590 likes | 953 Views
Çocuklarımızın Manevi ve Ahlakî Eğitimleri İçin Neler Yapmalıyız?. 1. Kural İlk İzlenimlerin Önemli Olduğunu Unutmayın. Çocuğun din eğitiminde en önemli sorumluluk, önce aileye sonra da eğitimcilere düşer. Eğitimciler olarak bir takım sorumluluklarımız vardır:.
E N D
Çocuklarımızın Manevi ve Ahlakî Eğitimleri İçin Neler Yapmalıyız?
Çocuğun din eğitiminde en önemli sorumluluk, önce aileye sonra da eğitimcilere düşer. Eğitimciler olarak bir takım sorumluluklarımız vardır:
“Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” Hz. Muhammed (sas)
“Çocuğun küçüklüğünde yaramaz olması, büyüdüğünde akıllı olacağına bir işarettir.” Hz. Muhammed (sas)
Din eğitimi esnasında çocuk bazen ilginç ve anlamsız, bazen de dini açıdan uygun olmayan sorular da sorabilir. Bu durumda şu hadis hatırlanmalıdır...
“Üç kişinin dinî açıdan sorumluluğu yoktur: Büluğa ermeyen çocuk. Aklını kaybeden kişi. Uyuyan kimse.”
O halde, Büyüklerin bile, zaman zaman yapmaktan kaçınamadıkları küçük hatalar ve kusurlar, çocuklar tarafından işlendiğinde, bunlar birer “günah” olarak telkin edilmemelidir.
“Ey iman edenler! Neden söylediklerinizle yaptıklarınız birbirine uymuyor? Yapmadığınız şeyi söylemeniz Allah’ın en hoşlanmadığı şeydir.” (Saff / 2-3)
Çocukluk döneminde verilecek din eğitiminde uygulanan metotlar içinde en ideal olanı, • Çocuğu ibadete teşvik etmek, • birlikte ibadet etmek • ve ardından sohbetleanlatmak”tır.
Çünkü çocuk, kendisine verilen nasihatlerden ziyade, çevresinin yaşantısını ve hareketlerini gözler ve onları taklit eder.
Eğitimciler, ibadetleri bizzat yaşayarak çocuklara örnek olmalıdır.
İbadet hususunda çocuğa örnek olmalı, teşvik ederek ibadetlere iştiraki sağlanmalıdır. Duâlar ve sûreler, ilgi uyandırılarak ezberletilmelidir.
Çocuklar camilerin manevi havasını teneffüs etmelidirler.
Bir marangoz, işlediği ahşabın cinsini bilmek zorundadır. Bir çiftçi, ektiği tarlanın toprağını tanımak durumundadır. Eğitimciler de çocuk ruhunu tanımak mecburiyetindedir.
Çünkü, her çocuk ayrı bir dünyadır, ayrı bir âlemdir. Bu bilinmezlerle dolu dünyayı keşfetmeden, başarılı olmayı beklemek bir hayaldir.
Çocukların dünyasını keşfedebilmek için en büyük yardımcımız “sevgi”; “şefkat” ve “ilgi” olmalıdır.
“İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz.” Hz. Muhammed (sas)
O halde, Eğitimcilerin, çocuğun hatalı bir hareketini gördükleri zaman onu “Allah seni cehennemde yakar/ gözünü kör eder/ taş yapar” vb. ifadelerle vazgeçirmeye çalışmaları, çocuğun ruh sağlığı ve gelecek hayatı açısından son derece zararlıdır.
Çünkü çocuklar “Allah Korkusu” duygusuyla dünyaya gelmezler.
Çocukların tertemiz kalplerine ve berrak zihinlerine öncelikle “Allah sevgisi” doldurulmalıdır.
Çocuklar her isteğini Allah’tan isteyecek şekilde O’nun sevgisiyle dolu olmalıdır.
Çocuklara, cehennemden bahsetmek onların ruhunda olumsuz etki bırakabilir. Vicdan duygusu gelişinceye (9-10 yaşlarına) kadar onlara cehennemden bahsedilmemelidir.
Çocuklara cennetten ve cennette sunulacak nimetlerden sık sık bahsedilebilir.
Kur’ân-ı Kerim’de babanın oğluna hitap tarzının, sevgi ve şefkat ifadesi olan, “Yâ Büneyye” (Yavrucuğum, oğulcuğum)şeklinde olduğu görülür.
Dolayısıyla, onlara hitap ederken “Benim güzel evlatlarım” “Benim çalışkan öğrencilerim” şeklinde gönüllerini kazanmaya yönelik ifadeler kullanılmalıdır.
Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, Peygamberimizin ve diğer Peygamberlerin hayatından yaşanmış hatıralar okunmalıdır.
Çocuklara uygun çizgi filmler seyrettirilerek onların ideal şahsiyetleri tanımasına imkân sağlanmalıdır.
Çocuklara, bazı şiirler ve ilahi sözleri ezberletilmeli ve bunlar zaman zaman onlara okutulmalıdır.
Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, bazı dualar ezberletilmeli ve bunlar belirli zamanlarda okutulmalıdır.
Ezan Duası Yemek Duası Namaz Tesbihatı gibi dualar öğretilmeli ve okutulmalıdır.
Kur’ân-ı Kerim, daha ziyade “Mükâfatlandırma” prensibine dayalı bir eğitim anlayışını tavsiye eder. Hz. Peygamber de maddî-manevî türlerine başvurarak, çocukları her zaman ödüllendirmiştir.
İmam Gazâli ve diğer İslâm eğitimcileri de, iyi hareketlerinden dolayı, çocukların çeşitli hediyelerle ödüllendirilmeleri gerektiği görüşündedirler.
En değerli mükâfat türleri “sevgi ve ilgi göstermek” “güzel sözlerle övmek” “takdir vetebrik etmek” şeklinde manevî mükâfatlardır.
Yaptıkları olumlu davranışlar ve ibadetler sonunda çocuklar mutlaka takdir ve tebrik edilmelidirler.