440 likes | 1.12k Views
BUĞDAYDA KALİTE VE KALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü.
E N D
BUĞDAYDA KALİTE VE KALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü
Buğday; geniş adaptasyon yeteneği, birçok kültür bitkisine oranla daha kolay ve ucuz yetiştirilen ürün olması, kolay taşınabilen ve güvenle uzun süreli depolanabilir özellikleri, minimum işleme ve pişirme işlemleri sonucu besin olarak kullanılabilmesi, ekmek, makarna ve bulgurun hammaddesi olması nedeniyle ekiliş ve üretimi en fazla olan kültür bitkilerinden birisidir.
Buğday ülkemizde yaygın olarak ekmek, makarna, irmik, bisküvi, bulgur ve erişte şeklinde tüketilmektedir. Dünya’nın değişik bölgelerinde geleneklere ve beslenme alışkanlıklara bağlı olarak bu ürünler daha da çeşitlenmektedir.
Genel bir tanım olarak özel bir amaç için kullanılmaya yarayışlılık derecesi olarak tanımlanan buğdayda kalite; göreceli bir kavram olup, kişiden kişiye ve kullanım amacına göre değişmektedir. Buğday Üreticisi için kalite; yetiştirdiği buğdayın saf, temiz, sağlıklı ve yüksek verimli olması ve birim alandan daha fazla gelir sağlamasıdır.
Buğdayda kalite özellikleri, çeşidin genotipine bağlı olduğu gibi, yüksek oranda çevre koşullarından da etkilenmektedir. Bu nedenle belirli bir bölgede yetiştirilmesi düşünülen çeşit veya hatların sahip oldukları verim ve kalite performanslarının tam olarak değerlendirilebilmesi için bunların farklı çevrelerde denenmesi ona göre değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Trakya Bölgesi buğday üreticileri yıldan yıla meydana gelen verim ve kalite dalgalanmaları sonucu uygun çeşitlerin seçiminde kararsız kalmaktadır. Un sanayindeki teknolojik gelişmelere rağmen kaliteli un elde edilmesi için kaliteli buğday çeşidine gereksinim vardır. Bu nedenle, yüksek verimli ve kaliteli yeni buğday çeşitlerinin ıslah edilmesi veya mevcut çeşitler arasında bu özellikleri birlikte taşıyanların belirlenip üreticilere önerilmesi gerekmektedir.
Buğday kalitesini oluşturan unsurları dış kalite ve iç kalite olarak iki grupta toplayabiliriz. Dış kalite: Yabancı madde oranı, yabancı tahıl tane oranı,böcek zararına uğramış buğday tane oranı, sürmeli tane oranı,kırık tane oranı v.b. İç kalite: Protein miktarı, protein kalitesi, sertlik; ekmek, bisküvi, makarna yapımına uygunlukvs.
Buğday kalitesini etkileyen faktörler genotip, tohumluk kalitesi, çevre koşulları ve yetiştirme tekniği uygulamalarıdır. Bu faktörler deneysel sonuçlar, gözlem ve ölçüm değerleri ile aşağıda açıklanmıştır.
1. GENOTİP • Bitkilerde verim ve kalite üzerine en etkili faktör yetiştirilen bitkinin genotipik olarak sahip olduğu özelliklerdir. • Genotipik olarak yüksek verim ve kalite özelliğine sahip olan çeşitler kendileri için uygun ekolojik koşullarda yetiştirilirlerse ve uygun kültürel uygulamalar yapılırsa sahip oldukları verim ve kalite özelliklerini gösterebilirler.
Bölgeler için çeşitler geliştirilirken, genotipler o bölgenin ekolojik olarak farklı alanlarında denenerek çeşitlerin kalite özellikleri yönünden gösterecekleri stabilite dikkate alınmalıdır. Genotipik olarak kaliteli ürün sağlayan çeşitler uygun çevrelerde yetiştirilmezlerse ve yetiştirme tekniği uygulamalarına dikkat edilmez ise, istenen kalite özelliklerini yansıtamazlar.
Bölgeler için yeni çeşit geliştirmede çeşit geliştirme süresince bu üründen yararlanacak kuruluşlar belirli kademelerde ıslahın içersinde yer alarak çeşit geliştirmeye katılmalıdır. Son yıllarda iklimde meydana gelen değişimler bölgelerin iklimsel verilerinde önemli değişime neden olmaktadır. Yağışların dağılımında ve sıcaklıklarda önemli değişiklikler görülmektedir. Yağmurlar daha kısa sürede ve sağanak şeklinde olmakta ve sıcaklıklar ise daha yüksek olmaktadır.
Bölgeler için geliştirilecek çeşitlerin yüksek sıcaklıklardan ve kuraklık stresinden olabildiğince az etkilenen çeşitler olması gerekir. Özellikle daneye besin maddesi taşınım döneminde meydana gelen ve ısıl soku adı verilen yüksek sıcaklık etkisi buğday kalitesinde önemli azalmalara neden olmaktadır.
Buğday 30 oC altındaki sıcaklıklarda iyi bir gelişim göstermektedir. Özellikle dane taşınım döneminde 32 oC üstündeki sıcaklıklara maruz kaldığında dane kalitesinde önemli düşmeler meydana gelmektedir. Bu dönemde meydana gelen aşırı sıcaklar ısıl şok elementlerini aktif halene getirmekte, bu dönemde ısıl şok proteinleri sentezlenmekte, artan alfa/beta gliadin sentezi ve azalan gluten sentezi meydana gelmektedir. Olgunlaşan danede gliadin/gluten oranında artış görülmekte ve bunun sonucu olarak ta daha zayıf hamur-daha düşük kalite özellikleri oluşmaktadır.
Yeni ıslah edilecek çeşitlerde kuraklık ve aşırı sıcaklıklara dayanıklılık testi sonuçlarına göre seleksiyonlar yapılmalı, toprakta su stresinden en az etkilenen veya suyu etkin kullanan çeşitler geliştirilmelidir. Özellikle başaklanma döneminden sonra ortaya çıkan aşırı sıcaklardan daha az etkilenen çeşitlerin geliştirilmesi buğdayda verim ve özellikle kaliteli ürün için önemli basamaklardan biridir.
Kalite özellikleri yönünden üstün genotiplerin geliştirilmesinde eldeki mevcut gen havuzu mümkün olduğunca geniş olmalıdır. Kalite özellikleri yönünden üstün olan yabani buğday türleri melezleme kombinasyonlarında yer alması kalite yönünden daha üstün buğday çeşitlerinin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır.
Günümüzde farklı ülkelerde yabani buğday türleri melezleme kombinasyonlarına alınmakta yada kültür türleri ile melezleme sorun olan türlerde embriyo kurtarma yöntemi kullanılarak daha yüksek kalite özelliklerine sahip çeşitler ıslah etmek olasıdır. Bu nedenle özellikle kuraklık ve aşırı sıcaklığa dayanım ve üstün kalite özellikleri için ülkemizde ıslah programlarına yabani türler mutlaka ilave edilmelidir.
Buğdayda kalite üzerine genotipik etkinin daha net görülmesi için Korkut ve ark. (2007) tarafından 26 ekmeklik buğday çeşidi ile Edirne ve Tekirdağ lokasyonlarında iki yıl süresince yürütülen denemelerden elde edilen bazı kalite özellikleri verilecektir.
Çizelge 3.8. Araştırmada materyal olarak kullanılan genotiplerin bazı tarımsal özellikleri ve hatların soykütükleri
26 ekmeklik buğday çeşidi ile iki yıl ve iki lokasyonda yürütülen denemelerden elde edilen kalite özellikleri(Korkut ve ark. 2007).
Sedimantasyon (ml) ve Yumuşama değerleri (BU) yönünden en iyi ve en kötü performans gösteren ekmeklik buğday çeşitleri (Korkut ve ark. 2007).
Elde edilen sonuçlar göstermektedir ki; sedimantasyon ve yumuşama değeri düşük olan çeşitler çevresel faktörlerde değişim olasada bu özelliklerinde önemli oranda artışa neden olmamakta, bir diğer değişle kalite özellikleri yüksek oranda genotipik yapının etkisindedir.
Enerji değerleri (cm2)yönünden en iyi ve en kötü performans gösteren ekmeklik buğday çeşitleri (Korkut ve ark. 2007).
2. Tohumluk Kalitesi Bitkisel üretimde yetiştirilecek çeşidin genotipik yapısının iyi olması yanında ekimde kullanılan tohumun istenen özelliklerde olması da yüksek verim ve kaliteli ürün için en önemli unsurlardan biridir. İyi tohumluk bitkisel üretimde başarılı olmanın ilk ve en önemli koşuludur. Sağlıklı bir üretimi gerçekleştirmek için orijinal tohumluk veya kendisinden elde edilen, çeşit safiyetini ve sağlığını devam ettiren sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Nitelikli tohumluk kullanılması ile toprak işleme, gübreleme ve sulama gibi kültürel uygulamalardan istenilen yararlar tam olarak sağlanabilir.
3. Çevresel Faktörler 3.1. İklim Bölgelerin sahip oldukları iklim değerleri iyi analiz edilerek o bölgenin ürün desenlerinin iyi belirlenmesi gerekir. Her bölgenin belirli alanlarında oluşan mikro klimalar nedeniyle bölgede farklı ürün desenleri ortaya çıkabilmekte, hatta farklı buğday çeşitleri bölgenin değişik alanlarında daha iyi sonuçlar ortaya koyabilmektedir.
Bunun için bölgenin farklı iklim özelliklerine sahip yörelerinde denemeler yapılarak o yöre için en uygun çeşitlerin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Farklı iklim koşullarının etkilerini ortaya koymak için Flamura 85 ve Nina ekmeklik buğday çeşitlerinin 2009 yılı Tekirdağ ilinin farklı ilçe ve köylerindeki başlıca kalite unsurlarındaki değişimler gösterilmiştir.
Flamura 85 ekmeklik buğday çeşidinin Tekirdağ ilinin farklı ilçe ve köylerindeki başlıca kalite unsurlarındaki değişimleri
Nina ekmeklik buğday çeşidinin Tekirdağ ilinin farklı ilçe ve köylerindeki başlıca kalite unsurlarındaki değişimleri
3.2. Toprak Tarım yapılan alanlardaki toprak yapısı ve topraktaki bitki besin element içeriği verim ve özellikle kalitede önemli değişimlere neden olmaktadır. Trakya Bölgesi’nde tarım yapılan toprakların en önemli sorunu organik maddenin yetersizliğidir. Organik madde; toprağın kolay tava gelmesini sağladığı gibi, topraktaki bitki besin elementlerinin yarayışlılığı ve toprağın su tutma kapasitesini artırma gibi toprağa önemli özellikler kazandırmaktadır.
Trakya Bölgesi’nde yıllar boyu buğday-ayçiçeği şeklinde uygulanan nöbetleşe ekim ve erozyon, toprakların organik maddesini % 1’ler düzeyine indirmiştir. İdeal bir tarım toprağında organik maddenin % 5 düzeyinde olduğu göz önüne alındığında bölge topraklarının durumu daha iyi anlaşılmaktadır.
Topraklarımızın organik maddesini artırmadığımız sürece, ektiğimiz çeşitlerle, arzu ettiğimiz verime ve kaliteye ulaşmamız olanaksızdır. En kısa zamanda topraklarımızın organik maddesini artıracak önlemlerin alınması gerekir.
Trakya Bölgesi’nde buğday yetiştirilen alanlara genellikle azot, fosfor ve potasyum gibi makro besin elementleri bazı alanlarda gereksiz de olsa yaygın olarak uygulanmaktadır. Bölgede görülen en önemli eksiklerden biri de mikro besin elementi durumunun tam olarak yeterince ortaya konmamasıdır.
Tekirdağ ilinde 20 farklı alandan alınan toprak örneklerinde yapılan analizlerde buğday kalitesi üzerine mikro besin elementlerinden demir, mangan, çinko ve bakırın etkisi araştırılmıştır. Araştırma sonunda incelenen 20 toprakta mangan ve bakır eksikliği görülmezken, demir ve özellikle toprakların büyük bölümünde çinko eksikliği saptanmıştır. (Bellitürk, 2005).
Bu konuda detaylı ve çok sayıda toprak ve bitki analizleri yapılarak üreticilerin doğru bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Sadece eksiklik görülen alanlarda mikro besin elementlerinin gübrelenmesi yapılmalıdır. Gübre olarak aşırı mikro besin elementi kullanımlarında önemli verim ve kalite düşüşlerini olacağı göz ardı edilmemelidir.
5. Yetiştirme Tekniği Uygulamaları 5.1. Ekim nöbeti Bölgenin tarımsal olarak önemli problemlerinden birisi de istenen uygun bir ekim nöbeti sisteminin uygulanmamasıdır. Ekim nöbetinde yer alması gereken baklagillerin özellikle üreticiler tarafından buğday ve ayçiçeği gibi kolay satışının sağlanması ekim nöbetinde kullanımını artıracaktır.
Uygulanacak uygun ekim nöbeti ile, buğdayın hastalık ve zararlıların neden olduğu verim ve kalite düşüklüğü büyük oranda ortadan kalkmakta, kuraklık stresi azalmakta, topraktaki besin maddelerinden daha iyi yararlanılır. Bu da verim ve kalitede önemli artışlar sağlamaktadır.
5.2. Hastalık ve zararlılar Hastalık ve zararlılar bölgemizde buğdayda ürün kalitesinde önemli düşüşlere yol açmaktadır. Bölgede buğday tarlalarında yaygın görülen hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı çeşitlerin ıslah edilmesi, ilaç harcamalarını ortadan kaldırdığı gibi, yüksek verim ve daha kaliteli ürün elde edilmesini sağlayacaktır.
Birçok buğday üreticimiz; verimi ve kalitesi iyi olan çeşit olsun, hastalık ve zararlıları biz ilaçlı mücadele ile hallederiz şeklinde bir yaklaşım içerisindedir. Bu tip yaklaşımlar sorunun kısa süreli çözümüdür ve bölgede buğday tarımında daha önemli sorunların çıkmasına neden olmaktadır. Unutulmaması gereken nokta ilaçlı mücadele ürün maliyetleri artırma dışında çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu geçici çözümler yerine dayanıklı çeşitler üzerinde durulmalıdır.
5.3. Bitki besin elementleri Bölgemizde buğday alanlarında makro besin elementleri ve mikro besin elementleri verim ve kalite üzerine önemli etkilidir. Çeşitlerin besin elementi istekleri iyi belirlenmeli, bu şekilde bitkinin besin madde istekleri gübreleme ile tam olarak sağlananmalıdır. Bölgede özellikle mikro besin elementleri yönünden ayrıntılı toprak ve bitki analizleri yapılarak eksik görülen alanlarda bu eksiklikler giderilmesi verim ve özelliklede kalite önemli artış sağlayacaktır.
Sonuç olarak; Daha kalite ve daha yüksek verimli bir buğday üretimi için; *Bölgede ekim nöbeti doğru ürünlerle yaygın olarak yapılmalı, * Bölgede toprakların organik madde içerikleri kültürel uygulamalarla artırılmalı, *Bölgeye uygun yeni buğday çeşitlerinin ıslahında bölgedeki farklı ekolojik koşullar dikkate alınarak, tane verimi yanında kalite özellikleri de seleksiyonda kriter olarak kullanılmalıdır. *Kuraklık ve aşırı sıcaklık gibi stres faktörlerine dayanıklılık, kültürel uygulamalara iyi yanıt bölgeye uygun yeni buğday çeşitleri ıslahı programlarında stratejik unsurlar olarak yer alınmalıdır
*Bölgede yaygın hastalık ve zararlılara karşı yoğun ilaçlı mücadeleden mümkün olduğunca kaçınılmalı, bunun için dayanıklı çeşitler geliştirmeli yada belirlenmelidir. *Bölge için yeni çeşitlerin geliştirilmesinde ıslahçı yanında, karar vericinin, tohumcunun, üreticinin ve tüketicinin de yer aldığı katılımlı ıslah programları uygulanmalıdır. *Bölge de mikro besin elementlerinin eksikliği ayrıntılı olarak belirlenerek, eksiklik görülen alanlarda bu besin elementlerinin ilavesi sağlanmalı, *Kaliteli buğday üretimi teşvik edilmelidir. Kalite ile verim ters ilişkili olduğundan üreticinin verim kaybı nedeniyle uğrayacağı zarar kaliteli ürün desteği karşılanmalıdır.