1 / 31

Yrd. Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü. Aile İçi İletişim. 1-Çocuk ve Aile 2-Karı-Koca ve Aile. Aile İçinde Karı-Koca olmak. Kadın ve Erkek bir çift olarak ortak bir çocuk dünyaya getirdiklerinden çocuk için ebeveyn olmaktadırlar.

samson
Download Presentation

Yrd. Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Yrd. Doç. Dr. Emine Uçar İlbuğa Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü

  2. Aile İçiİletişim 1-Çocuk ve Aile 2-Karı-Koca ve Aile

  3. Aile İçinde Karı-Koca olmak • Kadın ve Erkek bir çift olarak ortak bir çocuk dünyaya getirdiklerinden çocuk için ebeveyn olmaktadırlar. • Aile her zaman kendi içinde yasal kuralları olan ve kendi dinamikleriyle ayrı ayrı ele alınmalıdır. • Öncelikle karı ve koca arasındaki ilişki resmi olarak bozulmuşta olsa, ebeveyn düzlemindeki ilişki hep devam etmek durumundadır. • Çünkü eşler her zaman çocuklarının ailesi olmaya devam ederler.

  4. Kuşaklararası Sınır • Önceleri çocuklar ve aileleri arasında büyük bir mesafe vardı. • Anne-baba ve çocuk ilişkisinde baba otoritesi keskin ve çocukların büyükleri ile ilişkilerinde beklentiler farklıydı (saygı anlayışı, otorite vs.) • Günümüzde ise ailelerin ilgileri ve duyarlılıklarının merkezi çocuk merkezli bir dönüşüme uğradı. • Ailenin güvenliği ve korunmasının teminatı olan sınırlar çok belirgin bir şekilde çizildi. • Çünkü ailenin işlevi bu şekilde algılanmaktadır.

  5. EBEVYNLER • çocuklara karşı her zaman aynı şekilde hareket etmeyebilir • ya da çocuk eğitimi ve çocukla ilişkilerinde anne ve babalar her zaman hemfikir olmayabilir.

  6. Anne ve baba, • her ikisi de çocuklar için ailede hissedilir ve angajedirler. • Böylece babanın varlığı ve annenin olağanüstü ilgisi çocuk için aile alt-yapısını anlamlı kılar. • Eğer aileler karşılıklı olarak dayanışma içinde olurlar ve tüm farklılıklarına rağmen birbirlerinin arkasından hareket etmezlerse, • çocukları için güvenilir bir ortam yaratırlar ve onlara huzurlu bir ortam içinde büyüme şansı sağlarlar.

  7. Gizli Bohça Olmamalı • Eğer partnerler birbirlerini yalnız bırakmaz ve birlikte sıkı bir bağ oluşturabilirlerse, aile düzleminde bir devamlılık ve sükunet hissedilir. • Burada eşler arasında ve aile düzeyinde anlamlı bir ilişki vardır. • Aile içinde aile üyelerinden biri çocuk ile daha sıkı, daha yakın bir ilişki kurarsa, kuşaklar arası sınır yaralanır ve aile içinde gizli bir bağ ya da koalisyon oluşabilir. • Bu bağ eğer aile içinde ‘anne oğul’, ‘baba kız’ gibi cinsiyetler arasında ve çok keskin bir yapıda gelişirse bu aile için yıkıcı bir durum oluşturur.

  8. Partnerlerden birinin çocukla sıkı bağ kurması • Bu ilişki, yetişkin birey olduklarında kızlar için ‘örnek baba’ erkek çocuklar için ‘örnek anne’ üzerinden partner arayışı sorununu beraberinde getirmektedir. • Bu bağ, aile düzleminde hem kardeşler hem de eşler arasında bir çatlamaya neden olabilecektir. • Çünkü partnerlerden biri kendisini duygusal olarak diğerine kapatmaktadır. • Çocuk ise çoğu zaman anne ve baba arasındaki ilişkinin bozulduğunun farkında değildir.

  9. Baba ve oğlu, anne ve kızı arasında derinlere inen çelişkiler ve çatışmalar yaşanmaktadır. • Erkek çocuk anne tarafından ‘en iyi erkek’ ya da kızlar babaları tarafından ‘en iyi kadın’ olarak ifade edilmekte ve bu yönde onlara bir misyon yüklenmektedir. • Burada hem kız hem erkek çocuklar aileleri tarafından kendi hayallerindeki kadın ve erkekler olarak idealleştirilmekteler ve çocukların kendi kimlik ve kişiliklerinin önüne geçilmektedir.

  10. Anne ve babaların çocuklar için ulaşılabilirliği • Birçok araştırma çocukların aile içinde hem anne hem de babalarıyla iyi ilişkiler içinde büyümeleri gerektiğini göstermektedir. • Özellikle anne ve babalar ayrıldığında yaşanılan sorunlar iki boyutlu bir gelişme göstermektedir: • 1- genellikle çocuklarından ayrı yaşayan babalar çocuklarıyla ilişkilerini daha da artırmakta, • 2-en çok rastlanılan biçimiyle annesiyle kalan çocuğundan baba tamamen uzaklaşmaktadır. • Böylece eşler arasında yaşanılan bir tatsızlık, aile düzlemindeki güven ve sadakati de tamamen ortadan kaldırmaktadır.

  11. Oysa çocuk için anne ve baba hep ebeveyndir: • Çocuk özellikle anne ve baba ayrıldıktan sonra her ikisine de ihtiyaç duyar. • Eğer anne ve baba ayrıldıktan sonra çocuklarıyla güvenli bir ilişki sürdürmeye devam ederlerse, ayrılık sorunlu bir durum oluşturmaz. • Tabii ki ailenin dağılması çocuklar için geçici bir öğrenme zorluğu, davranış bozuklukları gibi sorunları ortaya çıkarabilir. • Ancak aile üyeleri mantıklı olarak bu krizi aşmayı dener ve kısa süre içinde toparlanarak, çocuklarına güven ve her zaman onun yanında olacaklarını hissettirebilirlerse bu sorunlar daha kısa zamanda çözümlenebilir.

  12. Çocuk ve aile üyeleri arasındaki iletişim sorunları • yalnızca anne ve babanın ayrılmasıyla ilişkilendirilemez. • Birçok ‘baba’ çocuklarını yalnızca hafta sonları görmektedir. • Bu sınırlı günlerde baba, yorgun, stresli ve çocuklara karşı anlayıştan uzak bir davranış sergileyebilmektedir. • Ya da çoğu zaman anne ve çocuk yalnız yaşamaktadır. • Evde çocukla geçirilen zaman yaratıcı, doyurucu olmaktan öte, televizyon izleyerek ya da bilgisayar önünde pasif birliktelikler içinde geçmektedir.

  13. Anne ve Baba Olarak Aile • Eşler arasındaki aşk tüm aile üyelerinin huzur hissettikleri aile ortamının yaratılmasını garanti eder. • Evliliğin stabil olması, bu huzurun yaratılmasına ortam hazırlar.

  14. Önceleri evlilik faktörünü oluşturan neden yalnızca aşk ile sınırlı değildi: • Dünya görüşü, ekonomik nedenler, toplumsal koşullar evlenme kararında etkili olmaktaydı. • Bugün için bu etkenler giderek anlamını kaybetmeye başladı • (kadınların ekonomik bağımsızlığı, ailelerin küçülmesi, göç, küreselleşme vs.). • Ailenin oluşması yani evlilikte etken günümüzde belirgin bir şekilde partner arasındaki aşkın varlığı ve devamlılığıyla sıkı sıkıya bağlıdır.

  15. Ancak deneyimlerin gösterdiği şey: -Eşler arası ilişki tıpkı bir çiçek yetiştirir gibi ince bir duyarlılık ve bakım gerektirmektedir.-Çiçeklerin solmaması için belli aralıklara sulanması gibi ilişkilerinde taze tutulması için çaba ve özen gerekmektedir.

  16. İlişki nasıl korunur ve beslenir? 1. karşılıklı olmak

  17. Uzun vadeli bir birliktelik için • Özerklik ve bağlanma • Belirleyici olmak kadar etkilenmeye de müsaade etmek • Vermek ve almak

  18. Özerklik ve bağlanma: • bir ilişkide ‘ben’ ve ‘biz’ in ilgileri arasında eşitlik • ‘kök salma’ ‘ihtiyacımız ‘biz’i • ‘uçmak’ ihtiyacımız, bireysel alanımızın özerklik deneyimlerini doldurmalıdır. • Her ikisi de günümüz partnerleri için çok önemli koşul olmaktadır.

  19. Aile deneyimlerinin belirleyiciliği • Aile içinde partnerlerin yetiştikleri toplum ve aile yapısı kadın ve erkek rollerine ilişkin geleneksel deneyimler tek yönlü rol dağılımını olağanlaştırmaktadır: • Çalışan da olsa, eş ile ilişkisinde, aile ve ev içi işlerde her zaman kadın sorumlu olmaktadır.

  20. Buna karşın erkek hem işte hem de iş dışı yaşamında çok daha fazla özerkliğini koruyabilmektedir. • Bu durum partnerlerde, çoğu zaman kadınlarda bu rolün kabul edilmemesi, bu durumdan hoşnut olunmaması nedeniyle ilişkiyi tehlikeye sokmaktadır.

  21. partnerlerden her ikisi de • kendi özerkliğini çok net bir şekilde ilişkilerinde ön plana çıkardıklarında birlikteliklerin kırılması söz konusu olur. • Ya da partnerlerin karşılıklı olarak özgür alanlarına ya da özerkliklerine izin vermemeleri durumunda; • depresyon, mutsuzluk, • karşılıklı çatışma gibi dışa vuran bir takım sorunlarla ilişkinin yıpranmasına neden olur.

  22. Belirleyici olmak kadar belirleyiciliğe de müsaade etmek gerekir • Burada bir yandan birinin üzerinde etki ederken aynı zamanda başkası tarafından da etkilenmeye açık olmak gerekmektedir. • Yalnızca belirleyici olmak, her zaman benim dediğim olacak anlayışı bir gün bu güce karşı çıkılacağını da düşündürmelidir. • İlişkide her zaman bir etki ve etkilenme sürecine olanak tanınmalıdır. • Para, meslek, toplumsal konum erkekte toplandığında, kadın için spesifik güç alanları olarak, çocuklarla kurulan ilişki, duygusal yeterlilik, fiziksel çekicilik gibi durumlar önem kazanabilmektedir.

  23. Vermek ve almak • Karşılıklı alışveriş. • Bir ilişkide eğer partnerlerden birisi sürekli alıcı, • diğeri verici konumundaysa alanın vicdanen rahatsız olacağı ya da veren tarafın kendisinin sömürüldüğünün hissedeceği bir gün kaçınılmazdır. • Bu durum aile içinde çocuklar ile ilişkilerde de belirleyici olmaktadır. • Verme ve alma durumları karşılıklı bir duyarlılık ve ilgiyi de ortaya çıkarabilir. • Saygı duymak, değer verilmek, aile bağı, ilgi… • Bu durum ise birliktelikleri besleyen ve devamlılığını sağlayan bir itici güç oluşturur.

  24. Olumlu olmak

  25. Olumsuz olmak aşkı öldürür • Partnerlerden birinin ötekini davranışları, tutumları nedeniyle sürekli eleştirmesi ya da başkalarıyla değerlendirmesi, karşılaştırma yapması. • Bu yönde yapılan eleştiriler ise hiçbir zaman davranış değişikliğine neden olmamakta, aksine ciddi çatışmaların nedeni olmaktadır. • Ayrıca giderek pozitif şeylerin yerini negatif durumlar almakta ve bu durum yaşantımızın gidişatında da belirleyici olmaktadır.

  26. Hayattan zevk alamama, sürekli bir memnuniyetsizlik, hoşgörüsüzlük. Bu durum eşler arasındaki ilişkide de önemli bir ayrım noktası olmaktadır: • “Sen ne anlarsın” • “Hep aynı şeyi yapıyorsun” • “üstüne biraz çeki düzen ver” • “Neden öyle giyindin”

  27. Oysa, • mimikler, bakışlar ve sözcüklerle partnerlerimizle olumlu duygulanımları, paylaşsak: • “Dün çok güzeldin” • “Bu elbiseyle daha bir hoş görünüyorsun” • “teşekkür ederim, bana çok yardımcı oldun” Burada önerilen olumlu davranmaktan kasıt “hayat çok kötü giderken, gerçekleri tamamen saklayarak mutluluk oyununun oynanması değil.

  28. Birlikte büyürken keşfetmek • Karşılıklı birbirini tanımak, • Anlamak • İlişkinin beslenmesi, • ortak ilgi alanları oluşturmak, • Birlikte yaratmak…

  29. Aile Bağları • Aile ile ilişkilerde (kadın ve erkek) • Sınırlar, • davranışlar, • beklentiler.

  30. İlişkide krizleri şansa çevirebilmek • Hastalık, • Kaza, • Sadakatsizlik, • Vefa… • Çocuk sorunu (eğitim, farklı anlayışlar…)

  31. teşekkürler

More Related