400 likes | 992 Views
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KADIN ŞAİRLERİMİZ. DÜNYA EDEBİYATINDAKİ İLK KADIN ŞAİRLERİMİZ. ENHEDUANNA,SAPPHO,ANAFİLYA,ZEYNEP HATUN….
E N D
DÜNYA EDEBİYATINDAKİ İLK KADIN ŞAİRLERİMİZ.ENHEDUANNA,SAPPHO,ANAFİLYA,ZEYNEP HATUN…
Sappho;bilinen ilk kadın şair olmasından ve intihar alegorisinin başat örneklerinden olan sappho aristokrat bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Bir rivayete göre öğrencisine aşık olan sappho, aşkı yanıtsız kalınca midilli kayalıklarından atlayarak intihar eder.“Ne garip!En iyi davrandıklarım Bugün en çok incitenler beni.”
Enheduanna;MÖ 2300 yıllarında akad kralı büyük sargon’un kızı olarak dünyaya gelmiştir.sümerlerin aşk tanrıçası inannan için şiirler yazmıştır.Sen taşkın bir selsin dağlardan inen,ah,her şeyden önce gelen,ay tanrıçası inanna,cennetin ve dünyanıntanrıçası!
Anafilya;tarihte her konunun ilki sümer de olduğu gibi ,ilk şairi de sümer topraklarında buluyoruz. Bu şair kadın hem bir prenses, hem de bir baş rahibe.işte şiirlerinden bir tanesi:“Ben Agadenin kralı büyük kral sargonAnnem yüksek bir rahibeydi,babamı bilmiyorumYüksek rahibe annem beni gizlice doğurduBeni bir kamış sepete koydu,onu ziftle kapladı Beni nehre bıraktı,dışarı çıkamayacaktım…”
Türk kadın şairlerimizosmanlı kadın şairlerizeynep hatun,mihri hatun,ani hatun , fıtnat hanım…
Mihri hatun;asıl adı mihrünnisa ya da fahrünnisa.babası da şairdir.hiç evlenmemiştir.kaside ve gazelleriyle tanınır.GAZELben umardım ki yar-ı vefa-dar olasınne bileydim ki seni böyle cefa-kar olasın…..Şimdi bir haldeyüz kim ilenen dümanınader ki mihri gibi sen dahi siyeh-kar olasın.
Ani hatun;asıl adı Fatma. Akıllı, bilgili ve eğitimli olan Ani hatun,”Hace-i Zenan”(kadınların hocası) lakabıyla anılmıştır.usta bir hattat olarak ün yapmıştır.Feramuş itti hayli den beni yad itmeden kaldıbenim çok sevdiğim mahzunu dilşad itmeden kaldı.
Zeynep hatun;divan şiirinin bilinen ilk kadın şairi. Bir kadı kızı ve bir kadı eşidir çağdaşı olan mihri hatun ile aralarında latifeler ve karşılıklı şiir söyleşmeleri vardır.GAZELkeşfet nikabını yeri göğü münevver etbu alem anasırı firdevs-i enver et….Zeynep ko meyli zinet-i dünyaya zen gibimerdane var sade-dil ol terk-i ziver et
Fıtnat hanım, asıl adı zübeyde .seyhülislammehmetesad efendi’nin kızı . Küçük yaştan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilendi.türkçeyi çok güzel kullanır şiirlerinde halkın konuştuğu dile de yer verir.ŞARKIbeni derdinle yeter zar etdinyok mu insafın a zalim söyleçeşm-i mestin gibi bimaretdinyok mu insafın a zalim söyle
Leyla hanım; keçecizade izzet molla‘nın yeğenidir.dönemin ünlü şairleri ve dayısı olan keçecizade’den özel ders aldı. Saray kadınlarıyla yakın ilişkisi olduğu bilinen , iyi eğitimli ve çok kültürlü bir şairdir.GAZELher seherde kabeikuyında estikçe nesim aşıkazülfi siyahından gelir anber şemim…..Zulmü çok ettim bugün leyla ye ey şahı cihanruzi mahşerde seninle eylesin bahsi azim.
Şeref hanım;şairi bol ve kültürlü bir ailenin mensubu. Kadiri ve mevlevi tarikatlarına girdiği biliniyor.sıkıntılarla dolu bir yaşam sürmüştür.KITAbir vech ile kabil değil icrayı teşekkürşadoldu şeref zar iki yüzden agaheüdi beni teltif reis oldu efendimhem kıldı iki yüz kuruş ita bana her mah
Adile sultan;sultan 2. mahmut ile eşlerinden zernigar sultanın kızı, sultan abdülmecid’in kız kardeşidir. Önce üç çocuğunu sonra kocasını ardından genç kızı hayriye sultanı kaybedince acıya boğuldu. GAZELaşkta kanun imiş aşıklara cevr eylemekaşık oldur kim cefa-yı yare sabretmek gerek
OSMANLI KADIN HALK HALK ŞAİRLERİEMİNE BEYZA BACI, BANU CEVHERİYE ÇANKIRILI,ARİFE BACI…
Emine Beyza Bacı (?.?) • Bektaşi sairlerimizdendir. Mora Yenişehir'li Abdullah Baba'nın öğrencilerindendir. • NEFES • Bu gün ben pirime vardım Hayırlı himmetin aldım Aşkın deryasına daldım Keren senden şahım Ali Yetiş Hünkar Bektaş Veli Hazret-i Hatice, Fatma Katardan kemteri atmaCürm ü isyanıma bakma Kerem senden şahım Ali Yetiş Hünkar Bektaş Veli
Banu Cevheriye Çankırılı (1864-1914), • Çankırı'da 1864 yılında doğan Banu, öğrenimini köyündeki okulda görmüştür. Gerek babasının sağlığında gerekse onun ölümünden sonra köydeki evlerinin altında bulunan odaya gelen konuklarla görüşür, onlarla güncel konularda söyleşirdi. Bu odaya en çok gelen Geredeli saz sairi Aşık Figani idi. Banu Hanım özgür yaratılışlıydı. Gelen aşıkların fasıllarını dinlemekten, konuklarla oturup görüşmekten zevk alırdı. Şiir meraki saz şairlerini dinlemekle başlamıştı. Bir divan oluşturacak derecede çok olan şiirlerini her nedense ölümünden iki yıl önce yakmıştır. Dili oldukça düzgün, üslubu sevimli ve sadedir.
NEFES Dost derdine düşmeyen can Semt-i yari dolanır mi Kalbi mutmein olmayan Hak nutkina inanır miRa'na gönlümüz goncadır Sineme gizli pençedirMurg-i dile eğlencedir Sakin derya bulunur muSetr eden ism-i Settar'aLafeta sırrı esrara Nokta-i nun'da hünkara Banu ah eder kalur mu ----------- Dost derdine düşmeyen can Sevgilinin bulunduğu yeri dolanır mı Kalbi kuşkulardan arınmayan Tanrı sözüne inanır mı
Arife (Bacı) (1867-?) • Bektaşi sairlerinden olan Arife, Rahva'da doğmuştur. Babası tüccar Arif Ağadır. Akrabasından Çivizade Mustafa Efendi ile birlikte 1877'de İstanbul'a gelmiştir. • NEFES • Kar yağdı dergahın ettik ziyaret Cemalini gördük Hafız Babanın Ol güzel canlarla surduk mahabbet Cemalini gördük Hafız Babanın
Ayşe (Çukurovalı • Çukurova'lı ya da Gülek'li olduğu söylenen Ayşe'nin yaşamı hakkında hiçbir bilgi yoktur. • DORTLUKLER • Tarlası kara evlekli Keçisi ufak oğlakli Girgin toklu tor daylaklı Babam kurban bostan oğlum Kurban olducağım aba Dokunmayım olsun tövbe Yaşı küçük gözü sube Anam kurban bostan oğlum
Tanzimat dönemi edebiyatı kadın şairlerimiznigar hanım,makbule leman,abdülhakmihrünnisa…
Nigâr Hanım • Nigâr Hanım (d. 1856, İstanbul - ö. 1 Nisan 1918, İstanbul), Türk şairdir. Babası, 1848 Macar İhtilali mültecilerinden, Macar asıllı Osman Paşa'dır. Öğrenimini Fransız mektebinde yaptı. Özel olarak Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldı. Çocuk yaşında iken şiir yazmaya başladı. Fransızca dilini ve Fransız edebiyatını çok iyi bilmekteydi. Zamanının kibar aleminin en seçkin siması olarak bilinmekteydi. Fransız salonlarını andırır şekilde, her salı günü konağında zamanın tanınmış şahsiyetleri toplanır ve bu toplantılarda şiirler okunur, müzik dinlenir ve sanat ve edebiyat konularında konuşulurdu. 1 Nisan 1918'de İstanbul'da öldü. Mezarı Rumelihisar Kayalar mezarlığındadır.Şiirlerini;Efsûs I (1877) • Efsûs II (1891) • Nîram (1896) • Aks-i Seda (1900) • Elhan-i Vatan (1916)
Şiirlerinden bir örnek: • yegane sevdiğin âlemde ben miyim şimdi?sahih ben miyim artık muhatab-ı aşkın?bütün o hiss-i amik-i fuad-ı pür şevkino ibtila-yi ezel, o alaik-i ebedibenim mi şahsıma mahsur? bir daha söyle.o sanihat-ı hazinin, o beyyinat-ı gâmınsahih, mülhimi hep ben miyim, bugün söyle.tahassüsatını, efkarını bütün söyle.getir şu kalbime dök varsa sevdiğim, elemineden nedir seni rencud, bir daha söyle.
Makbule Leman • Yenileşme döneminin Nigâr Hanımla birlikte burç isimlerinden biri olan Makbule Leman 1865 yılında İstanbul’da doğmuştur. V. Murad sarayında Kahvecibaşı İbrahim Efendinin kızıdır. Bir görüşe göre Rüşdiyede okumuş, sonra özel dersler alarak yetişmiştir. Bir dönem Hanımlara Mahsus Gazete’nin baş yazarı olan Makbule Leman, II. Abdülhamid tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirilmiştir. Ömrünün son on dört yılını tedavisi imkânsız bir hastalığın esiri olarak yatakta geçirmiştir. Kısacık ömrüne şiirlerinin yanı sıra denemeler, hikâyeler de sığdıran Makbule Leman’ın sağlığında yayımlanan şiirlerinin sayısı on ikidir. Bunlar tür ayrımına gidilmeksizin Makes-i Hayal (1896) adıyla bir araya getirilmiş, ölümünden (1898) sonra bu eser, eşi tarafından, Makbule Leman hakkında yazılanlarla bir arada ikinci kez bastırılmıştır
Ey lûtfiazîmZülcelâlimMalûm sana şu gâmlı hâlimMihnetle ne rütbe bîmecalimTakririne yoktur ihtimalimMalûm sana şu gâmlı hâlimMekşuf sana bütün melâlimEy kâşifi cümleihafayaDarusi bulunmuyor da aslaEtmekde maraz, vücudüm ifnaBir sende ümidi şevki balimPek müdhiş olur derim zevalimEtmese zevale derdü illetFikrimce iki garibi elbetBerbad kılar bu hicrü firkatBir sahibi mâderüiyalim
AbdülhakMihrünnisa • AbdülhakHamid Tarhan'ın en küçük kardeşi olan AbdülhakMihrünnisa 1864 yılında İstanbul'da doğmuştur. Evlilik hayatında mutlu olamayarak boşanmıştır. Dağınık halde çeşitli dergilerde ve mecmualarda kalan şiirlerinde kuvvetle ağabeyi Hamid etkisinde kaldığı görülmektedir. 1943 yılında ölmüştür
MEŞRUTİYET YILLARINDAKİ KADIN ŞAİRLERİMİZ.İHSAN RAİF, ŞÜKUFE NİHAL,…
Yaşar Nezihe • 1880 yılında İstanbul’da doğan Yaşar Nezihe[5] yoksul bir ailenin çocuğudur. Annesinin ölümünden sonra baş başa kaldığı babası okuması yazması olmayan bir müstahdem olup, kızının okumasına ortam sağlayamamıştır. Yoksulluğu ve eğitimsizliği ile, sosyal statüsü ve yaşam standardı yüksek ailelere mensup diğer kadın şairlerden ayrılan Yaşar Nezihe kendi kendisini yetiştirmiştir. Yoksulluk ve sıkıntılar ömrü boyunca arkasını bırakmamış, yaptığı üç evlilikte de mutlu olamamış, geçimini sağlamak için evde ve dışarıda çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Edebiyat, sıkıntılı hayatının yegâne saadetidir. Şiirlerini Bir Deste Menekşe (1915) ve Feryatlarım (1924) adlarıyla kitaplaştıran Yaşar Nezihe’nin yaşantısına âyinedarlık eden karamsar bir şiiri vardır. Batı etkisi taşıyan şiiri yer yer toplumsal ve siyasî değiniler de taşır. Güçlü ve dirayetli bir mizaca sahip olan Yaşar Nezihe (Bükülmez soyadını almıştır), 1935 yılında İstanbul’da ölmüştür.
Elem Dakikaları • Layık mı hicran ile ömrüm güzer etsin? Gelsin melekülmevt bana, mahvü heder etsin. Bar oldu hayatım bana, çıksın bu tenimden, “Bir âlem’i kutsiyete doğru sefer etsin! ” Âlâm’ıtehassürle geçer leylünaharım, Bîçare gönül neyle def-i keder etsin? Beyhude fiğan etme gönül, rahmedecek yok, Mümkün müdür ahen dile feryat eser etsin? Kim eyler ise ahımı, feryadımı ta’yip, Allah! dilerim halini benden beter etsin.
İhsan Raif Hanım • 1877'de Beyrut'ta dünyaya geldi. Vezir Köse Raif Paşa'nın kızıdır. Babasının görevi nedeniyle pek çok yer gezdi. Özel olarak müzik, edebiyat ve Fransızca dersleri aldı. • Küçük yaştan itibaren edebiyata ilgi duydu. Döneminin şairlerinden Rıza Tevfik'in etkisiyle hece vezniyle halk şiiri tarzında şiirler yazdı. Hece veznini kullanan ilk kadın şairlerimizdendir. • Sade bir dili, yalın bir anlatımı vardır. Fransızcaya ve Fransız Edebiyatına vakıf olan İhsan Raif Hanım önce Ali Beyle, sonra ŞehabettinSüleymanla, daha sonra da Hüsrev adında bir zatla evlenmiştir. • Şiirleri kadınsı, aşk dolu ve yoğun duygu içeriklidir. Şiirlerinden bazılarını kendisi, çoğunu da diğer sanatçılar bestelemiştir. İhsan Raif Hanım'ın şiirlerinden bestelenmiş şarkılar günümüzde de dinlenmektedir. • 1926'da Paris'te yaşamını yitirmiştir. Mezarı Rumelihisarı'ndadır.
Şükûfe Nihal Başar (1896-1973) • 1896'da İstanbul'da doğdu. Eğitimine özel hocalardan ders alarak başladı. İstanbul Darülfünun'u Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Uzun süre İstanbul Kız Lisesi'nde coğrafya ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmaya başladı. Devrinin tüm şairleri gibi Edebiyat-ı Cedide, Fecri Ati ve Milli edebiyat akımı arasında sıkıştı kaldı.
SU • Kalbinden kalbime akan bir sesdiAkşam gölgesinde çağlayan o suSesini en tatlı yerinde kesdiBizi sonsuzluğa bağlayan o su • O su, bir sır gibi mırıldanırdıGöğsünde bir sarı ay yıkanırdıBizi Leylâ ile Mecnun sanırdıGamlı yolumuzda ağlayan o su • Sessiz ruhumuzu o bestelerdiBize "Unutalım dünyayı" derdiBir aldı sonunda verdi bin derdiBizi bizden fazla anlayan o su • Şimdi ne akşam var, ne ses, ne dereYolumuz ayrıldı başka ellereBenzetti bizi bir kırık mermereRuha zehir gibi damlayan o su • Kalbinden kalbime akan bir sesdiAkşam gölgesinde çağlayan o suSesini en tatlı yerinde kesdiBizi sonsuzluğa bağlayan o su
GÜNÜMÜZÜN SEÇKİN KADIN ŞAİRLERİAYTEN MUTLU, BEJAN MATUR, MELİSA GÜRPINAR….
İnci asena • Yaşam Öyküsü • İnci Asena 1948’de İstanbul’da doğdu. Adam Yayınları’nın, Adam Sanat ve Adam Öykü dergilerinin kurucuları arasında yer aldı. Tramvay Döşeriz Ay Döşeriz (1993), Çıplak Bakamıyorum (1996), Tutamadığım Sözler (2000) adlı şiir kitapları vardır. Üç Gün Paris (1998), Amsterdam’dan (1999)
Ayten Mutlu • Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesinin üçüncü sınıfından ayrıldı. • İlk deneme, öykü ve şiirleri, ortaokul yıllarından başlayarak yerel gazetelerde yayımlandı. Daha sonra İmece, Yazko Edebiyat, Edebiyat 81, Varlık, Hürriyet Gösteri, Yaşasın Edebiyat, Şiirlik, Yeni Biçem, Düşlem, Sombahar, Ludingirra, öteki-siz, Şiiri Özlüyorum dergilerinde ve değişik gazetelerde deneme ve inceleme yazıları ile şiirleri yayımlandı
BejanMatur • 1968 tarihinde Maraş'ın Pazarcık ilçesi Maksutuşağı Köyü'nde doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Gaziantep'te tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. • İlk kitabı Rüzgâr Dolu Konaklar ile 1997 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü ve Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülünü kazandı. Şiirleri Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten ve Yazıt dergilerinde yayımlandı. Şiirlerinden yapılmış bir seçki 2004 yılında "TheTemple of a PatientGod" adıyla İngiltere'de Arc yayınevi tarafından, Almanca-Fransızca diğer bir seçki ise WinddurchwehteHerrenhauser adıyla 2006'da Lüksemburg'ta PHI yayınevi tarafından yayımlandı.
Melisa Gürpınar • Çamlıca Kız Lisesi ve Beyoğlu Ticaret Liselerini bitirdikten sonra bir süre İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde öğrenim gördü. Öğrenimini İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nde sürdürdü. 1964 yılında konservatuardan mezun olduktan sonra tiyatro öğrenimine 1965-1967 yılları arasında Londra’da devam etti. Aynı dönemde, BBC Türkçe Servisi’nde kültür programları yaptı. İstanbul´da matbaa yöneticiliği, dergi yönetmenliği yaptı. Amatör ve profesyonel birçok tiyatronun kurucu üyesi oldu. Sonraları ise tiyatroyla ilişkisini eleştirmen olarak sürdürdü. 2003 yılında "Ada Şiirleri" adlı kitabıyla Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü kazandı
İnci Okumuş • Yazarın deneme ve şiir dalında birçok ödülü vardır. Yazar, bir süre TRT GAP Radyosu'nda edebiyat programına makale ve şiirleriyle katkıda bulunmuştur. • Şiirleri; Gençliğin Sesi, Dolunay, Seviye, Milli Kültür, Yeni Ufuk, Güneysu, Sandal, Ayna, Kırk Başak, Genç Kardelen, Külliye, Tebessüm, harman gibi çeşitli kültür, sanat ve edebiyat dergilerinde yayımlandı. • İlk şiir kitabı, "Düğün Gönüle Kurulur" adıyla Dolunay yayınları tarafından Mart1999'da yayımlandı. Türkiye genelinde düzenlenen "Geleneksel Dolunay Şiir Şöleni" etkinliklerinde aktif olarak tertip heyetinde yer aldı. Yeni Ufuk dergisi tarafından düzenlenen Türkiye geneli şiir yazma yarışmalarında jüri başkanlığı görevine ek olarak, çeşitli kurumlarca düzenlenen şiir yarışmalarında da jürilik görevlerinde bulundu. Şiir, makale, deneme ve gezi türlerinde yayımlanmaya hazır yazıları da vardır.
Lale Müldür • Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursu alarak İtalya'ya Floransa’ya gitti. Türkiye’ye dönüşünde birer yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. 1977’de İngiltere’ye giderek Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisansını, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master derecesini aldı. 1983'te Belçikalı ressam PatrickJacquart ile evlenerek Brüksel'e gitti. 1983-1986 arasında burada yaşadı. 1986'da yurda döndü. • İlk şiirleri 1980’de Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde çıktı. Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayınlandı. Şiirlerinden bazıları bestelendi ve filmlerde kullanıldı.
DESTİNA • Dün gece sen uyurken • İsmini fısıldadım • Ve hayvanların korkunç • Öykülerini anlattım • Dün gece sen uyurken • Çiçeklere su verdim • Ve insanların korkunç • Öykülerini anlattım onlara • Dün gece sen uyurken • Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana • İşte bu yüzden sırf bu yüzden • Yeni bir isim verdim sana • DESTİNA • Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede • İşte bu yüzden sırf bu yüzden • Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için • Seni bu denli yıktıkları için DESTİNA • Yaşamımın gizini vereceğim sana