260 likes | 527 Views
KAMU ÖLÇMELERİ. ARAZI TOPLULASTIRMA DA SULAMA VE YOL AGI İ L İŞKİSİNİN ARASTIRILMASI FATİH LATİFOĞLU 081206069. 1.ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDİR?. Arazi toplulaştırması , İngilizce: land consolidation Almanca: flurbereinigung veya landliche Neuordnung
E N D
KAMU ÖLÇMELERİ ARAZI TOPLULASTIRMADA SULAMA VE YOL AGI İLİŞKİSİNİN ARASTIRILMASI FATİH LATİFOĞLU 081206069
1.ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDİR? • Arazi toplulaştırması, • İngilizce:landconsolidation • Almanca:flurbereinigung veya landlicheNeuordnung • Hollandaca:ruilverkaveling • Fransızca:remembcement • İsveçce:fastighetsieglenig/ omarrondering • Fincede:vusjako olarak ifade edilir.
Genel Tanımı; • Arazi Toplulaştırması; tarımsal üretimin arttırılması amacıyla, küçük parseller halinde birden fazla parçaya bölünmüş, değişik yerlere dağılmış veya elverişsiz biçimde şekillenmiş arazilerin; modern tarım işletmeciliği esaslarına göre ve sulama hizmetlerinin getirilmesine en uygun bir şekilde birleştirilmesi, şekillendirilmesi ve düzenlenmesi işlemine denir.
Bilim adamlarına göre tanımı; • Arazi Toplulaştırması dar ve geniş anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. Dar anlamda arazi toplulaştırması" parçalanmış mülklerin hiçbir alt yapı çalışmasına yer verilmeden birleştirilmesi "dir. Geniş anlamda toplulaştırma ise " parçalanmış mülklerin birleştirilmesi yanında, sulama, drenaj, ulaşım, toprak-su koruma önlemleri ve kırsal yerleşimin gerektirdiği çeşitli hizmetleri de kapsamaktadır. (ÇEVİK ve TEKİNEL , 1987)
ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASININ TÜZEL VE KURUMSAL YAPISI • Arazi toplulaştırmasının tüzel yapısını, başta1982 Anayasası ile 4721 Sayılı Yurttaşlar Yasası olmak üzere, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu yasası, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı yasası ve ilgili diğer yasa ve yönetmelikler oluşturmaktadır.
Anayasanın 44. Maddesi’ne göre; Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter derecede toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşanlara toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir
Ülkemizde arazi toplulaştırılması ilk defa 1961 yılında TOPRAKSU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından 7457 sayılı kanunun ve Medeni Kanunun ilgili maddelerine dayanarak yapılmıştır. • 1966 yılında Arazi Toplulaştırma tüzüğü çıkarılarak Bakanlar Kurulu kararıyla uygulanmaya konmuştur ve uygulanmalar 1973 yılına kadar bu tüzüğe göre devam etmiştir. • 1973 yılında 1757 sayılı Toprak ve Tarım reformu bölgesinin dışındaki alanlarda toplulaştırma çalışmaları bu kanuna göre 1978 yılına kadar TOPRAKSU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından yürütülmüştür. • 1978 yılında 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu iptal edilince, yeniden eski mevzuata dönülmüş ancak aynı yıl 7/18231 sayılı arazi toplulaştırma tüzüğü yürürlüğe girmiştir. Kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, mülga kanuna dayalı olarak ve bu tüzüğe göre çalışmalarını devam ettirmiştir. • 1994 tarihinde yürürlüğe giren "3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu" yalnız tarım reformu uygulama alanı ilan edilen reform bölgelerini veya sulama alanlarını kapsamakta, Türkiye genelinde toplulaştırma faaliyetlerine imkan vermemektedir.
3.7.2005 tarihinde düzenlenen 5403 Sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı” Kanunu ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na arazi toplulaştırma yapma ve yaptırma yetkisi verilmiştir. • 09.02.2007 tarih ve 26429 sayılı Resmi Gazete’de 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanununun 17. maddesinde değişiklik içeren 5578 sayılı kanun yayımlanarak, Arazi toplulaştırması(AT) ve Tarla içi geliştirme hizmetlerinde(TİGH) “DSİ Genel Müdürlüğünün kendi sulama alanlarında arazi toplulaştırması” yapmasına • olanak sağlanmıştır. Bu kanuna ait tüzük çalışmaları halen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. • 3083 sayılı kanun ile Tarım Reform Genel Müdürlüğü, • 5286 sayılı kanun ile İl Özel İdareleri, (5286 sayılı Yasa ile 3202 deki görev ve yetkiler İstanbul ve Kocaeli illerinde Büyükşehir Belediyelerine diğer vilayetlerde ise il Özel İdarelerine bırakılmıştır.) • 5403 sayılı kanun ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, • 5578 sayılı kanun ile ilgili Kamu Kurum ve Kuruluşları Özel Arazi Toplulaştırması yapabilmektedir.
Türkiye’de Toprak Kaynaklarında Genel Durum • Türkiye’nin gerçek alanı 814 578 km, izdüşüm alanı ise 780 580 km’dir. • İzdüşümalanı ile gerçek alanın arasındaki farklılık dağlık bir ülke olmasından kaynaklanmaktadır. • Ülkemizin toplam alanının % 98,3’ü kara, % 1,3’ü su yüzeyinden oluşmaktadır. • Ülke genelinde toplu değerlendirme yapabilmesi için sadece mülga TOPRAKSU tarafından 1966-71 yıllarında yapılan ve 1982-84 yılları arasında güncelleştirilen yoklama düzeyinde toprak etütleri mevcuttur. • Topraksu Genel Müdürlüğü ve devamında KHGM tarafından yürütülen bu çalışmalar, halen ülke toprakları ve arazilerinin kullanımı sorunları hakkında başvurulacak yegâne kaynak niteliğini taşımakta olup, bu verilerin dünyada geçerli olan son sistemlere göre yenilenmesi gerekmektedir.
Türkiye’de Su Kaynaklarında Genel Durum • Ülkemize yılda 501 milyar m³ yağış düşmekte, bunun % 37’sine karşılık gelen 186 milyar m³’ü akışa geçerek, 95 km³’ü ekonomik olarak kullanılabilir forma dönüşmektedir. • Ülke yüzeyine yılda düşen ortalama 630-643 mm yağışa karşılık ülkemizin yenilenebilir su potansiyeli 234 km olup, bunun 41 km³’ü yeraltı suları, 193 km³’ü ise akarsulardan meydana gelmektedir. • Ülkemizde çeşitli amaçlara yönelik kullanımlarda teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilir yerüstü ve yeraltısuyu miktarı, yurt içindeki akarsulardan 95 km³, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 km³ olmak üzere yılda ortalama toplam 98 km³ yerüstü ve 12 milyar m³ yeraltısuyu olmak üzere toplam 110 milyar m³ olarak belirlenmiştir. • DSİ’nin 2005 yılı verilerine göre, ülkemizin tüketilebilir yüzey ve yeraltı suyu potansiyeli miktarı, 98 milyar m³ yerüstü ve 14 milyar m³ yeraltısuyu olmak üzere toplam 112 milyar m³/yıl olarak belirtilmektedir.Bumiktarın bölgesel ve mevsimsel dağılımındaki dengesizlik önemli bir sorundur. Bu suyun % 35’i çeşitli amaçlara yönelik olarak kullanıma. sunulmuş, kalan % 65’i ise halen kullanılmamaktadır.
ARAZİ TOPLULAŞTIRMADA SU VE YOL AĞININ İLİŞKİLENDİRİLMESİ • Arazi planlama çalışmalarının sonucunda Sulama ve Drenaj kanalları ile “Tarımsal Yol Ağı” oluşturulmaktadır. • Toplulaştırma işlemleri sırasında toprağın derinlerine kadar inilerek kırılma işlemleri yapılmakta ve toprak gevşetilerek verim artışı sağlanmaktadır. • Arazi toplulaştırma çalışmalarında planlanan, önemli olgulardan biriside, tarım arazileri içerisinde altyapısı tamamlanmış yolların yapılarak, ulaşımın ekonomik ve kolay hale getirilmesi işlemleridir. • Yerleşme alanları ile tarımsal arazi arasında kat edilmesi gereken yol mesafesi azalmakta ve böylece çiftçilerin gidiş geliş için harcadığı zaman ve yakıttan tasarruf edilmektedir.
Böylelikle son derece pahalı olan baraj ve sulama yatırımlarından beklenen fayda arttırılmaktadır. Ancak bu artış yöreden yöreye değişeceğinden, Ekonomik olarak ölçmek son derece zor olduğu belirtilmektedir. Plansız kanal ve yol inşaatı gibi devlet yatırımlarında önemli sayılabilecek azalmalar olmaktadır. Toplulaştırma işlemleri sonrasında sulu tarım arazileri artmakta, parsel sayısı toplulaştırılarak azalmaktadır. Modern ve planlı sulama kanalları oluşturulmaktadır.(Fotoğraf 10 ) Kırsal alanda var olan ve yeni yapılacak yollar aynı zamanda var olan doğa kültürünün bir parçası ve kırsal görünümü oluşturan ögelerden biri olmaktadır. Onun için yolların geçgisi ve türü çok iyi planlanmalıdır.Busırada doğanın özel yapısının korunması, güvencelenmesi geliştirilmesi ile doğanın çeşitliliği ve kırsal görünüm, su biriktirme ve erozyon önleme olanakları iyi kullanılmalıdır. Bir ulaşım ağının arazi toplulaştırması içinde planlanması en küçük birim olan parseli, en uygun işletme ve köy yolları aracılığı ile oto yollara kadar bağlama olanağını vermektededir.
YOLLAR • Genel ulaşım ağı ve köyleri birbirine bağlayan yolların yanında , köy içinden ve çevresinden geçen trafik yolu ana işletme yolu, toprak yol, gezi ve bisiklet yolları vardır. Köprüler , rüzgardan korunma duvarları tüneller ve kullanılmayan eski yolların kaldırılması da bu kapsamda ele alınırlar. Tolun geçgi ve kaplama cinsi onun işlevine göre belirlenir.
İl Yolları Geniş yerleşim bölgelerini birbirine ve devlet yollarına bağlayan yollardır. Bu yollar yerleşim bölgeleri içinde yer almazlar. • Bağlantı Yolları Köy yerleşim birimlerini birbirine ve devlet ulaşım ağına bağlayan bir veya iki şeritli , ağır araç trafiğine uygun kırsal trafik yollarıdır. Bu yolların yönünü yerleşim durumu belirler. Yolların konumunu belirlerken ülke koşulları ve yasal kurallarına göre hazırlanmış yönetmeliklerde belirtilen ölçüler göz önüne alınır.
İşletme Yolları İşletme yolları tarımsal işletmelerin bulunduğu yollardır ve kaplama cinslerine göre kaplanmış yol ve toprak yol olarak belirlenirler. Bu yolların amacı işletme-işletme merkezi ve ürünleri işletme merkezi arasında hızlı ve güvenliği trafiği sağlamaktır. Bu yol ağının arazi toplulaştırması içinde ele alınması tarımsal alanın ulaşım bakımından en iyi bir biçimde planlanmasını sağlamaktır. Tarım işletmeciliğinin trafiği daha çok traktör ve araca eklenerek kendi kendine giden tarım makinelerinden oluşmakta ve bunlar her mevsimde yolu kullanmaktadır. İşletme merkezinden ya da işletmeden pazara olan ulaşımda bilindiği gibi bağlantı yolları kullanılır. İşletme merkezinden işletmeye olan trafik akıcı değil, yavaş ve kısa mesafelidir. Pek çok giriş ve çıkış yolları ile kesilir. İşletmelerin gelecekteki kullanımı ve beklenen trafik yoğunluğu yol ağının sıklığını ve yapı türünü belirler.
Yol Planlamasında Temel İlkeler • Yol ağı planlamasında hepsi bir arada gerçekleştirilemeyen koşullar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle planlama kesin bir matematiksel çözümle değil bazı durumlarda herhangi bir ögeye daha çok ağırlık vererek ve hangi çözümün en iyi olduğu araştırılarak oluşturulur. • Yol ağı öngörülen uzunlukta bloklar oluşturacak biçimde ve hem bugünkü toprak kullanım yapısına ve işletme büyüklüğüne uygun hem de gelecekteki değişikliklerde de yararlanılabilir biçimde tasarımlanmalıdır. Buna göre en iyi planlanmış bir yol ağı;
Uzun eğimli olmalı, • Olabildiğince az toprağı kapsamalı, • Ana trafik ile bağlantılı olmalı, • Oluşturulan yol ağı ile akıcı işletmecilik yapılabilmeli ve • Tüm işletmelere ulaşılabilir olmalıdır.
Tarımsal yolların temel hedefi işletmelerde ulaşımı sağlamak olduğundan yol uzunluğu toplamında işletme sayısının çokluğu da belirleyici olmaktadır ama genel olarak yol yoğunluğu ile ilgili olarak aşağıdaki değerler verilebilir(Karmann,H. 1994): • Tarım işletmeciliğinde *6-7 km/100 ha (toplam) *2-4 km/100 ha (Sıkıştırılmış yol) *1-2 km/100 ha (kaplanmış yol) • Orman işletmeciliğinde *1.5-3 km/100 ha (düz alanda) *3-5 km/100 ha(dağlık bölgede)
Önceleri yol-su ağının sınırlarının işaretlenerek ölçülmesi , arazi toplulaştırma çalışmalarında 1954 yılından sonra önemli yer tutmaya başlayan fotogrametrik yöntem ile yapıldı. • Otomasyona uygun değerlendirme donatıları; ölçü, hesap ve haritalama işlemlerini kolaylaştırıyordu.70’li yıllarda elektronik yersel donatıların girişi ile yol- su ağı ölçümlerinde fotogrametri etkinliğini yitirdi. Buna karşılık fotogrametrinin desteği ile , planlama hedeflerine uygun bir şekilde hava resmi değerlendirmelerinden sayısal arazi modelleri, eğim haritaları geliştirildi. • Yol –su ağı planlamalarında eğim haritalarından; yol su ağının arazinin topografik yapısına uyumunun kontrolü işlemlerinde yararlanılmaktadır. Ayrıca kesit alımları yol-su ağı hacim hesapları ve bağ toplulaştırmasında gerekli olmaktadır.
Gerçekleştirilecek yolların amaca uygun, ekonomik ve uzun verimli olacak şekilde planlanabilmesi için var olan ulaşım ağı,trafik yoğunluğu, vb. gibi göz önünde bulundurulması gereken konular vardır. • Var olan ulaşım, • Beklenen trafiğin türü ve yoğunluğu, • Bölgenin doğal yapısı, -Arazinin konumu -Yükseklik elementleri -İklim -Toprak yapısı • Toprak kullanım türü, • Kırsal görünümün korunması, • Ekonomi, • Türleri,
YOL PLANLAMA ÖLÇÜTLERİ • Yol geçgisi topografik yapıyla uyumlu olmalıdır. • Dümdüz bir yol geçgisi planlanmamalı dönemeçler öngörülmelidir. • Bloklar paralel bölünmeye olanak verecek biçimde oluşturulmalı. • Var olan eski yollar korunmaya çalışılmalıdır. • Tarım kültürüne göre blok uzunlukları 100-450 m arasında değiştiği göz önüne alınarak yol ağı planlanmalıdır. • Yollar düzeç eğrilerine göre planlanarak erozyon tehlikesi önlenmeye çalışılmalıdır. Trafik hızını kesmesi için yol geçgisi üzerinde eğim farklılıkları oluşturulmalıdır. • Tarım ve tarım dışı trafiği birbirinden ayrılabilecek biçimde planlanmalıdır. • Yoğun tarım yapılan ve trafiğe çıkışı fazla olan parsel kaplanmış yola bitişik yerleştirilmelidir. • Ekolojik yapıya uygun yol yapıları seçilmelidir. • Yol için ayrılan yerlerde oluşan kaçınılmaz doğa kayıpları yeni ağaçlandırma ve. Önlemler ile dengelenmelidir. • Kullanılmayan yollar yeniden tarıma kazandırılmalıdır. • Planlamada gelecekte olabilecek değişiklikler gözetilmelidir.
YOL PLANLAMA ALTLIKLARI • Arazi gereksinen planlara ek olarak ayrıca, • Proje sınırının, • Toprak kullanım türünün, • Devlet trafiğinin, • İşletme yollarının, • Alt yapının, • Özel amaçlar için ayrılmış parsellerin ve • Yerleşme bölgesinin • Toprak iyileştirme planı Tarımsal amaçlara uygun toprak iyileştirme ve sulama önlemlerini gösterir plan. • Kırsal görünümün planlanması Kırsal görünümün planlanmasının proje bölgesini yeniden biçimlendirme aşamasında önemli bir işlevi vardır. 3 aşamadan oluşan bu planın ikinci aşaması yol ve sulama ağı planlamasına eşlik eder.