1 / 32

KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM: LAKAYT KARAKTER

KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM: LAKAYT KARAKTER. Lakayt Olmayı Hayat Felsefesi Olarak Benimseyenler Her şey bir kader dahilinde yaratılı r. Lakayt İnsanlar Güzellikler Karşısında da Duyarsızdırlar Müslümanların Tavrı. KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM: LAKAYT KARAKTER.

jensen
Download Presentation

KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM: LAKAYT KARAKTER

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM:LAKAYT KARAKTER

  2. Lakayt Olmayı Hayat Felsefesi Olarak Benimseyenler • Her şey bir kader dahilinde yaratılır

  3. Lakayt İnsanlar Güzellikler Karşısında da Duyarsızdırlar Müslümanların Tavrı

  4. KURAN AHLAKINA UYGUN OLMAYAN BİR TUTUM:LAKAYT KARAKTER Büyük tehlikeler, felaketler, salgın hastalıklar, ölüm... Birçok insanı etkileyen, düşünmeye sevk eden bu gibi son derece ibret verici olaylar bile bazı kişilerin vicdanlarında ciddi bir etki uyandırmaz.

  5. Lakayt Olmayı Hayat Felsefesi Olarak Benimseyenler;Duyarsızlığı hayat felsefesi haline getiren insanların kendilerine ait, küçük bir dünyaları vardır. Bu dünyadaki her şey düşünmeme, sadece o anı yaşama üzerinedir.

  6. İçlerinden bazıları için bunlar, sadece seyredilip geçilen birer haber ya da usulen söylenen birkaç beylik sözle üzerinde durulan birer konu niteliği taşır.

  7. Böylesine bir duyarsızlık içinde yaşayan kişi, çok önemli olaylar karşısında da gafletin sakinliği içinde olur; bunlardan hiç etkilenmeden, üzerlerinde düşünmeden geçebilir, günlük hayatına devam edebilir.

  8. Adeta büyülenmişçesine yaşadıkları bu hayat şeklini derin düşünerek bozmak istemezler. Düşündüklerinde gerçekleri göreceklerini, Allah'tan korkacaklarını bildiklerinden, tümüyle umursuz ve duyarsız davranmayı tercih ederler.

  9. Örneğin; birçok kişiye dünya hayatının geçiciliğini, Allah'ın varlığını ve ahiretin gerçekliğini hatırlatan bir ölüm olayı ya da bir kaza haberi bu insanlar için her gün onlarca-yüzlerce kişinin başına gelen sıradan bir olaydır.

  10. Olanlar üzerinde düşünmek, ölümün yakınlığını hatırlayarak Allah'tan sakınıp korkmak, tövbe etmek yerine beylik konuşmalar yaparak bu konular üzerinde hiç düşünmezler.

  11. Yaşananlardan Öğüt Almasını BilmekHer şeye karşı lakayt bir tavır içinde olan insanlar, kendi başlarına gelen felaketlerde de Allah'a sığınmazlar.

  12. Allah'ın insanların üzerinde düşünmeleri, sakınıp korkmaları, Kendisi'ne yönelip dönmeleri için yarattığı yanardağ patlaması, deprem, sel, salgın hastalıklar gibi felaket niteliğindeki olaylar bile söz konusu kişilerin bu anlayışını değiştirmez.

  13. Kuran’da bu konu ile ilgili olarak büyük bir deniz kazasından kurtulan insanların eski lakayt tavırlarına geri dönmelerini ibret vesilesi olarak bildirir

  14. Allah'ın Kuran'da bildirdiğine göre denizin ortasında büyük bir fırtınaya yakalanmış, çaresizliği ve aczi derinden yaşayan insanlardan, Allah kendilerini kurtardıktan sonra daha karaya çıkar çıkmaz eski lakayt tavırlarına geri dönenler vardır.

  15. Bu gibi kişiler dünyevi hırslarına ve tutkularına, din ahlakından uzak yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebilmektedirler.

  16. Kuran’da bu gerçeğe çok sayıda ayet ile dikkat çekilir: “Onlara, zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi." (En'am Suresi, 43)

  17. Her şey bir kader dahilinde yaratılırKazalar, hastalıklar, ölümler kısacası her şey ancak Allah'ın dilemesi ile meydana gelir. Hiç kimsenin ne yaparsa yapsın bunları engellemesi ya da değiştirmesi mümkün değildir.

  18. Gerçek bu iken, hastalıkta rol alanın bir virüs, kazaya sebep olanın da acemi bir sürücü olduğunun düşünülmesi Allah'ın unutulmasına ve dolayısıyla da umursuz bir tutumun ortaya çıkmasına neden olacaktır.

  19. Allah yarattığı olaylarla insanların düşünerek Kendisi'ne yönelmelerini, korkup sakınmalarını ve ahiret yurdunu hatırlamalarını diler.

  20. Rabbimiz bir ayetinde bu gerçeği; “Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız.” (Secde Suresi, 21) şeklinde bildirmektedir.

  21. Lakayt İnsanlar Güzellikler Karşısında da Duyarsızdırlar Lakayt insanlar yanlızca tehlikelere veya karşı değil, güzelliklere karşı da tepkisiz davranırlar. Güzellikleri övmemek, takdir etmemek, sevgi göstermemek de duyarsızlığın başka bir yönüdür..

  22. Oysa bu; Allah korkusundan uzak bir görünüm veren, akıl ve vicdanla bağdaşmayan bir ahlaktır. • Sahip oldukları batıl felsefeleri onları büyük bir boşluğa, duyarsızlığa ve sevgisizliğe iter.

  23. Sevgiye, merhamete, iyi, güzel ve yeni olan bir şeye karşı duyulan insani heyecan duygusunu kaybederler. Kalpleri katılaşan bu kişiler farkında olarak ya da olmayarak kendilerine büyük bir kötülük yapmaktadırlar.

  24. Güzel ahlaklı, Allah'a boyun eğen, olaylardaki hikmetleri görerek O’nun derin rahmetine sığınan, şuurlu bir mümin karakteri yerine lakayt bir kişiliğe sahip olmayı tercih etmektedirler.

  25. Allah bu insanların vicdani durumlarını; • “Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı.…” (Bakara Suresi, 74) ayetiyle açıklar.

  26. Müslümanların Tavrı Kuran ahlakını yaşayan Müslümanlar ise son derece duyarlı bir vicdana sahiptirler. Her şeyin bir amaçla yaratıldığına, şahit oldukları her olayın hayır ve hikmetler taşıdığına inandıkları için etraflarında olanlara kayıtsız kalamazlar.

  27. Karşılaştıkları her olayın hikmetlerini görme ve anlama konusunda sürekli çaba gösterirler. Önemli olaylar karşısında olgun ve itidalli tepkilerinin yanı sıra son derece duyarlı ve insaniyetlidirler.

  28. Başlarına gelen en küçük bir olayda bile bunu Allah’ın bir hayır ve hikmetle yarattığını düşünür, Allah'a sığınıp O’ndan bağışlanma dilerler.

  29. Nitekim Allah Kuran'da Müslümanların bu teslimiyetli davranışını örnek olarak gösterir, rahmetinin ve bağışlayıcılığının onların üzerine olduğunu bildirir:

  30. “Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar) ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır. (Bakara Suresi, 156-157)

  31. HAZIRLAYAN FATMA EREN DKAB2 1090710169

More Related