E N D
GEBELİKTE BESLENME ARAŞ.GÖR.KEVSER ÖZDEMİR
Gebelik, beslenme gereksinimin arttığı özel süreçlerden biridir. Gebelikte beslenme konusu gebelikle birlikte başlamamalıdır. Çünkü bir kadının gebe kalabilmesi, bebeğini gebelik sonuna kadar taşıyabilmesi, doğumdan sonra emzirebilmesi için gebe kalmadan önce düzenli beslenmesi ve sağlıklı olması gerekir.
Gebelikte sağlıklı beslenme; termdegelişiminitamamlamış fetüsü, komplike olmamış bir gebelik süreci ve doğum ile başarılı bir laktasyondöneminin olasılığını arttırırken, postpartumobezite riskini azaltarak uzun dönemde anne sağlığını iyi yönde etkiler.
Gebe iyi beslenmez ise; bebek annenin vücudundaki besin depolarını tüketmeye başlar, anne ve bebeğin sağlığı tehlikeye girer. Normalin altındaki fetal büyüme ise fetalmortalite ve hatta neonatal ve yenidoğanmorbiditesi ile yüksek derecede ilişkilidir.
Çocukların sağlıklı olarak doğması, annenin dengeli ve yeterli beslenmesi ve bu beslenme ile bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişimi, intrauterin ölüm, prematürelik ve preeklempsiarasındaki ilişkiler çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Sağlıklı beslenme; anne sağlığını en iyi düzeye taşırken, doğumsal anomalileri de azaltır.
Gebelikte Kalori Gereksinimi • Kalori terimi; 1 gr suyun ısısını 1°C yükseltmek için ihtiyaç olan ısı miktarını açıklar. Kilokalori (kcal) 1000 kaloriye (cal) eşittir ve yiyeceklerin enerji değerini açıklamada kullanılan bir birimdir. • Gebelikte enerji ihtiyacı için önerilen diyette ilk trimestirde kalori artışı yoktur. İkinci ve üçüncü trimestirlerdegünlük 300 kalorilik artış önerilir.
Gebelerin çoğunda 2. trimesterdeyağ birikimi başlar ve yaklaşık 3.5 kg’lık bir yağ deposu oluşur. Oluşan bu yağ deposu laktasyondöneminde artan enerji gereksinmesini karşılamak ve metabolizmayı korumak içindir.
Günlük enerjinin; • %15’i proteinler, • %30’u yağlar ve • %65’i de karbonhidratlardan (CHO) sağlanmalıdır.
Gebelikte kilo artışı dikkatle izlenmeli, diyet kişisel kalori ihtiyacına göre düzenlenmelidir. Kadının gebelik öncesi kilosu, boyu, yaşı, aktivitesi ve sağlık durumu kalori ihtiyacını belirleyen faktörlerdir.
Gebelikte Karbonhidrat Gereksinimi • Karbonhidratlar, vücudun ihtiyacı olan toplam kalorinin alınmasına önemli katkıda bulunurlar. Toplam kalori ihtiyacının yarısından fazlası karbonhidratlardan sağlanır. Eğer toplam kalori alımı yeterli değil ise vücut enerji için proteinleri kullanır. Bu nedenle proteinler büyümenin temini olan esas görevlerinde kullanılamazlar.
Karbonhidrat ve kalori ihtiyacı özellikle son iki trimestirde artmıştır. Karbonhidrat alımı ağırlık artışını, fetusun, plasentanın ve diğer anne dokularının gelişmesini sağlar. Günde minimum 150 g karbonhidrat alınması önerilmektedir. Fakat gebelik sırasında kalori ihtiyacını karşılamak için daha fazla miktarda karbonhidrat alımına ihtiyaç vardır. • Süt ürünlerinde, sebze, meyve ve tüm taneli tahıl ürünleri ve ekmek karbonhidrat için besin kaynaklarıdır.
Gebelikte Protein Gereksinimi • Yeterli ve dengeli beslenme ile günlük protein gereksinmesi karşılanabilir. Gebelik süresince ortalama 950 gr protein depo edilmesi gerekmektedir. Gebeliğin 6. ayında fetus daha hızlı büyüdüğü için proteine olan gereksinmesi %30 artar. Bu nedenle de anneden günde 5 gr protein çekilmektedir. Gebe kadınlar için tavsiye edilen günlük protein miktarı ortalama 60 gr kadardır.
Gebelik döneminde yeterli enerji ve protein alınması bebeğin doğum çıktılarını (doğum ağırlığı, baş çevresi v.b) da olumlu etkilediği bilinmektedir.
Ancak enerji ve proteinin gereksinim duyulan miktarlardan fazla alınması, anne ve bebek açısından faydalı olmadığı gibi, annenin gebelik döneminde aşırı kilo alımına sebep olmaktadır. Bu da erken doğum, hipertansiyon gibi problemlere de neden olabilmektedir.
Gebelikte Yağ Gereksinimi • Enerjinin ve önemli yağ asitlerinin temini için diyette yağlara ihtiyaç vardır. Annenin yağ asitleri fetal sirkülasyona girerler. Yağ asitleri sinirleri myelinizasyonu ve uterustakimembranların sentezi için gereklidir. Bu nedenle yağlar fetusun gelişmesi için temel besinlerden biridir.
Gebelikte, serum lipidlerinin, lipoproteinlerin ve kolesterolün artması ve barsaklardan yağların atılımının azalması sonucu yağların tamamı absorbe edilir. Fetusta yağ depoları gebeliğin ortasında yaklaşık % 2 iken sonunda % 12’ye yükselir.
Bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerini içerdiği için, doymuş yağ asitlerini içeren hayvansal yağlardan daha çok önerilir. Tüm kalori alımının % 30’u yağlardan sağlanmalıdır. • Gebe kadına yağsız et, balık ve derisi alınmış tavuk gibi protein değeri yüksek, yağ oranı az yiyecekler önerilmelidir.
Gebelikte Vitamin ve Minarel Gereksinimi • Gebelikte B vitaminleri gereksinmesi artmaktadır. Yeni vücut hücrelerinin yapımında proteine yardımcı olarak B6, B12 vitamini ve folikasit gereksinimi artmaktadır. Gebelik döneminde yeterli düzeyde folattüketilmesi (600 mcg/gün) nöral tüp defektleri riskini azaltmaktadır.
Gebelik döneminde mineral gereksinimi özellikle de demir ve kalsiyum gereksinimi artmaktadır. Artan demir ihtiyacının karşılanması için gebelik süresince 20 mg demir ek olarak alınmalıdır. Demir içeren yiyecekler taze meyve suları ve salata ile tüketilmelidir. • Kalsiyum bebeğin iskelet yapısının gelişmesine ve annenin kemik yoğunluğunun korunmasına yardımcı olur. Gebelikte kalsiyum ihtiyacı 1000-1300 mg’ dır.
BESLENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Beslenme ihtiyacının ve besin kaynaklarının bilgisinin yanında sağlık personelinin beslenmeyi etkileyen faktörlerin de farkında olması gerekir. Bireyin yeme alışkanlıkları, kültürü, ekonomik durumu gibi birçok faktör beslenmeyi etkiler.
PİKA • Pika, bazı maddelere karşı aşırı yeme isteği duymadır ve genellikle gebeliğin ilk trimestrinde ortaya çıkar. Bunlar yenebilir özelliği ya da besin değeri olmayan toprak, kil, nişasta, buz, yanmış kibrit, duvar boyası gibi maddelerdir.
Pikayı, çocukluk gibi hayatın diğer dönemlerinde de gözlendiği ya da bir sosyo-kültürel inanç olduğu şeklinde açıklayan değişik teoriler vardır. Bu alışkanlığın daha çok kırsal kesim kadınında görülmesi, temelinde yatan nedenin beslenme, bozukluğu olabileceğini düşündürmektedir. Daha çok demir eksikliğianemisinde bu alışkanılığıngeliştiği belirlenmiştir.
Pikaile ilgili komplikasyonlar; • toprağın fazla miktarda yenmesi ile ilişkili olarak aşırı kontipasyon, • beslenme bozukluğuna bağlı hızlı kilo kaybı, • toprak kontaminasyonuile ortaya çıkan parazitik enfeksiyonlar, • duvar boyası nedeni ile zehirlenmeler sayılabilir.
Ebe/Hemşire hastanın beslenme hikayesinde pikaya dikkat etmeli ve pikanın anne ve çocuk üzerindeki etkilerinin farkında olmalıdır. • Pikanın değerlendirilmesinde bireyin beslenme hikayesi dikkate alınmalıdır. Kadın eleştirileceği korkusu ile hikayede pika alışkanlığını açıklamaktan kaçınabilir. Bu sorunun ortaya çıkarılmasında sağlık personelinin sorgulayıcı ve yargılayıcı olmayan tutumu yardımcı olabilir. Kadına pikanın potansiyel zararları ile ilgili danışmanlık yapılmalıdır. • Pika alışkanlığı olan bir kadına, bu alışkanlığının yerine alternatif davranışlar önerilebilir. Örnek: Pika isteği olduğunda besleyici birşeyler atıştırmasını ya da yürüme gibi davranışlara yönelmesi önerilebilir.
Yeme Bozuklukları • Anoreksiya nevroza ve bulimia, kötü beslenmeye ve fetal büyüme geriliğine yol açan elektrolit dengesizliği ve organ hasarları gibi anne ve fetusun hayatını tehdit eden ciddi yeme bozukluklarıdır.
Anoreksiya nevroza kişinin kilo almaktanaşırı korktuğu bir durumdur. Bu bozuklukta kilo kaybetmek için aşırı diyet ve egzersiz yapmak, laksâtif ve diuretik kullanmak ve kusmak gibi aşırı yöntemler uygulanır. Anoreksiyanevrozada beden fonksiyonlarındaki denge tümüyle bozulduğu için amenore ve infertilite de birlikte bulunur. Bununla birlikte vücut yağ oranı en az % 22 olduğunda ya da yeniden kilo kazandığı bir dönemde bu kişiler gebe kalabilirler.
Bulimiafazla abur-cubur yemeğe bağlı aşırı kilo almayı takiben, aşırı diyet, oruç ve kusma gibi yöntemlerle aşırı kilo verme ile ilgili bir yeme bozukluğudur. • Gebeliğin başında yeme bozukluğunun olup olmadığı iyi araştırılmalıdır. Gebelik öncesi normal kilonun altında olan ya da kilosunda büyük dalgalanmaların olduğunu ifade eden kadınlara bu problem açısından dikkat edilmeli, eğer tespit edilirse psikiyatristler ile işbirliği yapılmalıdır.
Şişmanlık • Gebelik öncesi beden kitle indeksi (BKİ) 29.0’dan büyük olan kişiler şişman olarak, 26.0- 29.0 arasında olanlar fazla kilolu olarak tanımlanır.
Şişmanlığın gebeliğe getireceği riskler şöyedir: • Fetal izlem güçlüğü • Doğum eyleminin uzaması • Fetalmakrosomia • Doğum travması • Üriner sistem enfeksiyonu • Gebelik sırasında yetersiz kilo alma • Yara enfeksiyonu • Tromboembolizm • Gebelik hipertansiyonu
Şişman kişiler için gebelikte önerilen ağırlık artışı en fazla 7 kg, fazla kilolular için 7-11.5 kg’dır. Gebelik, kilo almamak ya da kilo vermek için diyet yapılacak bir zaman değildir. Vücudun ihtiyacından daha az kalori alınması zaman içinde maternalketosise neden olur. Bunun da fetusta nörolojik hasarlara yolaçabileceğine ilişkin görüşler vardır.
Zayıflık Gebelik öncesi beden kitle indeksi 19.9’dan küçük olan kişiler zayıf olarak tanımlanır.Zayıflığın gebeliğe getireceği riskler şöyledir; • Düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu • Prematüre eylem • Düşük apgar skor • Demir eksikliği anemisi
Zayıf kişiler için gebelikte önerilen kilo artışı 13-18 kg’dır. Bu artış yenidoğanla ilgili komplikasyonları azaltır. İdeal olarak zayıf kadınların gebe kalmadan önce normal kilolarına çıkmaları ve besin depolarını doldurduktan sonra gebe kalmaları istenir.