100 likes | 347 Views
Durgunluk ve Maliye Politikası. Durgunluk Tanımı.
E N D
Durgunluk Tanımı • Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim kapasitesinin tam olarak kullanımını sağlayamadığı durumda ekonomi eksik istihdamda dengeye gelmektedir. Buna ek olarak para miktarı azalmakta, girişimciler borçlanma yerine borçlarını ödemeyi tercih etmektedirler. Para miktarının azalması toplam talepte azalmaya neden olmaktadır.
Büyük Buhran Nedenleri • Keynesyen Görüş; istikrarsızlıkların kaynağı, özel yatırım kararlarındaki istikrarsızlıklardır (Hızlandıran Prensibi). Keynesyenlere göre tüketici talebi olmadığı sürece yatırım yapma kararı alınmayacaktır. • Monetarist Görüş; ekonomideki dalgalanmaların temel nedeni para arzındaki istikrarsızlıklardır. Büyük buhranın büyüklük ve süresinin uzunluğu bu dönemde uygulanan yanlış para politikalarıdır.
Maliye Politikası • Amaç toplam talepteki yetersizlikleri gidermek olmalıdır. Bu nedenle kamu harcamalarının azaltılması ve/veya vergilerin azaltılması gerekmektedir. • Kamu harcamaları açısından doğrudan mal ve hizmet alımına yönelen harcamaların tercih edilmesi gerekmektedir. Yatırım ve cari harcamaların genişletici etkileri aynıdır.
Transfer harcamaları açısından yapılabilecek diğer bir analiz düşük gelir gruplarına yönelecek transfer harcamalarının cari ve yatırım harcamalarından farksız olacağıdır. Zira düşük gelir gruplarının marjinal tüketim eğilimi 1’dir. Hem durgunlukla mücadele açısından hem de gelir dağılımını iyilştirme açısından etkin bir çözüm olabileceğidir. Firmalara yapılacak transferlerin ekonomideki durgunluğu giderme etkisi zayıftır. Çünkü talep yetersizdir.
Kamu gelirleri politikası açısından amaç, kullanılabilir kişisel gelirin artırılması ile özel tüketim ve yatırım harcamalarının artırılmasıdır. • Verginin konu itibariyle geniş olması gerektiğidir. Bu açıdan gelir vergileri ile gider vergilerinin en etkin vergiler olduğu söylenebilir. Servet vergileri ise bu anlamda elverişli vergi türü değildir. Gider vergilerinin gelir vergisine göre üstünlüğünün olduğu söylenebilir.
Durgunluk dönemleri borçlanmanın önemli bir yerinin bulunduğu açıktır. Zira artırılan kamu harcamaları ve azltılan vergiler bütçe açığının finansmanı sorununu ortaya çıkaracaktır. • Enflasyonist dönemlere göre borç yönetimi daha kolaydır. Çünkü durgunluk dönemlerinde atıl fonlar mevcuttur ve devlet atıl fonları borç ile toplayıp harcama olarak yeniden ekonomiye sokabilir.
Borçlanmanın özel harcamalar üzerinde en az etki meydana getirecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Eğer kişiler ve firmalardan borçlanmada borç verdikleri parayı atıl olarak tuttukları paralardan karşılıyorlarsa toplam talepte bir azalma yerine artış olacaktır. • Bankalardan borçlanılması durumunda yine genişletici bir etki oluşacaktır. • Merkez Bankasından da borçlanma benzer bir neticeyi ortaya çıkaracaktır.