1 / 59

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. UTKU KOLEJİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ BAHAR DOĞAN. İÇERİK. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir? Tanısı için gereken kriterler nelerdir? Alt Tipleri nelerdir? Ölçütleri nelerdir? Ülkemizde DEHB DEHB ne sıklıkta görülür?

lauren
Download Presentation

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU UTKU KOLEJİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ BAHAR DOĞAN

  2. İÇERİK • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir? • Tanısı için gereken kriterler nelerdir? • Alt Tipleri nelerdir? • Ölçütleri nelerdir? • Ülkemizde DEHB • DEHB ne sıklıkta görülür? • Nedenleri nelerdir? • DEHB olan çocukların geleceği nasıldır? • DEHB olan ünlüler kimlerdir? • Tedavi yöntemleri • Anne ve Babalara tavsiyeler

  3. 20 YAŞINDAKİ HİPERAKTİF GENCİN MEKTUBU İLE BAŞLAYALIM

  4. DİKKAT EKSİKLİĞİVE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR? • Günümüzde önemli halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), 7 yaşından önce başlayan ve bireyin gelişim düzeyine uygun olmayan, dikkati toplama ve sürdürme, aşırı hareketlilik ve ataklıkla karakterize yaşam boyu devam eden bir sorundur. • DEHB yaramaz çocuklara konulan bir etiket değil, tanı kriterleri açıkça belirtilmiş klinik bir rahatsızlıktır. • Bu sorun, gelişimsel olarak üç temel alanda problem oluşturmaktadır. Bunlar; • Dikkat süresi kısalığı, • Kendini kontrol etmede güçlük çekme, • Davranışlarda ya da düşüncelerde ataklık ve huzursuzluk olarak • görülmektedir.

  5. DEHB TANISI KONMASI İÇİN BU PROBLEMLERİN; • En az 6 ay süregelmesi • Çocuğun yaşından ve gelişimsel seviyesinden beklenenlere uygun olmaması(2 yaşındaki çocuk için normal olan davranışlar 10 yaşındaki bir çocuk için anormaldir) • 7 yaşından önce başlamış olması, ortalama 5 yaş civarında görülüyor olması gereklidir

  6. SON YILLARDA BU ÖLÇÜTÜN YETERSİZ KALDIĞI, TANININKONMASINI GEREKTİREN ŞİDDETTEKİ BOZULMANIN DAHA BÜYÜK YAŞLARDA GİDEREK DAHA SIK GÖRÜLDÜĞÜ BİLDİRİLMEKTEDİR • DEHB gelişimsel bir rahatsızlıktır, bir anda ortaya çıkmaz. Bu problemlerin çocuğun günlük yaşamını olumsuz olarak etkiliyor demektir. Sadece evde veya sadece okulda davranış sorunları olan bir çocuğa DEHB tanısı konamaz. Son olarak bu problemlerin birden fazla ortamda görülüyor olması gerekmektedir.

  7. ALT TİPLER • DEHBsi olan bütün çocuklar hiperaktif değildir. Bazılarının dikkatsizlik ile ilgili sıkıntıları, bazılarının, sadece hiperaktivite ve dürtüsellik ile ilgili sıkıntıları, bazılarının ise her iki grubu da içine alan sıkıntıları olabilir.

  8. AŞIRI HAREKETLİLİK (HİPERAKTİVİTE) • Aslında her çocuğun hareketli olması beklenir. Çocuk koşar, düşer ve gürültü çıkararak oynar. Bunların hepsi doğal karşılanabilir. Ancak DEHB’da ise çocuğun hareketliği aşırıdır ve yaşıtlarıyla kıyaslandığında farklılık hemen anlaşılır. Genellikle bu çocuklar bir motor tarafından sürülüyormuş gibi sürekli hareket halindedirler. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjileri vardır. Yükseklere tırmanır, koltuk tepelerinde gezer, ev içinde koşuşturur ve dur sözünden anlamazlar. Sakin bir şeklide oynamayı beceremez, bir süre sakin bir şekilde oturamazlar. Oturmaları gereken durumlarda ise elleri ayakları kıpır kıpırdır. Çok konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler. Masanın başında oturamaz, dolayısıyla derslerini uygun mekanlarda çalışamazlar

  9. DİKKAT EKSİKLİĞİ • Çocukta dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne /babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerine aldıkları bir işi sürekli bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler

  10. İMPULSİVİTE (DÜRTÜSELLİK) • Sonunu düşünmeden eyleme geçme olarak tarif edilebilecek olan impulsivite, bu çocukların uyumlarını bozan en ciddi belirti kümesidir. Sabırsızlıkları, sırasını beklemekte güçlük çekmeleri ve yönergeleri dinlemeleri tipik özellikleridir. Sonuçta kendisi ve çevresindekiler için zararlı olabilecek fevri hareketleri ve sınır tanımadaki zorlukları davranış sorunlarının ilk habercileri gibidir. Yaşıtlarıyla birlikte olduklarında olaylara aşırı tepki vermeleri ve fiil ve sözle arkadaşlarını rahatsız etmeleri nedeniyle toplum içinde istenmeyen adam ilan edilirler.

  11. DİKKAT EKSİKLİĞİ ÖLÇÜTLERİ • Belirli bir işe dikkat vermede zorlanma • Dikkatin kolayca dağılması • Dikkatsizlikten kaynaklanan ufak hatalar yapma • Başlanan işin yarım bırakılması • Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünme • Görev ve etkinlik düzenlemede zorlanma • Ev ödevi,sınav gibi düşünsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınma • Eşya kaybetme • Günlük etkinliklerde unutkanlık

  12. HİPERAKTİVİTE ÖLÇÜTLERİ • Oturduğu yerde kıpırdanma, ellerin ayakların oynatılması • Belli bir süre bir yerde oturamama • Sağa sola koşturma,tırmanma • Sakin bir biçimde oyun oynayamama • Sürekli olarak hareket etme • Çok konuşma

  13. DÜRTÜSELLİK ÖLÇÜTLERİ • Sorulan soru tamamlamadan yanıt verme • Sırasını beklemekte güçlük çekme • Başkalarının sözünü kesme ya da oyunda araya girme

  14. ÜLKEMİZDE HİPERAKTİVİTE • Batı toplumlarında ve özellikle A.B.D’de DEHB tanısının fazlaca konduğu tartışmaları sürerken, maalesef ülkemizde Çocuk Psikiyatristi sayındaki yetersizlik bu çocuklardan önemli bir kısmının zamanında gerekli tedavi programına alınmasını engellemektedir. Toplumumuzdaki hiperaktivite konusunda yanlış ve eksik bilgilerin tedaviyi engelleyici veya geciktirici bir yanı vardır. Halk arasında DEHB belirtileri yanlış bir şekildi üstün zekalı olma, şımarıklık, terbiyesizlik, tembellik ve huysuzluk gibi terimlerle izah edilmeye çalışılır. Dolasıyla belirtileri görmezlikten gelmeden, şiddet uygulamaya kadar geniş bir yelpazede çözüm aranır. Belirtileri bu sorunun yansımaları olarak görmek yerine suçlu aramak ve sonunda çocuğu cezalandırmak aslında en büyük çözümsüzlüğü üretmek demektir. • Anne/babaların sürekli birbirlerini suçlayarak, ‘adeta sorunun nedeni ben değilim’ mesajını vermeye çalışmaları, ev içindeki huzuru bozarak çocuğa ulaşmamızı daha da güçleştirir. Başta eğitimciler olmak üzere çocukla ilgili her kesimin DEHB hakkında temel bilgilere sahip olması gerekir. Toplumda yaygınlığı hiç de azımsanmayacak oranda olan bu sağlık ve eğitim sorunun erken teşhisi anne-baba-çocuk üçgeninde oluşacak yanlış tutumların en aza indirilmesini sağlar

  15. DEHB NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR? • DEHB okul çağı çocuklarının en az %3-5’inde görülür. Ülkemizde bu çocukların çoğu muayene edilmemiş, tanı alınmamış durumdadır.

  16. NEDENLERİ DEHB’nin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte değişik pek çok kaynak biyolojik etkenlerin önemini göstermektedir. DEHB’nin tek bir nedeni yoktur. Aksine pek çok değişik nedenin bir araya gelmesi ile oluşur. DEHB ailesel geçişli ve genlerin etkisinin belirgin olduğu bir rahatsızlıktır. Ayrıca çocuğun gelişimindeki bazı faktörler problemin tek kaynağı olmasa da DEHB riskini arttırabilir. Bunlar: Doğumun zor geçmesi ve doğum esnasında yaşanan sorunlar Düşük doğum ağırlığı Annenin hamileliği boyunca bazı ilaçlar, sigara veya içki kullanması Beyin hastalıkları ve hasarları Son 15-20 yılda yapılan araştırmalar DEHB’nin organik kökenli olduğu görüşünü hakim kılmıştır. Yeni araştırmalar beyin glikoz metobolizmasındaki bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır.

  17. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun Temel Özellikleri Nelerdir? DİKKATSİZLİK Yönergeleri takip etmede çok güçlük çekiyor. Ders dinlerken başka bir evrende gibi görünüyor. Okuma etkinliklerinde sıra ona geldiğinde hiçbir zaman doğru yeri bulamıyor.

  18. Hiperaktivite (Aşırı Hareketlilik) • . Bir motor takılmış gibi sürekli hareket halinde. Sınıf içerisinde yanındakiyle sürekli konuşuyor. Uyarılana kadar kalemi ile sürekli tempo tutuyor

  19. Ataklık/Dürtüsellik • . Yapacağı işin sonunu düşünmeden hareket eder. Aklına geleni hemen yapar. Sırasını beklemede zorluk yaşar, Konu anlatılırken ilgisiz bir soruyla sınıfın dikkatini dağıtır

  20. Düzensizlik

  21. Sosyal Becerilerde Yetersizlik DEHB olan çocukların bulundukları akran grubunda sosyal kabul görmeye yönelik güçlü istekleri vardır. Ancak bu çocuklar genellikle sosyal ipuçlarını algılamakta zorluk yaşamaları nedeniyle bulunduğu grupta istenmeyen davranış gösterirler. DEHB olan çocuk kendisine söylenen aşağılayıcı ve kırıcı sözlere karşı koymakta zorlanırken diğer çocuklar bu sözlerin kendileriyle ilgili olmadığını düşünerek üstünde durmamaktadır. Çoğu zaman DEHB’li çocuk, başkalarının oyununa davet edilmeden karışması nedeniyle oyunlarda istenmemekte bu durum aklında yalnızca oyuna katılma isteği olan çocuk için anlaşılmaz olmaktadır. DEHB olan çocuklar küçük grup ve bire bir ilişkilerde bile daima patron ya da ilk kişi olmayı istemektedirler. Bu durum sosyalleşmelerini engellemektedir. Bu çocuklar, bulundukları ortamlarda zaman içinde davranışlarını kontrol ederek uyum sağlasalar da ergenlik döneminde sosyal uyum gerektiren farklı ortamlarda iletişim güçlükleri yeniden ortaya çıkmaktadır.

  22. Saldırgan Davranışlar

  23. Olumsuz Benlik Algısı • “Benlik Algısı” ve “Kendini Değerli Bulma” doğuştan gelen bir özellik olmayıp sosyal ve fiziksel çevrede zaman içinde oluşur. Benlik algısının en çok geliştiği dönem okula başlama yaşıdır. Çocuğun yaşıtları ile beraber olması, yaşıtlarından aldığı geri bildirimler, okulda elde ettiği yeni bilgiler, okul başarısı, evin dışında bir yetişkin ile (öğretmen) olan ilişkileri burada rol oynar. Birinci sınıftan sonra okul başarısı benlik algısının gelişimini etkiler. DEHB olan öğrenciler okulda yaramaz, tembel, sıra dışı… vb olarak nitelendirilmektedir. Bu etiketleme, çocukların kendilerini olumsuz algılamalarına ve özgüvenlerinin düşmesine sebep olmaktadır

  24. Dalgınlık/Uyku Hâli

  25. Bellek Sorunları

  26. Israrcı Tutum

  27. TutarsızlıkDEHB’nin en belirgin özelliğidir. Bu çocuklar çok değişkendirler. Çevresindekiler, onların iyi ve kötü günlerinin olduğuna inanırlar. Bazıgünler verilen ödevlerin hepsini tamamlarken ertesi gün hiç dokunmayabilirler. Genellikle bu durum çocuğu akademik yönden başarısızlığa itmektedir. Ayrıca bu çocukların geçişlerde ve değişikliklere uyum sağlamada güçlükleri vardır

  28. DEHB olan çocukların çoğu ince motor becerisi gerektiren işlerde özellikle yazı yazmada zorluk yaşarlar. Koordinasyon Güçlükleri

  29. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu OlanÇocukların Geleceği Nasıldır? • Toplumda, bu sorunun yaş ilerledikçe kendiliğinden azalacağı ve geçeceğine ilişkin yaygın kanılar bulunmaktadır. Araştırmalar, bu sorunun gidişinin farklı kişilerde, farklı seyirler gösterdiğini göstermektedir. Bu sorunu olan çocukların yaklaşık %40’ında belirtilerin ileriki yaşlarda da devam ettiği belirlenmiştir. Bu sorunlara duygusal ve sosyal sorunlar da eşlik etmektedir. Etkili bir tedavi ve eğitim programı uygulanmadığında bu bireylerde yetişkin yaşamda hareketlilik azalmakta, huzursuzluk ve dikkat dağınıklığı ise aynı kalmaktadır. Ayrıca bu bireylerde suçlu alt kültürüne girme, madde bağımlılığı, kişiler arası ilişkilerde sorunlar ortalamanın üstünde olmaktadır.

  30. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE SENDROMU OLAN ÜNLÜLER Albert Einstein Mozart Leonardo da Vinci Cher Tom Cruise Walt Disney John Lennon Winston Churchill Henry Ford Stephen Hawkings Jules Verne Alexander Graham Bell Thomas Edison John F. Kennedy Whoopi Goldberg Rodin Dustin Hoffman Robin Williams Louis Pasteur Robert Kennedy George Bush's children Prince Charles Harry Belafonte F. Scott Fitzgerald Mariel Hemingway Steve McQueen George C. Scott Lindsay Wagner George Bernard Shaw Beethoven Carl Lewis Jackie Stewart "Magic" Johnson Sylvester Stallone

  31. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan ÇocuklarınTanılama Sürecinde Yer Alan Kişi ve Kuruluşların Rolleri Nelerdir? • Anne-baba veli • Öğretmenler • Rehber öğretmen • Uzman hekim

  32. TEŞHİS ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ • Eğer şu anda bu sunumu dinlemek için buradaysanız ve beni dinliyorsanız; ya çocuğunuzda diğer çocuklardan farklı, hayat kalitesini düşüren bir takım özellikler gözlemlediniz ya da çoktan tedbirinizi alıp, şüphelerinizin doğruluğunu ya da yersizliğini görmek üzere bir uzmana başvurdunuz. (söz konusu sendromu teşhiş edecek, tedavi şekli önerebilecek tek uzman bir psikiyatristtir.) • Çocuğunuzu bir uzmana götürdüyseniz ve size ilaç önerdiyse, bu işin eğitimini yıllarca almış uzmana, laboratuvarlarda yıllarca test edilmiş ilaca güvenmek zorundasınız. Size bu konuda ne yıllara dayanan tecrübeleri ile diğer anne babaların söyleyecekleri, ne herhangi bir dernek, ne alternatif tıp ilaçları ya da yöntemleri, ne de internet üzerinde bulacağınız bilgiler yardımcı olabilir. Dişiniz ağrıdığında güvendiğiniz dişçiniz, gözünüz görmediğinde güvendiğiniz göz doktorunuz ya da kalbinizi ameliyat etmesi için bıçağına güvendiğiniz cerrah ile çocuğunuza ilaç veren psikiyatrist arasında konusunda uzmanlık açısından bir fark yoktur. Önce ebeveyn olarak kendi gözlemlerinize ve sonra da uzman olarak doktorunuza güvenin. ilaç ya da tedavi konusunda doktorunuzun kararına güvenmiyorsanız lütfen bunu "herkesle" değil bir başka doktorla tartışın.

  33. DEHB OLAN ÇOCUKLARIN TEDAVİSİ • DEHB olan çocukların tedavisi çok yönlü bir uygulama gerektirir. Bu çok yönlü tedavide şu unsurlar bulunmalıdır: • Davranış yönetimi için anne baba eğitimi • İyi bir eğitim programı • Gerekli olduğunda tek başına ya da hep birlikte terapi • Gerekli olduğunda ilaç

  34. NE YAPILABİLİR? • Geleneksel eğitim sistemi içerisinde öğretmenler, öğrencilerinin ders süresince yerinde oturmasını, sözel yönergelere ve anlatılan konuya dikkat etmesini ve uğraşmakta olduğu iş (ödev, etkinlik vb.) sonuçlanıncaya kadar yerinden kalmaksızın devam etmesini beklemektedirler. Bu nedenle okul ortamında bir çok çocuk bu beklentiler nedeniyle özellikle dikkatsizlik ve aşırı hareketliliğe bağlı sorunlar yaşamaktadırlar. • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan öğrencilerin eğitim süreci; tıbbi tedavi, psiko-sosyal destekler ve eğitsel düzenlemeleri içeren çok yönlü bir programı kapsar. Bu süreçte; okul, aile ile profesyonel destek sunucularının iş birliği içinde olması gerekir. Bu iş birliği çok yönlü bilgi alışverişine dayanır.

  35. KABULLENİNEğer çocuğunuzda dikkat eksikliği (hiperaktivite) sendromu varsaHayatınız diğer anne babalarınkinden değişik olacak Diğer anne babalar doktora gitmekten söz ettiklerinde….. …….siz psikoloğa gitmeyi düşüneceksiniz… Diğer anne babalar öğretmen veli görüşmesinden söz ettiklerinde…..…….siz daha erken gidip hocanın gönlünü alsam diye düşüneceksiniz…. Diğer anne babalar çocuklarının karşılık verdiğinden yakındıklarında….. …….siz haftasonunu müthiş bir olay olmadan geçirebildiğiniz için sevineceksiniz….. Sağlıklı yaşam sürdürme konusunda böbürlenen anneler organik yiyeceklerden söz ederken…. …….siz hangi ilacı kullansam çocuğuma daha yararlı olur diye düşüneceksiniz…… Diğer babalar çocukları sevimli bir harekette bulundu diye gülümsediklerinde………….siz bir komedyenle aynı evde yaşadığınız için gözlerinizden yaş gelene kadar güleceksiniz…… Diğer anne babalar çocukları bir soruyu doğru cevapladı diye sevinirken…… ……..siz kendi çocuğunuzun nasıl futboldan başlayıp, serçelerin uçuşunu bilimsel olarak anlattıktan sonrakonuşmasını bilgisayar programları ile nasıl bitirdiğini izleyip hayretler içinde kalacaksınız…… Diğer anne babalar çocuklarında gördükleri en ufak yaratıcılığa şaşırıp kalırken…………..siz fazla tepki göstermeyeceksiniz - çünkü sizin çocuğunuz onu iki yıl once düşünmüş olacak….. Diğer anne babalar çocukları "çocukların yapması gereken" şeyleri yaptıklarında hiç heyecanlanmazken…… ……..siz gülümseyeceksiniz, çünkü siz çocuğunuzun "çocukların yapması gereken" şeylerden tek birini yapmak için ne kadar çaba gerektiğini hatırlayacaksınız….

  36. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan ÇocuklaraYönelik Davranış Değiştirme Yöntemleri Nelerdir? Davranış yönetimi, kişinin davranışları üzerinde denetim sağlama olarak tanımlanır. Davranış yönetme her durumda, ortama, koşullara ve çocuğa göre farklı tekniklerin kullanılmasını gerektirerek bireysellik gösterir. Kişinin kendi kendini kontrol etmesi, çaba gerektirir ve zamanla kazanılır. DEHB olan çocukların kendi kendini kontrol gelişimi, farklı çevrelerde (okul, ev… vb) çocuğun ilerlemeler ve geriye dönüşler göstermesiyle gerçekleşir.  DEHB olan çocuklar kendi kendini kontrol etmede sorun yaşadıklarından dolayı, davranışlarını bazen çok iyi kontrol edebilirken, bazen de tamamen denetimini yitirmiş olabilirler. Çocuğun kendi kendini denetlemedeki ilerlemeleri, kabul edilebilir davranışlarının artmasıyla ölçülmektedir. DEHB olan çocukların davranışları üzerinde denetim sağlamak için davranış yönetimine ihtiyaç vardır. Davranış değişikliğinin gerçekleşmesinde davranışın sonuçları belirleyicidir.

  37. 1.VERİLEN MESAJLAR NET OLSUN DEHB’li çocukların, akranları gibi onaylanabilir davranışlar gösterebilmeleri için daha fazla kural ve beklentiler konusunda net mesajlara ihtiyaçları vardır. İstenilen davranışın oluşabilmesi için çocuğa davranış öncesinde bu üç ölçütün girdi ya da ön koşul olarak kazandırılması gerekmektedir.

  38. 2.KENDİLERİNE OLAN GÜVENLERİNİ ARTTIRIN • Onları iyi davranışları için herkesin önünde ödüllendirirken, kötü davranışları için yalnızken uyarın ve yaptırım uygulayın.

  39. 3.KURALLAR Çocuklar yaşadıkları dünyanın kurallarını anlamak isterler ve buna ihtiyaç duyarlar. Çocuklar küçük yaştan itibaren çevresindeki davranışları gözleyip taklit ederek sınama- deneme yaparak öğrenmektedirler. Öğrenme esnasında neden-sonuç ilişkilerinden elde ettiği bilgilere göre kurallar hakkında fikir sahibi olmaktadırlar.    Çocuklar, kendilerinden ne beklendiğini, kontrolün kimde olduğunu, ne kadar ileri gideceklerini ve çok ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler. Buna göre, kurallar davranışlarımızı belirler. Çocukların yanlış davranışlarını önlenmesi ve kuralların anlaşılır bir şekilde öğretilmesi için, kesin sınırların olması gerekir. Çocuğa sınır koyma da, ana babaların, öğretmenlerin istenen davranışla ilgili kural ve beklentilerini öğretmek için kullanacakları bir süreçtir. Sınırlar, onaylanan davranışları ve ilişkileri tanımlamaktadır. Kuralların kesin sınırları (hayırın anlamı her zaman hayırdır) olmalıdır.  Öğretmenler tarafından DEHB’li öğrencilere kuralların sözel olarak karmaşık şekilde verildiği ve yazılı verilenlerin ise çok az olduğu ya da hiç oluşturulmadığı görülmektedir. Yazılı kurallar incelendiğinde, bunların oldukça karmaşık yazıldığı ya da çok fazla maddeden oluştuğu görülmektedir. Bu durumun çocuklarda yazılı kuralların öncelik sırasında konulmasında da karışıklık yarattığı gözlenmektedir. Bu nedenle çocuğun gerçekleştirmesi istenilen davranışın sözlü ya da yazılı olsun mutlaka açık ve somut olarak ifade edilmesi gerekmektedir. Davranışlarımız somut olduğundan dolayı kurallarımızı sözlerimiz değil, davranışlarımız tanımlamaktadır.

  40. 4.KURALLARI YAZLILI HALE GETİRME Günlük yaşamımızda bir çok kuralın olduğunu görmekteyiz. Araba kullanırken, bankamatikte işlem yaparken oyun oynarken kurallar vardır. DEHB’li çocukların özellikle kurallara uyma ve sürdürmede güçlükleri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle kuralların sözel olarak sık sık hatırlatılması öğretmen ve ebeveynler için yorucu olmakta çocuğun iç denetiminin oluşmasını engellemektedir. Öğretmeninya da ebeveynin çocuğa “kuralları biliyorsun böyle yapmamalıydın” şeklindeki ifadesi dikkati dağınık olan çocuğun zihninde karışıklığa yol açmaktadır

  41. Dersi dikkatli dinlemeliyim Derste sessiz olmalıyım Sıramın gelmesini beklemeliyim İzin isteyerek konuşmalıyım Başladığım işi bitirmeliyim Nazik olmalıyım Beni kızdıranları görmezden gelmeliyim Diğer kurallar ! Yaptım Pozitif düşünmeliyim Y sağol

  42. 5.İLETİŞİM Kurulan iletişimde açık sözel mesajların kullanılması gerekir. Açık sözel mesajlarda; • Mesajın davranış üzerinde yoğunlaştırılması (ayaklarını sıranın • üzerinden indir, lütfen!), • Davranışa ilişkin doğrudan ve açık ifadeler kullanılması (Ders • zili çalar çalmaz sınıfta ol.), • Normal ses tonunda konuşulması, • Davranışsal sonuçların belirlenmesi “ödevini yapmadığın • takdirde teneffüse çıkamazsın.”, • Sözlerle davranışların desteklenmesi (arkadaşına vuran çocuğa, “sanırım sakinleşmek için zamana ihtiyacın var. Yaptığını düşün, beş dakika sonra konuşalım.”) gerekmektedir.

  43. DEHB olan çocuk, sınıf içi iletişimde mesajlara beklendiği gibi bir tepki vermez ya da duymazlıktan gelirse, mesajın gerçekten duyulup duyulmadığının, anlaşılıp anlaşılmadığının öğretmenler tarafından kontrol edilmesi gerekir. Mesaj tekrarı yaptırılarak öğrenciye; Benim söylediklerimi duydun mu? Söylediğimi anladın mı? İsteklerim açık mı? Söylediklerimi kendi sözcüklerinle tekrarlar mısın? şeklinde verilen yönergenin anlaşılıp anlaşılmadığı kontrol edilmelidir. Örnek: Ayşe, ders esnasında önüne dönmeli ve tahtada yazılı olan metni defterine yazmalısın.” yönergesinde mesajın kontrolü aşağıdaki biçimde yapılmalıdır. Öğretmen : Söylediğimi duydun mu? Ayşe : Evet Öğretmen : Söylediğimi anladın mı? Ayşe : Evet. Öğretmen : İsteğim açık mı? Ayşe : Evet. Öğretmen : Peki, söylediklerimi kendi sözcüklerinle tekrarlar mısın? Ayşe : Evet. Derste önüme dönerek tahtada yazılı olanları defterime yazacağım.

  44. DEHB olan çocukların davranışları üzerinde cesaretlendirici mesajlar çok etkili olmaktadır. Bu mesajlar motivasyonu arttırır. Bu cesaretlendirici mesajlar iş birliğine; cesaret kırıcı mesajlar ise dirence neden olmaktadır Motive etmenin anahtarı; neyi-nasıl-ne zaman cesaretlendireceğimizi bilmektir. Motive edici mesajların hepsi, DEHB olan çocukların daha çok sorumluluk almasına yöneliktir. Etkili İletişimde genellikle, “Ben Dilinin” (7 dk. süresince yerinde oturman , beni çok mutlu etti) kullanılması gerekirken, motive etmede “Oluyor.”, “Yapabiliyorsun.”, “Olacak”, ”Başarabiliyorsun.”, (Sekiz problemi doğru çözmüşsün, ikisi üzerinde düşünmelisin.” gibi iletişimde olumlu mesajların kullanılması gerekir.

  45. 6.BEKLENTİLERDEHB’li çocuğun rahatsız edici davranışları kişisel olarak algılanmamalıdır. Çocuğun davranışlarının tıbbi bir nedeni vardır.DEHB problemli davranışların nedenidir ama bu davranışlar için bir özür değildir. Uygun tedavi ve davranış yöntemleri ile çocuklar davranışlarını kontrol etmeyi öğrenirler

  46. 7.Sık sık göz göze gelmeye çalışın. Direktif verirken ya da açıklama yaparken çocuğun yüzünüze baktığından emin olun.

  47. 8.Çocuğunuzun hayatını kolaylaştırmak için görsel ipuçları hazırlayın; çekmecelere içeriklerine göre etiket koyun, günlük programı için bir saat çizelgesi hazırlayın vb.

More Related