310 likes | 714 Views
SUNUM. “HADDİNİ BİLMEK” KİŞİ HADDİNİ BİLMELİ. Âlime sormuşlar: “Efendim, en iyi neyi bilirsiniz?” Âlim kişi cevap vermiş: “Haddimi bilirim.” “Hat” kelimesi, durmamız gereken sınırları belirler. Haddini bilmek; kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemek demektir.
E N D
Âlime sormuşlar: “Efendim, en iyi neyi bilirsiniz?” Âlim kişi cevap vermiş: “Haddimi bilirim.” “Hat” kelimesi, durmamız gereken sınırları belirler. Haddini bilmek; kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemek demektir.
Kendini bilmek, tanımak, aradığını kendinde bulmak; haddini de bilmektir. Herhangi bir konuda, kendi bilgisini, konumunu ve sınırlarını bilip, ona göre tavır koyma, görüş belirtme durumudur. Emerson (Ralph Waldo Emerson (1803-1882) Amerikalı düşünür-yazar) şöyle der: “Başkalarının yanlışlıkları ve kötülükleri ile uğraşarak ruhunu karartma. Düzeltilmesi gereken biricik insan sensin.”
Haddini bilmek; boyun eğmek, sindirilmek, sınırların zorlanmaması demek değildir. Sanıldığının aksine olumlu bir anlam taşır. Haddini bilmek, insanın yapabileceği ya da yapamayacağı işlerin neler olduğunu bilmesi demektir. İnsan, kendisini tanıyarak sınırlarını kendisi koymalıdır. Kendi sınırlarını kendi koyan insan, bu çıtayı nereye koyacağını da bilir.
Haddini bilmeyen, kendini tanımayan insan ise, duygusal olarak devamlı bir çırpınma ve reddetme durumundadır ve çırpındıkça daha zor duruma düştüğünü görmezden gelir. “Özgürlük”, başkalarına ihtiyaç duymadan kendi kendini kısıtlayabilmektir. Kimseleri beğenmeyiz. Beğenmek bize yakışmaz. Beğenilmeye bayılırız. Kendimize hiç bakmayız. Hep başkası ile ilgileniriz. Başkasını yerden yere vururuz fakat kendimizi yere göğe sığdıramayız. Hep iyi niyetliyizdir, kötü niyetli olanlar hep başkalarıdır. Mazluma sesimizi yükseltiriz ama zalimin karşısına çıkmamak için de bin türlü hareket yaparız.
Velhasıl biri bize haddimizi bildirmeden biz haddimizi bilmeliyiz. Karşı tarafı hep başkası gibi değil de kendimiz gibi gördüğümüzde bu sorun ortadan kalkacaktır. Haddini bilmek ve bildirmek konusundaki bilginlerin tavsiyelerini sıralayalım ve üzerinde düşünelim ki durmamız gereken sınırları tespit edebilelim.
Bilginizin haddini, sınırını biliniz. Beden gücünüzün haddini yani sınırını biliniz. • Para gücünün sınırını bilmeyenler çabuk iflas ederler ve beraberlerinde birçok insanı iflas ettirirler. • Makam gücünün de bir sınırı vardır. O gücü sınırsız zannedenler zindanlarda öldüler. • Yeryüzü ve gökyüzünün bir sonu olduğuna göre ALLAH’tan başka her şey sınırlıdır. • Gözümüzün görme, kulağımızın duyma, aklımızın erme sınırı vardır. • Bilgimiz arttıkça bilmediğimizin sayısı da artar. • Bilmeyen, üstelik de bilmediğini bilmeyen, bilgiçlik havalarına girenler zırcahillerdir.
Konumuzu bir inci hikâyesi ile kapatalım. İngiltere kraliçesine dev bir inci hediye edilmiş. Kraliçe, taca takılamayacak kadar büyük bu incinin delinerek, tahtın arkasına asılmasını istemiş. Ancak İngiltere’deki bütün kuyumcular, “Kusura bakmayın. Dünyada tek olan bu inciyi kırıp sebep olmak istemeyiz.” gerekçesi ile delmeye yanaşmamışlar.
İnci, Fransa başta olmak üzere pek çok ülkenin kuyumcularına götürülmüş ama hepsi aynı gerekçeyi ileri sürüp inciyi delmeye yanaşmıyorlarmış. Neden sonra bir deniz subayı İstanbul’da Kapalıçarşı’da bu işi yapabilecek nitelikte ustaların olduğunu söylemiş. Bir heyet hazırlanmış. Padişahın yanına gelerek arzularını belirtmişler. Padişah, heyetin yanına bir tercüman vererek, bunları, Kapalıçarşı’da bu işi yapabilecek nitelikte ustalar olduğunu söyleyerek Kapalıçarşı’ya göndermiş. Tercüman, çarşıda heyeti köhne bir dükkâna sokmuş. İçerdeki ak sakallı ustaya durum anlatılmış.
Ne çare ki usta, diğer meslektaşlarının söylediğinin aynısını söyleyince, heyet hep birlikte sızlanmaya başlamış “Kraliçe bizi mahvedecek” diye. Usta, heyetin çaresizliğine acımış. “Bakın efendiler” demiş. “Sorumluluk kabul etmem ama bende bir çırak var, belki bu işi o yapabilir. Ama diyorum ya sorumluluk kabul etmem.” Heyettekiler çaresiz “olur” demiş. Usta seslenmiş: “Oğlum Veli, hele bir bak hele…” Arka taraftaki perde aralanmış. Elinde bir matkapla 12-13 yaşlarında bir çocuk çıkmış. Usta: “Oğlum, hele şu inciyi bir del.” demiş. Bu sözü duyan Veli, hiç düşünmeden matkabı inciye daldırmış. İnci tam ortasından delinmiş.
Heyet sevinç içinde ustaya dönmüşler. “Ya usta, bu nasıl iş? Dünyanın en ünlü kuyumcularının yapamadığı bu işi bu çocuk nasıl yapar?” diye sormuşlar. Usta, bir heyete bakmış bir de Veli’ye. Ve soruyu cevaplamış. “O haddini bilmez.” Biz de; her yerde ve her zaman haddimizi bilmek dileklerimizle saygılar sunarız. İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ Kaynakça: Muhtelif kaynaklardan özet olarak yararlanılmıştır.
Bu verilere göre kaç meslek dalında kaçar çırak öğrenci bulunduğuna bakalım. • 57 meslek dalında 0 • 14 meslek dalında 1 • 6 meslek dalında 2 • 4 meslek dalında 3 • 7 meslek dalında 4 • 3 meslek dalında 5 • 1 meslek dalında 6 • 1 meslek dalında 7 • 1 meslek dalında 9 • 1 meslek dalında 10 • 2 meslek dalında 13 • 1 meslek dalında 14 • 3 meslek dalında 15
1 meslek dalında 16 • 1 meslek dalında 17 • 2 meslek dalında 23 • 1 meslek dalında 24 • 1 meslek dalında 28 • 1 meslek dalında 30 • 1 meslek dalında 40 • 1 meslek dalında 45 • 1 meslek dalında 46 • 1 meslek dalında 55 • 1 meslek dalında 58 • 1 meslek dalında 65 • 1 meslek dalında 73 • 1 meslek dalında 83
1 meslek dalında 84 • 1 meslek dalında 88 • 1 meslek dalında 89 • 1 meslek dalında 101 • 2 meslek dalında 105 • 1 meslek dalında 142 • 1 meslek dalında 146 • 1 meslek dalında 156 • 1 meslek dalında 185 • 1 meslek dalında 230 • 1 meslek dalında 654 • 1 meslek dalında 661 • 1 meslek dalında 3575 • 1 meslek dalında 3771 çırak öğrenci vardır.
Hazırlamış olduğumuz sunumları www.istesob.org web adresinden “Eğitim Müdürlüğü” bölümüne girerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
TEŞEKKÜR EDERİZİSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜEğitim Müdürü: Metin İÇTEMEğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU