250 likes | 1.05k Views
X-IŞINLARININ KEŞFİ (RÖNTGEN) HAZIRLAYAN MERVE BAŞER. Wilhelm Conrad Röntgen HAYATI Röntgen Prusya'nın Lennep şehrinde doğdu. Çocukluğu ve ilköğretim yılları Hollanda 'da ve İsviçre 'de geçti.1865 yılında
E N D
X-IŞINLARININ KEŞFİ (RÖNTGEN) HAZIRLAYAN MERVE BAŞER
Wilhelm Conrad Röntgen HAYATI Röntgen Prusya'nın Lennep şehrinde doğdu. Çocukluğu ve ilköğretim yılları Hollanda'da ve İsviçre'de geçti.1865 yılında girdiği Zürih Politeknik'te üniversite eğitimi gördü ve 1868 yılında makine mühendisi olarak mezun oldu. 1869 yılında Zürich Üniversitesi'nden doktorasını aldı. Mezuniyetinin ardından 1876'da Strazbur'da, 1879'da Giessen ve 1888'de Würzburg Julius-Maximilians-Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak öğretim görevi yaptı. 1900'de Münih Üniversitesi Fizik kürsüsüne ve yeni Fizik Enstitüsünün yöneticiliğine getirildi. Karısının ölümünden dört yıl sonra 1923 yılında, I. Dünya Savaşı'nın yarattığı yüksek enflasyon ekonomisi ortamında maddi sıkıntılar içinde Münih'te öldü.
Doğum: 27 Mart 1845Lennep Prusya Ölüm: 10 Şubat 1923Milliyeti: Münih Almanya Dalı:Alman Fizikçi Çalıştığı yerler: Strazburg Üniversitesi Hohenheim Giessen Üniversitesi Würzburg Üniversitesi Münih Üniversitesi Alma Mater: Utrecht ÜniversitesiZürih Üniversitesi Öğretmenleri: August Kundt Önemli öğrencileri: Herman MarchEmil Silbernagel Önemli başarıları: Röntgen ışınları Aldığı ödüller :1901 Nobel Fizik Ödülü
Temel tanı yöntemlerinden biridir. Kullanılan ışın X-ışınıdır. X-ışınları 1895 yılında Alman fizik profesörü Wilhelm Kodrad Röntgen tarafından bulunmuş ve isimlendirilmiştir. Daha sonra bu ışınlara, keşfinden dolayı, Röntgen ışınları adı verilmiştir.
Öğretim üyeliği görevinin yanı sıra araştırmalar da yapmaktaydı. 1885 yılında kutuplanmış bir geçirgen hareketinin, bir akımla aynı manyetik etkileri gösterdiğini açıkladı. 1890'lı yılların ortalarında çoğu araştırmacı gibi o da katot ışın tüplerinde oluşan lüminesans olayını incelemekteydi. "Crookes tüpü" adı verilen içi boş bir cam tüpün içine yerleştirilen iki elektrotdan (anot ve katot) oluşan bir deney düzeneği ile çalışıyordu. Katottan kopan elektronlar anoda ulaşamadan cama çarparak, floresan adı verilen ışık parlamaları meydana getirmekteydi. 8 Kasım 1895 günü deneyi biraz değiştirip tüpü siyah bir karton ile kapladı ve ışık geçirgenliğini anlayabilmek için odayı karartıp deneyi tekrarladı. Deney tüpünden 2 metre uzaklıkta baryum platinocyanite sarılı olan kağıtta bir parlama farketti. Deneyi tekrarladı ve her defasında aynı olayı gözlemledi. Bunu mat yüzeyden geçebilen yeni bir ışın olarak tanımladı ve cebirde bilinmeyeni simgeleyen X harfini kullanarak "X ışını" ismini verdi. Daha sonraları bu ışınlar, "Röntgen ışınları" olarak anılmaya başlanmıştır.
Bu buluşundan sonra Röntgen farklı kalınlıktaki malzemelerin ışını farklı şiddette geçirdiğini gözlemledi. Bunu anlamak için fotoğrafsal bir malzeme kullanıyordu. Tarihteki ilk tıbbi X ışını radyografisini de (Röntgen filmi) yine bu deneyleri sırasında gerçekleştirdi ve 28 Aralık 1895 yılında bu önemli keşfini resmi olarak duyurdu.
Olayın fiziksel açıklaması 1912 yılına kadar net olarak yapılamasa da, buluş fizik ve tıp alanında büyük heyecan ile karşılandı. Çoğu bilim adamı bu buluşu modern fizik|modern fiziğin başlangıcı saydı. Amerikalı mucit Pasteur 1898 yılında tıpta fizik tedavide kullanılmak üzere X ışınları üreten bir aygıt geliştirdi.Ama çok miktarda X ışınına maruz kalındığında meydana gelebilecek sağlık sorunlarını kimse farketmedi
Fizik tarihi keşiflerle doludur. Bu keşifler, kimi zaman ön görülen bir teoriyi kanıtlamak için yapılan sayısız deneyler sonrasında, kimi zamanda hiç beklenmedik bir anda, tevafuk sonucu karşımıza çıkıverir. Bilim adamının bilimsel merakının bir ürünü olan bu keşifler bilim tarihinin önemli kilometre taşlarını oluşturur. Wilhelm Röntgen (1845-1923) de fizik dünyasındaki sayısız keşiflerden birine imza atmıştır. Bundan tam 100 yıl önce gerçekleştirdiği bir deneyin sonuçları, bugün yaşantımızla iç içe geçmiş birçok aygıtın temelini oluşturdu.Röntgen, 1895 yılının yazında katot ışılarıyla uğraşmaya başlamıştı.Ancak, bu çalışmasına hız vermesi 1895 yılının sonbaharında, üniversitedeki rektörlük grevinden ayrıldığı zamana rastlıyor.Röntgeni bu çalışmalarında Crookes tüpü adı verilen havası alınmış bir cam tüpün başında görüyoruz. Hava geçirmeyen armut şeklindeki bu tüpün içinde anot ve katot isimli iki metal plaka vardır. Katot, armut şeklindeki bu tüpün sap kısmına yerleştirilmiş içbükey bir metaldir. Anot ise, armudun diğer ucundadır. Bir pompa yardımı ile içindeki hava basıncı, atmosfer basıncının milyonda birine kadar düşürülen tüpün uçları bir akım kaynağına bağlandığında yeşil renkte bir florasans ışığı gözlenir.
Röntgen, 8 Kasım 1985 günü, akşamın geç saatlerinde her zamanki gibi lâboratuarında her yanı siyah kartonlarla kaplı Crookes tüpü ile çalışırken tesadüf sonucu masanın üzerindeki baryum plosiyanür kristallerinin siyah ışınını fark eder.Bu ilginç gözlemin üzerine gittiğinde o zamana denk hiç kimse tarafından fark edilemeyen bu ışımanın Crookes tüpünden gelen ışınlar yüzünden olabileceğini düşünür.İzleyen 8 hafta boyunca bu garip ışınların özelliklerini incelemek için sıkı bir çalışma içine girer. Bu süre boyunca keşfini kimseye anlatmayan Röntgen, yatağını çalışmalarını aralısı sürdürdüğü lâboratuarına taşır. Çalışmaları sırasında emin olabilmek için tüple ekran arasına değişik bir çok nesne yerleştirir ve florasans ışımasına, tüpten ekrana doğru düzgün bir yol izleyen fakat görünmeyen bir ışınımın neden olduğu sonucuna varır.
Röntgen, yapısını tam olarak açıklayamadığı bu ışınımlara, bilinmeyen anlamında “x” sembolünü kullanarak “x-ışınları” adını verir. Keşfettiği bu ışınlar katı maddelerden geçmekte ve ışının geçtiği çeşitli nesneler ekran üzerinde gölgeler oluşturmaktadır. Özellikle kurşun gibi ağır metallerden yapılmış cisimler, tahta, alüminyum, kağıt gibi daha hafif maddelerden daha net görünür ve görüntüler, fotoğraf levhalarını tıpkı görünür ışık gibi etkiler. Röntgen, x-ışınlarının bu özelliğini fark ettikten sonra ilk x-ışını fotoğrafını çeker. Bunlar tahta bir kutunun içindeki metal eşyalar ile karısının elinin iskeletinin fotoğrafıdır.
İlk röntgen görüntülerinin fotoğrafını çektikten sonra x-ışınlarıyla ilgili hemen hemen tüm bilgileri elde eden Röntgen, 28 Aralık 1895’ de Würzburg Fiziksel Tıp Topluluğu’na, çalışmalarını aktardığı “Yeni Bir Tür Işın Üzerine” başlıklı bildirisini sunar. Röntgen topluluğun bildirileri arasında yayımlanan bir makaleyi 1896 yılında meslektaşları için yeniden yayılar ve bu makale 23 Ocak2da İngiliz “Nature”, 14 Şubat’da Amerikan “Science” ve 8 Şubat’da Fransız “L’Elairage”dergilerinde yer alır.Röntgen, günlük gazetelere girecek kadar büyük sansasyona yol açan bu buluşunu, 13 Ocak 1896 günü Berlin İmparatorluk Saray’ında imparatorun huzurunda sergiler. Dönüşünde öğrencileri onu, fener alaylı muhteşem bir törenle karşılar.
Röntgen, bu konudaki ilk konferansını 23 Ocak 1896’da, Würzburg Fiziksel Tıp Topluluğu’nda yapılan ve öğrencilerin, öğretim görevlilerinin yanı sıra Würzburg garnizonu subaylarının da bir oturumda verir.Röntgen, mütevazı bir tavırla sunduğu, sık sık alkışlarla kesilen bu konuşmasında deneyini şöyle özetler:Işınların siyah kağıdın içinden geçmesi benim için umulmadık bir durumdu. Aynı şeyi odun ve kağıt yığınları ile de denemiş olmama rağmen, yinede yanılmış olabileceğimi düşünüyordum. Sonra yardıma fotoğraf yetişti ve deney başarılı oldu.”Röntgen, konferansın bitiminde ünlü anatomisi Geheimrant von Koellikeer’ in elinin x-ışını fotoğrafını çektiği bir gösteri yapar. Gördükleri karşısında heyecanlanan von Koellikeer bir konuşma yaparak yeni bulunan bu ışınların x-ışınları olan bu adının, “Röntgen Işınları”olarak değiştirilmesini önerir.
W.C. Röntgen’in uluslar arası bir üne kavuşması işte bu olaydan sonra gerçekleşir. Kendisine yaklaşık 80 bilisel ödül ve çok sayıda bilimsel topluluğun üyeliği verilir ve adı, içlerinde Würzburg’unda bulunduğu birçok şehrin caddelerini süsler. Bütün bu ödül ve payelerin arasında hiç kuşkusuz en önemli olanı 10 Aralık 1901’deverilen ilk Nobel Fizik Ödülü dür.Bu verilen ilk Nobel Fizik Ödülü dür. Röntgen, bu ödülün nakit kısmı olan 50000 Kronu Würzburg Üniversitesi’ne bağışlar.
Wilhelm Conrad Röntgen bulduğu bu keşif’e 1800’lü yıllarda pek ilgi gösterilmemesine rağmen günümüzde modern tıpta oldukça fazla kullanılan röntgen ışınları ile görüntüleme, tıpta bir yeni devrin başlamasını sağlamıştır. Günümüzde hekimlerimize hastalık teşhisinde ışık tutan röntgen ile görüntülemenin önemi büyüktür. Hata taşınabilir röntgen cihazları ile doktora ulaşamayan hastaların yanına giderek teşhis kolaylaştırmada sağlamaktadır.