlangıçtaki 100 bin $’ın altına (70 bin $’a) geriledi. Ev’i için 80 bin $ ipoteğe giren Ev sahibi de, haliyle ödeme yapmak istemedi • Alacaklarını tahsil edemeyen bankalar, borçlarını ödeyecek kaynak bulamayınca mali sistem durdu. Bankalar birbirine bile borç vermeyince Likidite Krizi başladı R. HAKAN ÖZYILDIZ

  50. Kurtarma paketleri açıklandı R. HAKAN ÖZYILDIZ

More Related