650 likes | 1.07k Views
Uyum ve Davranış Sorunları. Uyum Ve Davranış Sorunları.
E N D
Uyum Ve Davranış Sorunları Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ana babanın desteğiyle çözümlenebilir sorunlardır. Eğer çocuk karşılaştığı sorunlar karşısında uygun baş etme yolları ararken anne babadan yeterli destek görmezse çocuk içinde bulunduğu sorun çözümlenebilecekken daha karmaşıklaşır.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuğun ruhsal gelişiminde anne babanın desteğiyle birlikte tutumu da çok önemlidir. Örneğin;çocuğa kendi başına yemek yeme alışkanlığı verilemezse tuvalet eğitimi 2-3 yaşlarında sağlanamazsa sorunlar bir sonraki döneme aktarılır ve yeni dönem sorunlarıyla giderek büyür.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuklardaki sorunlar aşağıdaki durumlardan kaynaklanabilmektedir. • Dış etkenler (anne baba tutumu, ev yaşantısı vs. ) • Çocuğun yapısı ve hastalıklar • Uyumsuzluklar (aile içi iletişim ve etkileşim, yaşantılar veya yanlış yetiştirme vs. sonucu oluşan uyum sorunları)
Uyum Ve Davranış Sorunları İstenmeyen uyum ve davranış sorunlarının çocuğun gelişim döneminin getirdiği normal bir davranış sorunu mu yoksa gerçekten bir davranış problemi söz konusu mu şeklindeki soruları doğru yanıtlayabilmek için bu davranışları dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekir.
Uyum Ve Davranış Sorunları Bunun içinde dikkate alınması gereken bazı kriterler aşağıdaki gibidir: 1. Çocuğun gelişim dönemi: Davranış belli bir gelişim döneminde görülen geçici bir durum olabilir. Örn: 4-5 yaşına kadar olan gece işemeleri, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri kaygı duyulmasını gerektirmez.
Uyum Ve Davranış Sorunları 2. Belirtinin sıklığı: Çocuğun yaptığı davranışın ne kadar sıklıkta yapıldığı önemlidir. Ara sıra söz dinlememe, yaramazlık yapma, evde huysuz ve hırçın ama dışarıda uyumlu olan çocukların davranışları olağandır. Her söylenene zıt davranışlar gösteren, okulda ve çevrede sürüp giden davranışlar ruhsal açıdan incelenmelidir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 3. Davranışın şiddeti: Davranışın yoğunluğu hat safhalara geldiğinde sorun sinyali verir. Örn: çocuk mikrop korkusundan sürekli ellerini yıkıyorsa, üstünün tozlanmasından huylanıp giysi değiştiriyorsa titizliği sorun boyutlarına ulaşmış demektir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 4. Davranışın sürekliliği: Süreklilik gösteren davranışlarla bir müddet olup kaybolan davranışlar aynı düzeyde tutulamaz. Örn: kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuk davranışı normal problem davranış olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi uyumsuzluk olarak saptanabilir.
Genel Olarak Davranış Problemlerinin Nedenleri • Dikkat çekmek • Güç kazanma isteği • İntikam alma isteği • Yetersizlik, kendine güvensizlik
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 1. Davranış bozuklukları:Çocuğun ruhsal ve bedensel etkenlere bağlı olarak iç çatışmalarını davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. • İnatçılık • Yalan söyleme • Çalma • Saldırganlık • Küfür etme • Okuldan kaçma • Sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 2. Duygusal bozuklukları: Çocuğun çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir. • Korkular • Kaygı • Kaçınma • Aşırı kaygı • Ayrılık kaygısı ve Okul fobisi • Obsesiflik (kuruntu ve saplantılı düşünceler) • Tikler
Uyum Ve Davranış Sorunları • Uyku bozuklukları • Beslenme sorunları • Kekemelik
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 3. Alışkanlık bozuklukları : Alışkanlıkların düzensizliği ile ilgilidir. • Parmak emme • Tırnak yeme • Altını ıslatma • Kaka kaçırma
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 4. Ağır ruhsal bozukluklar: Çocuğun uyumunu her alanda ve sürekli olarak bozan durumlardır. • İçe Kapanıklık/Çocuk psikozları • Otizm
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 5. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği 6. Öğrenme güçlükleri
Uyum Ve Davranış Sorunları İNATÇILIK İnatçı çocuk saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vurur. Her işi ağır yapar. Ağır giyinir, okula geç gider, çalışmam demez ama masa başına geçip hiçbir şey yapmadan oturur. Okulda da öğrenmeye karşı isteksizdir. Ancak geçebilecek kadar not alabilir. Anne baba ve öteki yetişkinlere karşı olumsuz bir tutum içindedir. Arkadaşları ile tam olarak kavga etmese de geçimsiz ve uyumsuzdur. İnatçı çocuk gergin ana çocuk ilişkisinin bir sonucudur ve başlangıcı özerklik dönemine kadar
Uyum Ve Davranış Sorunları gider. Annenin tuvalet eğitimi veya yemek konusunda çok katı ve ısrarcı oluşu çocuğu pasif direnmeye götürür. Çok karışan çok söylenen ayrıntılar üzerinde çok duran bir anne çocuğunu böyle bir savunma yoluna kolayca iter. Kardeşler arasında ayırım yapılması da yine inatçılığı tetikleyen bir durum olabilir.
Çocuğun İnatçı Davranışı İle Başa Çıkmaya Yönelik Öneriler • Aile tutum ve davranış çeşitlerinden olan baskıcı ve katı olma çocuğun inatçılık davranışını artırır. • Aile sosyalleşmeyi öğrenebilmesi için kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birer model oluşturmalıdır. • Çocuğa isteklerini ertelemesi ve bu istekleri kontrol altına alması konusunda destek olunmalıdır. • Çocuğun benlik saygısını geliştirmesine destek olun.
Çocuğun İnatçı Davranışı İle Başa Çıkmaya Yönelik Öneriler • Arkadaşları ve diğer yetişkinlerle nasıl sağlıklı iletişim kurulabileceği konusunda yardımcı olun. • İnatçı olan bir çocuğun inatçılık davranışını pekiştirebilecek ve devamını sağlayacak her türlü tutum ve davranışlardan kaçının. • Çocuk yetiştirme konusunda uygulanacak disiplin ve konacak kurallar konusunda tutarlı ve kararlı bir davranış sergileyin. • Okul ortamında inatçı çocuğun davranışları karşısında öğretmen zıtlaşma şeklinde ortamların olmasına izin vermemelidir.
Çocuğun İnatçı Davranışı İle Başa Çıkmaya Yönelik Öneri Kategorileri • Öğretmen inatçı bir çocuğun istek ilgi ve ihtiyaçlarını çok iyi belirlemelidir. • Öğretmen inatçı bir davranışla karşılaştığında çocuğu örselemeden uzlaşabilecekleri bir orta nokta bulmalıdır. • Öğretmenin bu davranışın ortadan kaldırılmasına yönelik aile ve uzman kişiler ile işbirliği yapması gereklidir.
Uyum Ve Davranış Sorunları YALAN SÖYLEME: Yalanlar önemli ve önemsiz olmak üzere iki şekilde olabilir. Önemsiz yalanlar abartmalı övgüler, günlük yaşamda görgü kurallarına uygun düşen küçük yalanlar sayılabilirken önemli yalanlar başkasını bilerek aldatmak amacıyla söylenen yalanlardır. Çocukların söylediği yalanlarda çocuğun gerçeği iyi değerlendirememesi, gördüğü ve duyduğu şeyleri uydurması veya olmamış şeyleri olmuş gibi anlatması söz konusudur.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocukları yalana iten çoğunlukla yetişkinlerin gerçek karşısındaki çelişkili tutumlarıdır. Çocuk bol yalan söylese bile anne babasının yalanlarına çok duyarlıdır. Anne ve babanın yalanına çocuğunu ortak etmesi ve bunun sonucunda çocuğa susması konusunda ödüller vaat etmesi ile çocuk yalanlardan kendine kazanç sağlamak gibi bir alışkanlık elde eder. Bazı çocuk yalan söylerken bir özlemini dile getirebilir veya bunun tam karşıtı bir tutum takınabilir. Örneğin; babasız bir çocuğun babası olduğunu
Uyum Ve Davranış Sorunları söylemesi ve annesi olan bir çocuğun annesinin öldüğünü söylemesi. Çocuk anne ve babasının beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyorsa ya da ceza korkusu varsa yalana başvurur.
Yalan Söyleme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler • Kendine güven duygusu aşılanmalıdır. • Anne baba tutumlarında çelişkili durumlardan kaçınılmalıdır. • Çocuğa uygun modeller sunulmalıdır. • Çocuğu doğru söylemeye teşvik edici pekiştireçler kullanılmalıdır. • Çocuğun söylediği yalanı doğrudan yargılamak yerine yalan söylemeye teşvik eden nedenleri araştırılmalıdır. • Çocukla sağlıklı iletişim ve etkileşim kurulmalıdır. • Çocuğun yapacağı olumsuz davranışları karşısında alacağı tepkilerle başa çıkma yolları öğretilmeli ve yalandan uzaklaştırılmalıdır.
Yalan Söyleme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler • Çocuğun okul ve sosyal yaşamda başarılı olması için çocuğun yeteneklerini ön plana çıkarmalı ve yalan söyleme davranışının doğru olmadığı açıklanmalıdır. • Okul ortamındaki kuralların, verilen sorumlulukların ve beklentilerin çocuğu başarabileceği düzeyde olmasına dikkat edilmelidir. • Öğretmenin hoşgörülü ve arkadaşlık ilişkileri içinde belli bir saygı ve sevgi çerçevesinde iletişimi, çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlar. Anlayışla karşılanacağını bilen çocuk yalandan uzaklaştırabilir.
Uyum Ve Davranış Sorunları ÇALMA Çalma davranışı yalandan daha çok ayıplanan sıklıkla da cezalandırılan bir suçtur. 2 yaş çocuğunda sahiplik kavramı yoktur her şey onundur. Çocuk yaşı ilerledikçe kendinin olan ile olmayanı ayırt etmeye başlar ama bencil tutumu uzun süre değişmez. Örneğin 3-4 yaş çocuğu sormadan bir yerden şeker alınmayacağını bilir ama alma isteğine karşı koyamaz. Hatta gezmeye gittiği yerlerden cebinde kendine ait olmayan oyuncak ve nesnelerle dönebilir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 5-8 yaş arasında parlak ve kağıt paralar daha çekici gelirken, birbirinin renkli kalemleri ve silgilerinde gözleri kalır. Çoğu çocuk izinsiz alıp eve getirdiği nesneleri “buldum” “kendi paramla aldım” “değiş-tokuş ettim” veya “ödünç aldım” diye açıklar. Okul çağlarında yinelenen çalmalar üzerinde önemle durulmalıdır. Çünkü bu çalmalar ruhsal sorundan ileri gelebilir. Şu olasılıklar üzerinde durulmalıdır: • Yaşına göre olgunlaşması geri kalmış bir çocuğun evden aldığı paralar veya nesneleri başka çocuklara
Uyum Ve Davranış Sorunları dağıtarak kazanamadığı arkadaşlığı sağlamaya çalışır. • Yaşına uygun olgunlukta olmayan bir çocuk durmadan almaya alışmış olabilir ne istediyse alınmış ve çocuğun istekleri kısıtlanmadığı için sürekli almakta sakınca görmez. • Çalmanın en önemli nedeni kısa süreli ya da uzun süreli çocuğun doyumsuz olmasında aranmalıdır. • Sevgi eksikliği ile çalma davranışını arasında belirli bir ilişki vardır.
Uyum Ve Davranış Sorunları • Çocuğun anne babasından öc alma isteği nedeniyle de çalma davranışı görülebilir. • Çocuğa yeterli harçlık verilmiyorsa ve çocukta mülkiyet duygusu gelişmediyse yine çalma davranışı görülebilir.
Çalma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler • Çocuğa karşı ağır suçlamalar yapılmamalı ve çocuğu örseleyici cezalar verilmemelidir. • Anne babaların çocuğa olan sevgi ve ilgisini her zaman göstermesi ve çocuğun bunu hissetmesini sağlamak gerekir. • Çocuğun yaptığı bu olumsuz davranış karşısında duyarsız kalınmayıp çocukla açık olarak konuşulmalıdır. • Çocuğu bu davranışı yapmaya iten nedenler araştırılmalıdır.
Çalma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler • Çocuğun her istediği şeyi anında yapmak yerine kendi isteklerini erteleyebilmesini ve kontrol etmesini öğreterek destek olunmalıdır. • Çocuk başkalarına ait eşyaları aldığında anne babanın bu durum karşındaki tutumu çok önemlidir. Anne baba alınan eşyaların özür dileyerek sahibine verilmesi konusunda çocuğu teşvik etmelidir. • Çocuğa empatik düşünme aşılanmalıdır. • Okul ortamında arkadaşlık kurabilmeye yönelik çalmalar karşısında öğretmen çocuğa sosyal kabulün farklı yollarla da sağlanabileceği konusunda destek olmalıdır.
Çocuğa ihtiyacı olduğunda, kendisine ait olmayan bir eşyayı nasıl ödünç alabileceği ve onu nasıl geri vereceği öğretilmelidir. • Çocuğa gereksinimlerini karşılayabilecek belirli miktarda harçlık verilmelidir. • Çocuğun kendisine ait eşyaları olmalı ve anne-baba çocuğun eşyalarını kullanacağı zaman ondan izin almalıdır.
Uyum Ve Davranış Sorunları SALDIRGANLIK Saldırganlık insanda varolan bir dürtüdür. Varolan bu dürtü yok olmaz veya tümüyle bastırılmaz ancak biçim değiştirir. Saldırganlığın sözel, fiziksel, pasif ve aktif olmak üzere çeşitleri vardır. Bebeklik döneminde amaçsız olan ağlama vurma gibi öfke tepkileri görülür. 1-4 yaşları arasında fiziksel saldırganlık daha çok görülürken, 4-5 yaşlarında ise sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk döneminde çocukların saldırganlığı daha amaçsaldır.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuk çok sert veya gevşek disiplinle yetiştiğinde bu davranış oluşabilir. Kendine güvensiz çocuk saldırgan davranışlar gösterebilir. Çocuğun engellenmesi ile saldırganlık oluşabilir. Saldırganlık kendine ve çevresine zarar verme şeklinde de görülebilir. Aile içerisindeki sorunlar, iletişim bozukluğu, sevgi yetersizliği, çocuğu suça teşvik edici davranışlar, örselenme, kendi dürtülerine engel olamama gibi nedenler saldırganlığın ortaya çıkmasını sağlar.
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler • Aile içindeki dengesiz ve olumsuz ilişkilerden kaçınılmalıdır. • Çocuğun saldırganlık dürtüsünün kaba üstünlük sağlamak için değil de yeteneklerini ve zekasını kullanarak toplumsal amaçlara yönlenmesi sağlanmalıdır. • Çocukta güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkisini dizginlemeyi öğrenir. Bu yüzden çocuğa güven aşılanmalıdır. • Başkaldırma yerine uysal davranmanın kendi yararına sonuçlandığını gördüğünde saldırganlık azlr.
Anne-baba saldırganlık modeli olmamalıdır. • Saldırgan davranışlar kesinlikle dayakla cezalandırılmamalıdır. • Sürekli olumsuz davranışlar üzerinde durmaktansa, yaptığı ilk olumlu davranış pekiştirilmelidir.(10 dk kavga etmeden ve bağırmadan oynadığın için teşekkür ederim.) • Şiddet içeren TV programlarını seyretmesi engellenmelidir.
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Saldırgan dürtüyü boşaltmak için spor gibi çeşitli faaliyetlere yönlendirilmelidir. • Okul ortamında çocuğun ilgi istek ihtiyaç ve gelişimsel düzeyine uygun programların yapılması, fiziksel ortamların hazırlanması ve materyal seçimi önemlidir. • Saldırgan çocuğa aktif olmasını sağlayacak hareketli oyunlar veya etkinlikler hazırlanmalıdır.( yumruklanabilen kil, çakılabilen çiviler, resim çizme,boyama vb.)
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Saldırganlık davranışını pekiştirebilecek her türlü davranış biçiminden kaçınılmalıdır. • Sınıf içi disiplin ve kurallar çocukların başarabileceği düzeyde olmalıdır. • Çocuğun saldırgan davranışını engellemek için motivasyon arttırıcı etkinlikler ve başarabileceği sorumluluklar verilmelidir. • Bu çocukların özellikle baba ile daha çok birlikte olması sağlanmalıdır.
Uyum Ve Davranış Sorunları KAYGI Korku ve kaygı birbirine çok yakın ilişkili ancak farklı kavramlardır. Korku belli bir nesne yada durumdan oluşurken, kaygı da daha çok nesne belirsizdir. Kaygılı çocuk gergin, endişeli ve duygusaldır. Kaygılı çocuk karşılaştığı yeni durumlarda fazla heyecanlıdır. Bu durum tırnak yeme, saçı ile oynama gibi bazı fiziksel davranışlar göstermesini sağlar. Kaygılı çocuk kurallara uymaya özen gösterir. Kendisine kızılmasına veya eleştiriye
Uyum Ve Davranış Sorunları karşı duyarlıdır. Ayrıca çocuktaki kaygı fizyolojik bir rahatsızlığın kalıntıları olabilir. Kendi gelişimsel uygunluğu içinde çocuklar pek çok kaygı yaşayabilir.Ancak uygunluk yaşını çoktan aşmış ise o zaman geçici olmayan bir hal almış olabilir. Kaygı düzeyinin yüksek olması çocukların diğer insanlarla olan ilişkilerine bakıldığında; sosyal ortamlardan izole olma, iyi ilişkiler geliştirememe gibi güçlükler görülebilir. Bu durum çocuğu saldırgan yapabileceği gibi, içe kapanık, itaatkar ve çekingen de yapabilir.
Kaygının Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler • Çocuğa kaygı veren ortamlardan kaçınılmalıdır. • Kaygı durumunun organik kökenli bir rahatsızlık sonucu olup olmadığını belirlemek için tıbbi yardım almak gerekir. • Çocuğun kendine olan güvenini arttırıcı faaliyetlerde bulunmasına destek olunmalıdır. • Ailevi sorunlar çocuktaki kaygıyı arttırdığı unutulmamalıdır. • Okul ortamında arkadaşları ve öğretmenleri ile olan ilişkilerinde kaygı düzeyini azaltmak için onun ilgisini çeken materyaller ve etkinlikler
Kaygının Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler düzenlenerek kafasında oluşturduğu kaygı yumağı dağıtılmaya çalışılmalıdır. • Sınıftaki aktivitelerde etkin rol alması, başarabileceği sorumluluklar verilmesi ve sürekli olumlu pekiştireçler kullanarak özgüveni desteklenmelidir. • Çocuğun aktif katılımı ve arkadaşları arasındaki kabulünü kolaylaştırmak gerekir. • Kaygı durumlarında çocuğun arkadaşlarından destek alarak kaygı düzeyini azaltmak yararlı olur. • Kaygının nedenlerini araştırmak ve çocuğa
Kaygının Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler anlayabileceği bir dille bu kaygıların önemli olmadığını açıklamak uygun olacaktır.
Uyum Ve Davranış Sorunları Kaçınma Çocuk yabancılarla karşılaştığında yoğun olarak kaçınma davranışı gösterir. Yabancılardan korkma gelişimsel olarak uygun olduğunun düşünüldüğü yaştan sonra gelişirse, kaçınma davranışı çekingen olma, güvensiz ve sosyal ortamdan izole olma şeklinde kendini gösterir.
KÜFÜR Üç çeşit küfür vardır. -Birine zarar verilmesi dileğini yansıtan konuşma biçimi -Cinsel içerikli konuşmalar -kişiliğe yönelik küfürler; manyak, salak…..
NEDENLERİ • İlgi görme, dikkat çekme • Yetişkinleri rahatsız etme • Ağzından kaçırma(çok baskı altına alınan çocuk) • Savunma • Olgunlaştığını, yetişkin olduğunu gösterme • Akranları tarafından onaylanma • Çocukça bir zevk • Büyüklerini model alma
Ne yapılmalıdır? • Örnek olunmalıdır. • Çocuk baskı altına alınmamalı olumsuz duygularını dile getirebilmelidir. • Kullandığı kelimeler bir kağıda yazılarak tanımlanmalı daha sonra üzerinde tartışılmalıdır. • Uygun olmayan bu sözcüklerin yerine, uygun kabul edilebilir sözcükler kullanması için çocuk bilgilendirlmeli ve olumlu sözcükleri kullandığında övülmelidir.
Anne-babalar bu sözcükleri duyduklarında şok olmaktan çok, sessizlik oyunu oynamalı yada senin kullandığın bu sözcüğün anlamı nedir? Diyerek çocuktan yanıtlaması istenmelidir. • Çocuk bu sözcüğü kullandığında 5 dk boyunca bu kelimeyi söylemesini isteyin, kesinlikle şiddet uygulamayın, şiddet uygulamak olumsuz davranışları pekiştirir ve çocuk nasıl olsa cezamı çektim diyerek aynı davranışı tekrar yapar.
Uyum Ve Davranış Sorunları TİKLER Beden kaslarında istem dışı beliren aralıklı kasılmalardır. Örneğin; Göz kırpma, baş yada omuz oynatma, kaş kaldırma gibi. Tikler aşırı bir heyecan ve korku yaratan olaylar sonucu oluşabilir. Erken yaşlarda görülse de 6 yaşından sonra başlar. Tiki olan çocuklar genelde tedirgin, kaygılı ve gergindir. Tike sahip olan çocuklarda kekeme çocuklarda olan özellikler gözlenir. Çocuğu örseleyici davranışlara tepki olarak tikler gelişebilir. Tikler genellikle kaygılı durumlardan kurtulmak amaçlı