1 / 32

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DE KADININ KONUMU

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DE KADININ KONUMU. İŞGÜCÜ, EĞİTİM, SAĞLIK VE DEMOGRAFİK GÖSTERGELERLE. Bu sunumda, çeşitli göstergelerle Türkiye ile bazı Avrupa Birliği ülkeleri arasında karşılaştırma yapılacak ve Türkiye’nin bu ülkeler karşısındaki konumu ortaya konulacaktır.

elewa
Download Presentation

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DE KADININ KONUMU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DEKADININ KONUMU İŞGÜCÜ, EĞİTİM, SAĞLIK VE DEMOGRAFİK GÖSTERGELERLE

  2. Bu sunumda, çeşitli göstergelerle Türkiye ile bazı Avrupa Birliği ülkeleri arasında karşılaştırma yapılacak ve Türkiye’nin bu ülkeler karşısındaki konumu ortaya konulacaktır.

  3. Avrupa Birliği ve Kadın Avrupa’da birleşme hareketinin 1957 yılında Roma Anlaşmasının imzalanması ile birlikte kadın-erkek eşitliği konusu tartışılmaya başlanmış ve günümüze değin bir çok önemli gelişme yaşanmıştır. Bu anlaşmanın 119. maddesinde “eşit işe eşit ücret” ilkesi ortaya konulmuştur.

  4. 1997 deki Amsterdam Anlaşması’nın 137. maddesine göre kadın ve erkeklere, iş yaşamında, eşit şans tanınmalı ve eşit muamele yapılmalıdır. Aynı anlaşmanın 13. maddesine göre ise bireyler arasındaki dil, dini köken, inanç ve cinsiyet farklılıklarının ayrımcılığa neden olmaması gerektiği belirtilerek AB’nin eşitlik ilkesine olan bağlılığının altı çizilmiştir. Şu anda yasal mevzuatta yer alan 14 eşitlik direktifi üye ülkeleri bağlayıcı nitelikte olup hayata geçirilmemeleri durumunda Avrupa Adalet Divanı’na kadar giden bir yasal süreç başlatılabilmektedir.

  5. Avrupa Birliği’nde pek çok ülkede kadının yasal ve toplumsal statüsü konusunda tarihsel gelişim incelendiğinde, kadınlara karşı ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması konusunda çok çaba harcandığı görülmektedir. Hala uygulamada bazı sorunlar yaşansa da kadın hakları konusunda önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. Bu dönüşümde, AB üyeliği ve Topluluk mevzuatına uyum çalışmalarının çok önemli etki ve katkısı olmuştur.

  6. AB’de bazı ülkelerde, kadın-erkek eşitliği konusundaki düzenlemeler çok da eskiye gitmemektedir. Örnek olarak; Portekiz’de genel seçimlerde oy hakkına ilişkin cinsiyet ayrımcı hükümler 1968 yılında, yerel seçimler de dahil bütün cinsiyet temelli sınırlamalar ise 1976 Anayasası ile ortadan kaldırılmıştır. İrlanda da oy hakkına ilişkin cinsiyet temelli ayrımcı düzenlemeler 1972 yılında kaldırılmıştır.

  7. İspanya‘da 1990’lı yıllarda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla Ceza Yasası ve Medeni Yasa’da değişiklik yapılmıştır. Fakat AB içinde istihdamda kadın-erkek eşitsizliğine yönelik sorunlar hala mevcuttur. Kadınlarda işsizlik oranı daha yüksek iken ücret eşitsizliği de giderilememiştir.

  8. Türkiye’de Kadın Hakları AB müktesebatının tüm başlıklarını ilgilendiren bir konu olan kadın-erkek eşitliği, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde gündeme gelen önemli konuların başında gelmektedir. Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren kadının siyasi ve toplumsal hayattaki konumunun güçlendirilmesi yolunda önemli adımlar atılmış, Batılı ülkelerin pek çoğundan önce ülkemizde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.

  9. 1998 yılında yürürlüğe giren 4320 sayılı “Ailenin korunmasına Dair Kanun” ile kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yönünde önemli adımlar atılmıştır. AB müktesebatına uyum çerçevesinde yürütülen çalışmalar içinde kadın hakları konusunda yasal düzenlemeler yer almaktadır. Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa değişikliği çerçevesinde de Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” konulu 10. maddesinde yapılan düzenlemeyle “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir” ifadesi yer almaktadır.

  10. 2005 yılı Türkiye-Avrupa Birliği Katılım Öncesi mali İşbirliği Programı kapsamında, Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü’nün sorumlu kuruluş olduğu ve 2007-2008 yılları arasında gerçekleştirilecek olan: “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Yaygınlaştırılması” başlıklı proje başlatılmıştır.

  11. Ancak 2007 Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksine göre Türkiye’nin konumu oldukça kötüdür. Türkiye toplumsal cinsiyet eşitsizliği açısından 128 ülke arasında 118. sırada yer almaktadır. Eşit işe eşit ücrette Türkiye 48., kadınların ekonomik geliri baz alındığında 109. ve yasa yapıcı görevler ve yönetsel pozisyonlarda kadın temsili konusunda 104. sırada görülmektedir.

  12. Kadınların okur yazarlık oranları açısından Türkiye 99. basamakta yer alırken, sağlıklı bebek dünyaya getirmede 97. sırada, kadınların politik hayata katılımı açısından ise 108. sırada yer almaktadır.

  13. Kadına yönelik şiddet oranı Avrupa ülkelerinin önemli bir sorunu olmaya devam etmektedir. AB’nin Türkiye-2008 İlerleme raporunda kadına yönelik şiddet ve cinsiyet eşitsizliği konusunun Türkiye’nin de önemli sorunları arasında bulunduğu ifade edilmektedir. Töre cinayetleri, erken ve zorla evlilikler hala ciddi sorunlar olarak sıralanmaktadır.

  14. Türkiye’de kadınların ekonomik ve siyasi hayata katılımları düşük düzeyde kalmaktadır. Bununla birlikte son zamanlarda yapılan düzenlemelerle kadınların şiddetten korunması yönünde gelişme sağlanmıştır. “Baba beni okula gönder”, “haydi kızlar okula”, “ulusal eğitime destek kampanyası”, “uçan süpürge” , “mor çatı”, “şiddete son” gibi sosyal projeler başarıyla yürütülmektedir.

  15. Çeşitli göstergelerle AB ve Türkiye karşılaştırması yapılırsa; AB ve Türkiye’de kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamaktadırlar. Genelde kadınların beklenen yaşam süresi ortalama olarak 80 yaş üzeridir. İspanya, İsveç ve Fransa’da kadınlar en uzun süre yaşamaktadırlar. Eski Doğu bloğu ülkeleri ve Türkiye’de bu oran daha düşüktür ve batı dünyasının ülkeleri ile arada büyük fark vardır.

  16. Doğumda Yaşam Beklentisi (Yıl) (2005 OECD OrtalamasıErkek: 76.4Kadın:82.3)

  17. Kadın Başına Ortalama Doğum Sayısı (2005 OECD Ortalaması: 1.7)

  18. Beklenen Okula Gitme Yılı (Yıl)

  19. Yükseköğrenim Kayıt Oranı (%)

  20. Avrupa Birliği Lizbon Anlaşması’nda kadınların iş hayatına katılımlarının yüzde 60’lara ulaşmasını istiyor. AB ülkelerinde kadınların çalışma oranı Türkiye’den daha yüksektir. 2007 itibariyle Kuzey ülkelerinde bu oran % 70’in üzerinde iken Türkiye’de %28.8dir.

  21. İstihdam Oranı(15-64 yaş nüfusun %)

  22. Türkiye işgücü piyasası kadın aleyhine ayrımcıdır ve kadınlar iş yaşamının her aşamasında ayrımcılıkla karşılaşmaktadırlar. Türkiye’de özellikle kırsal alanda ücretsiz aile işçisi kadınlar önemli bir oranı oluşturmaktadırlar. Sektörel açıdan baktığımızda tarım kesimindeki istihdamın yarıya yakınını kadınlar oluşturmaktadır.

  23. Ücretsiz Aile İşçisi (% )(OECD 2007 Ortalaması: Erkek:0.6 Kadın:2.6)

  24. Tarımda İstihdam %(OECD 2007 Ortalaması:Erkek:3.9Kadın:2.6)

  25. Ücret ve aylıkla çalışanlar (%)(OECD 2007 Ortalaması:Erkek:83.0Kadın:88.0)

  26. AB’de şirket yöneticilerin üçte biri kadın iken, Türkiye’de bu oran sadece %6 seviyesindedir. Diğer taraftan Parlamento’da kadın ve erkek oranı hiçbir AB ülkesinde eşit değildir. Eşitliğe en yakın ülke İsveç (%47.3) iken bunu Finlandiya (%42) ve Danimarka (%36.9) takip etmektedir. Türkiye’de kadınların Parlamento’daki oranı 2007 itibariyle sadece %9.1 iken ikinci sırada Macaristan (%10.4) yer almaktadır.

  27. Yönetici Pozisyonundaki Kadın oranı (%) 2004

  28. Hizmet Sektöründe Çalışan Kadınlar (%) (OECD 2007 Ortalaması: 84.5)

  29. Ulusal Parlamentoda Kadın oranı (%) (OECD 2007 Ortalaması: 24.2)

  30. Sonuç AB’ye katılım süreci, aday ülkelerde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması konusunda atılan adımların itici gücü olmuştur. Bu ülkelerde pek çok konuda cinsiyet ayrımcılığının azalmasına dair bilinç artışı gözlenmiştir. Her ne kadar tam olarak sorunlar çözülmemiş olsa da, AB Türkiye karşılaştırması yapıldığında arada ciddi farklar bulunmaktadır.

  31. Bir taraftan AB müktesebatına uygun düzenlemeler devam ederken uygulamada denetim yapılıp çıkan sorunların çözümüne yönelik adımlar atılmalıdır. AB tarafından uyum programları yoluyla Türkiye’ye aktarılan yapısal uyum fonları mevcut sorunların çözümüne yönelik kullanılmalıdır. Toplumun temelini oluşturan kadınların, daha kalifiye daha sağlıklı ve daha bilinçli olması bir ülkenin kalkınmasında çok önemlidir.

  32. Kadınlarının eğitimi, sağlığı ve ekonomik hakları konusunda ileri olan ülkelerde, • Daha bilinçli tüketim, • Daha sağlıklı bir nesil ile ilaç harcamalarının ve iş kaybının önlenmesi, • Gelir dağılımındaki bozuklukların giderildiği, daha sağlıklı bir toplum, • Daha üretken bir nesil ile kalkınmanın hızlandırılması mümkün olacaktır.

More Related