140 likes | 321 Views
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Koordinasyon Toplantısı . Aralık 2012, ANKARA. KOORDİNASYON TOPLANTISI . İÇİNDEKİLER Posta sektöründe yasal mevzuat düzenleme çalışmaları ve son dönemlerde yaşanan gelişmeler,
E N D
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Türkiye Ulaştırma ve Lojistik MeclisiKoordinasyon Toplantısı Aralık 2012, ANKARA
KOORDİNASYON TOPLANTISI İÇİNDEKİLER Posta sektöründe yasal mevzuat düzenleme çalışmaları ve son dönemlerde yaşanan gelişmeler, Kayıt dışı ve yetkisiz firmalara sağlıklı denetim uygulanmaması, Ortak taşımada süre tahdidinin bulunması, Yerel Yönetimler ile yaşanan sorunlar Finansal kiralama ile alınan araçların öz mal sayılmaması ve kiralanacak araçların öz mal araçlarla aynı tür olması zorunluluğu. 6) Sektöre yönelik beklentiler.
KONU 1: POSTA KANUN TASARISI VE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ Konu1: Posta sektöründe yasal mevzuat düzenleme çalışmaları ve son dönemlerde yaşanan gelişmeler, Çözüm Önerisi : Posta- kargo-kurye (kısaca Posta) sektörü, 1950 yılında yapılmış 5584 sayılı Posta Kanunu ve 2004 yılında yapılmış olan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile düzenlenmiştir. Ülkemizde halen "tekel" bulunan yegane iki sektörden biri boru hatları (BOTAŞ) diğeri postadır. 5584 sayılı Posta Kanununa göre Türkiye'de halen "mektup ve haberleşme niteliğindeki kartlar PTT’ nin tekeli altındadır." Buna rağmen, 1982 yılından itibaren özel sektör önce kargo, daha sonra kurye/dağıtım işletmeleri olarak PTT ile rekabet içine girmiştir. Bu sayede posta hizmetlerinde nitelik ve nicelik olarak büyük gelişme sağlanmıştır. Türkiye'de tüketiciler, posta tekeli olduğunu bilmemektedir. Sektör 1982'den beri fiilen "sıfır tekel" olduğu varsayımına göre gelişmiş ve oldukça sağlıklı biçimde büyümüştür. Derneğimiz hesaplarına göre halen Türkiye'deki posta sektörünün üçte ikisi özel sektör; üçte biri ise PTT tarafından paylaşılmaktadır. 1/3
KONU 1 : POSTA KANUN TASARISI VE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ 5584'deki "mektup tekeli" oldukça muğlaktır ve PTT ile yargı tarafından "zarf içindeki her şey PTT tekelindedir" şeklinde yorumlanmaktadır. Böylece PTT, rakibi olan özel işletmeleri ve onlara işveren kuruluşları ağır baskı altında tutmaktadır. Son olarak bazı üyelerimizin işyerleri 2010 yılında basılmış; akabinde açılan davalar sonucu milyonlarca liralık tazminat ve ceza davası ile karşı karşıya bırakılmıştır. Oysa 2000'li yıllarla birlikte birçok ülkede posta tekeli sıfırlanmıştır. (Örnek: Almanya, İngiltere, Hollanda, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, Japonya, Singapur, Avustralya, Arjantin, Brezilya vs.vs) 31 Aralık 2012 itibariyle Malta, Letonya, Litvanya gibi "istisna tanınan" küçük ülkeler de dahil tüm AB ülkelerinde posta tekeli tamamen sıfırlanmış olacaktır. Ülkemizde de bu gelişmelere paralel olarak yeni bir posta kanunu yapılması 2004 yılından itibaren gündeme alınarak bazı kanun taslakları hazırlanmış ama TBMM'ye hala inmemiştir. Maalesef son iki yıldır bu taslak çalışmalarına özel sektör temsilcileri ve derneğimiz KARİD yeterince ortak edilmemiştir. Demokratik bir ülke için bu çok önemli bir eksikliktir. 2/3
KONU 1: POSTA KANUN TASARISI VE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ Tasarının son halindeki en önemli eksikler, aşağıdaki şekilde tespit edilerek KARİD tarafından Bakanlığa iletilmiştir: a) Posta Tekeli: Fiili duruma uygun olarak posta tekeli doğrudan sıfırlanmalıdır. Aksi halde kaç gram sınır getirilirse getirilsin, mevcut durumdan daha geriye bir gidiş olacak ve özel kuruluşlar önemli bir pazar kaybına uğrayacaktır. b) Posta Üst Kurulu: Posta Sektörünü Düzenleyecek Üst Kurulun oluşumunda en az iki özel sektör temsilcisi yer almalıdır. c) Evrensel Hizmet Yükümlüsü: Kanunla doğrudan PTT olarak tanımlanmamalı; tüm posta işletmecilerinin katılabileceği bir ihale yoluyla belirlenmelidir. Çok cüzi bir mali yük getireceği bilinen evrensel hizmetin finansmanı, sektör kuruluşlarından değil, doğrudan genel bütçeden karşılanmalıdır. d) İdari cezalar: Mevcut kanunlarda yer alan cezalar zaten yeterince yüksektir. Daha yüksek ve yeni cezalar getirilmemelidir. Cezalar caydırıcı amaca yönelik olarak tespit edilmelidir. 3/3
KONU 2 : DENETİM UYGULAMALARI Konu2: Kayıt dışı ve yetkisiz firmalara sağlıklı denetim uygulanmaması, Çözüm Önerisi : Ülkemizin sadece karayolu kargo/kurye taşımacılık sektörünün değil ekonomimizin temel sorunu olan “kayıt dışı ekonomi”nin kayıt altına alınmasını sağlamak hepimizin ortak amaç ve görevidir. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği gereği “denetim ve kontrol” yetkisi verilen kurumların öncelikle kayıt dışı ve lisanssız çalışanların illegal faaliyetlerinin engellenmesi ve son verilmesine yönelik olarak ivedilikle kontrol ve denetim faaliyetlerinin sıklaştırılması ve hızlandırılmasını gerekmektedir. Şuan yapılan uygulama daimi olarak yetki belgeli firmaların denetlenmesine yönelik olmaktadır. Ayrıca sektörde yer alan firmaların ve sivil toplum kuruluşlarının da herkesin ortak şikayeti olan kayıt dışılığın engellenmesine azami katkı vermesine fayda sağlayacak olan “ yetki belgeli firma listelerinin” daha önceleri yayınlandığı üzere tekrar Bakanlık İnternet sayfasında yayınlanması sağlanmalıdır.
KONU 3 : ORTAK TAŞIMA YAPILAMAMASI Konu 3: Ortak taşıma imkanının süre tahdidi ile kısıtlanması, Çözüm Önerisi : Ülkemizde M2 yetki belgesi sahibi Kargo İşletmeleri bugün yurt genelinde 81 ilin tamamı ile birlikte birçok ilçe ve belde’de yaklaşık 10.000 noktada hizmet vermektedirler. İşletmelerimiz, öz mal taşıtlarına ilave olarak taşıt listelerine kayıtlı diğer kargo şirketlerinin taşıt kartını taşıyan araçlarla da sözleşmeli kargo sevkiyatını yapmaktadırlar. Ancak bazı durumlarda bu taşıtların kapasitesi dışında da kargo yoğunluğu olduğunda K1 yetki belgesi sahibi kamyon kiralaması yaparak taşıma gerçekleştirilmektedir. Bu hususta Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin “Ortak Taşıma” bölümü ile verilen yetkiye göre işlem yapılmakta olup, bu imkan 2012 yıl sonu itibariyle tarihinde dolmakta olup, 14.12.2012 günü yayınlanan genelge ile 31.12.2013 tarihine kadar uzatılmıştır. Kargo işletmeleri tarafından gün içerisinde artan kargo potansiyelini karşılamak üzere kullanılan Ortak Taşıma imkanı artık bir süre tahdidi olmaksızın kullanılmalıdır. 1/2
KONU 3: ORTAK TAŞIMA YAPILAMAMASI Bu güne kadar uygulanan ve her hangi bir sorunla karşılaşılmayan bu çalışmada gereksiz kapasite yaratılarak yeni kamyon yatırımı yapılmasının önüne geçildiği gibi, K1 yetki belgeli Kamyonlara da artı potansiyel yaratılarak kazanç sağlanmaktadır. Ülke ekonomisine olumlu katkıları mutlak olarak Kargo İşletmelerinin verimli çalışmalarına ve iş yapılarına tamamen uygun olan bu yöntemin yapılacak düzenleme ile “ Ortak Taşıma Yetkisi” artık bir süre tahdidi olmaksızın kullanılmalıdır. 2/2
KONU 4 : YEREL YÖNETİM SORUNLARI Konu 4: Yerel Yönetimler ile yaşanan sorunlar Çözüm Önerisi : İlki 1980’ li yıllarda kurulmuş olan Kargo İşletmeleri 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında faaliyet göstermekte olup, Ulaştırma Bakanlığından lisans almaları kanuni zorunluluktur. Anılan Kanun ve bu Kanuna göre düzenlenmiş Karayolu Taşıma Yönetmeliği esaslarına göre Şube ve Acente şeklinde tüm yerleşim birimlerinde hizmet vermek üzere yetkilendirilmişlerdir. Yönetmelikte Şube ve Acentelerin fiziki yapılarına kadar birçok detay kural haline getirilmiş, ancak bu şartları yerine getiren işletmelere kargo taşımacılığı yapabilme yetkisi verilmiştir. Bu Kanunda Şube/Acentelerin konuşlandıkları alanların hiçbir surette belli noktalarda hizmet vermelerinin zorunluluk haline getirilmediğini, en eski Kamu Kurumlarımızdan olan PTT Genel Müdürlüğünün de bu yasa ve Yönetmelik uyarınca lisans alarak “PTT Kargo” olarak kargo işletmelerince verilen hizmetin aynısının PTT Şubelerince de verildiğini ayrıca dikkate alınmalıdır. Kargo Operatörlerinin hizmet kapsamının sadece paket-koli taşımaktan ibaret olmayıp günün her saatinde faaliyet göstererek ihale evrakı, yedek parça, çok acil sağlık ürünlerinden ithal ve ihraç mamullerine kadar oldukça geniş bir yelpaze alanına yayıldığı görülmektedir. 1/3
KONU 4 : YEREL YÖNETİM SORUNLARI Kargo işletmelerinin nihai tüketiciye ulaşım noktası olan acente ve şubelerinin konuşlandırılması da ticari işletmelerin yoğun olarak faaliyet gösterdiği bölgelerde olmaktadır. Bu bölgelerde yer alan ofisler, kargo taşımacılığının aşamalarını oluşturan toplama ve dağıtım hizmetlerinin sağlıklı ve belirlenen zamanlarda gerçekleştirilmesini sağlamaya yönelik hizmet vermektedirler. Kargo acente ve şubelerinin şehir merkezlerinde trafik kirliliği oluşturduğu öne sürülerek öne çıkarılan yasaklar gerçekler ile bağdaşmamaktadır. Bugün bir acente/şubemizin 1 veya 2 aracı ile hizmet verdiği düşünüldüğünde bunun trafikte sorun yaratmayacağı görülmektedir. Diğer işletmeler ile kargo işletmelerini kıyaslamak bu tezimizi doğrulamaktadır. Örneğin bir markete her gün onlarca araç (belki kamyon düzeyinde) gidip gelmektedir. Kargo İşletmelerimizin şehir içlerinde büyük araç dolaştırmaları uygulaması yoktur. Çünkü İşletmelerimizin şehir merkezleri dışında aktarma merkezleri vardır ve şehir içine sadece küçük araçlar girerek tüketicilere hizmet vermektedir. Bugün bazı Yerel Yönetimlerimizin il içerisinde ve ekonominin can damarını oluşturan bölgelerde yer alan acente ve şubelerimizi il dışında belirlenecek bölgelere çıkartılması yönünde uygulamalar gerçekleştirmektedirler. 2/3
KONU 4: YEREL YÖNETİM SORUNLARI Yapılması düşünülen bu uygulamalar neticesinde belirlemiş olduğu zaman dilimi içerisinde ve hızlı faaliyet göstermek zorunda olan işletmelerimizin iletişim noktalarının birleşimi ile yapılanmış program akışı bozulacak, bunun neticesinde iş yaptıkları ticari işletmelere verilecek kargo hizmetinde de önemli aksamalar meydana gelebilecektir. Yapılacak yasal düzenlemeler kapsamında gerek 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, gerekse yasalaşması beklenen Posta Hizmetleri Kanunu tasarısı kapsamında lisans alarak faaliyet gösterecek Kargo Operatörleri tüm yasaklamalar dışında değerlendirilmelidir. 3/3
KONU 5 : ÖZMAL VE KİRALIK ARAÇLARDAKİ KISITLAMALAR Konu5: Finansal kiralama ile alınan araçların öz mal sayılmaması ve kiralanacak araçların öz mal araçlarla aynı tür olması zorunluluğu. Çözüm Önerisi: Yönetmeliğin ilgili hüküm maddesi finansal kiralama ile alınmış araçlar hakkında şöyle bir düzenleme yapmaktadır. “ 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında sağlanan taşıtlar, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde sözleşmeli ticari taşıt olarak değerlendirilir. Bu yolla temin edilen taşıtların, finansal kiralama sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren yetki belgesi sahibinin adına kayıt ve tescil edilmesi şarttır. Bunun sağlanamaması veya finansal kiralama sözleşmesinin bitim tarihinin uzatılmaması halinde bu taşıt veya taşıtlar yetki belgesi sahibinin taşıt belgesinden resen düşülür.” Son yıllarda Kargo işletmeleri haricinde birçok sektörde finansal kiralama çok yaygın bir şekilde kabul görerek kullanılmaktadır. Mevcut piyasa şartlarında değerlendirildiğinde yönetmeliğin ilgili maddesi uygun içerik taşımamakta olup firmalarımızın yapılarını zor durumda bırakmaktadır. 1/2
KONU 5 : ÖZMAL VE KİRALIK ARAÇLARDAKİ KISITLAMALAR Ayrıca, 23.10.2012 - 28450 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğinde” Taşıtların öz mal veya sözleşmeli olarak kullanılması” başlıklı 25.maddesinin (ç) bendi “Sözleşmeli taşıt kullanım oranı hesabında; her öz mal taşıta karşılık aynı cinsten taşıt/taşıtlar dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır. Kargo işletmelerinin mevcut araç parkları incelendiğinde Tır-kamyon-kamyonet vb. her türlü taşıtın kullanıldığı görülmekte olup, öz mal taşıt sayıları toplam olarak hesaplanarak kanun ve yönetmeliğe uygun duruma getirilmektedir. Böylesine çeşitli ve yoğun araç kullanımında bugüne değin sürdürülen uygulamanın değiştirilerek yapılan yönetmelik değişikliğinin işletmelerin kiralık araç/öz mal araç hesaplamalarına olumsuz etkisinin olacağı düşünülmektedir. 2/2
SEKTÖRE YÖNELİK BEKLENTİLER Sektörün öncelikle temel beklentisi uzun yıllardır üzerinde çalıştığı “ Posta Hizmetleri Kanun tasarısının” artık yasalaşarak yürürlüğe girmesidir. Tabi ki bu yasanın hayata geçirilmesinde tüm sektörümüzün ortak beklentisi Dünya, AB ülkeleri ve Türkiye piyasa şartlarının gerektirdiği üzere serbest rekabet ortamının sağlanmasıdır. Aksi halde sektörün bugün bulunduğu ortamdan çok geri gideceği muhakkaktır. TÜRKİYE KARGO, KURYE VE LOJİSTİK İŞLETMECİLERİ DERNEĞİ