840 likes | 2.16k Views
Kurumsal Yönetişim. Kurumsal yönetişim konularının Avrupa, ABD ve Japonya’da 19’uncu yüzyıldan bu yana yaygın biçimde kullanıldığına işaret eden bazı çalışmaların
E N D
Kurumsal Yönetişim Kurumsal yönetişim konularının Avrupa, ABD ve Japonya’da 19’uncu yüzyıldan bu yana yaygın biçimde kullanıldığına işaret eden bazı çalışmaların varlığına karşın, kurumsal yönetişim terimi yaygın biçimde 1980’lerde kullanılmaya başlanmıştır.1990’li yıllarda “Kurumsal yönetişim” dinamik bir kavram olarak iş yaşamına ve akademik çevrelere nüfuz etmiştir. İlk olarak Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletlerin önceliğinde iyi devlet yönetimi (good public governance) anlamında kullanılırken, daha sonra OECD tarafından özel sektör de kapsayacak şekilde “iyi yönetim” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Türkçede ise, kurumsal yönetim olarak kullanılan kurumsal yönetişim kavramı, daha çok paydaşlar ile işletmenin karşılıklı etkileşimini vurgulaması açısından farklı bir anlam ifade etmektedir.
Günümüzde kullanılması tercih edilen yönetişim kavramı yönetimden farklı olarak iletişim, yönetim ve etkileşim kavramlarının bileşiminden oluşmuştur ve birlikte yönetmek anlamına gelmektedir. Son yıllarda dünyada pek çok ülke tarafından üzerinde önemle durulan “governance” kavramı, tam Türkçesi ifade edilemediği için “yönetişim” olarak dile getirilmektedir. Kurumsal yönetişim olarak tanımladığımız bu kavram, işletmenin stratejik yönetimi ve yönlendirilmesi ile görevli ve sorumlu üst yönetimin (söz sahipleri), bu görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirirken, işletme üzerinde kendilerini belirli nedenlerle “hak sahibi” gören pay sahipleri, çalışanları, tedarikçi, müşteri ve diğer toplumsal kurumlarla olan ilişkilerini kapsamaktadır. Aynı zamanda kurumsal yönetişim; yasal çevre, risk yönetimi analizleri, yönetim kurulları ve üst düzey yöneticilerin sorumlulukları ve bilgi akışı gibi konularda da önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
KURUMSAL YÖNETİŞİM KAVRAMINA GENEL BAKIŞKURUMSAL YÖNETİŞİM KAVRAMI VE ÖNEMİ Kurumsal Yönetişim:Demb Nuebauer (1992): Yatırımcıların haklarına ve isteklerine yanıt verme sürecidir.Tricker (1994): Üst yönetim ile etkileşim ve işlerle ilgili şirket sahipleri, garantörler, finansörler, analistler, ve denetçiler arasındaki ilişkiler bütünü.İlk tanımda sadece şirket ortakları dikkate alınırken ikinci tanımda yatırımcıların dışında diğer çıkar grupları ve gruplar arasındaki etkileşimde dikkate alınmıştır.Monks Minow (1995): Kuruluşların yönünü ve performansını belirlemedeki ilişki.Zingales (1998): Karmaşık bir değişken dizisidir. (İlişkilerin şirket performansına getireceği katkıya odaklanılmıştır.)
Dar Açıdan,''Şirketin yönetimine yönetimin kontrolüne ve performansına odaklanan kurumsal yönetişim, şirketin sahipliği ile yönetimi arasındaki ilişkiler sistemidir''. Geniş manada, ''Bir şirketin iç ve dış dinamikleri dikkate alarak, piyasa ve marka değerini arttırma ve değer yaratma, yatırımın geri dönüş miktarını çoğaltma, geri dönüş süresini kısaltma gibi amaçlarla idari organların oluşturulması, yönetsel ve finansal sistemlerin kurulması ve işletilmesi sürecidir.Kurumsal Yönetişim kavramı, şirketlerin bilanço değerinden ziyade piyasa değerlerinin önem kazandığı; ürünlerden çok kurumların ve hatta ülkelerin marka konsepti dahilinde ele alınmasının gereklilik arz ettiği; nakdi sermayeye oranla entellektüel sermayenin ön plana çıktığı günümüz dünyasında, giderek önem kazanmaktadır.
Kurumsal Yönetişime verilen önemin artışında, ekonomilerin serbestleşerek uluslar arası boyut kazanmaları, telekomünikasyonda yaşanan gelişmelerin hızlanması, sermaye piyasalarının bütünleşmesi, bilginin yönetilmesi, mülkiyet yapılarında el değiştirmelerin sıklıkla yaşanması (satın alma,birleşme gibi) ve bazı paydaşlarının menfaatlerinin aleyhine işlem yapılması gibi etkenler kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, düşük maliyetli finansal kaynakların, temini, kaynakların etkin kullanımı, şirket performansının artması, çıkar çatışmalarının önlenmesi ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde edilmesi amaçları da, önemini giderek artmasını etkilemektedir.KAYNAKÇA: YRD.DOC.Dr. EBRU KARPUZOĞLU
Kurumsal Yönetişimin Temel İlkeleri ve Önemi Adillik(ADİL OLMA) Adillik, ilkesi azınlık ve yabancı pay sahipleri de dâhil olmak üzere pay sahiplerinin tamamının kanunen veya esas sözleşme ile tanınan haklarının gerekli ve yeterli bir şekilde korunmasını ve ortaklığa herhangi bir yoldan kaynak sağlayanlar ile ortaklık arasındaki sözleşmelerin hukuka uygun bir şekilde uygulanmasının teminini ifade eder.
Şeffaflık İlkesi işletmenin finansal performansı, yönetimi ve hissedarlık yapısı hakkında yeterli, doğru ve kıyaslanabilir bilginin zamanlı bir şekilde açıklanmasıdır.
Hesap Verebilirlik İlkesi Hesap verilebilirlik, yönetimin işlevinin ve sorumluluklarının açıklanması, hissedar ve yöneticilerin taleplerinin sıraya koyulmasını güvence altına alacak gönüllü çabaların desteklenmesi ve nesnel kararlar alındığının yönetim kurulları tarafından izlenmesidir.
Sorumluluk İlkesi İşletmenin tüzel kişiliğinin, işletme yönetim kurulunun ve yöneticilerinin karar ve eylemlerle ilgili mevzuata, toplumsal ve etnik değerlere uygunluğunun sağlanması anlamına gelmektedir. İşletme faaliyetlerinden, karar ve tercihlerinden birinci derecede yönetim kurulu sorumludur. Bu bakımdan iyi bir işletme yönetimi için yönetim kurulunun sorumluluklarının doğru şekilde belirlenmesi önem taşımaktadır.Kaynakça: PARADOKS EKONOMİ, SOSYOLOJİ VE POLİTİKA DERGİSİ OCAK SAYISI SAYFA:29-46
KURUMSAL YÖNETİŞİMİN KALİTESİ VE YÖNETİMİN ETKİNLİĞİ Bir kurumun varlığını yıllar boyunca sürdürülebilmesi için kurumsal yönetişimin kalitelisi ve etkin biçimde uygulanması üzerinde durulmalıdır. Kurumsal yönetişimin kalitesinden söz edildiğinde etik, rasyonellik ve yönetişim ilkeleri; etkinliğinden bahsedildiğindeyse içerik, planlama, girdiler, süreçler, çıktılar ve sonuçlar ile ilgili konular gündeme gelir.Yönetişimin kalitesini oluşturan konulardan bahsetmek gerekirse iyi yönetişim ilkeleri; etik ve rasyonellik devreye girer. İyi yönetişimin ilkeleri, (yasallık, şeffaflık, sorumluluk, adalet, esneklik) standartlara uygun, istenilen faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yardım eder. Etik ve Rasyonellik ise, iyi yönetişim ilkelerinin tanımlanmasına destek veren 2 temel unsurdur.
Net, açık ve sistematik düşünme biçimi olan rasyonelliğin, 3 türü mevcuttur. Bunlardan ilki ''araçsal rasyonellik''tir. Anlamlar ve sonuçları arasındaki mantıksal ilişkiye dayanan bu rasyonellik türünde, faaliyetlerin sonuçları ve niyetlenilen amaçlara ulaşma arasındaki ilişkiler kurulması suretiyle doğru uygulamaların yapılmasına çalışır. Rasyonelliğin ikinci türü olan '' sınırlandırılmış rasyonellikte karar verme sürecinde alternatiflerin tanımlanması ve değerlendirilmesi aşamasında karmaşıklığa odaklanır . Son rasyonellik biçimi olan ''iletişimsel rasyonellikte ise, iletişim kalitesinin üzerinde durulur. Daha açık bir ifade ile, dürüstlük, açıklık, saygınlık, manipülasyondan yoksunluk gibi ilkeler dikkate alınarak iletişim kurulmasını destekleyici sistemlere yönelir.KAYNAKÇA: YRD.DOC.Dr. EBRU KARPUZOĞLU
Kurumsal Yönetişimin Başlıca Amaçları Kurumsal yönetişimin başlıca amaçlarını şöyle sıralayabiliriz • Şirket üst yönetiminin sahip olduğu güç ve yetkilerin keyfi kullanılmasının engellenmesi, • Yatırımcı haklarının korunması, • Şirket hissedarlarının adil ve eşit muameleye tabi tutulmasının sağlanması, • Şirketle doğrudan ilişki içerisinde bulunan menfaat sahiplerinin haklarının korunması ve güvence altına alınması, • Şirketin faaliyetleri ve finansal durumu ile ilgili olarak kamuoyunun aydınlatılması ve şeffaflığın sağlanması, • Yönetim kurulunun sorumluluklarının açık olarak belirlenmesi, • Şirket üst yönetiminin karar ve eylemleri dolayısıyla hissedarlara ve paydaşlara hesap verme yükümlülüğünün temin edilmesi, • Vekâlet maliyetlerinin azaltılması, • Şirket kazancının pay sahiplerine ve daha genel olarak tüm menfaat sahiplerine hakları oranında geri dönüşümün sağlanması, • Büyük hissedarların azınlık hisselerine el koyma tehlikesinin önüne geçilmesi, • Uzun vadeli yatırım yapan kurumsal yatırımcılar açısından güven tesis edilmesi ve sermaye maliyetinin düşürülmesi, şirketin hisse senedi ihracı yoluyla finansman kaynaklarına kolay erişim imkânlarının arttırılması, • Risk alan sermayedar ile karar veren profesyonelin çıkar çelişkisinin kurallara bağlanarak kontrol altına alınmaya çalışılması olarak sıralanabilir.
Önceden belirlenen bir ortak amacı gerçekleştirmek için, tek özneli, merkezi, hiyerarşik bir iş bölümü içinde, araçsal rasyonelliği ön plâna alarak, yapan, üreten, bunun için kaynakları ve yetkileri kendilerinde toplayan yönetimden, önceden belirlenen bir yöne doğru değil,insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleştirecek, çok aktörlü, yerel, ağsal ilişkiler içinde iletişimsel bir rasyonellik anlayışı içinde, kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılan, yönlendiren, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran yönetişim anlayışı sayesinde amaçlara daha etkin bir şekilde ulaşılabilecektir. KAYNAKÇA:Doç.Dr. Atatürk Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü Arş.Gör. Kafkas Üniversitesi, İİBF, İşletme BölümüKurumsal Yönetişim Sürecinin Gelişimi Üzerine Bir Araştırma, Ömer Faruk İŞCAN Erdoğan KAYĞIN
Türkiye’de Kurumsal Yönetişim Alanında Gerçekleştirilen Düzenlemeler Türkiye’de kurumsal yönetişim alanında özellikle son yıllarda uluslararası piyasalarda yaşanan finansal krizler ile Amerika’da meydana gelen firma iflasları sonrasında dünyadaki gelişmelerin dışında kalmamak ve sermaye piyasalarının, ekonomik kalkınmaya olan katkısının artırılmasını teminen bir takim düzenlemeler gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de kurumsal yönetişime ilişkin hukuksal düzenlemelerin bazıları OECD ilkelerine benzerlik göstermektedir. Halka açık firmalar için kurumsal yönetişimin hukuki alt yapısı Sermaye Piyasası Kanunu ile, diğer şirketler için ise Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmiştir. Son olarak dünyadaki uygulamalara paralel olarak SPK tarafından Temmuz 2003’de “Kurumsal Yönetişim İlkeleri” yayımlanmıştır. Söz konusu ilkeler öncelikle anonim şirketler için hazırlanmış olup, kamuda veya özel sektörde faaliyet gösteren diğer anonim şirketler ve kuruluşlar tarafından da uygulama alanı bulabileceği düşünülmüştür. İlkelerin uygulanması gönüllülük esasına bağlıdır.
Ancak uygulamada “uygula ya da açıkla” prensibi benimsenmiştir. Böylece bu ilkeleri uygulayan şirketler ile uygulamayan şirketlerin belli olmasına ve yatırımcıların yatırım kararlarını verme aşamasında kurumsal yönetişim uygulamalarının mevcudiyetini ve kalitesinin de sorgulamasına imkan tanınmaktadır. Bu çerçevede derecelendirme faaliyetleri ile derecelendirme kuruluşlarına ilişkin “Sermaye Piyasasında Derecelendirme Faaliyeti ve Derecelendirme Kuruluşlarına İlişkin Esaslar Tebliğ”, 4 Aralık 2003 tarih ve 25306 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tebliğ ile Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğin uygulanmasıyla, halka açık şirketler hakkında bilgiye erişmede şeffaf bir mekanizma sağlanarak yerli ve yabancı sermayenin piyasalara girişinin artırılması hedeflenmiştir.
2860 SAYILI YARDIM TOPLAMA KANUNU Kanun Numarası: 2860 Kabul Tarihi: 23.6.1983 Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 25.6.1983 Sayı: 18088 Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa: 438/Cilt: 2
BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Kanunun amacı; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşları ve bunların hangi amaçla yardım toplayabileceklerini belirlemek, yardımın toplanmasına,kullanılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. TahliliMaddede kanunun amacı belirtilmiş ve yardım toplamaya yetkili kılınacaklar, hangi amaçlarla yardım toplayabilecekleri ile yardım toplanması, kullanılması ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlediği belirtilmiştir.
Kapsam: Madde 2 – Bu Kanun; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşların, amaçlarına ve kamu yararına uygun olarak, yardım toplama faaliyetlerine ait esasları kapsar. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi bünyesi içerisindeki yardım toplama faaliyetleri ile dernekler, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarına, spor kulüplerine, mesleki kuruluşlara ve bağış kabulüne yetkili vakıflara kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirler, bu Kanunun kapsamı dışındadır. Tahlili: Maddede kanunun yardım toplama için yetkili kılınmış olan kişi ve kurumların amaçlarına ve kamu yararına uygun olarak, yapacakları yardım toplama faaliyetlerinin kanunun kapsamı olarak belirtilmiştir.
Yardım toplayabilecek olanlar Madde 3 – Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere ardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler. Tahlili:Maddede yardım toplayabilecekler sayılmıştır. Yardım toplayabilecekler arasında sayılan “kurumlar” ifadesiyle ilgili olarak bazı hususları belirtmek gerekir; İçişleri Bakanlığı’nın çıkartmış olduğu 2005/38 numaralı genelgede 2.maddesinde “Yardım Toplama Kanunu’nun 3 üncü maddesine göre yardım toplama faaliyetinde bulunabilecek gerçek kişi, dernek, kurum, vakıf, gazete ve dergilere gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetin kamu yararı taşıması şartıyla izin verilecektir. Ancak, aynı Kanun gereği şirketler, sendikalar, özel radyo ve televizyonlar, siyasi parti teşkilatları ve bunların yan kuruluşları gibi tüzel kişilere yardım toplama izni verilmeyecektir.”
Yardımın isteğe bağlı olması Madde 4 – Yardım isteğe bağlıdır. Kişi ve kuruluşlar yardımda bulunmaya zorlanamaz. TahliliMaddede Yardım Toplama Kanunun önemli bir unsuruna değinilmiş ve toplanacak yardımların gönüllülük esasına göre olması gerekliliği belirtilmiştir. Dolayısıyla yapılacak yardım toplama faaliyetlerinde muhatapların yardıma zorlanması kanunun temelline aykırılık teşkil eder.
Yardım toplama şekilleri Madde 5 – Bu Kanuna göre; makbuzla, belirli yerlere kutu koyarak, bankalarda hesap açtırarak, yardım pulu çıkararak, eşya piyangosu düzenleyerek, kültürel gösteriler ve sergiler yoluyla, spor gösterileri, gezi ve eğlenceler düzenlemek veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak suretiyle yardım toplanabilir.(Bu fıkrada yer alan “veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak” ibaresi, 4.11.2004 tarihli ve 5253 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle eklenmiş ve metne işlenmiştir.) Yardım toplama faaliyetlerinde, yardım toplama şekillerinden bir veya birkaçı kullanılabilir. Yardım toplama işinde kullanılan makbuz ve biletlerde, yardımın hangi amaç için toplandığının belirtilmesi zorunludur. Gerçek kişiler tarafından girişilecek yardım toplama faaliyetlerinde, bu iş için hazırlanacak özel makbuz veya biletler kullanılır. Makbuz ve biletlerin biçimi, bastırılması, kullanılması ve dağıtılması hususlarına ait esaslar yönetmelikte belirtilir.
TahliliMaddede yardım toplama şekilleri sayılmıştır. Özellikle son zamanlarda yaygın hale elektronik sistemlerin de kanun kapsamına alınması önemli bir gelişmedir. Uygulamada karşılaşılan kermes düzenlemek suretiyle yardım toplama kampanyaları düzenleme şekli kanunda sayılmamıştır. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 18/07/2000 tarih ve B.05.1.EGM.0.12.03.08. (12-1)/2000/1682543 sayılı yazısı ile İçişleri BakanlığıHukuk Müşavirliğinden görüş istenmiş ve verilen cevapta kermes faaliyetlerinde 5 inci maddede sayılan yardım toplama şekillerine benzer faaliyetlerden olduğu dolayısıyla yardım toplama kanunu kapsamına alınması gerektiği görüşü kabul edilmiştir.
İzin, İzin Vermeye Yetkili Makamlar ve Başvuru İzin Alma ZorunluluğuMadde 6 – Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak, kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenip ilan edilir. İzin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal menedilir ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılır. Tahlili: Maddede izin almadan yardım toplama müessesi oluşturulmuş ve bu konuda İçişleri Bakanın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenip ilan edileceği belirtilmiştir. Bu maddenin bahsettiği hususta bahsedilen izin almadan yardım toplayabilecekler şunlardır;
1.Ankara Lösemili Çocuklar Sağlık Ve Eğitim Vakfı 2.(UNICEF) Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu Türkiye Milli Komitesi Derneği 3. Tema Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma Ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı 4. Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniğine Yardım Derneği 5.Türk Hava Kurumu 6.Türkiye Kas Hastalıkları Derneği 7.İstanbul Kültür Ve Sanat Vakfı 8.Eğitim Sağlık Ve Kültür Derneği 9.Omurilik Felçlileri Derneği 10.Deniz Feneri Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği 11.Türkiye Diyanet Vakfı 12.Türkiye Kızılay Derneği 13.Kimse Yok mu Derneği
KURUM ADI TARİH İSTANBUL KÜLTÜR VE SANAT VAKFI (İstanbul'daki Müzelerde Giriş Biletleri Üzerine Pul Yapıştırmak Suretiyle) 30.04.1995 TÜRK HAVA KURUMU DERNEĞİ 22.02.2001EĞİTİM SAĞLIK VE KÜLTÜR DERNEĞİ 24.02.2004 TEMA TÜRKİYE EROZYONLA MÜCADELE, AĞAÇLANDIRMA VE DOĞAL VARLIKLARI KORUMA VAKFI 24.02.2004BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUKLARA YARDIM FONU (UNİCEF) TÜRKİYE MİLLİ KOMİTESİ DERNEĞİ 26.05.2004TÜRKİYE KAS HASTALIKLARI DERNEĞİ 26.07.2004 LÖSEV LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR SAĞLIK VE EĞİTİM VAKFI (ESKİ ADI ANKARA LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR SAĞLIK VE EĞİTİM VAKFI) 04.11.2004DENİZ FENERİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 12.07.2005 TÜRKİYE OMURİLİK FELÇLİLERİ DERNEĞİ 12.07.2005TÜRKİYE DİYANET VAKFI 12.07.2005TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ 07.11.2005 KİMSE YOK MU DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ 06.02.2007 TÜRK EĞİTİM VAKFI 28.01.2008TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ 04.02.2008 TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ MEHMETÇİK VAKFI 29.12.2008 TÜRK EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI 24.06.2009 ARAMA KURTARMA DERNEĞİ 29.06.2009 ZİHİNSEL YETERSİZ ÇOCUKLARI KORUMA VE GELİŞTİRME VAKFI 14.06.2010 TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ 18.12.2012İNSAN HAK VE HÜRRİYETLERİ İNSANİ YARDIM VAKFI0 01.04.2013
Bu izni almak isteyen Tüzel kişilerin yapacakları müracaatlarında, aşağıda belirtilen bilgi ve belgeler valilik görüşüyle birlikte İçişleri Bakanlığına göndermeleri gerekmektedir; a-Müracaatta bulunan dernek ise kamu yararına çalışan dernek statüsünde olduğunu, vakıf ise vergi muafiyetine haiz olduğunu gösteren Bakanlar Kurulu kararının fotokopisi, b- Yetkili kurulun konuyla ilgili kararı, c- Son üç yıla ait faaliyet raporu, d- Vakıf senedi ya da dernek tüzüğü, e- 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda belirtilen yardım toplama şekillerinden hangisinin kullanacağına ilişkin talep ve toplanan yardımlarla ne tür çalışmaların yapılacağının açıklanacağı yazı.
İzin Vermeye Yetkili Makamlar Madde 7 – (Değişik: 4.11.2004-5253/38 md.) Yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. Yardım toplama faaliyetleriyle ilgili işlemler dernekler birimlerince yürütülür. Tahlili: Maddede yardım toplama faaliyetleri için izin vermeye yetkili makamlar sayılmış ve bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır denilmiştir.
Başvuru Madde 8 – Yardım toplayacak kişi ve kuruluşlar, isteklerini bir dilekçeyle izin vermeye yetkili makama bildirirler. Gazete ve dergiler için dilekçeler sorumlu yazı işleri müdürlerince verilir. Yardım toplama, öğrenim kurumları yararına veya kurum içinde yapılacak ise, başvuru dilekçesine kurum sorumlusunun yazılı izninin eklenmesi zorunludur. Başvuru dilekçelerinde bulunması gereken hususlar ve eklenecek belgeler yönetmelikte gösterilir. Tahlili: Maddede yardım toplama faaliyetleri için gerekli başvuru koşulu ana hatlarıyla belirlenerek yönetmeliğe atıfta bulunulmuştur
Başvurunun incelenmesi ve izinMadde 9 – İzin vermeye yetkili makamlarca başvuru üzerine; işin önemi, yardım toplama faaliyetine girişeceklerin yeterlikleri, yapılacak hizmetin amaca ve kamu yararına uygunluğu, yardım toplama faaliyetinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı ve gerekli görülen diğer konular üzerinde inceleme yapılır ve sonucu en geç iki ay içinde başvuranlara bildirilir. Tahlili: Maddede izin vermeye yetkili makamların izin verme sürecinde dikkat etmesi gereken hususlara ve süreye değinilmiştir.Süre Madde 10 – Yardım toplama süresinin takdiri, izin veren makama aittir. Bu süre bir yılı geçemez. Ancak, haklı sebeplerin bulunması halinde verilen süre, izin veren makamca bir yılı geçmemek üzere uzatılabilir. Tahlili:Maddede verilecek izinle süre yönünden düzenlenmiştir. Ancak yine bir önceki maddede olduğu gibi sübjektif ifadelere yer vermiştirkaynakça:httpwww.icisleri.gov.trortak_icerikwww.icisleritez2.pdf
SORULAR1) Günümüzdeki yönetişim kavramı yönetimden farklı olarak hangi kavramların bileşiminden oluşur.cevap:iletişim,etkileşim,yönetim kavramlarından oluşur.2)Kurumsal yönetişim ilkelerinden olan şeffaflık ilkesini açıklayınız.cevap: Şeffaflık; işletmenin finansal performansı, yönetimi ve hissedarlık yapısı hakkında yeterli, doğru ve kıyaslanabilir bilginin zamanlı bir şekilde açıklanmasıdır.3)Aşağıdakilerden hangisi kurumsal yönetişimin olmazsa olmaz kavramlarından biri değildir.cevap: a)eşitlik b)ihtiyatlılık c)şeffaflık d)hesap verebilirlik e)sorumluluk4)Aşağıdakilerden hangisi kurumsal yönetişimin amaçları arasında yer almaz.a)yönetimi tek elden yönetmeb) Yatırımcı haklarının korunmasıc) Yönetim kurulunun sorumluluklarının açık olarak belirlenmesid) Vekâlet maliyetlerinin azaltılmasıe) Büyük hissedarların azınlık hisselerine el koyma tehlikesinin önüne geçilmesi
KAYNAKÇA Kurumsal Yönetişim(İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi No:43. (Ekim 2010). sayfa.163-175.)KURUMSAL YÖNETİŞİM KAVRAMINA GENEL BAKIŞYRD.DOC.Dr. EBRU KARPUZOĞLU (KURUMSAL YÖNETİŞİMDE YÖNETİM KURULU KİTABI)KURUMSAL YÖNETİŞİMİN KALİTESİ VE YÖNETİMİN ETKİNLİĞİYRD.DOC.Dr. EBRU KARPUZOĞLU (KURUMSAL YÖNETİŞİMDE YÖNETİM KURULU KİTABI)Kurumsal Yönetişimin Başlıca AmaçlarıDoç.Dr. Atatürk Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü Arş.Gör. Kafkas Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü Kurumsal Yönetişim Sürecinin Gelişimi Üzerine Bir Araştırma, Ömer Faruk İŞCAN Erdoğan KAYĞINTürkiye’de Kurumsal Yönetişim Alanında Gerçekleştirilen Düzenlemelerİ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi No:43. (Ekim 2010) sayfa.163-175
ANLATANLAR ANLATANLAR TARIK FIRAT ERHANTOLGAHAN KURT TARIK FIRAT ERHANTOLGAHAN KURT