1 / 84

ŞÜKRAN ARKOÇ Psikolojik Danışman

ŞÜKRAN ARKOÇ Psikolojik Danışman. AİLE EĞİTİM SEMİNERİ.

greg
Download Presentation

ŞÜKRAN ARKOÇ Psikolojik Danışman

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ŞÜKRAN ARKOÇPsikolojik Danışman

  2. AİLE EĞİTİM SEMİNERİ

  3. Sevgili Veliler,Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminin temelinde annenin ve babanın davranışlarını buluyoruz. Onların tek tek kişilikleri, birbirlerine olan davranış ve tutumları ve çocuklarına gösterdikleri ilgi ve davranış biçimleri gerçekten çok önemlidir. Eğitimde velinin desteği bulunmadan başarı yakalamak mümkün değildir. Aile yapısını bilmek öğrenciyi daha iyi tanıma imkanı verir.

  4. Bazı çocuk ileriki yaşamında tıpkı anne ve babası gibi davranır.

  5. Bazı çocuk öyle zorlanmıştır ki, reaksiyon olarak, kendisine yöneltilen davranış ve eğitim tarzının tam tersini seçer.

  6. Bazıları da, kendi anne ve baba davranışlarını bilinçli bir yorum süzgecinden geçirir ve en iyisini, en doğrusunu uygulamaya çalışır.

  7. Çocuk hep inceler; bilir misiniz? Belli ederek ya da etmeyerek çocuk hep inceler. Ve zamanı gelince öyle bir konuşur ki şaşırır büyükler.

  8. Çocuk için okul hem aile yaşamının devamı, hem de dış dünyaya açılan ilk kapıdır. Bu eğitim kurumu, çocuğa bir şeyler öğretmekle görevini tamamlamış sayılamaz. Yuva sıcaklığını devam ettirerek, çocuğu dış dünya ile uyum sağlamaya hazırlayacaktır, okul... Bu yönden çocuğun ikinci evi, ikinci yuvası sayılır.

  9. Çoğu kez evdeki sorunlar, okulda devam eder. Çocuk, zekası, yetenekleri, ve kişiliği ile ikinci annesinin, yani öğretmeninin elinde ve gözetimindedir. Ona eğilecek, onu anlayacak, onu eğitecek ve değerlendirecek öğretmeninin...

  10. Tüm ömrünü eğitim ve öğretime adamış bir öğretmenin şu sözleri üzerinde dikkatle durmaya değer: “Çocuğun sorumlu ve bilinçli öğretmeni, bilgi kaynağı olmanın yanı sıra, bazen doktor, bazen hemşire, hemen her zamanda bir psikolog gibi onu anlayıp kavrayacak insandır. Ve öğretmen ister erkek ister kadın olsun, her şeyden önce bir anne şefkati ve anne sevgisi demektir. Çünkü çocuğun bir üvey annesi olabilir... Üvey anne gibi davranan bir öz annesi de olabilir. Öğretmenin bilinçle, dikkatle üzerinde durması gereken tek gerçek şudur ki; ÜVEY ANNE OLUR AMA, ÜVEY ÖĞRETMEN OLMAZ.”

  11. Çocuğun benlik gelişimi iki yaşından itibaren gelişmeye başlar. Çocuk ailesinin de yardımıyla kendi kendini tanır ve değerlendirir. Kişisel özelliklerinin yanı başında annesinin, babasının, ailesinin ve çevresinin ona olan davranışları yer almaktadır. Aile ve çevre etkileri kişilik gelişiminin çok önemli faktörleridir. Ayrı ortamlarda, ayrı şartlarda ve farklı eğitimle yetiştirilen kardeşler arasında görülen ayrıcalık bu gerçeği kanıtlamaktadır.

  12. Ergenlik belirtilerinin ortaya çıktığı 12-15 yaşlarında çocuklarımızın ilk gençlik döneminde olumsuz davranışların yoğun yaşandığı görülür. 15-17 yaş arası güvensizlik ve çekingenliğin belirgin olduğu dönemlerdir.

  13. Bu dönemlerde; hırçınlık, ders çalışmama ve başarısızlık, sorumluluklardan kaçma, can sıkıntısı, tepkilerini sert dile getirmesinden görüş ayrılığından doğan kuşak çatışması, çabuk karamsarlığa düşme, alıngan ve huzursuzluk, gezme ve eğlencelerden kısıtlandığında yalan söylemesi, kardeş çatışmasının yoğun yaşanması, güvensizlik, başaramama korkusu,sağlıklı arkadaşlık ilişkileri kuramama vb davranışların çok görülmesi normaldir.

  14. Bu çağda gençlerimiz yeni arayışlar içinde bunalırken bir yandan da kendi bedeni ile ruhsal gelişimini dengelemeye çalışmakta, ancak doğal olarak tepkilerinde belirgin iniş ve çıkışlar oluşturmaktadır.

  15. ÇOCUĞUMU YENİDEN YETİŞTİRMEM MÜMKÜN OLSAYDI

  16. Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı, Ona işaret parmağımı kaldırıp Yasaklar koymak yerine, Parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim.

  17. Hatalarını az düzeltir, Onunla daha çok yakınlık kurmaya çalışırdım.

  18. Onu sadece gözlerimle izler, saat kısıtlamaları koymazdım. Daha bilgili olmaya çalışır, daha çok şefkat gösterirdim.   Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar uçururdum.

  19. Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine, Onunla oyun oynardım. Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim.  

  20. Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım. Önce benlik saygısı kazanmasını,Sonra kendi ayakları üzerinde durmasını sağlardım.

  21. Ona her zaman katı davranmaz, Onu daha çok onaylar ve yüreklendirirdim

  22. Güç konusunda daha az ders verir, Sevgi konusunda daha çok şey öğretirdim.  

  23. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

  24. Çocuğunuzla ilgili kuralları onunla birlikte koyun. Onu işin içine kattığınızda konularınsorun olmadançözüldüğünü göreceksiniz.

  25. Çocuğunuzaçok kızdığınız zaman, tepki vermeden önce yavaş yavaş birkaç kerederin nefesalın.

  26. Kuralların çok fazla veya belirsiz olmamasına dikkat edin aksi takdirde çatışmalar artar. Çocuğunuza ne kadar çok kural koyarsanız o kadar çok çatışır, kızar, disiplin sorunu yaşarsınız.

  27. Problemleri çözmek için güç kullanırsanız çocuğunuz büyüdükçe dozunu arttırmak zorunda kalacağınızı unutmayın. Ayrıca dövülen her çocuk kavga,geçimsizlikve düşmanlığı öğrenir.

  28. “Bir tek doğru var oda benim söylediğimdir.” Tavrındaolmak,çocuklarınızı sizin doğrularınızdan uzaklaştırır.

  29. Emir vermek yerine seçenekler sunun. Karar vermek çocuğun kişiliğini güçlendirir. Emirler ise huzursuzluk ve kargaşa yaratır. Örneğin “dişlerini pijamalarını giydikten sonramı yoksa öncemi fırçalayacaksın” diye sormak, “git dişlerini fırçala” demekten çok daha etkilidir.

  30. Görmek istediğiniz davranışları sergileyin. Öğüt vermek yerine ona davranışlarınızla örnek olun. Çocuklar için eylem sözden daha etkilidir. Çocuk duyduğunu değil gördüğünü öğrenir ve uygular.

  31. Anne ve babalar, çocuklarıyla olan diyaloglarında çoğunlukla şu tepki biçimlerini sergilerler:

  32. SUÇLAMA (SEN HER ZAMAN KONUŞURSUN ZATEN). 

  33. EMİR (HEMEN YERİNE OTUR).

  34. TERCİH ETME (AYNI HAREKETİ BİR KEZ DAHA YAPARSAN DAYAK YERSİN)

  35. ELEŞTİRME (DAHA İYİSİNİ YAPMALISIN).

  36. UYARMA! (SON KEZ HATIRLATIYORUM).

  37. GÜVEN VERME (SENİN BUNU DAHA İYİ YAPACAĞINA İNANIYORUM).

  38. UTANDIRMA! (BAŞKALARININ YANINDA ÇOCUĞU UYARMA).

  39. SÖZLÜ ANLATIM (BİRİSİNİ RAHATSIZ ETMEK İYİ BİR DAVRANIŞ DEĞİLDİR).

  40. YARGILAMA (KİTAPLAR YAZMAK İÇİN DEĞİL, OKUMAK İÇİNDİR).

  41. Anne ve babaların olumsuz tepkilerinin, çocuk üzerinde oluşturduğu etkiler, şu şekilde sıralanabilir:

  42. Çocuğun kendisini suçlu hissetmesine neden olur, Anne-babanın adil olmadığı düşüncesini geliştirir, Çocuk sevilmediğini düşünür, Sert tepkiyle yanıt vermesine yol açar, Karşı çıkmasına neden olur, Kendisini yetersiz hissedip özsaygısını yitirmesine yol açar.

  43. Çocuk, sıcak bir etkileşim ortamında ana-babanın onayını alma konusunda isteklidir. Onun sevgisini kaybetmekten korkar. Bu nedenle de onu, sağlıklı bir etkileşim ortamında uygun olan davranış kalıpları doğrultusunda yönlendirirken, sert disiplin kurallarına başvurmaya gerek yoktur.  

  44. Sevgisiz ya da fiziksel cezanın uygulandığı aile ortamlarındaysa yüksek kaygı düzeyi ön plandadır ve bu durum çocuğun toplumsallaşmayı öğrenmesini zorlaştırabilir ya da engelleyebilir. 

  45. Sıcak, sevgi dolu aile ortamlarındaki anne-babalar, ilgisiz ve sevgisiz anne-babalara oranla çocuklarının davranışlarını, özellikle saldırgan davranışlarını denetlemelerine yardımcı olurlar. 

  46. Saldırganlığı denetlemek için dayak gibi şiddet gibi yöntemlere başvuran ana-babaların bu tür davranışları çocukta büyük öfke nöbetlerine yol açar.Aynı zamanda çocuğa saldırganlık modeli oluştururlar.  

  47. Başarılı Ana-Baba Çocuk İlişkisinin Koşulları

  48. Ana-baba çocuklarını eğitirken, öncelikle gelişim evrelerini bilmeli ve çocuklarının içinde bulunduğu gelişim dönemini tanımalıdırlar. Başka bir deyişle, ana-baba, çocuklarını tanıyarak işe başlamalıdırlar.  

  49. Ana-baba, çocuklarının, kendi modelleri olmadığı gibi, kardeşlerinden ve arkadaşlarından farklı, bağımsız, kendine özgü zeka ve kişilik özellikleri olan bir birey olduğu gerçeğinden hareket etmelidirler. 

  50. Anne ve babanın çocuklarına, “uygun olan davranışı öğretebilmeleri”, ya da neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretebilmeleri için, gerek kendi aralarında, gerekse çocuklarına yönelttikleri davranışlarında dengeli, tutarlı ve kararlı olmaları gerekir.

More Related