10 likes | 466 Views
Ravza Tosunoğlu*, Dilara Korkut*, Tuba Ceviz* * Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1.Sınıf, Erzurum.
E N D
Ravza Tosunoğlu*, Dilara Korkut*, Tuba Ceviz* *Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1.Sınıf, Erzurum İstatistik Analiz: Çalışmadan elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla, SPSS sürüm 18 kullanıldı. Kaygı puan ortalamalarının, iki grup arasındaki karşılaştırılmasında, ‘Unpaired t test’i kullanıldı. GİRİŞ Kaygı; stres verici durumlarla karşılaşıldığında kişinin yaşadığı bir uyarılmışlık durumudur. Bu tepki sağlıklı ve doğal bir yanıt mekanizmasıdır. Ayrıca, belli bir derecede yaşanan kaygı motive edicidir ve kişinin performansının yükselmesine yardımcı olabilir. Hayatımızı sürdürebilmemiz ve sıkıntı yaratan durumlarla baş edebilmemiz için kaygı gerekli bir tepkidir. Ancak her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi kaygının da fazlası zararlıdır. Şiddeti ya da yoğunluğu kontrol edilemeyen kaygı daha uzun süre kişiyi meşgul eder ve günlük yaşantıyı olumsuz etkileyerek, işlevselliğin bozulmasına neden olur. Sınav kaygısı, öğrencinin sınavla ilişkili, çoğu gerçekçi olmayan olumsuz beklentilerinin yarattığı yoğun sıkıntı hissidir. Sorumluluk sahibi olan, bir hedefi olan ve bunun gerçekleşmesi için çaba gösteren her öğrencinin bilgisinin değerlendirildiği bu tip sınavlardan önce kısmen kaygı duyması doğal ve gereklidir. Kişinin yetişmesinde etkili olan ilişkiler, anne-babanın hatalı tutumları, çocuğa karşı uygulanan tutarsız davranışlar ve çocuğun ilk toplumsal deneyimleri sınav kaygısının oluşmasında önemli olan nedenlerdendir. Bütün bu nedenlere ek olarak üniversite sınavını ilk yılda kazanma ya da kazanamamanın üniversite öğrencilerinin sınav kaygıları üzerine etkisi olabilmektedir. Biz bu çalışmada fakültemizde okuyan öğrencilerden, üniversite sınavını ilk yıl kazananlarla daha sonraki yıllarda kazananlar arasında sınav kaygısı açısından fark olup olmadığını araştırmayı amaçladık. BULGULAR Anketimize katılan öğrencilerden sınavı ilk yıl kazananlarda sınav kaygı puan ortalaması 41,94±3,67 iken daha sonraki yıllarda kazananlarda kaygı puan ortalaması 40,28±2,87 idi. Yapılan test sonucu bu iki grup arasında istatistik olarak farkın sınırda anlamlı olduğu tespit edildi (t=1,9; p=0,057). ÜNİVERSİTE SINAVINI İLK YIL KAZANAN VE SONRAKİ YILLARDA KAZANAN ÖĞRENCİLER ARASINDA SINAV KAYGI FARKI VAR MIDIR? TARTIŞMA Çalışmamızda, sınavı ilk yıl kazananların sınav kaygısının, daha sonraki yıllarda kazananlara göre fazla olduğu, ancak önemlilik derecesinin sınırda olduğu bulundu. Yaptığımız literatür araştırmasında, bizim konumuzla benzer bir çalışmanın yapıldığı belirlenmiştir. Alyaprak, yüksek lisans tezinde, üniversite sınavına hazırlanmakta olan öğrencilerden; lise mezunu olgularla, lise son sınıf öğrencileri arasında üniversite sınavı ile ilgili kaygı farklarını araştırmıştır. Alyaprak’ın çalışmasında üniversite sınavına hazırlanan lise mezunu grupta, sınav kaygısının, ilk kez hazırlananlara göre daha fazla olduğu bulunmuştur. Ancak bahsedilen bu çalışmada da sonucun önemlilik derecesi sınırda bulunmuştur. Bizim bulduğumuz sonucun Alyaprak’ın sonucu ile tezat oluşturduğu görülmektedir. İki çalışmanın sonuçlarındaki bu farklılığın çeşitli sebepleri olabilir. En önemlisi; seçilen grupların farklı olmasıdır. Bizim araştırmamızda, tıp fakültesi 2. sınıf öğrencileri çalışma kapsamına alınmıştır. Buna göre, bu öğrenciler üniversite sınavı gibi önemli bir sınavı başararak bu fakülteye gelmişlerdir. Ayrıca bu çalışmanın asıl amacı, üniversite sınavının bırakmış olduğu olumsuz etkilerin daha sonraki yıllarda da etkisini gösterip göstermediğini araştırmaktı. Alyaprak ise üniversite sınavı kaygısını, sınava hazırlanan öğrenciler üzerinden araştırmıştır. Uyguladığımız ankete göre daha kaygılı çıkan, ilk yılında tıp fakültesine gelmiş olan arkadaşlarımızın başarı sırlarından biri de motive edici dozda kaygı duymaları olabilir. Sonuç olarak kaygı düzeyi, başarıyı etkileyen önemli bir faktörlerden biridir denebilir. Ancak üniversite öğrencilerine kaygılarını kontrol altına almaları ve bununla kendileri başa çıkamıyorlarsa, bir uzmandan yardım almaları önerilebilir. Bulduğumuz sonucun doğruluğunu teyid için daha geniş kapsamlı grupların oluşturulacağı saha çalışmalarına ihtiyaç vardır. GEREÇ VE YÖNTEMLER İki yüz elli kişilik tıp fakültesi 2. sınıf öğrencileri, çalışmamızın evrenini oluşturdu. Bu öğrenciler arasından seçilen, ilk yıl sınavı kazananlar (n=30) ve daha sonraki yıllarda kazananlar (n=30) olmak üzere toplam 60 kişilik örneklemimize, önceden hazırlanan yüz yüze anket uygulandı. Bu anket; cinsiyet, sınavı kazanma yılı, yaş, sınav psikolojisi, kişisel kontrolde sıkıntı yaşama, başına geleceklerden endişe duyma, huzursuzluk ve sinirlilik durumu, kendine güven, mide bulantısı ve karın ağrısı sıklığı, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon durumu, uyku ve beslenme probleminin varlığı ile ilgili sorular içermektedir. Aynı sınıftaki gönüllüler arasından 6 öğrenci anketör (Tuba Erken, Melek Suiçmez, Gülsen Özyiğit, Elif Canan Cansu, Utku Aksu, Rıdvan Yıldızhan) olarak çalışmamızda görev aldı. Anketimizdeki bağımlı değişken; sınav kaygısı, bağımsız değişkenler; yaş, cinsiyet sınav psikolojisi ve sınav kazanma yılıdır. KAYNAKLAR İpek Alyaprak’ın Yüksek Lisans Tezi, Uz. Dr. Gökçe Küçükyazıcı’nın ‘Sınav Kaygısı ve Başetme Yolları’ Yazısı d