1 / 29

Hayatın Başlangıcı ve Evrim

Hayatın Başlangıcı ve Evrim. Zafer Zengin Özel Yamanlar Koleji Biyoloji Öğretmeni zaferzengin70@hotmail.com zaferzengin70@ g mail.com zaferzengin70@ yahoo .com. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler. 1- Abiyogenez Görüşü (Kendiliğinden oluş).

july
Download Presentation

Hayatın Başlangıcı ve Evrim

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Hayatın Başlangıcı ve Evrim Zafer ZenginÖzel Yamanlar Koleji Biyoloji Öğretmeni zaferzengin70@hotmail.com zaferzengin70@gmail.com zaferzengin70@yahoo.com

  2. Hayatın Başlangıcı İle İlgili Görüşler 1- Abiyogenez Görüşü (Kendiliğinden oluş) İlk canlının cansız maddelerden kendiliğinden oluştuğunu ileri süren bir görüştür. Redi bu görüşün yanlışlığını kontrollü deneylerle açıkladı. Redi: “Ağzı açık kavanozlardaki balıklar ve et parçası çok geçmeden kurtçuklarla dolmuştu. Sineklerin kavanozlara girip çıktığı görülüyordu. Fakat ağzı kapalı kavanozların içine de ölü balıklar konmasına ve bir çok gün geçmesine rağmen bir kurtçuk bile görmedim.”

  3. 2- Biyogenez Görüşü İlk canlının kendinden önce var olan diğer canlıların çoğalması ile meydana geldiği görüşüdür. Ancak canlıların daha önceden var olan canlıların çoğalması ile meydana geldiğini bilmek, hayatın kökenini anlamaya yetmez. Bu nedenle, kabul gören bir görüş değildir. 3- Panspermia Görüşü İlk canlının diğer gezegenlerden kendiliğinden gelebileceğini ileri süren bir görüşüdür. Ancak bu da pek kabul görmemiştir. Çünkü; 1- Başka gezegenlerden dünyamıza geldiği ileri sürülen canlılar oraya nereden gelmişlerdi? 2- Atmosferden dünyamıza girerken oluşan ısıdan son teknolojiyle üretilmiş uzay mekikleri dahi zor korunabilmektedir. Bir hücre, tohum ya da spor parçası nasıl korunabilecektir?

  4. 4- Ototrof Görüşü İlk canlının beslenme bakımından otorof olduğunu ileri süren bir görüşüdür. Ancak bu da pek kabul görmemiştir. Çünkü; özellikle evrim görüşünü savunanlara göre, ilk canlı kendi besinini kendisi üretebilecek kadar kompleks olamazdı. Çünkü evrime göre, canlıların yeryüzündeki var olma sırası şöyledir; 1- Anaerobik Solunum Yapan Canlılar 2- Fotosentetik Canlılar 3- Aerobik canlılar

  5. 5- Hetetrof Görüşü * İlk canlının cansız maddelerden uzun süren bir evrim neticesinde meydana geldiğini ileri süren bir görüştür. * Cansız maddelerin bir araya gelerek canlıları nasıl oluşturduğuna ait görüşler Oparin ve Haldane gibi bazı bilim adamlarının hipotezlerine dayandırılmaktadır. Bu bilim adamları ilk atmosferde serbest oksijenin bulunmadığını, oksijenin su ve oksitlere bağlı olabileceğini iddia etmekteydiler. * Ayrıca ilk atmosferde Metan (CH4), Amonyak (NH3) ve su (H2O) buharının da bulunabileceği fikrini ileri sürmüşlerdir. * Stanley Miller 1953 yılında, dünyanın ilk atmosferinde su buharı, amonyak, metan ve hidrojen gazlarının bulunduğunu varsayarak bir deney düzenledi. Miller yukarıdaki karışımı bir cam balon içinde yedi gün elektrik arkına tutarak, balonda amino asitlere benzeyen bazı basit organik maddelerin meydana geldiğini gördü.

  6. Stanley Miller Deneyi

  7. 6- Yaratılış Görüşü * Yaratılış görüşünde, bütün canlı çeşitleri ayrı ayrı yaratılmıştır. * Bu görüşe göre canlılar, ilk yaratıldıkları günden beri bazı değişmeler geçirmiş olmakla beraber (varyasyon) yeni türlere dönüşüm hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. * Bütün ilahi dinlerin ortak görüşü; bütün canlılar farklı zamanlarda, gerekli yerlerde, bugün bilinen özellikleriyle birlikte Allah (c.c) tarafından yaratılmışlardır. *Yaratılış mükemmel olup, tamamlanmıştır. Tabiat üstü bir gayeye yöneliktir. * Evrim görüşünün aksine termodinamiğin II. Kanunuma göre, canlı ve cansız sistemlerde sürekli bozulmaya doğru bir gidiş vardır. Fiziğin entropi kuralına göre canlı ve cansız sistemler sürekli enerji kaybetme eğilimindedir. Örneğin; Vücudumuzun sağlıklı tutulması zor, fakat sağlığın bozulması pek kolaydır.

  8. 7- Evrimle İlgili Görüşler * Evrim, biyolojinin değişik görüşlere göre yorumlanabilen felsefesidir. * Evrim, canlıların uzun bir zaman içerisinde geçirdiği ve geçirmekte olduğu değişiklikleri ifade eder. Dolayısıyla sürekli türlerin değişikliğe uğrayarak yeni türleri oluşturduğu iddia edilmektedir. * Evrim; gözlem, varsayım ve genellemelere dayandırılmaktadır. Lamark ve Darvin de bu görüşü paylaşmış ve desteklemişlerdir. * 20 amino asitin tesadüfen bir araya gelerek belli bir proteini oluşturma ihtimali 20300’dür. * Hayatın organizasyon kaynağı nükleik asitlerin teşekkül edebilmesi için spesifik (özel) enzimlere ihtiyaç vardır. * İlk canlılardan olduğu ileri sürülen virüsler, yaşamak için mutlaka başka bir canlıya ihtiyaç duyarlar. * Tek hücre oluşumundan komplex bir canlının oluşmasına kadar 1,5 milyar yıl geçmesi gerekir. * Peki bu kadar zaman aralığında neden hiç ara geçit formu canlı yoktur?

  9. Evrimle İlgili Görüşler 1- Lamark’ın Evrim Görüşü Lamark’ a göre; 1- Kullanılan organlar gelişir kullanılmayanlar ise körelir. 2- Yeni kazanılan özellikler kalıtsal hale geçer ve nesilden nesile aktarılır. * Ellerimiz olduğu için mi kullanırız, ihtiyacımız olduğu için mi ellerimiz vardır? * Weisman nesiller boyu fare kuyruklarını kestiği halde yinede kuyruklu fareler doğmuş. Asırlardır insanlar sünnet geleneğini sürdürdüğü halde sünnetsiz çocuk doğmaya başlamamıştır. * Yani genetik şifre zamanla ve çevre etkisiyle normal şartlarda değişmez. Somatik hücreler mutajenlerle değişse bile kalıtsal değildir.

  10. 2- Darwin’in Evrim Görüşü * Darwin, Malthus’ un populasyonlarla ilgili görüşünü kabul eder. * Bir türü oluşturan bireyler geometrik dizi şeklinde (1 – 2 – 48 – 16 – 32… ) artış eğilimindedir. Ancak besin kaynakları aritmetik dizi şeklinde (1 – 2 – 4 – 6 – 8 – 10 ...) artış eğilimindedir. * Bu nedenle canlılar besin, yaşama alanı vb. gibi nedenlerle sürekli bir yaşama savaşı içerisindedirler. Bu savaştan bütün bireyler galip çıkamaz. Ortam koşullarına uyamayanlar elenir. Uyanların yaşama şansı artar. * Aynı türün bireyleri arasında kalıtsal varyasyonlar (çeşitlilik) vardır. (Dikkat : Darwin varyasyonların nedenini bulamamıştır. O öldükten sonra bulunmuştur. Bu gün biz biliyoruz ki varyasyonların nedeni mutasyonlar ve eşeyli üremedir.) * Bu varyasyona sahip bireylerden, değişen çevre koşullarına uyum yapamayanlar ayıklanır (doğal selkesiyon), uyum yapanlar yaşamlarını sürdürür (adaptasyon). Uzun zaman içerisinde adaptasyona uğrayan bireyler ata bireylerinden farklılaşarak yeni türler meydana getirir. * Çevre değişiklikleri farklı zamanlarda ve farklı bölgelerde değişiklik göstereceğinden, evrim hızı da türe, çevre değişikliğine ve jeolojik devirlere göre farklı olacaktır.

  11. ESKİ TÜR Kalıtsal Varyasyonlar (Eşeyli üreme, Mutasyonlar) Çevre Değişiklikleri Doğal Seleksiyonlar Adaptasyonlar Uzun Zaman İçinde Evrim Yeni Tür

  12. Türleşmeye Neden Olan Faktörler 1. Mutasyonlar : Üreme(germa) hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar türleşmeye neden olur. Vücut(soma) hücrelerinde oluşan mutasyonların evrime katkısı yoktur. 2. İzolasyonlar : Populasyonu oluşturan bireyler arasında gen akışını (çiftleşmeyi ve döl vermeyi) engelleyen tüm etkenlere izolasyon denir. İzolasyonlar türleşmeye neden olur. ÖRNEK : Populasyonun bir birinden tamamen izole olarak koşulları farklı ortamlarda yaşamaya bırakılması. ÖRNEK : Aynı populasyon içinde bazı bireylerin üreme davranışlarının ya da gamet oluşum evrelerinin değişmesi. ÖRNEK: Aynı populasyon içindeki belli özellikteki bireylerin üremeye katılmaması v.s.

  13. 3. Doğal Seleksiyonlar : Değişen ortam koşullarına uyum yapamayan bireylerin seçilerek ayıklanmasıdır. İnsan eliyle olursa yapay, doğa koşullarında doğal olursa doğal seleksiyon denir. ÖRNEK : Öldürücü bir salgın hastalığın, populasyon içindeki belli özellikteki bireyleri öldürmesi. 4. Göçler : Aynı populasyon içinde olan göçler veya gen frekansı aynı populasyon arasındaki göçler türleşmeye neden olmaz. Ancak belli özellikteki bireylerin içe veya dışa göç etmesi türleşmeye neden olur. Mutasyon : DNA zincirinin yapısında meydana gelen kimyasal değişmelerdir. DNA taşıyan tüm hücrelerde mutasyon olabilir. Ancak üreme hücrelerinde meydana gelen mutasyonlar evrimsel açıdan önemlidir ve kalıtsaldır. Vücut hücrelerindeki mutasyonlar kalıtsal değildir sadece modifikasyona neden olur. Modifikasyon : Genlerin işleyişinde meydana gelen değişmelerdir. Kalıtsal değildir. (Kalıtım x çevre)’nin bir ürünüdür. Modifikasyonlar genellikle geri dönüşlüdür. ÖRNEK : Halter çalışan kişilerin kaslarının gelişmesi.

  14. Varyasyon : Aynı türün bireylerinde görülen farklılıklardır. Varyasyonun nedeni mutasyonlar ve eşeyli üremedir. DİKKAT !!!! Eşeyli üreme denince ; Mayoz, Crossing over, döllenme, konjugasyon gibi olaylar da düşünülmelidir. Adaptasyon : Bir canlının bulunduğu ortamda yaşama ve üreme şansını artıran özelliklerinin bütünüdür. Bir özelliğin adaptasyon olduğunu anlamak için şu soruyu sorunuz; Bu özellik bu canlının yaşama şansını artırıyor mu? Buna verdiğiniz yanıt evet ise o adaptasyondur.

  15. * Bu yüzyılın bilim adamları, yaptıkları yeni araştırma ve bulgular sonucu bu görüşün aksini savundular. Çünkü kuvvetli ile zayıf, akıllı ile akılsız bütün canlılar yaşamlarını birlikte sürdürmeye devam etmektedirler. * Aksine doğada bir yardımlaşma ve dayanışma vardır. Porsuk ile arı kuşunun bal bulması ve paylaşması. Aslanların avladığı bir öküzde, sırtlanlarda nasiplenir, akbabalar da, böceklerde. * Besin zincirinde av avcı ilişkisinde çoğunlukla zayıf, hastalıklı ve yaşlı bireyler seçilerek elenir. Ve birçok organizma ölmüş organizmadan beslenir. * İngiltere’de sanayi ve endüstri gelişmesinden dolayı çevre kirlenmiş ve ağaçlar karamıştır. Açık renkli biber güveleri (kelebek)’nin koyu renkli olduğu tespit edilmişti (varyasyon). Çünkü güvelerin genlerinde açık, orta ve koyu renk olma potansiyeli vardır.

  16. * Fosiller incelendiğinde dinazorlar’ın değişen çevre şarlarına genetik yeterlilik gösteremediği ortaya çıkmıştır. * Bakteriler ve hamam böceklerinin antibiyotik ve DDT gibi ilaçlara zamanla direnç göstermesi, onlarda var olan geniş adaptasyon kabiliyetinden kaynaklanır. Dayanıklılığının artması, onun bir başka canlıya dönüşeceğini kesinlikle göstermez…!

  17. Evrimi Destekleyen Kanıtlar Biyokimyasal kanıtlar: Farklı türlerde bazı moleküller aynıdır. Morfolojik kanıtlar: Kökenleri aynı görevleri farklı organlar, atalarının aynı olduğunu gösterir. Körelmiş organlar: Kör bağırsak, apandis, bademcik, kuyruk sokumu kemiği… Embryonik kanıtlar: Balık, sığır, maymun embriyosu, gelişme döneminde ortak özelliklere sahiptir. Sınıflama kanıtları: Canlılar evrimsel gelişmişlik sırasına göre sınıflandırılır. Mutasyon kanıtları: Mutasyonlar tesadüfen faydalı özellikler ortaya çıkarabilir.

  18. Paleontolojik kanıtlar: Fosillerle yapılan sahtekarlıklar. Java adamı: Boule ve Gish’in incelemeleri sonucunda şempanzeye ait olduğu ortaya çıktı Pekin adamı: Azı dişi, çene ve kafa kemiği parçası spekülasyonlara neden olduktan sonra ortadan kaybedildi. Piltdown adamı: Gros Clark bu kafatasının heykeltıraş sahtekarlığı olduğunu ortaya çıkardı. Nebraska adamı: Sadece azı dişi ile ortaya atılan materyalin, domuza ait olduğu belirlendi. Neanderthal adamı: Bildiğimiz gerçek insan olduğu tesbit edildi.

  19. Endosimbiyoz Teori

More Related