210 likes | 508 Views
TEDAVİ ÖNCESİ HASTANIN BİLGİLENDİRİLMESİ VE RIZASININ ALINMASINDA HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU Av. Çetin TANBAY. Hasta Hakları Yönetmeliği Genel Olarak Bilgi İsteme
E N D
TEDAVİ ÖNCESİ HASTANIN BİLGİLENDİRİLMESİ VE RIZASININ ALINMASINDA HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU Av. Çetin TANBAY
Hasta Hakları Yönetmeliği Genel Olarak Bilgi İsteme Madde 15 - Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir. Sağlık durumu ile ilgili gereken bilgiyi, bizzat hasta veya hastanın küçük, temyiz kudretinden yoksun veya kısıtlı olması halinde velisi veya vasisi isteyebilir. Hasta, sağlık durumu hakkında bilgi almak üzere bir başkasına da yetki verebilir. Gerek görülen hallerde yetkinin belgelendirilmesi istenilebilir. Hasta, tedavisi ile ilgilenen tabip dışında bir başka tabipten de sağlık durumu hakkında bilgi alabilir.
Rıza Olmaksızın Tıbbi Ameliyeye Tabi Tutulmama Madde 22 - Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz. Bir suç işlediği veya buna iştirak ettiği şüphesi altında bulunan kişinin işlediği suçun muhtemel delillerinin, kendisinin veya mağdurun vücudunda olduğu düşünülen hallerde; bu delillerin ortaya çıkarılması için sanığın veya mağdurun tıbbi ameliyeye tabi tutulması, hakimin kararına bağlıdır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu ameliye, cumhuriyet savcısının talebi üzerine yapılabilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM : Tıbbi Müdahalede Hastanın Rızası Hastanın Rızası ve İzin Madde 24 - Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart aranmaz. Kanuni temsilci tarafından muvafakat verilmeyen hallerde, müdahalede bulunmak tıbben gerekli ise, velayet ve vesayet altındaki hastaya tıbbi müdahalede bulunulabilmesi; Türk Medeni Kanunu'nun 272 nci ve 431 inci maddeleri uyarınca mahkeme kararına bağlıdır.
Kanuni temsilciden veya mahkemeden izin alınması zaman gerektirecek ve hastaya derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlarından birisi tehdit altına girecek ise, izin şartı aranmaz. Üçüncü fıkrada belirtilen ve hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil haller haricinde, rızanın her zaman geri alınması mümkündür. Rızanın geri alınması, hastanın tedaviyi reddetmesi anlamına gelir. Rızanın müdahale başladıktan sonra geri alınması, ancak tıbbi yönden sakınca bulunmaması şartına bağlıdır. ******Sağlık hizmeti verenler , gerçekleşecek herhangi bir ameliyat veya tedaviye ilişkin tüm bilgileri - riskleri, sıkıntıları, yan-etkileri ve alternatif durumları ile ilgili bilgiler dahil olmak üzere - hastalara vermek zorundadır. Bu bilgi önceden (en azından 24 saat önce) verilmeli ki hasta durumu konusunda kendi seçimini yapabilsin.
Tedaviyi Reddetme ve Durdurma Madde 25 - Kanunen zorunlu olan haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir. Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir. Bu hakkın kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracaatında hasta aleyhine kullanılamaz. Küçüğün veya Mahcurun Tıbbi Müdahaleye İştiraki Madde 26 - Kanuni temsilcinin muvafakatinin gerektiği ve yeterli olduğu hallerde dahi, mümkün olduğu ölçüde küçük veya mahcur olan hastanın dinlenmesi suretiyle tıbbi müdahaleye iştiraki sağlanır.
Rızanın Şekli ve Geçerliliği Madde 28 - Mevzuatın öngördüğü istisnalar dışında, rıza herhangi bir şekle bağlı değildir. Hukuka ve ahlaka aykırı olarak alınan rıza hükümsüzdür ve bu şekilde alınan rızaya dayanılarak müdahalede bulunulamaz. Rızanın Kapsamı Madde 31 - Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır. Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu yönetmelikte ve diğer mevzuatta belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam gösterilir.
Tıbbi girişimin hukuka uygunluğu: Tedavi amacına uygun olmalı, hastanın aydınlatılmış onamı alınmalıdır. Tedavi sözleşmesinden doğan bir borç olarak aydınlatma; hekimin vereceği bilgilerle hastayı, uygulanması düşünülen tedavi yöntemi üzerinde serbestçe karar verebilecek duruma getirmesidir. Yapılacak olan açıklamalar hastanın kültürel, sosyal, ve psikolojik durumuna uygun ve anlaşılır olmalıdır. Aydınlatılmış onam; hastanın o anki sağlık durumunu, konulan tanıyı, tedavi yönteminin türünü, yönteminin başarı şansı ve süresini, tedavinin hastanın sağlığı için getireceği riskleri, verilen ilaçların kullanılışı ve olası aksi etkilerini ve hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçları içerir. Hastanın bilincinin kapalı olduğu durumlar, intihar olguları, hayati tehlikesi olan 18 yaşından küçük olgular (yanında ebeveyni yoksa), kişinin bilinç durumunu etkileyen durumlar (Beyin hastalıkları, zehirlenmeler gibi) ve açlık grevleri gibi acil vakalarda aydınlatılmış onam aranmaz. Vücut bütünlüğünün kişilerin rızası olmadan bozulamayacağı anayasal güvence altındadır.
Rıza Formları: Hastaya yapılacak girişimlerde hastanın onayının alınması şarttır. Bu onay hasta mevcut durum ve olası riskler konusunda bilgilendirilmedikçe anlam ifade etmez. Bu nedenle hasta bilgilendirilerek rızası alınmalıdır. Bu rızanın alınması her zaman yazılı olmak zorunda değildir ama ispat sorunlarına yol açmamak için yazılı alınmasında yarar vardır. Ameliyatın genişlemesi * Bu durumda cerrah, cerrahi girişim sırasında, yeni ve değişik bir tanıya neden olan bir durum ile karşılaşması durumunda, ameliyat planını değiştirmek veya genişletmek zorunda kalabilir
* Bu durumda aslında hasta o andaki ameliyata onay vermiş, ameliyat sırasında ortaya çıkan bu zorunlu cerrahi girişim, hekimle hasta arasındaki görüşmelerde ele alınmamıştır. * Bir ameliyatın genişletilmesinin uygun olabilmesi için: 1- Zorunlu olarak genişletilen tıbbi girişimin, hastanın aslında onay vermiş olduğu önceki girişimin risklerinden daha önemli ve büyük riskler taşımaması gerekir. 2- Gecikmenin doğuracağı tehlikeler nedeni ile hastanın onayının alınmasının mümkün olmaması gerekir. Hayati tehlike yoksa önemli organların genişletilmiş tıbbi girişim ile alınması uygun değildir.
Cerrahi Operasyonlarda Bilgilendirme* Bir ameliyat için izni alınacak hasta bilinçli ve iradesi yerinde olmalıdır. * Ayrıca doğabilecek anlaşmazlıklarda kanıtlama kolaylığı sağlanması açısından yazılı olarak verilmesi uygun olur. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanununun 70.Maddesine göre Tabipler ve Diş Tabipleri yapacakları her nevi iş ve işlem için hastanın,hasta küçük veya kısıtlı ise veli veya vasisinin öncelikle onayını almaları gerekmektedir.Büyük cerrahi işlemler için onayın yazılı olması zorunludur. * Hastanın ellerini kullanamadığı durumlarda hastanın ameliyata onay verdiğini gösteren bir tutanak düzenlenmelidir. Hastanın yakınları veya yanında bulunanlar tarafından hastanın sözlü olarak ameliyata onay verdiğini duyduklarına dair tanıklık etmeleri ve bunun bir tutanakla belirlenmesi yeterli olacaktır. Tanıklara tutanak imzalatılmalıdır.
ÖRNEK MAHKEME KARARLARI 1.Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Esas: 2002/716 Karar: 2003/91 Karar Tarihi: 07.03.2003 ÖZET : Davacının kulak zarının delik olduğu doktor tarafından bilindiği halde, tedavide kullanılan ilacın yan etkilerinin daha fazla olabileceğinin kendisine bildirilmemesi ve böylece hizmetten yararlanmama hakkının tanınmaması, riskin azaltılabilmesi için ilaç dozunu ayarlamada gerekli özenin gösterilmemesinin ağır hizmet kusuru oluşturduğu ve bu nedenle davacının manevi tazminatı hak edeceği açıktır.
2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2003 yılındaameliyat sonrası ses kısıklığı oluşması nedeniyle yerel bir mahkemede açılan davada tarihi bir karara hükmederek ameliyatın riskleri konusunda hastasını aydınlatmayan doktora verilen 125 bin YTL ‘lik tazminat kararını onaylamıştır. Yargıtayın kararı sadece “bilgilendirmeme” gerekçe gösterilerek verilen ilk karar olduğu için önem taşımaktadır. Bilirkişi raporlarında hekim kusurlu bulunmamıştır, ancak mahkeme, hekim her ne kadar kusurlu değilse de Ameliyat yönünde rıza alınmasına rağmen hastanın, ameliyatın yapılması esnasında ve sonrasında meydana gelecek komplikasyonlara ilişkin bilgilendirilmediği, buna ilişkin aydınlatılmış bilgi rızası bulunmadığı gerekçesiyle hekimin tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmiş, Yargıtay da temyiz sonucu yerel mahkeme kararını onamıştır. Ayrıca, doktorun hastayı bilgilendirdiği yönündeki savunması, Yargıtay tarafından yazılı bir bilgilendirme olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bir vakada Aydınlatma + rıza +doğru teşhis ve tedavinin birlikte bulunması hekimi sorumluluktan kurtarır.
Hasta Dosyalarında Mevcut Eksik Bilgilendirme ve Rıza Form örnekleri
Matbu formlarla ve sadece imzalatma suretiyle yapılan aydınlatmaların hukuki bir geçerliliği olmayacaktır. HEKİM MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI NEDİR? Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası, doktor ve diş hekimlerinin hastalarına tedavileri esnasında verebilecekleri zararları teminat altına alan bir sigortadır. NELERİ KAPSAR? Hekimin kusuru, ihmali yada tıbbi yanlış uygulaması sonucunda hastanın yaralanması, sağlık durumunun daha da ağırlaşması veya yaşamını kaybetmesi nedeniyle hekime yöneltilebilecek tazminat taleplerini karşılar. Tıbbi Yanlış Uygulama(Malpractice) Tedavi sırasında standart uygulamanın yapılmaması Beceri eksikliği Hastaya tedavi verilmemesi ile oluşan zarardır.